Şubemiz Kadın Mühendisler Komisyonu‘nun önerisi doğrultusunda, 28 Şubat 2015 tarihinde kadın üyelerimize yönelik film gösterimi ve söyleşi etkinliği gerçekleştirildi.
 

Etkinlikte ilk olarak Filmmor Kadın Kooperatifi‘nce hazırlanan film seçkisinin gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından Yaşar Üniversitesi Film Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevcan Sönmez ve Radyo, Televizyon Sinema Bölümü‘nden Araş.Gör. Deniz Bilge ile toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadının çalışma yaşamında karşılaştığı durumlar, kadın istihdamındaki eşitsizlikler üzerine söyleşi gerçekleştirildi.

Yrd. Doç. Dr. Sevcan Sönmez konuşmasında şunlara yer verdi: Ataerkil düzende ailenin reisi erkektir. Aynı zamanda toplumsal kamusal alanda da erkeğin egemenliği söz konusudur. Cinsiyet eşitliği yok, eşitlik değil üstünlük ideolojisi işliyor, eril değerler her zaman yüceltiliyor. Eril değerlerle birlikte erkek cinsi kadını sürekli kontrol altına tutmak istiyor. Yine erkek tüm yaşam alanının öznesi haline geliyor. Güç ve iktidarı her alanda elinde tutmak istiyor, iktidarı kaybettiği anda şiddete başvuruyor. Toplumsal cinsiyet tamamen kültürel, sosyal olarak inşa edilen cinsiyet rollerinin kadın ve erkeklerin üzerine giydirilmesiyle oluşuyor. 

Kadınlar erkekler toplumda belli özelliklere göre ayrılır. Kadınlar doğurur, fedakardır, sessizdir, duygusaldır. Erkekler ise daha çok zihinsel yaratıcılıkları, sorumluluk duygusu güçlü, vb. olarak tanımlanır. Aslında bunlar doğuştan gelen değil, toplumsal olarak verdiğimiz rollerle belirlediğimiz özellikler. Bu ayrımı yaptığımız için kadın-erkek eşitliğini görmüyoruz. İlk baştan bunların böyle olmadığını bilmek ve karşı gelmek gerekiyor.

Ataerkil toplumda erkeğin konumlandırılmasının sorgulanması, erkeklik tarafından bakıp erkeklerin çalışmalara dahil edilmesi bu meseleleri dönüştürmemiz için gerekli. Aslında mücadele ettiğimiz şey biraz da hegemonik erkeklik meselesi. Kadınların da zihinlerin de bu çok pekiştirilmiş durumda. 

Kadın çalışmaları, kadınların bakış açılarını değiştirmeleri çok önemli, erkeklerin de bu şekilde dönüştürülmesi belki yine kadınların öncülüğünde olabilecek birşey.

Deniz Bilge : Feminizm erkek düşmanlığı olarak algılanıyor. Aslında feminizm birçok konuda olduğu gibi iş yaşamına da farklı sorular getirdi. Feminizm, yaşadığımız toplumdaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sorgulayan düşünce akımıdır. 

En büyük problemlerimizden birisi kadın istihdamındaki eşitsizlik. Eşit iş –eşit hak! İş hayatında erkeklerle aynı çalışma koşullarında ve eşit fırsatlar sunularak çalışmaktan bahsediyorum. Örneğin Dünya Ekonomik Forumunda kadın-erkek eşitsizliğinde Türkiye gitgide gerilere gidiyor. Şu anda Türkiye`nin en büyük sorunlarından biri eğitimli genç kadın işsizliği. Bunun nedeni; Türkiye`de özelleştirmeler ile bir çok sektörün kamudan çıkarılıp kar amaçlı alanlar haline dönüşmesi. Pek çok sosyal haklar (süt izni, doğum izni vb.) işverenle kadın çalışanlar arasında problem olmaya başladı.  Evde yaşlı, engelli bakımı vb her zaman kadının sorumluluğuna verildi. Kadın eve çekildi. Kamusal alandan özel alana çekildi. Bu da pekçok eğitimli kadının işsiz olması anlamına geldi. Kadınların belli işkollarında çalışmaya başlamasıyla eşitsizlik şekil değiştirdi. 

Karar verme ve yönetim katmanlarında kadınlar görünmez oluyor.  Akademik, bankacılık, öğretmenlik alanlarında pek çok kadın varken bu alanların yönetici konumunda kadınlar olmuyor. 

Politikanın da kadın bedeni üzerinden döndüğünü görüyoruz. Kürtaj, üç çocuk tartışmaları bunların hepsi erkeklerin egemen olduğu siyasi toplumda kadınların bedeni üzerinden yapılan politikadır.

Bu konularda yapmamız gerekenler; toplumsal cinsiyet eşitsizliğini birincisi görmek; ikincisi göstermek; üçüncüsü farkında olmaktır.

Fotoğraflar