|
26 Nisan 1986 tarihinde meydana gelen Çernobil nükleer santral kazası, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu kaza sonucunda santralde çok büyük bir hasar oluşmuş ve reaktör çekirdeğinden açığa çıkan radyoaktif kirleticiler, çevresel taşınımlar sonucu, başta Avrupa ve Türkiye olmak üzere dünyanın birçok noktasına yayılmıştır. Kaza sonrası, santral çalışanlarının tamamı yüksek dozda radyasyona maruz kalmış ve bunlardan birçoğu hayatını kaybetmiş, sağ kalanlar ise ağır hastalıklarla boğuşmuştur. Nükleer santralin çevresindeki yerleşim yerleri boşaltılmasına rağmen kanser ve genetik hastalıklarda fark edilir artışlar meydana gelmiş, hayvanlarda, bitkilerde ve hatta mikroorganizmalarda etkileri görünmüştür. 900 yıl girilemeyecek olan santral çevresindeki yerleşim yerleri kontamine olmuş ve bölgedeki biyoçeşitliliğin azaldığı tespit edilmiştir. Bu kazadan Türkiye de etkilenmiş, özellikle Karadeniz`de kanser vakaları ve buna bağlı ölümlerde artış görülmüştür.
Kazadan bu yana 28 yıl geçmesine rağmen etkileri görülmeye devam eden Çernobil faciasından ısrarla ders çıkarmak istemeyen kapitalist düzen, yanıltıcı argümanlar kullanarak, doğayı ve insanlığı kirli amaçlarına kurban etmeyi göze almaktan çekinmemektedir. Her fırsatta nükleer enerjinin ucuz olduğunu iddia eden nükleer savunucuları, inşaat ve işletme maliyetleri dışında, yakıt maliyetleri, henüz tam değeri belirlenemeyen söküm ve atık depolama maliyetlerinden bahsetme gereğinde bulunmuyor. Toplumsal maliyetleri bu kadar yüksek olan nükleer santrallerin işletme sırasında sera gazı çıkarmadığını iddia ederek bunu çevreci bir özellik olarak yoranlar ise 60 yıldır çözülemeyen atık problemini ve yakıt üretim süreçlerinde meydana gelen çevresel etkileri görmezden gelmeye devam ediyor. Diğer bir yandan, bir çok bilim insanı NGS`lerde sera gazı salınımı olduğunu kanıtlamaktadırlar.
Bugün yasal süreçleri tamamlanmamasına rağmen Mersin`de, Sinop`ta nükleer santral kurulmasına yönelik inşaat çalışmaları başlatılmaktadır. Nükleer santraller ile geleceğimizi karartmaya çalışanlar kentimizde Gaziemir`deki nükleer atıklara hala çözüm bulmamışlardır. Kentimiz Gaziemir`deki nükleer atıklarla yaşamaya devam etmektedir. Nükleer santrallerin tehlike yaratmayacağını savunanlar yanı başımızda Manisa Köprübaşı`nda; Aydın Söke Kisir Köyünde terk edilmiş uranyum madenlerinden yayılan yüksek radyasyona çözüm üretmemekte, o bölge halkı kanserle savaşırken, toprağımız suyumuz her gün daha çok kirlenmektedir. Halklara tüketimi pompalayıp, AVM`lere mahkûm edenlerin yarattığı sözde enerji ihtiyacının çözümü olarak dayatılan bu kirli, tehlikeli ve pahalı santraller sadece sermaye sahiplerinin cebine fayda sağlayacaktır. Toplumsal tepkileri hiçe sayarak, kendi korku imparatorlukları üzerinden yarattıkları baskılara rağmen, bu ranta izin vermeyeceğiz.
Nükleer kazanın oluşma riskini mutfak tüpüyle kıyaslayıp, yarattığı etkiyi görmezden gelenler Türkiye`yi nükleer çöplüğe dönüştüremeyecekler!
Halkın sağlığını hiçe sayarak, kendi çıkarları için radyoaktif gıdaları piyasaya sürenlerin, Türkiye`yi nükleer lobilerin pazar alanı haline getirmesini engelleyeceğiz!
Temiz bir doğa ve insanlık onuruna yakışır bir hayat için ne AKKUYU`da, ne SİNOP`ta, ne de dünyanın herhangi bir noktasında NÜKLEER SANTRAL İSTEMİYORUZ!
Sinop halkı, yaklaşan nükleer tehlikeye karşı direniyor
Fukuşima`nın ve Çernobil`in acıları henüz yüreklerimizde iken, Akkuyu`dan sonra Sinop`ta da bir nükleer santral kurularak, başta bu iki kentimiz olmak üzere tüm ülkemiz bir nükleer maceraya sürükleniyor. Üstelik, bin kilometreden daha uzakta patlayan Çernobil Nükleer santralinin ülkemizde yarattığı kanser ölümlerine rağmen. İşte, Karadeniz bölgesinin en şirin yerlerinden Sinop halkı, "bu tehlikeli maceraya HAYIR, gerekirse canlarımızı ortaya koyacağız" diyorlar. Bu kararlılıklarını göstermek için, Çernobil kazasının yıldönümü olan 26 Nisan Cumartesi günü Sinop`ta bir miting düzenlemiştir. Mitinge, tüm illerden katılım olacaktır.
Onları, bu haklı mücadelelerinde yalnız bırakmamak için…
İzmir`in desteğini göstermek için…
26 Nisan`da SİNOP`ta "NÜKLEERE İNAT YAŞASIN HAYAT" diyeceğiz.. Basına ve Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur…
Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri
|
|
|