2023 2021 2019 2017 2015 2013 2011 2009 2007 2005 2003 2001 1999 1996

   · ETKİNLİK Giriş Sayfası

TMMOB TÜRKİYE V. ENERJİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRİSİ


   TMMOB adına Elektrik Mühendisleri Odası‘nca organize edilen 5. Enerji Sempozyumu
21-23 Aralık 2005 tarihleri arasında Ankara’da yapıldı.

   “Küreselleşmenin Enerji Sektöründe Yapısal Değişim Programı ve Enerji Politikaları”
ana başlığı altında üç günlük sürede dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin
enerji politikaları tartışıldı.

   Küresel sermayenin açık, tek pazar hedefiyle örtüşen, sadece sermayenin değil bir
anlamda hukukun da küreselleştiği ve yine ulusal yürütmenin dışında ‘özerk ‘ kurullarca şekillendirilen bir küresel enerji politikasına entegre olmaya çalışan garabet bir enerji piyasası...

   Bir yandan iktidarı bir yağmalama aracı gibi görüp ülke varlıklarını talan eden siyasiler,
diğer yandan siyasilerle içiçe bu talana ortak olan sermaye sahipleri ve bu ikili yapının değirmenine su taşıyan bürokrat–teknokrat–medya-akademisyen ayağı... İşte bu üçlü
sac ayağı üzerinde oturtulmaya çalışılan dünü karanlık, geleceği bulanık enerji politikaları.

   Bu resmini çizmeye çalıştığımız enerji gerçeği sempozyum içerisinde değerlendirilirken
ülke potansiyelide ortaya konarak geleceği net görebilme, net kılabilme açısından sunulan
her bir bildirinin ayrı bir önemi vardı.

   Açılış bildirisi olarak Steve Thomas’ın hazırlayıp David Hall’un sunduğu “AB Gaz ve
Elektrik Direktifleri” başlıklı bildiri bir taraftan AB enerji piyasalarının oluşumunu
direktiflerle birlikte anlatırken, diğer taraftan da enerji alanındaki serbestleşme ve özelleştirmelerin sonuçlarına vurgu yapmakta idi. Özellikle küçük tüketici için
fiyatlardaki artış,istihdamda yaşanan sorunlar ve tekelleşme olgusu üzerinde
durulaması gereken bölümlerdi. Bir diğer deyişle David Hall bize perşembenin
gelişini çarşambadan göstermişti.

   Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alan Türkiye için enerji tüketimi, dünya ortalamaları üzerinde bir artış trendi izleyeceği görüntüsünü vermektedir.

   “Sınırlı” kaynaklara sahip olan Dünyamız, “sınırsız büyüme” hedefi güden ve doğal
döngülere ters düşen endüstriyel etkinlikler nedeniyle bir ekolojik yok oluşa
sürüklenmektedir. Yaşam zincirinin son halkasını oluşturan insan dahil, tüm canlı ve
cansız doğa büyük bir kirlenme ve bozulma sürecini yaşamaktadır. Bir yandan sınırlı kaynakları, tehlikeli atıklar üreterek, büyük bir hızla ve verimsizce tüketirken, bir
yandan da nükleer tehlike ve küresel iklim felaketleri gibi tehditler oluşturan geleneksel
enerji teknolojileri, bu vahim tabloda yerini alırken, enerji verimliliği ve doğayla uyumlu, sonsuz yenilenebilir enerji kaynakları ise bu süreçte bir umut olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu sistemler, dünyanın birçok ülkesinde yapıldığı gibi Türkiye’de de resmi planlama ve
somut hedeflerle desteklenmek zorundadır.

   Bir yandan; Dünya Bankası’nın dayattığı yapısal uyum düzenlemeleri ile bölgedeki
enerji kaynaklarının yakınlık, diğer yandan AB ile ilişkiler, enerji sektöründe uluslararası unsurların ağırlığını artırırken, bu dış faktörler karşısında ulusal ihtiyaçları öne çıkan
politika ve programlar daha da önem kazanmaktadır. Türkiye’de enerji sektöründe
enerji kaynakları, finansman, teknoloji alanlarında zaten var olan bağımlılık ilişkileri
yeni gündeme gelen düzenlemelerle niteliksel bir dönüşüm geçirerek doğrudan ulus
ötesi şirketlere ve tekellere bağımlılık haline gelme riski ile karşı karşıyadır. Yap -İşlet-
Devret ve Yap-İşlet gibi finansman modelleri ve işletme hakkı devriyle yapılan
özelleştirmeler ve tahkim yasasıyla, bir kamu hizmeti olan enerji alanı Danıştay’ın,
ulusal yargının denetimi dışına çıkarılmış, çok uluslu şirketlerin insafına terk edilmiştir.

   Kongre kapsamında sunulan bildiriler, yapılan tartışmalar ve gerçekleştirilen paneller sonunda tespit edilen sonuç ve öneriler şunlardır:

   Görünen o ki; geçmişte ve günümüzde yaşananlardan ders çıkarmak, merkezi ve
stratejik bir planlama ile geleceği kurgulamak gerekmektedir. Ülkenin enerji konusunda geleceği; günü -ve kendini- kurtarma peşinde olan siyasi karar vericilere, kendini
-doğası gereği- küresel sermayenin uygulayıcısı olarak gören EPDK yöneticilerine,
sadece kendi çıkarları penceresinden bakan belirli enerji kaynakları üzerine örgütlenen
üretici derneklerine, OSB yöneticilerine, nükleer lobilere bırakılamayacak kadar önem
arz etmektedir. Kamunun sanayi, ekonomi, ulaşım, tarım, çevre, dışişleri birimleri ile üniversitelerin ilgili birimleri, elbetteki TMMOB başta olmak üzere demokratik kitle
örgütleri ve emek örgütleri ile bir araya gelerek İMF, DB gibi küresel sermaye
kurumları dışında (her bakımdan ) ülkeye özgün, ülke koşullarını gören bir noktadan
bakışla merkezi ve stratejik bir planlamaya gidilmelidir.

   Bu planlama üretim sürecinden dağıtım sürecine kadar süreklilik ve bütünlük
göstermeli ve kamu eliyle doğal tekel yapısı içinde değerlendirilmelidir. Ve yine bu
plan ve program gelecek hükümetleri de bağlamalıdır.

   Kömür ve petrol aramalarına önem verilmeli,kaynak ayrılmalıdır. Enerji kaynaklarına
yönelik potansiyelimizi gerçekçi bir yaklaşımla otaya konmalıdır. Jeotermal potansiyelimiz özellikle sanayi, konut, tarım ve turizmde ısıl değer bakımından ivedilikle
değerlendirilmelidir.

   Talep tahminleri gelişmiş ülkelerin modellerine göre değil ülkemiz özgün koşullarına
göre geliştirilecek modellere göre yapılmalıdır.

   Rüzgar, biomas-biokütle ve güneşe yönelik gelecek kurgusu mutlaka yapılmalı,
toplam elektrik enerjisi içindeki payları süreç içerisinde arttırılmalıdır. Özellikle 2030’lu
yıllar ve sonrası için önem kazanacak olan güneş enerjisine yönelik şimdiden bütçeden
AR-GE çalışmaları için pay ayrılmalıdır.

   Yıllar itibariyle ithal enerji kaynaklarına bağımlılık aşağı çekilmeli,yeni doğalgaz
kontratları yapılmamalıdır.

   Verimlilik, etkin kullanım ve tasarruf enerji projeksiyonları içerisinde yer almalıdır.

   Kayıp-kaçaklar OECD ortalamalarına çekilmelidir.

   Özkaynakların (finansman kaynakları ve rezervler) en iyi şekilde değerlendirilmesi
temel kriter alınarak, ülke düzeyinde enerjinin öncelik ve gereksinimlerinin tartışılıp,
Ulusal enerji plan ve politikaları belirlenmelidir. Konuyla ilgili tüm tarafların temsil edildiği
Ulusal enerji yapılanması oluşturulmalıdır.

   Enerji üretiminde ulusal kaynaklara ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık
verilmelidir. Ülkemizde güneş, rüzgar, jeotermal, biogaz, biokütle, hidrojen vd
enerji kaynaklarının, şu an yeterince değerlendirilmeyen mevcut potansiyelleri,
verimli bir şekilde değerlendirilmeli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının
desteklenmesi için yerel düzenlemeler bir an önce yaşama geçirilmelidir. Bu alanda
ulusal teknoloji oluşturulmalıdır.

   Tüketim ve üretim projeksiyonları sağlıklı saptanmalı ve nesnel ölçütlerle modeller geliştirilmelidir.

   Enerji güvenliğini sağlayacak politikaların geliştirilerek uygulanması, denetlenmesi
ve çevrenin korunması katılımcılığı teşvik eden şeffaf yönetimler gerektirmektedir.

   Teknik ve ekonomik fizibilite, çevre etki değerlendirme, teknoloji seçimi, yatırım,
işletme aşamaları ve tüketici bilincinin yükseltilmesi için her seviyede kadroların
yetiştirilmesi ve sürekli eğitimi şarttır. Çevre koruma ve enerji tasarrufu bilinci
geliştirmeye ilköğretimden başlanmalıdır. Üniversitelerde, kamuda ve özel sektörde
teknoloji geliştirme amaçlı araştırma- geliştirme çalışmalarına ağırlık verilmelidir.

   Enerji Sempozyumu bu saptamalar, bu talep ve öngörülerle kamuoyunda gerektiği
yeri almış olduğu inancındayız.

   6.Enerji Sempozyumunun yine bu talep ve öngörüler doğrultusunda enerji alanında
olumlu adımların atılmış olduğu bir ortamda gerçekleşmesi umuduyla..

(169 KB) TMMOB TÜRKİYE V. ENERJİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRİSİ

PDF uzantılı dosyaları okuyabilmeniz için
Acrobat® Reader®'ın bilgisayarınızda yüklü olması gerekmektedir.
Acrobat® Reader® yüklemek için

 
Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.