HABER

 
EMO Ankara Şubesi 22. Olağan Genel Kurulu 15 Şubat 2014 Cumartesi Günü Petrol-İş Sendikası Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel Kurul’un Divan Başkanlığı’na Haşim Aydıncak, Başkan Yardımcılığına Neşe Ülker, yazman üyeliğe Emel Akpınar ve Mehmet Atay seçildi. Genel Kurul’un Açılış Konuşmalarını sırasıyla EMO Ankara Şubesi 21. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın, EMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş ve TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Kubilay Özbek yaptı.
 

Konuşmasına geçtiğimiz dönemde kaybettiğiniz üyelerimizi ve Gezi Sürecinde yitirdiğimiz direnişçileri anarak başlayan Ebru Akgün Yalçın, "TMMOB, politikalarını, meslek alanlarımızdan yola çıkarak mühendislik mimarlık ve şehir plancılığının sorunlarının halkımızın sorunlarından ayrılamayacağını temel ilke kabul ederek, bilimsel, teknik ve insan odaklı bir çerçevede oluşturmaktadır. Bu çerçevede, halkımızın çıkarlarını korumak, bilimsel uygulamaların hayata geçmesini sağlamak amacıyla; nükleer santraller, hes`ler, 2B yasası, özelleştirmeler, imar rantı merkezli planlama süreçleri, internet yasası gibi meslek alanlarımızla ve toplumsal yaşamla ilişkili tüm konularda elde edilmiş kazanımlarda, TMMOB`nin hukuksal ve siyasal alanda vermiş olduğu mücadelelerin payı çok büyüktür" dedi. AKP Hükümeti`nin TMMOB üzerindeki baskısının ve TMMOB`ye yönelik saldırısının altında yatan nedenin, TMMOB`un oynanmak istenen küresel ölçekteki oyunun farkında olmasının ve Halk için Haltan yana bilim adına mücadele etmesinin olduğunu belirten Yalçın, "Elbetteki yıllar içinde oluşturduğumuz hukuku ve örgütlü gücümüzü pekiştirerek bu saldırıları göğüslememiz ve yeni dönemi örgütlememiz gerekmektedir. Yılların birikimine dayanan; çok sayıda arkadaşımızın, emeği ve özverisiyle oluşturulan demokratik, emekten ve halktan yana TMMOB örgütlülüğünün korunarak sürdürülmesi, bu dönemin bize yüklediği en kritik sorumluluktur" diye konuştu.

Çalışma yaşamında yapılan düzenlemelerin, Türkiye`deki ekmekçi kesime ve çoğunluğu ücretli çalışan olan üyelerimize yansımalarından bahseden Yalçın, "Tüm bu hak ihlallerine karşı, TMMOB birimleri olarak mücadelenin bir parçası olmak gene tarihsel bir sorumluluk olarak karşımızda duruyor. Ücretli ve işsiz mühendisler kurultaylarında almış olduğumuz kararlardan birisi olan ve ücretli çalışan mühendis arkadaşlarımızın temel sorunlarından birisi olan, esas ücret üzerinden prim ödenmesi konusunda bildiğiniz gibi olumlu kazanımlar elde etmiş durumdayız. TMMOB ile SGK arasında yapılan protokol gereği çalışanların primleri belirlenen mühendislik asgari ücreti üzerinden yatırılacak. Tabi ki ilk başta kulağa hoş gelen bu uygulama, meslektaşlarımızın yeni hak kayıplarını da beraberinde getirme riskini taşımakta. Bunun için birimlerimizde geniş kapsamlı kampanyalar düzenlemeli, hukuk birimlerimizce konuya ilişkin meslektaşlarımızı bilgilendirme çalışmalarını hayata geçirmeliyiz" dedi.

Yalçın, Türkiye`de Elektrik, Elektrik-Elektronik, Elektronik, Elektronik-Haberleşme, Kontrol ve Biyomedikal Mühendisliği lisans programlarında güncel rakamlara göre toplam 148 bölüm bulunduğunu, bu bölümlerin 78`i devlet, 59`uvakıf üniversitelerinin mühendislik fakültelerinde ve 11`i teknoloji fakültelerinde olduğunu, devlet üniversitelerindeki bölümlerin 40`ında ikinci öğretim yapıldığını. ÖSYM 2013 sonuçlarına göre EMO`ya bağlı disiplinlerden vakıf üniversitelerindeki bölümlere 3 bin 376 öğrenci, devlet üniversitelerindeki bölümlere 8 bin 102 öğrenci ve teknoloji fakültelerindeki bölümlere 1 bin 129 öğrenci olmak üzere toplam 12.607 öğrenci yerleştirildiğini, Devlet üniversitelerindeki bölümlere yerleştirilen öğrencilerin 2 bin 784`ü ikinci öğretime alındığını belirtti. Bu durumun Mühendislik eğitimi için ilerleyen dönemlerde kaygı verici sonuçlara yol açabileceğini vurgulayan Yalçın, "Yeterli altyapısı, akademik kadrosu, sosyal yaşam alanı olmadan açılan onlarca üniversitede verilen eğitimlerin niteliği konusunda başlatılan çalışmalar, ülkemizin mühendis ihtiyacını gören bir noktadan mühendislik eğitiminin geleceğini kurgulama çalışmalarında, eskisinden daha fazla görünür bir hal almalıdır" diye konuştu.

Konuşmasının devamında EMO-Genç örgütlenmeleri ve Çalışmalarına; MİSEM ve MÜ-GE Eğitimlerine; Temsilcilik, Komisyon çalışmalarına; Şube`nin Özel ve Dönemsel Etkinlikleri`ne BMO Kuruluş çalışmalarına yer veren Yalçın, "Sonuç olarak biz mühendisler mimarlar, yaşanabilir bir dünya ve ülke için almış olduğumuz eğitimi, halkımızın yararına sunacak politikaları üretecek, savunacak ve uygulanması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemin çok yoğun ve bir o kadar da zor bir dönem olacağını biliyoruz. 21. Dönem Yönetim Kurulu olarak çalışma programımıza koyduğumuz bazı etkinlikleri yapamadık. Bunların çeşitli nedenleri var elbette. Ama en önemlileri sizlerin de bildiği gibi bu iki yıl boyunca sürekli olarak değişen yönetmelik, kanun vb. uygulamaların örgütsel yapımızda yaratmış olduğu ya da zorladığı değişiklikler diyebiliriz. Özellikle hızla büyüyen kurumsal yapımızın gerçekleşen değişikliklerle sürdürülebilir noktaya gelebilmesi için yoğun bir çaba içerisindeydik. Bu çaba zaman zaman bazı etkinliklerimizin organizasyonunda bizleri geri adım atmaya zorladı diyebiliriz. Ama inanıyoruz ki meslektaşlarımızın gelişimi, hak ve çıkarları için de birçok uygulamayı hayata geçirdik. Amatör emeğe dayalı, emek yoğun bir süreç yaşadığımızı söyleyebiliriz. Eksik yaptığımız, yanlış yaptığımız yerleri sizlerden gelen uyarılarla düzeltmeye çalıştık. Mesleğimize ve odalarımıza yapılan yoğun saldırılara ancak daha fazla üyenin katılımı ve sahip çıkmasıyla karşı koyabiliriz. Bu anlamda hepinizi 21. dönem yönetim kurulu adına saygıyla selamlıyor, bu 2 yılık süreçte büyük özverilerle çalışan şubemiz emekçilerine, komisyonlarımızda kurullarımızda görev alan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ediyor, 22. Dönem Genel Kurulumuzun başarılı geçmesini temenni ediyorum" diyerek konuşmasını bitirdi.

Yalçının ardından söz alan EMO 43. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş da Başta Güney Gönenç ve Ahmet Altay Varol olmak üzere aramızdan ayrılan tüm değerlerimizi saygıyla anarak konuşmasına başladı.

EMO`nun 2014 yılında yaptığı şube genel kurullarının ve merkez genel kurulunun aynı zamanda odanın kuruluşunun 60. Yılında yapıldığına dikkat çeken Göltaş,  "Bu 60 yıl bir örgütsel tarihsel dönem içinde çok önemli bir döneme dek düşüyor. Özellikle ülkemizin kurumları, siyasal partileri, toplumsal örgütlülükleri açısından değerlendirildiğinde, kesintisiz olarak devam eden mesleğin gelişiminde önemli bir yer tutan 60 yıldan bahsediyoruz. Bugün 47 binin aşkın üyesi 14 Şubesi 112 il ve ilçe temsilciliği 170 işyeri temsilciliği yüzlerce bilimsel yayını 190 çalışanı ile EMO Ülkenin her yerinde 1954`ten beri Emek demokrasi ve meslek mücadelesini sürdürmektedir" dedi.

Dönem boyunca gerek Şubelerde gerek Genel Merkezde  20`yi aşkın kongre ve forumun altına EMO`nun imza attığını, bilimsel mesleki birçok etkinliği hayata geçirdiğini ve bu süreçleri; bilimsel gerçekliği, kamudan yana bakışı ve halkımıza karşı ve ülkemize karşı toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmek çerçevesinde işlettiklerini söyledi. Göltaş, AKP`nin TMMOB ve odalarını üyeleriyle bağı koparılmış ve içi boşaltılmış bir kurum haline getirilmeye çalıştığını, bu nedenle Elektrik Mühendisleri Odası`nın Şubelerinin ve Merkez Genel Kurullunun yapıldığı sürecin çok tarihsel bir süreç olduğunu bütün bu saldırılara karşı topyekun bir duruşun sergilenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bu nedenle genel kurul kürsülerimiz bir demokrasi kürsüsü olmak zorunda. Bir siyaset bilimci Türkiye`de yaşanan koşullarının ne anlam ifade ettiğine dair genel evrensel dünyadaki faşizmin karakteristik özelliklerinin 14 tanesini paylaşmıştı ben de onu sizlerle paylaşmak istiyorum.

1.       İnsan haklarının aşağılanması ve hor görülmesi.

2.       Yeni düşmanların ve günah keçilerinin yaratılması, meslek odalarının sahipsizleştirilmesi ve yalnızlaştırılması.

3.       Ordunun ve militarizmin dönem dönem baş tacı edilip dönem dönem kurumsal yapısı içinde parçalanması.

4.       Kitle iletişim araçlarının kontrol altına alınması.

5.       Ulusal güvenlik ve dış düşman takıntısı ile korkunun yüceltilmesi.

6.       Din ve yönetimin iç içe geçmesi.

7.       Cinsel ayrımcılığın şahlanması.

8.       Özel sermayenin gücünün korunması ve geliştirilmesi.

9.       Emek gücünün baskı altına alınması.

10.   Suç ve cezaların korunması.

11.   Aydınların ve sanatın küçümsenmesi baskı altına alınması.

12.   Adam kayırma yozlaştırma ve kadrolaşma süreçlerinin işletilmesi.

13.   Hileli seçim.

14.   Güçlü ve sürekli milliyetçilik, ötekileştirme."

diye konuştu

Türkiye de artık faşizm egemen siyaset biçimi olduğunu söyleyen Göltaş, "demokrasi sorunu ile karşı karşıyayız. Bilimden emekten yana mücadele edeceksek ortak akıl ile hareket etmemiz gerekiyor. 21. dönemde görev alan tüm arkadaşlarımı, şube çalışanlarını, temsilcilikleri kutluyor ve ileriki dönemlerde başarılar diliyorum" dedi.

Göltaş`tan sonra söz alan TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Kubilay Özbek ise TMMOB yönetim kurulu adına genel kurulu selamlayarak sözlerine başladı. Daha önceki genel kurullarda hep hükümetin yalan söylediği halkı aldattığının söylendiğini, şimdi bir farklılık olduğunu hükümetin de yandaşlarının da doğru söylediğinin altını çizen Özbek, "birisi hırsızlık var  diyor -ki doğrudur vardır- diğeri illegal bir örgütlenme var devletin içinde diyor o da doğrudur. Bu iki doğru içinde zarar gören kuşkusuz halk yığınları, işçi sınıfı ve özelinde de TMMOB`dir. Hükümet haziran direnişini sonrasında gelişen olayları arkasından da 17 Aralık Operasyonu, ismi ne olursa olsun kim başlatırsa başlatsın bu operasyondan sonra özüne kendi gerçekliğine dönüp baskıcı rejiminin su üstüne çıkarmıştır" dedi.

AKP`nin ülke devrim koşullarını yaşarken geldiğini, ekonominin batmış, birçok devlet kurumlarının itibarını yitirmiş durumda olduğunu ve setçikleri kalkınma modeli ile bugün duvara tosladıklarını, ekonomide yolun sonuna geldiklerini vurgulayan Özbek, "Ekonomiyi batıran bu iktidar binlerce insanın kanını akıtmaktan çekinmemiş Suriye halkına yapılan katliama ortak olmuştur. Tüm bunları yapmasının temel nedeninin başta ABD olmak üzere emperyalist odakların petrole dayalı paylaşımıdır. Bu durum ülkemizi açmaz içine sokmuştur. Sansürler polisiye tedbirler baskılar halk yığınlarını engelleme şansı olmayan tedbirlerdir. Halk kitleler sınıflar zora geldiklerinde bundan öncekilere ne yaptılarsa bunlara da yapacaklardır. Önümüzdeki dönemin bu şiddeti daha da tırmandıracağından kuşku yoktur. TMMOB yasası değişme girişimleri önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Seçilecek yöneticilerin mücadelede inançlı ve ısrarcı olması gerekmektedir. Bu anlamda hepsine başarılar diliyorum."

Özbek`in konuşmasının ardından Genel Kurul gündem dahilinde devam etti. 

Fotoğraflar