|
EMO Ankara Şubesi 22. Dönem Genel Üye Toplantısı, 28 Şubat 2015 Cumartesi günü EMO Genel Merkez Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Toplantıda genel bilgilendirme yapıldıktan sonra, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Çalışma Raporu sunumu ve değerlendirilmesi gerçekleştirildi. Komisyon sunumlarının ardından TMMOB Yasası hakkında üyelere bilgi verildi .
Genel Üye Toplantısı Divan seçimi ile başladı. Toplantının Divan Başkanlığını Ömürhan Soysal yaparken Yazmanlığını Nevin Canik yaptı. Genel Üye Toplantısı açılış konuşmasını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akgün Yalçın yaptı. Yalçın`ın konuşması şöyle, "Sevgili arkadaşlar, Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesinin 22. Dönem genel üye toplantısına hepiniz hoş geldiniz. Genel Kurulumuzu yaptığımız 15-16 Şubat 2014 tarihinin üzerinden 1 yıl geçti. Farklı farklı etkinliklerimizde bir araya gelmekle birlikte geçtiğimiz 1 yılın değerlendirmesini ve önümüzdeki 1 yılın programını birlikte yapmak için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu 1 yıl içinde çok acı gördük, Soma, Ermenek, Mecidiyeköy, Şırnakta ve adını sadece bir haber küpüründe duyduğumuz yerlerde yaşanan iş cinayetlerinde kaybettiğimiz emekçi kardeşlerimizi saygıyla anıyorum. Aynı zamanda ülkemizdeki demokrasi ve şiddet iklimi nedeniyle yaşamdan koparılan gençlerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı saygı ve sevgiyle anıyorum. TMMOB…………… Sevgili arkadaşlar, TMMOB. özellikle 1970`li yıllardan beri bilimin, tekniğin ve aklın ışığında çalışmalar yapmış, halktan yana, doğadan yana, çevreden yana, meslektaştan yana politikalar için mücadele etmiş bir örgüt. İktidarlar yaptıkları çalışmalarla kendilerine ayakbağı olarak gördükleri TMMOB`yi her dönem susturmak istemişlerdir. Özellikle son 3 yıldır yapılan sistemli saldırılar artarak devam ediyor. TMMOB ve bağlı meslek Odaları, susturularak parçalanmak ve yandaş kuruluşlar haline dönüştürülmek isteniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın çeşitli kanun ve yönetmelik değişiklikleriyle sürdürdüğü saldırılarla, esas olarak TMMOB`nin etki alanı daraltılmaya çalışılıyor, üyesiyle ilişkisi koparılmaya çalışılıyor, gelir kıskacına sokularak dışa dönük mücadelesi engellenmeye çalışılıyor, idari ve mali denetimle de vesayet altına alınmak isteniyor. Son olarak imar, çevre, kültürel varlıklar, TMMOB yasaları gibi bir çok yasada değişiklik öngeren torba yasa yeniden gündeme sokulmuş, kısaca rant iklimine engel olduğu düşünülen tüm yasaların değiştirilmesi hedeflenmiş ve mühendislik alanlarının bütününe yönelik bir saldırı planı hazırlanarak örgüt olarak ta TMMOB hedef tahtasına konulmuştur. Ayrıntılarını detaylı olarak tartışacağımız torba yasada demokrasi güzellemeleriyle TMMOB`nin demokratik merkezi yapısı etkisizleştirilip, küçük olsun güçsüz olsun bizim olsun yöntemiyle mühendislerin mimarların örgütlü gücü yok edilmek istenmekte, nispi temsil vb. yöntemlerle TMMOB`yi ve bağlı odaları yönetimsel olarak ele geçirme planları yapılmaktadır. Odalarımızın hazırlamış olduğu yönetmelikler, bakanlık onayına sunulmak istenmekte. Yeri gelmişken odamızın geçen hafta kazanmış olduğu hukuki bir durumdan söz edelim, Ankara 17. İdare Mahkemesi Resmi Gazete`de yayımlanmak üzere gönderilen "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Elektrik Mühendisleri Odası Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üretimine Ait Elektrik Mühendisliği Hizmetleri Yönetmeliği"nin yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yayınlanmamasına ilişkin işleme yapılan itirazın Başbakanlıkça reddinin dava edilmesi sonucu TMMOB lehine karar verdi.Mahkeme kararı, bundan sonraki uygulamalar için de emsal teşkil etmesi nedeniyle önem taşıyor. TMMOB ve bağlı odalarının demokratik işleyiş süreçleri yok sayılarak idari ve mali olarak denetleme yetkisinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılmasına olanak sağlayan Bakanlar Kurulu Kararı uygulamaya konmuştur. Derdimiz denetlenmemek değil, TMMOB ve Odalarının veremeyecek hesabı yoktur ve her türlü işleyişi üyelerinin denetimine açıktır. Denetlenmesi gereken bir yer varsa o da Bakanlığın ta kendisidir.Bu süreçte kent merkezlerinde torba yasanın getireceği olumsuzlukları halkımızla paylaşmaya çalışıyoruz, üyelerimizle paylaşıyoruz. Örgütümüz tam da bu dönemde olağanüstü genel kurulunu topladı ve 7 bölgeden başlattığımız yürüyüşümüz Ankara`da Kızılay meydanında hepbirlikte haykırdığımız örgütümüze sahip çıkıyoruz sonuç bildirgesiyle tamamlandı Elbetteki yıllar içinde oluşturduğumuz hukuku ve örgütlü gücümüzü pekiştirerek bu saldırıları göğüslememiz ve yeni dönemi örgütlememiz gerekmektedir. Yılların birikimine dayanan; çok sayıda arkadaşımızın, emeği ve özverisiyle oluşturulan demokratik, emekten ve halktan yana TMMOB örgütlülüğünün korunarak sürdürülmesi, bu dönemin bize yüklediği en kritik sorumluluktur. Bu sorumluluk, tüm TMMOB üyelerinindir. ODA GÜNDEMİ …………… AKP TMMOB`YE bu şekilde saldırırken öldürücü darbeyi mühendis ve mimarlar almaktadır. Çoğunluğunu ücretli mühendislerin oluşturduğu örgütümüzde, çalışma yaşamına ilişkin düzenlenmeler üyelerimizi yakından ilgilendirmekte. TBMM`ye Başbakan imzası ile sunulan "Yabancı İstihdamı Kanunu" tasarısı, ancak bir sömürge ülkesine dayatılabilecek koşulları içermektedir. Yurttaşlarının çalışma yaşamını geliştirmek, çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye uygun ekonomik ortam yaratmakla yükümlü olan Devletin, yabancı kişilerin çalıştırılmasını, uluslararası hukuka uygun olarak ve nesnel koşullarla sınırlamak yetkisine sahip olması ve bu bağlamda yabancıların çalıştırılmasının izne bağlı kılınması, kaynağını Anayasa‘da bulan zorunlu önlemlerdir. Meclis`e sunulan yasa taslağındaki düzenlemede ise bunun tersine, yabancı uyruklu kişilerin Türkiye sınırları içinde çalıştırılmasında, kendi vatandaşlarına göre ayrıcalıklı kurallar getirilmektedir. Bu durumu, anayasal kurallarla ve kamu yararı, kamu düzeniyle bağdaştırmak olanaksızdır. Son 10 yılda, çalışma bakanlığının verilerine göre her yıl ortalama binden fazla işçi, iş cinayetleri sonucu yaşamını yitiriyor. Ermenek`te meydana gelen iş cinayetinin ardından gündeme getirilen torba yasa tasarısı, komisyon süreçlerinin tamamlanmasının ardından Meclis Genel Kuruluna havale edildi. Tasarı, ilerleyen günlerde Genel Kurulda görüşülecek. Tasarının işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasal düzenlemeleri geliştirmesi beklenirken, işçi sağlığı torbanın dibinde kaldı. Tasarıda işçi sağlığı ile ilgili birkaç kısmi iyileştirme yer alırken, patronlara çok sayıda af ve erteleme getirildi. Öte yandan tasarıda işçilerin sağlık ve güvenliğini daha da kötüye götürecek esnek çalışma düzenlemeleri yer alıyor. Kamu kesimi başta olmak üzere, kadrolu güvenceli istihdam yerine taşeronlaşma ve hizmet alımı arttı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre AKP ‘ nin 10 yılında taşeron işçi sayısı 350 binlerden 1 milyon 500 binlere ulaştı. Mühendislik üretim alanında fazlasıyla kullanılan bu alt işverenlik (taşeronluk) uygulaması bizlerin önemli problemlerinden birisi. Eksik yatan primler, ucuz işgücü olarak, imzacı olarak kullanılma isteği, güvencesizlik en sık karşılaştığımız problemlerden birisi. Tüm bunların yanına özellikle bizim alanımızda çok büyük bir problemle karşı karşıyayız, 30 Aralık 2014 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği yayınlandı. Mühendisliği "imzacılığa" indirgeyen; mühendislerin yetkilerini yok sayan; meslek örgütlerinin ve mesleki faaliyetin yürütülmesine ilişkin yasa ve yönetmeliklere aykırı yetkilendirmeler öngören, Elektrik proje, kabul ve tutanak onaylarına ilişkin bakanlığın yetki ve görevini devretmesine yönelik düzenlemeleri yapan bu yönetmeliğe ilişkin olarak, odamız hukuki süreci başlatmış iptali ve yürütmenin durdurulması için yargıya başvurmuştur. Bildiğiniz gibi kamuya yerleştirmelerde kullanılan KPSS unvan kodlarında, ayrı ayrı görünen bu kodlar özelikle yüksek gerilim ile uğraşılan işyerlerinde bir ihtiyaç olarak tariflediğimiz ve olması gerek dediğimiz elektrik mühendisi arkadaşlarımızı ve yüksek gerilim ile ilgili ders almış elektrik elektronik mühendisi arkadaşlarımızı karşı karşıya getirmektedir. Bu konu ile ilgili olarak çalışmalarımız sonucu nihayet YÖK bir uygulama başlattı ve 7161 kodu ile ilgili olarak meslektaşlarımızın mağduriyetlerini bir nebze giderme konusunda adım atılmış oldu. Kurumların odamızın yaptığı uygulamayı esas almaları konusunda karar aldı. Yapı Denetim ile ilgili özellikle denetim kavramının ticarileşmesiyle birlikte sorun yumağı haline gelmiş bir alan ve çalışan meslektaşlarımızın sorunları konusunda ciddi adımların atılması gerektiği ortada. Biraz önce bahsettiğim torba yasa taslağında öncesinde yapı denetim kanunu ile ilgili değişiklikler de var iken , gelen tepkiler üzerine bu maddeler son taslakta çıkarılmıştır. Bunun da bilgisini buradan paylaşmak isterim. Mart ayı içerisinde yapı denetçisi üyelerimizle bir araya gelip hem alanda yaşanan pratik sorunları, hem de çalışma yaşamında karşılasılan hukuksal sorunları konuşacağız, çözüm önerileri bulmaya çalışacağız. Eğitimler, etkinlikler, komisyonlar, ile ilgili olarak gündemimizde maddelerimiz olduğu için burada ifade etmeyeceğim. Söyleyeceğimiz, yönetim kurulu olarak 22. Dönem Genel Kurulunun bizlere verdiği görevleri layıkı ile yerine getirmeye çalışıyoruz. Burada eksiklerimiz, yanlışlarımız olabilir. Bu konuda sizlerin söyleyecekleri çok önemlidir. Hepinizi birlikte üretmeye çalışmalarımıza katkı sunmaya davet ediyorum. SONUÇ YERİNE ………………….. Ülke olarak bir seçimin arifesindeyiz. Bir şey olmaz, bu halk değişmez, yapsak ne oluyor ki, gitsek ne oluyor ki gibisinden cümlelere hiç ihtiyacımız yok. Değiştirmek, dönüştürmek ellerimizde. "1980 darbesinin ezdiği toplumsal kesimlerden ümidimizi kestiğimiz bir anda, gençliğin tüm davranış biçimlerinin yozlaştığı, sistemle uyumlu hale geldiği ve isyan etmediği tespitlerinin yapıldığı bir ortamda adına y kuşağı denen kuşak gezi isyanı ile karşımıza çıktı..." ve ardından da gezinin bir umut olduğunu umudumuzu diri tutmayı bize bir kez daha hatırlattı Düşündürücü olması bakımından sözlerimi Sabahattin Ali`nin "İçimizdeki Şeytan" kitabındaki sözleriyle bitirmek istiyorum. ‘isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığı, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... içimizde şeytan yok ... içimizde aciz var... tembellik var... iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...‘Bizler hakikati görüyoruz ve değiştirmek için mücadele etmeye devam edeceğiz." EMO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Aksöz de yaptığı konuşmada şunları söyledi, "Biraz önce başkanımız geniş bir açıklamada bulundu. Şu anki AKP iktidarının 13 yılda Türkiye`yi ne hale getirdiğini hep beraber yaşıyoruz görüyoruz. Oda olarak Soma faciasında ilk haber aldığımızda Merkez Yönetim Kurulu üyesi olarak Soma`da yer aldık. Gerekli raporumuzu hazırladık. Kazanın elektrik trafosunun patlamasından değil ihmalden olduğu bile bile iş cinayetinin olduğunu ortaya koyduk. Ardından İstanbul Torunlar inşaatın asansör faciasını yaşadık ve Ermenek`te maden ocağı faciasını yaşadık. AKP`nin getirdiği bütün yasalar karşısında bizim Meslek Odalarımızı buldu. TMMOB bunun karşısında direnç gösterdi. TMMOB halktan yana olduğunu kamuoyuna duyurdu çevreye doğaya sahip çıktı. Kayıp kaçaklarla ilgili tüketiciler yargıya götürdü, kazandıkları halde yargı kararını uygulamayan iktidarın kayıp kaçak bedelini dağıtım bedeli adı altında oraya giydirerek abonelerin faturalarında değişiklik olmadığını tespit edip kamuoyu ile paylaştık. AKP 13 yılda Cumhuriyet kazanımlarını yerle bir ettiği gibi hukuku tanımaz bir yola girdi. Kendi bildiğini, kendi polis gücünü kurduğunu, TMMOB yasasını protesto ettiğimiz mitinglerde gördük. Artık kimse özgür iradesini sokaklarda tartışamaz konuşamaz hale geldi. Yargıda da haklı olduğunuz kararı yargıya götürdüğünüzde tek bir kişinin vereceği karar doğrultusunda kararlar alınmaya başlandı. Önümüzde 7 Haziran seçimleri var. Bu gidişata dur demek için elimizde fırsat var. Bu seçimlere katkı koymalıyız, seçimlerde sandığa gitmeyen arkadaşların sandığa gitmelerini sağlamalıyız. AKP iktidarının Cumhuriyet kazanımlarını yok etmek için sandığa gitmemizi öneriyorum. Kayıp kaçaktan özelleştirilen şirketlere aylık 57 milyon lira gibi para halkın cebinden alınarak bu özelleştirilen şirketlere yandaş şirketlerin cebine aktarılıyor. Yılda 700 milyon lira civarında haksız para oraya aktarılıyor. Bunun yanında taşeron işçilerin meselesi var. 350 bin taşeron işçisi varken bugün 1,5 milyonu aşmış durumda. Taşeron işçilerin çalışma şeklini hepimiz biliyoruz. TMMOB olarak mesleki bilgimizi halktan yana kullanacağımızı yaptığımız toplantılarımızda söylüyoruz. 7 Haziran`da seçimlere gidip AKP iktidarına son verelim diye çağrıda bulunmak istiyorum. Açılış konuşmalarının ardından EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Özenç Akdağ, Genel Üye Toplantısı Çalışma Raporu sunumunu yaptı. Akdağ‘ın ardından EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Mert Külahcı Şube mali raporu ile ilgili sunum yaptı. Ardından komisyon sunumlarına geçildi. Yayın Komisyonu sunumunu Ertuğrul Yemişçioğlu, Sosyal Etkinlikler Komisyonu sunumunu Nezir Özsoy, Yapı Denetim Komisyonu sunumunu Mustafa Özdemir, Elektronik Mühendisliği Meslek Dalı Komisyonu Mesut Dargut, Biyomedikal Mühendisliği Meslek Dalı Komisyonu sunumunu Onur Koçak, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyonu sunumunu Abdullah Algün, SMM Komisyonu sunumunu Arif Salamcı, Üye İlişkiler ve Örgütlenme Komisyonu sunumunu Bahar Baltacı, EMO Genç sunumunu Ciran Gezik yaptı. Komisyon raporlarının sunumunun ardından Yönetim Kurulu çalışmalarına yönelik olarak Serdar Çiftcan ve Hüseyin Dalgın söz alarak konuştu. Ebru Akgün Yalçın`ın Torba Yasa`ya sokulmaya çalışılan TMMOB Yasası ile ilgili sunum yaptı. Akgün`ün sunumunun ardından Nihat Yurdakul, Şükrü Güner, Hasan Baycan, Fevzi Dinler, Behram Bilgin, Haşim Aydıncak, Ertuğrul Yemişçioğlu konu ile ilgili söz alıp görüşlerini dile getirdi. Gelecek dönem faaliyetleri ile ilgili olarak Ebru Akgün Yalçın`ın bilgilendirme konuşmasının ardından dilek ve temenniler bölümünde Ömürhan Soysal konuştu. 12
 |
 |
Dosyalar |
|
|
|
(259 KB) |
|
(86 KB) |
|
(74 KB) |
|
(85 KB) |
|
(557 KB) |
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
ÜYELERİMİZ İÇİN ÜCRETSİZ UDEMY EĞİTİMİ: MÜHENDİSLER İÇİN YAPAY ZEKA ARAÇLARI 
