HABER

 
EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın, 09 Eylül 2014 Salı günü Halk Tv’de yayımlanan Öğleden Sonra programına katılarak, İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. tarafından Ali Sami Yen Stadı yerine yapılan rezidans inşaatında işçileri taşıyan asansörün 32. kattan yere çakılması sonucu 10 işçinin ölmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
 

Tedbir alınmadıkça maden ve inşaat gibi alanlarda ölümlerin devam edeceğini vurgulayan Ebru Akgün Yalçın, güvenliğin hâlâ pek çok asansörde bulunmadığının altını çizerek"Ülkemizde maalesef her gün asansör kazası yaşanıyor. Bunların ölümlü olup olmadığı ile ilgili olarak istatistik tutan kurum tarafından yapılmış sağlıklı veriler yok. Buna ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileri çok sağlıklı değil."dedi.

Öğleden Sonra program sunucusunun "Kimler kusurlu neler yapılması gerekiyor?" sorusunu yanıtlayan Yalçın, içinde EMO İstanbul Şubesi yetkililerinin de bulunduğu bilirkişi raporunun henüz yayımlanmadığını belirterek, asansör frenleyici sistemin 30. kata kadar çıkması gerekirken asansörün 32. kata kadar çıkmasına dikkat çekerek "Bu bir problemdir. Normalde asansörün çıkabileceği yüksekliğin üzerinde yüksekliğie çıkmaya zorlanmıştır.

O asansörlerde yük taşınır. Yüklerle o kadar emekçinin bir arada taşınması hangi mantıktır doğrusu bunu anlamakta zorlanıyoruz.Paraşüt sisteminin devreye girmediğine yönelik iddialar var. Bozulmuş mudur yeterince denetim yapılmamış mıdır bunun tespit edilmesi gerekmektedir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Mevzuatı`nın nasıl içselleştirilemediğiyle ilgili bir problem bulunmakta. Kâr hırsı ile inşaatlardaki denetimi maliyet olarak gören işverenler var. Ülkemizdeki sermayenin tasarruf tedbirleri arasında ilk kalem olarak ne yazık ki işçi maliyetleri, işçi sağlığı güvenliğinde yapılacak kısıtlamalar bulunmakta.İş güvenliği ve sorumluluğu iş güvenliği mühendisleri üzerine yıkılmış durumda. Ücretlerin işveren tarafından verilmesi büyük bir sorundur. Keşmekeş haline gelen yapıdan bahsediyoruz. Yapının bir an önce düzeltilmesi gerekmekte. İşçilerin, işçi sendikaların DKÖ`lerin, mühendislerin bu yapının içinde olduğu bir yapı bulunmalı. ILO sözleşmesine imza atmış olabiliriz ama bu zihniyetle insanlarımızı koruyamayız. Bu yapıyı değiştirmek çok acil ve ivedi diye düşünüyorum."

"Hükümet ne yapmalı, hükümetin buradaki etkisi ne olmalı?"sorusunu yanıtlayan Ebru Akgün Yalçın "Ulusal İşçi Sağlığı Konseyi temsiljyet yapısının değiştirilmesi gerekmekte. Konseyde kamu kuruluşları temsilcilerinden çok işçi örgütlerinin sağlık örgütlerinin temsilinin ağırlık kazanması lazım.Uygulama için saha denetimi gerekmekte Bakanlık usulen denetlemeler yapmamalı. Soma`da da aynı şey çıktı, denetlemeler yapılıyor ama bu denetlemeler belli periyodik olarak yapılması gereken denetlemeler. Oradaki asansörlerin günlük, haftalık, aylık, üç aylık bakımlarının yapılması gerekmekte. Bir yıl boyunca denetlenmeyen asansörün orada 24 saat çalışmasını düşünebiliyor musunuz? Makinaların da bir yorgunluk durumu var. Kapasitelerinin üzerinde çalıştırmak da kazalara sebebiyet vermekte."

Denetlemeler usulden ve zorunluluktan yapılmamalı

Denetlemelerin kamusal sorumluluk çerçevesinde yapıldığını düşünmediklerinin altını çizen Ebru Akgün Yalçın "Hem kuralı belirleyeceksiniz hem siz denetimi yapacaksınız? Denetimi ticarileştirdiğiniz zaman buradaki ilişkilerin önüne geçebilmeniz çok mümkün değil. Denetim dediğiniz şey kamusal anlayışla yapılmalıdır. Denetlemeler usulden ve zorunluluktan yapılmamalı.İnşaat sektörü iş kazalarının en başında geliyor ama buradaki önlemleri almadıktan sonra bu tür kazalar sektörel vaka olarak değerlendirilir. Sorumluların bir an önce sorumlu davranıp kamuoyuna bunu ifade etmeleri gerekiyor."diye konuştu.

Fotoğraflar