MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMANET 2015 BAŞLADI



 
EMO Mersin Şubesi, Mersin Tabip Odası, Mersin Barosu ve Yenişehir Belediyesi`nin birlikte düzenlediği Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri (EMANET) Sempozyumu, Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi`nde başladı. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, 9 Ekim 2015 tarihinde yapılan değişiklikle elektromanyetik maruziyet sınır değerlerin uluslararası standartlara getirilmemesine tepki gösterdi.
 

EMO Mersin Şubesi, Mersin Tabip Odası, Mersin Barosu ve Yenişehir Belediyesi tarafından Mersin Üniversitesi ve Toros Üniversitesi‘nin destekleriyle düzenlenen 2 günlük EMANET-2015 Sempozyumu başladı. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi Cumhuriyet Salonu‘nda yapılan açılışta ilk olarak, EMANET-2015 Sempozyum Düzenleme Kurulu ve Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Caner Özdemir konuştu. Konuşmasında programa ilişkin bilgi veren Prof. Özdemir, elektromanyetik maruziyet oluşturan teknolojik gelişmelere değindiği konuşmasında, "Bir çok akıllı cihazların giyilebilir teknolojilerin hayatımıza girmesile elektromanyetik alan yayan cihazlar elbise gibi giyilebilir hale gelmiştir" dedi. Özdemir, yeni teknolojilerin önemli kolaylıklar ve hız avantajı sağladığını ve bu teknolojilere her geçen güceavö jn daha bağımlı olacağımızın kaçınılmaz bir gerçek olduğuna dikkat çekerken, "Elektromanyetik alan maruziyetinin beden, ruh sağlığımıza sosyal ve kültürel yaşama etkileri de artarak tartışılmaktadır" diye konuştu. Caner Özdemir, EMANET 2015 Sempozyumu‘nun amacını da, EM‘nin çevre ve insan sağlığı üzerine etkileri ve hukuksal boyutlarının konunun uzmanları tarafından ele alınıp, tartışılması vei toplumla paylaşılacak bir ortam oluşturulması olarak açıkladı.

EMO Mersin Şube Yönetim Kurulu Başkanı Seyfettin Atar, sempozyumun hazırlanmasında emeği geçen kurumlara ve kişilere ayrı ayrı teşekkür ederek açılış konuşmasına başladı. "Mikrodalga fırından, saç kurutma makinasına, elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarına kadar hayatımıza girşim her türlü alet elektromanyetik dalga yayıyor" diyen Atar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hiç kuşkusuz buradaki temel nokta, vazgeçilmez ihtiyaç olarak kullandığımızda teknolojiden yararlanırken olumsuz etkilerini bertaraf etmek için neler yapmalıyız olmalıdır. Uygulamadaki mevzuat yetersizlikleri halk sağlığını olumsuz etkileyen sonuçlar yaratmaktadır. Biz mühendisler teknoloji düşmanı değil, tam tersine teknolojinin gelişimi için yoğun çaba harcamaktayız. Teknolojiyi kullanırken olumsuzlukların en aza indirilmesi, bu konuda toplumun ilgilendirilmesini öncelikli görev olarak görmekteyiz. Bu görev devlet sorumluluğunu yerine getirenlerin de en önemli görevleri olduğunu düşünüyoruz. Elektromanyetik alan sınırlamalarının Avrupa standartlarına çekilmesini, düzenli denetim ve ölçümlerin yapılmasını, bilgi ve verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılmasını talep etmekteyiz."

"Kanıtın Yokluğu Yokluğun Kanıtı Değildir"

Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, kanser hastası olmuş bir kişinin cep telefonu ve baz istasyon maruziyetinin etkisi olup olmadığına ilişkin sorusu ya da 1986 doğumlu genç bir erkeğin yeni doğmuş bebeğindeki anomali karşısında "Çernobil olduğunda babam Karadeniz‘de görev yapıyormuş, ben orada doğmuşum, bununla ilgili olabilir mi" dediğinde doktor olarak sessiz kaldıklarını ifade etti. Carl Sagan‘ın "Kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir" sözünü anımsatarak, "Yoktur diyemezsiniz" diyen Uğurhan, yeryüzünda hat safhada yaşanmakta olan elektromanyetik kirliliğin de pek çok hastalığın oluşumuna zemin hazırladığını, bunlara hareketsiz yaşamdan kaynaklanan hastalıklarında eklenebileceğini ifade etti. Dr. Uğurhan, "Teknolojinin hayatımıza getirdiği kolaylıkları, hastalıkların getirdiği zorluklara tercih etmek akılcı değildir" uyarısı yaparken, zararlı etkilerden koruyucu olacak şekilde düzenleyerek bir yaşam kurmak gerektiğine dikkat çekti.

Elektromanyetik Alanlara Hukukta İhtiyat İlkesi Yaklaşımı

Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen de hayatımızın her alanında elektromanyetik etki ortamında yaşamaya başladığımızı belirtirken, baz istasyonlarıyla ilgili yüzlerce dava açılmakta ve devam etmekte olduğunu bildirdi. "Yüksek Yargıtay‘ın son kararlarında vatandaşlarımız lehine olumlu kararlar verilmeye başlandığını görmekten mutluluk duyuyorum" diyen Antmen, sağlıklı yaşama hakkını ilgilendiren bir hukuk disiplini olan çevre hukukunun bugün hala hak ettiği öneme kavuşamamış olduğunu söyledi. Antmen, elektromanyetik etki konusunda kesin bir veri olmaması nedeiyle hukukta "ihtiyat" ilkesinin kullanıldığını kaydetti. Antmen, ihhtiyat ilkesini "Hukukun istediği kesin verilerin bilim tarafından ortaya konulamadığı durumlarda bu ihtiyat ilkesi geliştirilmiştir. Bilimsel belirsizliğin kabul edildiği durumlarda çevreyi koruma konusunda gerekli önlemleri almanın zorunlu olduğunun kabul edilmesidir" biçiminde açıkladı. Yargıtay kararlarında da "tehlike sorumluluğu" yerine ihtiyat ilkesinin kullanılmaya başlanması gerektiğini belirten Antmen, Avrupa‘daki yeni gelişmelere ilişkin olarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupa Parlamentosu artık ihtiyat ilkesinin ötesinde baz istasyonları kurulmasında şirketlerin menfaatleri değil halkın görüşleri de dikkate alınmalıdır demeye başlamıştır. Örneğin Fransa‘da baz istasyonları yerleştirme kararı verilmeden önce halkın da görüşleri alınmaya başlanmıştır. Zaruri bir ihtiyaç olan teknolojiden faydalanırken haberleşme hürriyeti ve mülkiyet hakkından önce yaşama hakkımızı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızı göz ardı etmemeliyiz."

TRT Çukurova İl Müdürü Sebahattin Kahraman, TRT olarak vericilerin ve yayın ekipmanlarının standart ve kurallara uygun olarak kurulum ve kullanımı konusunda duyarlı olduklarını anlatırken, sempozyumun önemine dikkat çekerek, panel konularından duyduğu heyecanı paylaştı.

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Akdağlı da sempozyumda emeği geçenlere teşekkür etti. Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Özdemir, teknoloji üretirken sonuçlarının, olası çevre ve sağlık problemleriyle birlikte düşünülmesi gerektiğini, bu anlamda, bilim adamlarına önemli görevler düştüğünü kaydetti.

Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan konuşmasında ülkemizin ve ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin yaşadığı savaş ve çatışma ortamına, Mersin‘de aç ve evsiz yaşayan insanların varlığına dikkat çekti. Tarhan, demokrasinin yerleşmesi için çaba gösterirken, siyasi partilerin bilim adamları ve meslek örgütlerinden yararlanmaları gerektiğinin alıtın çizdi. Yolda yürürken gördüğümüz insanların ya cep telefonu ile konuştuğu, ya cep telefonuyla oynadığı, ya özçekim yaptığını ifade eden Tarhan, Mersin‘deki Kocahamzalı Mahallesi‘ndeki her evin bahçe ya da damında bir baz istasyonu verici bulunduğunu belirterek, "Bu manzarayı hiçbir yerde herhalde göremezsiniz" dedi.

EMO‘dan "Zulüm 1938 Son Buldu" Tepkisi

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, konuşmasına 10 Ekim Ankara Katliamı‘nda yaşamını yitirenleri anarak başladı. Katliamı yapanarı, buna ortam hazırlayanları ve destekleyenleri de kınayan Yeşil, seçim süreci ve sonrasına ilişkin olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ülkemizde siyasal partiler düzeyinde yaşanan sıkışmışlıkla arka arkaya yaşadığımız seçim süreçleri ne yazık ki demokrasinin bir aracı olamamıştır. Tam tersine baskının, şiddetin ve çatışmanın gölgesinde gerçekleştirilmiş 1 Kasım seçim sonuçları, denildiği gibi ‘milli irade‘ değil, korku toplumunun eseri olan bir ‘iradenin‘ yansıması olarak tarihimize geçmiştir.

Seçim sonrasında bizzat Ahmet Davutoğlu tarafından dile getirilen kapsayıcı mesajların sözde kalacağı, seçimlerin hemen ertesinde başta yandaş medya ve fedailiğe soyunmuş köşe yazarları olmak üzere siyasi parti temsilcilerinin verdikleri mesajla ortaya çıkmıştır.

Cumhuriyet`in kuruluşuyla birlikte eşit yurttaşlık idealiyle gerçekleştirilen başta eğitim ve kadın hakları olmak üzere pek çok düzenleme bugün hedef alınmakta, bilimi ve aklı geri plana iten geri bir yapılanma örgütlenmektedir. Kadınlara yönelen ve giderek dozu artan fiziksel şiddetin yanında eğitim ve çalışma haklarına yönelen sözlü şiddet uygulamaları dikkat çekmektedir. Ne yazık ki bu şiddet ortamı iktidarın politikalarından dayanak bulmaktadır.

Böyle bir ortamdan beslenen Akit gibi yayınlar, Mustafa Kemal`in ölümünün 77. yılında ‘Zulüm, 1938 son buldu‘ ifadelerini kullanabilmektedir. Tüm bunlar karşısında Mustafa Kemal`i ölümünün 77. yılında saygıyla anıyoruz."

"Ülkemizdeki çatışma ortamı ve yaratılan korku iklimi, mesleğimizin hiçbir alanında sağlıklı bir işleyişin olmamasına yol açmaktadır" diyen Yeşil, barış çağrısını yineledi.

İnsanlığın Yararına Teknoloji Vurgusu

Hüseyin Yeşil, teknolojik ilerleme konusunda "teknolojinin insanlığın yararına uygulanması" ilkesine vurgu yaptı. Yeşil, "EMO olarak iletişim teknolojileri başlıklı paneller, oturumlar düzenlediğimiz gibi, bu teknolojilerin sağlık üzerine etkilerini tartışmayı da mesleki bir sorumluluk olarak görüyoruz. Özellikle kapitalizmin kar, tüketim çılgınlığı ve şirket bakışıyla yurttaşların yaşadıkları sorunlar karşısında yalnızlaştırılmasına karşı bu tür etkinliklerin toplumsal anlamda çok önemli olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Yeşil, elektromanyetik alanlarla ilgili olarak da şu konulara dikkat çekti:

"-Baz istasyonlarına takip: Baz istasyonlarının kurulum koşullarında yasal sınırlamaların sağlık koşullarına uygun hale getirilmesi ve daha önemlisi uygulamaların denetim ve takibinin yapılması gerekmektedir.

-Şeffaflık Talebi: Baz istasyonlarının kamuoyundan gizlenmesine yönelik baca içine saklama gibi garip uygulamalara son verilmelidir. Tüm insanların yaşamlarını ilgilendiren uygulamalardan bilgilenme hakları vardır. Bu teknolojik çağda bu tür bilgilerin açık olarak internet ortamında kamuoyuna sunulması zorunludur.

-Maruziyet İhtimali Arttı: Ülkemiz havai enerji hatları 2012`de 50 bin 418,4 km iken 2014 sonu itibariyle 53 bin 408,7 km‘ye ulaşmıştır. Yani yüzde 6 gibi bir artış söz konusudur ve bu hatların geçtiği yerlerde maruziyet ihtimali artırmıştır.

-Mobil kullanıcı sayılarını incelediğimizde 2013 yılında 68.025.878 olan mobil abone sayısı 2 yıl sonra 72.174.826 sayısına ulaşmıştır. Yine 2 yılda yüzde 6 gibi bir artış söz konusudur. Abone sayılarında doygunluğa ulaşıldığından bu artış büyük görünmeyebilir ancak mobil internet kullanımında 2013 yılı ikinci çeyrekte 31.297 TByte olan 3 aylık trafik 2015‘te aynı dönemde126.027 TByte olarak gerçekleşmiş ve 4 katına çıkmıştır.

-Geçen sempozyumdan bu yana mobil cihazlarla 4 kat daha fazla internet kullanmışız. Bu kadar artan kullanımı karşılamak için servis sağlayıcılar daha fazla yatırım yapmak daha fazla baz istasyonu kurmak durumunda kaldılar. Daha fazla baz istasyonu, daha fazla kullanım daha fazla maruziyet riski olduğunu hepimiz biliyoruz.

-4‘ten 4.5G Tepkisi: Tüm bunların dışında ülkemizde daha fazla bant genişliği ihtiyacını sağlamak adına 4. nesil mobil teknolojiye geçiş konusunda da tartışmalı bir süreç yaşadık. İhaleler iptaller oldu. Tüm dünyada 4G olarak bilinen LTE teknolojisi sırf birilerinin sorumsuzca ettikleri sözlerini geri almayacak diye 4.5G olarak lanse edilmektedir. 4. nesil altyapılarla 4. neslin sağladığı hızlarda çalışacağız, ancak adını soran olursa 4buçuk G diyeceğiz. Bir mühendis olarak bunu anlamakta güçlük çekiyorum.

-Maruziyet Sınırları Türkiye‘de Hala Yüksek: Bilimsel açıdan ciddi bir diğer sorun da bu artan kullanım karşısında maruziyet riskiyle ilgili yapılan düzenlemelerde dikkat çekmektedir. Bu artan kullanım ile artan maruziyet riski uygulanan limit değerlerin aşağıya çekilmesi ile giderilebilecekken; 9 Ekim 2015 tarihli yayımlanan yönetmelik değişikliği ile daha önce kullanılan sınır değerler ortam toplamında yüzde 25 oranında azaltılmış ve 31V/m olmuştur. Tek bir cihaz için ise yüzde 11 oranında azaltılmış ve 9.1V/m yapılmıştır. Bu azaltılmış değerler bile birçok Avrupa ülkesinin hala çok üzerinde sınır değerlerdir. Örneğin İsviçre`de tek bir cep telefonu cihazı için 6 V/m, birden fazla cihaz için 5 V/m uygulanmaktadır."

Çocuklar İçin Basit Önlemler

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Yeşil, elektromanyetik maruziyetten en çok çocukların etkilendiğinin bilimsel bir gerçek olduğunu belirtirken, "Bir sınıf içindeki 30-40 çocuğun hepsinin cep telefonunun açık olması maruziyet riskini katlayan bir yapı yaratmaktadır. Dersliklere cep telefonu alınmaması kolayca uygulanabilecek bir yöntemdir. Ancak bu tür basit önlemler için bile duyarlılığın artırılması zorunludur. Buna yönelik olarak okullarda ayrı dersler ya da bilişimle ilgili dersler içerisinde konular ele alınmalıdır" diye konuştu.

‘Nükleer Santral Yaptırmayacağız‘

Yeşil, konuşmasının son bölümünü, sempozyumun yapıldığı Mersin ilinde Akkuyu‘da kurulmak istenen nükleer santral konusuna ayırdı. Dünyada yenilenebiler enerji kaynaklarına ilişkin ilerlemelerden söz ederek, bu ortamda ülkemizin nükleer santrallarla zaman, para ve enerji harcamasını üzücü olarak nitelendiren Yeşil, "Daha da üzücü olan Fukuşima sonrasında tüm dünyada kabul edilen nükleer santralların büyük tehlikesinin yok sayılmasıdır. Ayrıca nükleer santrallardan üretilen enerjiyle ülkemiz pahalı enerji kullanımına mahkum edilmiş olacak ve geleceğimize ipotek konulacaktır" dedi. Rusya‘ya kurdurulmak istenen nükleer santral ile dışa bağımlılığın da artacağını anlatan Yeşil, "Ülkemiz pahalı, tehlikeli ve atık sorunu çözülememiş olan nükleer santrallara mahkum edilmemelidir" vurgusu yaptı. Yeşil, "Nükleer santral yapmaya başlayamayacaksınız, başlarsanız bitirimeyeceksiniz, bitirirseniz çalıştırmayacaksınız, çalıştırırsanız kapattıracağız" diyerek sözlerini tamamladı.

Mersin Vali Yardımcısı Veysel Çitfçi, elektromanyetik maruziyet konusunda sağlığından endişe duyan vatandaşların dilekçeyle başvurular yaptıkları bilgisini verirken, "Bu geçen süre içerisinde ben anladım ki, olay daha olgunlaşmamış, Türkiye‘de ise mahkemelerde daha ihtiyati bir konu olarak ele alındığı anlaşılıyor. Belki bu sempozyumlar bu konularda aşama kaydedilmesine yardımcı olacak, bize de kamu yönetimine de katkı sağlayacak" diye konuştu.

 



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 436


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.