Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu, Taksim Dayanışması`na yönelik olarak sürdürülen dava sürecine ilişkin bugün (9 Şubat 2014) bir yazılı basın açıklaması yaptı. “Gezi Direnişi’ne ilişkin hazırlanan iddianame ile kamuyu temsil eden pek çok sendika, meslek örgütü ve demokratik kitle örgütünün, “terör örgütü” gibi sunulmasını, aralarında Odamız İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin’in de bulunduğu Taksim Dayanışma Platformu üyelerinin örgüt kurmakla suçlanmasını kınıyoruz” denilen açıklamanın tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI TAKSİM DAYANIŞMASI YARGILANAMAZ! Gezi Direnişi`ne ilişkin hazırlanan iddianame ile kamuyu temsil eden pek çok sendika, meslek örgütü ve demokratik kitle örgütünün, "terör örgütü" gibi sunulmasını ve aralarında Odamız İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Beyza Metin`in de bulunduğu Taksim Dayanışma Platformu üyelerinin örgüt kurmakla suçlanmasını kınıyoruz. Demokratik yönetimlerin temelini oluşturan insanların fikirlerini her türlü platformda dile getirme, gösteri ve yürüyüş yapma hakkını yok sayan bu iddianame, yeterince yara almış hukuk devletine bir darbe daha indirilmesi anlamına gelmektedir. Açılan siyasi davalar, davaların yürütülüş biçimi, AKP`nin demokrasi paketleriyle yargı üzerinde iktidar vesayeti kurmaya yönelik müdahaleleri, yargının içinde derinden işletildiği bugün ortaya çıkan gizli yapılanmalar, yolsuzluk için dava açan savcıların görevden alınmaları gibi ardı ardına sıralanabilecek pek çok olumsuzluk, insanların yargıya olan güvenini yerle bir etmişken, Gezi Direnişi`ne örgüt suçlaması yönelten iddianamenin güvenilirliği zaten yoktur. Alınan yargı kararlarını uygulanmazken, yargı kararlarının uygulanmaması için çeşitli kılıflar yaratılırken, yargıya başvuranlar "dava terörü yaratmakla" suçlanırken, özetle hukuki platformlarda hak arama olanakları fiilen ve bizzat çıkarılan yasalarla yok edilen yurttaşların Gezi Parkı Direnişi üzerinden kamusal haklarına sahip çıkmaya çalışmalarını suç olarak gösteren bu dava, kamu vicdanında yok hükmündedir. Hukukun insanların bir arada yaşamasının temelini oluşturduğu unutulmadan, acilen hukuk devletinin tesis edilmesi gerekmektedir. Yargının bağımsızlığının ve yargıya olan güvenin sağlanması bu kadar acil ve önemli bir noktada iken, Gezi Direnişi`ne katılanları ve Gezi Direnişi`ne katılanları temsil etmeye çalışanları hedef alan iddianameler, ülkemiz adına utanç vericidir. Siyasal iktidar temsilcileri içeride Gezi Direnişi`ne katılanları en ağır sözler ve yalanlarla itham ederken, yurtdışında Gezi Direnişi`ni "demokratik hakların kullanımı" olarak sunup, kendilerini savunmanın aracı haline getirmeye çalışmaları garip bir ironi oluşturmaktadır. İddianamenin penceresinden bakıldığında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın da, Taksim Dayanışma Platformu temsilcilerini kabul ederek, örgüt suçlularıyla masaya oturmuş olması da ileri demokrasinin cilvesi olsa gerektir. Demokrasinin olmazsa olmazı örgütlü mücadeleyi yok sayan anlayış karşısında "Örgütü başka yerde arama, örgüt burada" diyoruz. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 43. DÖNEM YÖNETİM KURULU 09.02.2014
|