Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) olarak; nükleer karşıtı mücadele kapsamında; 15-16 Kasım 2014 tarihleri arasında yapılan Mersin 5. Uluslararası Narenciye Festivali`nde stant açıldı. Yaklaşık 10 bin vatandaş açılan standı ziyaret ederek bilgi alırken, 5 bin kişi Nükleere Hayır Kampanyasına imza atarak destek oldu. Gerçekleştirilen imza kampanyası ve imzaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderilmesi ile ilgili Mersin NKP Dönem Sözcüsü Seyfettin Atar’ın yaptığı basın açıklamasına yazımız devamından ulaşabilirsiniz.
NARENCİYEYE EVET NÜKLEERE HAYIR Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) olarak; nükleer karşıtı mücadele kapsamında; 15-16 Kasım 2014 tarihleri arasında yapılan Mersin 5. Uluslararası Narenciye Festivali‘nde stant açarak, binlerce vatandaşa ulaştık. Yaklaşık 10 bin vatandaş standımızı ziyaret ederek bilgi alırken, 5 bin kişi Nükleere Hayır Kampanyası kapsamında imza verdi. Şimdi bu imzaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na göndererek, iktidarın nükleer santral ısrarına karşı Mersin‘in ‘narenciyeye evet, nükleere hayır` mesajını bir kez daha yetkililere ileteceğiz. Ayrıca; Türkiye‘nin narenciye deposu Mersin‘in gelecekte üreteceği tarım ürünlerinin üzerinde nükleer simgesinin yer almaması arzusuyla bakanlığa bu ürünlerimizden de gönderiyoruz. Sokakları limon ağaçlarından yayılan mis gibi kokularla anılan Mersin‘in adını, dünyaya nükleer ile duyurmak istemiyoruz. Toplum olarak; yok edilen tarım alanları nedeniyle köyden kente göçün yarattığı sonuçları bugün sosyal, ekonomik ve kültürel yok oluş ile fazlasıyla yaşıyoruz. Kentlerde kar hırsıyla düşük ücretlere ve güvencesiz çalışma şartlarına mahkum edilen işçiler iş kazalarına kurban verilirken, bu acıların vebali hepimizin boynundadır. Türkiye‘nin enerji açığı yalanı ve de bu ihtiyacın nükleer enerji ile kapatılabileceği ısrarına karşı biz geleceğimizin nükleerde olmadığı ve yenilenebilir enerjinin dünyamız için doğru çözüm olduğu inancıyla bu mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Akkuyu‘da hukuksuz bir şekilde yapılması planlanan nükleer santral projesiyle ilgili ÇED raporu, Çevre Bakanlığı tarafından iki hafta önce halkın görüşüne açıldı. Ancak 4 bin sayfalık rapora itirazlar için sadece 10 günlük göstermelik bir süre tanındı. Ancak biz yılmadan bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Akkuyu‘da yapılacak bir nükleer santral, hem Akkuyu‘yu hem de tüm Türkiye‘yi geri dönülemez felaketlere götürecektir. Nükleer enerjinin hala çözülemeyen radyoaktif atıklarının ekolojik dengeyi bozduğunu da unutmayalım. Bütün dünyada gelişmiş ülkelerin vazgeçtiği bu teknolojiyi Akkuyu‘ya getirmeyi planlayan firma, Rusya‘daki Çernobil felaketinin sorumlusu olarak bilinen ve sicili skandallarla dolu bir firmadır. Akkuyu‘da en son teknolojinin kullanılacağı söyleniyor, ancak Japonya‘daki Fukişima felaketi, en son teknolojilerin bile nükleer santrallerde felaketleri engelleyemediğini ortaya koymuştur. Deprem kuşağında olan ülkemizde, Akkuyu ve Sinop‘ta uygulanması planlanan nükleer santrallerin dünyada henüz denenmemiş ve işletmeye alınmamış olması kaza riskini daha da artıracaktır. Mersin Nükleer Karşıtı Platform
|