Elektrik Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı Nedim Bülent Damar, ülkede yapılması planlanan nükleer santrallerle ilgili bilinmeyen çarpıcı gerçekleri gazetemizden Rabia Uzun Cirav`a anlattı. Damar, Türkiye`nin nükleer enerjiye ihtiyacı olmadığı görüşünde
TÜRKİYE‘de nükleer santral konusu 1960‘lı yılların başında bir hükümetin ‘biz de nükleer santral yapalım‘ düşüncesi ile yer arayışına girilmesiyle gündeme geldi. Biri Mersin Akkuyu, biri Sinop İnceburun, diğeri Trakya İğneada. Bu 3 yer için o yıllardan bu yıllara kadar nükleer santral yapılması yönünde çalışmalar başladı. Gelişmiş ülkelerin birçoğu almış olduğu karar ile birlikte nükleer enerjiden vazgeçerek yenilenebilir ve yeşil enerji kaynaklarına yönelmeye başladı. Gelişmiş ülkeler bu doğrultuda karar verirken Türkiye‘nin nükleer santral konusunda ısrar etmesi, ülkenin belli bir kesiminin tepkisini topluyor. Dünyadaki en tehlikeli enerji kaynaklarından olan nükleer santrallere ihtiyaç var mı, yapılması durumunda Türkiye‘yi ne gibi tehlikeler bekliyor? EMO eski Genel Başkanı ve EMO Genel Merkezi Çalışma Grubu Başkanı Nedim Bülent Damar, konu ile ilgili Rabia Uzun Cirav‘ın sorularını yanıtladı ve çarpıcı açıklamalarda bulundu. SIZINTI RİSKİ SÜREKLİ VAR Nükleer santrallerin tehlikeli ve riskli olduğunu söylediniz. En büyük risk de sızıntı riski. Böylesine büyük bir risk varken neden Türkiye bu konuda ısrar ediyor? Dünya nükleer enerjiden radyasyon sızmasının ve kazanın olmasının önüne geçmek için çok uğraştı. Bu konuda da oldukça başarılı oldu. Ama kaza riskini ortadan kaldıramadı. Nükleer radyasyonu azaltmayı başardılar. Üzerlerine tam anlamıyla bir beton çadır yaparak en sonunda radyasyonu çok aza indirdiler ama kaza riski var ve devam ediyor. Bu kaza riskinin olması sadece patlaması demek değil, sızıntı olması da bir kaza. Bu risk sürekli olarak var. Bu risk varken bu santrallerin yapılma nedenini araştırmak lazım. Nükleer santraller konusunda en teknolojik olan Japonya. Fukuşima‘da meydana gelen sızıntı 4 yıl oldu, hala giderilemedi. Sızıntının ilk günkünden 18 misli artarak devam ettiğini resmen şubat ayında açıkladılar. Şimdi biz bu ülkeyle, kendi ülkesinde arıza görmüş bu santralin arızasını gidermeyi başaramamış bir ülkeyle Sinop santralini yaptırma sözleşmesini imzalamışız. Böyle söylüyorum çünkü açıklamıyorlar imzaladıklarını. Enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı olduğumuz söyleniyor hükümet tarafından. Nükleer santral yapıldıktan sonra Türkiye‘nin dışa bağımlılığı azalacak mı?
Birinci kaynak açısından dışa bağımlılığımızın, yakıt için ödeyeceğimiz dövizin azalacağını söylüyorlar. Topluma bir şey söylediğiniz zaman onda bir doğruluk payı olması gerekiyor. Nükleer santral nükleer yakıtla çalışır. Türkiye‘de nükleer yakıt mı var? Ne nükleer yakıtımız ne de nükleer yakıt yapacak tesisimiz var, dışa bağımlılığımızı azaltacak. Nasıl azaltacak? Rusya santral yapacak, santral yakıtını Rusya‘dan getirecek, bizim dışa bağımlılığımız azalmış olacak. Böyle bir şey söz konusu değil. Kendi sitesinde böyle olmadığını yayınladı bakanlık. Elektrik enerjisi üretimi açısından dışa bağımlılığın azaltacağı yönünde hiçbir etkisi olmadığı gibi bu santrallerin yakıtları da dışarıdan geleceği için dışa bağımlılığı arttıracaktır. (Karadeniz; 21.03.2015)
|