MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

9. ULUSLARARASI ELECO BAŞLADI


HABER


 
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Uludağ Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Konferansı (ELECO) Bursa`da başladı. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, Rusya ile yaşanan gelişmeleri değerlendirirken, nükleer santralın iptal edilmesi durumunu memnuniyetle karşılayacaklarını ifade etti. Yeşil, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`na bir enerji şirketinin genel müdürlüğünü yapmış olan Cumhurbaşkanı`nın damadının getirilmesini de eleştirdi.
 

Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi‘nde 3 gün sürecek olan ELECO, çalışmalarına 26 Kasım Perşembe günü açılış töreniyle başladı. İlk olarak Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden oluşan bir grubun gerçekleştirdiği açılış dinletisi sunuldu. Açılış konuşmaları öncesinde Ankara‘da 10 Ekim Katliamı‘nda yaşımını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu.
İlk açılış konuşmasını ELECO-2015 Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Kuntman yaptı. Prof. Kuntman, sempozyumun hazırlanışı ve programı hakkında bilgiler verirken, bugüne kadar gerçekleştirilen ELECO sempozyumlaının en büyüğünün düzenlendiğini kaydetti. Ele alınacak konuların kapsayıcılığına dikkat çeken Prof. Kuntman, 8 davetli konuşmacının ye aldığı sempozyumdaki sunumların 23 farklı ülkeden hocalar tarafından değerlendirilerek programa alındığının da altını çizdi. Bursa‘nın tarihi ve kültürel özellikleri hakkında da kısa bir bilgi veren Prof. Kuntman, "Bu konferans bilim ve teknoloji açısından ciddi bir katkı sağlayacaktır. Bilim insanları ve mühendisler arasındaki ilişkilerin de üst düzeye taşınmasında önemli bir katkı sağlayacağını umuyorum" diye konuştu.
46 Ülkeden 263 Bildiri
EMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Çınar da ELECO‘nun geçmişi ve geleneksel hale gelişi hakkında bilgiler verdi:
"TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi tarafından, 1986 yılından beri dönüşümlü olarak gerçekleştirilen Bursa Elektromekanik Sempozyum ve Fuarı( ELMEKSEM) ile Bursa Bilgisayar ve Haberleşme Sempozyum ve Fuarı 1999 yılında birleştirilerek ‘Electrical and Electronics Engineering Conference‘ kelimelerinin baş harflerinden esinlenilerek ‘ELECO‘ olarak adlandırılmıştır. Bu çerçeve içerisinde 1999 yılından bu yana IEEE destekli sekiz uluslararası konferans, sekiz de  ulusal sempozyum düzenlenmiştir. ELECO`2015 Elektrik Elektronik Mühendisliği Konferansı da aynı zincir içinde gerçekleştirilecek dokuzuncu uluslararası konferans olmaktadır.
400‘e yakın bildirinin 46 ülkeden gelmesi, 263 bildirinin 3 gün boyunca sunulacak olması, bizleri ülkemiz dünyadaki meslek alanlarımızdaki gelişmeler adına mutlu ediyor.  ELECO, gelişen teknolojiyi sektöre, çalışan araştırmacılara aktarmak adına, dünyanın ve ülkemizin önemli etkinliklerinden biri olmuştur. Özellikle katma değeri yüksek ürün üretebilme, teknolojiyi satın almadan çıkıp üreten ve satan bir ülke olma rolünün yerine getirebilmesinde sürükleyici bir rolü olan meslek alanlarımızdaki gelişmelerin paylaşılması, ülkemizde gelişmiş ülkeler seviyesinde ekonomik ürün üretilebilmesi anlamında etkinliğimiz önem taşımakta."
Çınar, konferans kapsamında teknik bildiri sunumların dışında 2 panel düzenleneceğini belirterek, ilkinde Türkiye‘de konuşulan ama bir örneği olmayan eneri kooperatiflerinin, diğerinde ise elektrik üretiminde nükleer enerjiye ihtiyaç olup olmadığının tartışılacağını bildirdi.
Savaş Çanları Çalıyor
EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil konuşmasının başında Suruç‘ta, Ankara‘da, Paris ve Beyrut‘ta katliamlarında yaşamlarını yitirenleri anarken, Paris Katliamı‘nın gerçekleştiği gün Beyrut‘ta da 47 kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.
Bir bölgeyi çatışma ortamı içerisinde bırakıp bundan yararlanmak isteyen anlayışları kınayan ve tüm dünya ülkelerinin acil olarak kendi sorumluluklarını masaya yatırmaları gerektiğini söyleyen Yeşil, Türkiye‘nin içine sürüklendiği savaş ortamıyla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
"Paris Katliamı`nın ardından yaşanan gelişmeler, ne yazık ki ülkemizin politik aktörlerinin tutumu; ülkemiz için ve Ortadoğu için kaygılarımızı artırıcı bir noktaya sürüklendiğimizi göstermektedir. Suriye`de emperyalist güçlerin yarattığı parçalanma bugün pek çok halkları; savaş, sürgün ve göç bataklığı içinde bırakmıştır. Diğer taraftan IŞİD gibi, ‘aşırı dinci örgüt‘ tanımlamasının bile yetersiz kaldığı vahşet uygulayan örgütler büyütülmüştür. Bu gelişmeler karşısında ne yazık ki AKP iktidarı ne insan hayatını ne ülkemiz çıkarlarını gözetmiştir. Günübirlik siyasal çıkarlar uğruna ülkemiz önce çatışma, sonra katliamların yaşandığı bir ülke haline getirilmiştir. Şimdi de savaş çanları çalınmaktadır.
Haziran seçimlerinde uğradığı yenilgiyi milliyetçi söylemlerle aşma çabasına giren AKP, 1 Kasım seçimlerinin ardından hem iç politik alanda hem de dış politikada, canları hiçe sayan bir anlayışı sürdüreceğini göstermektedir. Bayırbucak Türkmenleri üzerinden Suriye`deki savaşın getirdiği yıkım kullanılarak, ülkemizde milliyetçilik damarlarına yükleme yapılmış, ardından Rusya`nın uçağı düşürülmüştür.
Rus uçağının düşürülmesi, dış basın tarafından IŞİD`e karşı mücadeleye ket vurmak olarak algılanmaktadır. Ayrıca Dünya`daki emperyalist güçlerin kendi aralarındaki bölüşüm kavgası içinde ne yazık ki ülkemizin de uçak düşürme olayında taşeron olarak kullanıldığı dile getirilmektedir."
Nükleer Santral İptal Olursa Teşekkür Ederiz
"Mevcut iktidar Rusya`ya olan enerji bağımlılığını da görmezden gelerek pervasız hareket ve açıklamalarda bulunmaktadır" diyen Yeşil, bir nükleer santralın tamamlanmamasının en az 14-15 yıllık bir süreci kapsadığını, bunun da Türkiye‘de 4 iktidar anlamına geldiğini belirtirken, ülkenin ve dünyanın koşulları dikkate alındığında zaten böyle bir santralın yapılıp bitirilmesinin mümkün olmadığını anlattı. Gelinen aşamada Rusya‘nın Akkuyu‘da nükleer santral yapamayacağına ilişkin  beklentileri de, "Aslında ben ‘Herşeyde hayır vardır‘ diyenlere pek inanmam, ama bu anlamdaki bir gelişmeye ‘Hayır‘ demeyiz, teşekkür ederiz" diyerek karşıladı. Yeşil, Rusya ile yaşanan son gelişmelere ilişkin olarak da konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Enerji alanında başta doğalgaz olmak üzere ülkemizin Rusya`ya bağımlılığı bilenen bir gerçektir. Nükleer projesinin yaptırılamayacağını biz söylemiştik. Zaten yaptırılmak istenen proje, Rusya`nın Türkiye topraklarında yer sahibi olup, santral kurup, yakıtı kendisi getirip, işletip, Türkiye`ye elektrik satmasından başka bir şey değildir. Üstüne üstlük bir de alım garantisi verilmiştir. Yani nükleer santral, Rusya`ya enerjide dışa bağımlılığın artırılmasından başka bir anlam ifade etmemektedir. Nükleer tercih yerine ülkemizin yerli ve yenilebilir kaynaklarını değerlendirmek üzere yatırımlar yapmaya, daha da ötesi bu alanlarda kendi teknolojisini geliştirip üretmeye ihtiyaç vardır. Biz bunu yıllardır söylüyoruz. Daha yeni, yenilenebilir kaynaklara ilişkin ekipmanlar konusunda türbin ve jeneratör üretimi ile rüzgarda kanat imalatı yatırımları devlet teşvikleri kapsamına alınmıştır."
Akraba ve Şirket İlişkisi Kabineye Taşındı
Yeni kurulan kabine ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`na "Cumhurbaşkanı`nın daha önce özel bir şirketin genel müdürlüğünü yapmış olan damadının" getirildiğine dikkat çeken Yeşil, "Bugüne kadar enerji alanında yapılan ihalelerde yandaş tartışmaları böylece açıktan kabineye kadar taşınmıştır. Şimdi zaten tarafsızlığın mümkün olmadığını gördüğümüz bir iktidar yönetiminde bir de akraba ve şirket ilişkileri yönetime taşınmaktadır" diye konuştu. Bu gelişmenin, yaptırılan sarayların, yerleştirilen biat kültürü gibi uygulamaların gündeme getirilen başkanlık sistemi ile kastedilen yönetim şeklinin ibareleri olduğunu ifade eden Hüseyin Yeşil, Cumhuriyet`in kuruluşuyla birlikte laiklik temelinde eşit yurttaşlık idealiyle gerçekleştirilen başta eğitim ve kadın hakları olmak üzere pek çok düzenlemenin bugün hedef alınmasını, bilimi ve aklı geri plana iten geri bir yapılanma örgütlenmesini de eleştirdi.
EMO‘dan Bilimsel Dünyaya Açılım
"Maalesef ülkemiz ve dünyamız için karamsar bir tablo çizdik. Ama bu karabasan ortamında hayat devam ediyor" diyen Yeşil, EMO‘nun akademik dünya ile yürüttüğü çalışma ve faaliyetlere ilişkin bilgi verdi. Bölüm Başkanları Konseyi‘nden üniversitelerle EMO arasında yapılan eğitim işbirliği protokolüne, Akademik Kamp‘tan şubelerimiz tarafından gerçekleştirilen bitirme tasarım proje etkinliklerine, Bilimsel Dergi‘den MİSEM eğitimlerine varıncaya kadar akademik etkinliklere değinen Yeşil, EMO tarafından düzenlenen sempozyum ve kongreleri de tek tek saydı. MİSEM bünyesinde EMO‘nun 32 bin kişiye eğitim verdiğini, tek kişi olarak 22 bin civarında üyenin eğitimden geçmiş olduğunu bildirdi. Bu yıl EMO İzmir Şubesi tarafından ilk kez düzenlenen TESLA Sempozyumu‘na 1200 kişinin katıldığını belirten Yeşil, son olarak 3-4-5 Aralık tarihlerinde Samsun ve Sinop‘da Enerji Sempozyumu‘nun gerçekleştirileceğini bildirdi.
EMO Yönetim Kurulu Başkanı konuşmasının son bölümünde bilim ve teknolojik gelişimin önemine dikkat çekti. Hüseyin Yeşil şöyle konuştu:
"Mühendislik tanımı gereği, bilim ile teknolojiyi buluşturan bir uğraş. Bilim arayacak, bulacak, yaratacak; mühendisler de hayata geçirecek. Ülkeler, kendilerini ve halklarını kurtaracak kalkınma hamleleri yapacaklarsa bu ancak katma değeri yüksek ürünleri üretmeleri ile mümkündür. Neden dünyanın en fazla ileri teknoloji şirketi çıkaran kentleri arasında İstanbul, Bursa yok? Ülkemizde bilim insanı mı yok? Elbette var. EMO olarak bu iki yıllık dönemdeki etkinliklerimizde üretilen neredeyse bine yakın bilimsel makale var. Eksik olan özgür üniversite ve bilim insanlarının özlük haklarının güvencede olmaması."
Özgür ve Demokratik Ortam Teknolojiyi Geliştirir
Konuşmasında Aziz Sancar‘ı da Nobel ödülü almasından dolayı kutlayan Yeşil, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sonuç olarak ya özgür ve demokratik bilimsel ortamlarda katma değeri yüksek bilim üreteceğiz ya da bunları üretenlere ara eleman yetiştireceğiz. Biz ülkemiz insanının ilkini yapacağına inanıyoruz, ikinci şıkkı reddediyoruz. Yeter ki önlerinden çekilsinler, destekleri bir yana köstek olmasınlar. Ülkemizin eninde sonunda özgür ve demokratik ortamda, adına orta gelir tuzağı denen bu kumpastan bilim insanlarımız ve mühendislerimizin çabaları ile çıkacağına inanıyorum." 
Barbarlık Dönemine Giriyoruz
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Neriman Usta, giderek artan bir baskı ve şiddet ortamı içinde yaşadığımıza dikkat çekerek, "Daha önce sorarlardı; ‘Barbarlık mı geliyor?‘ diye, evet, barbarlık dönemine giriyoruz" dedi. Usta, böyle bir dönemde "hepimizi bir arada tutabilecek olan ortak değerleri"; emek, özgürlük, eşitlik ve adalet biçiminde sıralayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bu baskılara, şiddete, bütün olumsuzluklara rağmen, en insanca yaşayacağımız bir ortamı oluşturmak üzere, topluma karşı bu değerleri inatla yaşatmak durumundayız. Bugün elimizde, geleceğe dair, bu barbarlıktan toplumu ileriye taşıyabileceğimiz tek yol bu diye düşünüyorum. Bu toplumun eğitimli bilim insanları olarak  bu topluma olan borcumuzu ancak böyle ödeyebiliyoruz."
"Evet bugün savaştaki teknolojiyi de, barış içinde yaşamanın araçlarını, refah toplumunun araçlarını da üretenler bizleriz" diyen Usta, "Üretim yapışımızdaki tercihlerimiz, yaptıklarımızın sonuçları, hayata bakışımızı geleceğimizi nasıl ördüğümüzü de belirleyecektir" uyarısında bulundu. Bu anlamda mesleki politakalara ve meslek etiğine vurgu yapan Neriman Usta, yapılan faaliyetlerin yalnızca zenginleşme aracı olarak görülmesinin ilerleme şansı getirmeyeceğini, ancak refah ve insanca yaşam sürdürülmesi tercihinin başka bir hayatın örülmesini sağlayacağını anlattı. "Eğer bir zenginleşme aracı olarak görüyorsak mesleğimiz değersizleşiyor, eğer insanlara hizmet aracı olarak görüyorsak mühendislik mesleği, onurlu bir meslek haline geliyor" diyen Usta, genç EMO üyelerine EMO‘nun belirlediği asgari ücret ve çalışma koşullarına ilişkin değerlere bütünlüklü olarak bakabilmeleri çağrısında bulundu.
Ekonomiye Bilişim Sektörü Yön Veriyor
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik  Fakültesi Dekanı Prof. Dr. S. Serhat Şeker, bu konferansın EMO, Uludağ Üniversitesi ve İTÜ‘nün muhteşem işbirliğinin bir ürünü olduğunu belirtirken, "Bu alandaki kongrelerden belki de en büyüğü" dedi. Konferans ile katılanlar arasında ciddi anlamda önemli bir ilişki ve bağ oluşturulduğunu belirten Şeker,  bu imkanı sağlayanlara ve katkıda bulunanlara teşekkür etti.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit ise, konferansın bilimsel yönünün yıllar geçtiktçe arttığına vurgu yaptı. "Dünyada artık ekonomilere yön veren ana sektörlerin başında elektronik, belki de bilişim geliyor" diyen Yiğit, eskiden dünyanın en zenginlerinin petrol zenginlerinden çıktığını, bugün ise elektronik ya da bilişim sektöründen dünyanın zenginlerinin çıktığına dikkat çekti. Türkiye‘nin bugün ihracat birim fiyatı 1.5 dolar civarında iken AB ortalamasında bu rakamın 3 dolar, Almanya ve onun gibi ülkelerde 4 dolar civarında olduğunu kaydeden Prof. Yiğit, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun arkasında yaptığımız ihracatın ileri teknolojiye, katma değeri yüksek teknolojiye dayanmaması sebebini düşünebiliriz. Ülkemizin mutlaka yüksek teknolojiye dayanan, bunun elektronik, bilgisiyar olmadan olmayacağını biliyoruz, elektronik, bilgisayar ve kontrol mühendisliğine dayanan teknolojilere önem vermesi gerekiyor. Artık bizim yükte hafif, pahada ağır ürünlerin ihracatını yapmamız gerekiyor. Ekonomide ilk 10-20‘lere girmek istiyorsak muhakkak elektroniğe önem vermemiz gerekiyor."
Açılış konuşmalarının ardından EMO Bilimsel Dergi‘nin editörlerinden, 19 Mayıs Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü‘nden Prof. Dr. Güven Önbilgin, EMO Bilimsel Dergi üzerine bir sunum yaptı.
Teknolojik Gelişimde 5 Aşama
ELECO‘nun açılış sunumu ise İstanbul Üniversitesi‘nden Prof. Dr. Sıddık B. Yarman "Dünyada  Yeni Ortaya Çıkan Teknolojiler ve Türkiye‘de Teknolojinin Durumu" başlığı altında gerçekleştirildi.  Teknolojik gelişimi 5 faz halinde aşamalandıran Prof. Dr. Yarman, ilk aşamaların temel araştırmalar olduğunu, ülkemizde örneğin Fizik Araştırma Enstitüsü‘nün yeterli maddi destek sağlanmaması nedeniyle kapanmış olduğunu, bugün ise temel bilimlerin Türkiye‘de biraz daha geriye doğru gitmekte olduğunu anlattı. Bu alana talebin de azalmakta olduğunu ve fonlamaların da son derece zayıf olduğunu belirten Yarman, ikinci aşamayı temel araştırmalara dayanan teknolojik araştırmalar olarak tanımladı. Teknoloji gelişimi olmadan gerekli materyalleri üretme şansının da bulunmadığını kaydeden Yarman, ülkemizin teknolojik gelişimi yakalayamaması nedeniyle yaşadığı gerilemeyi de şu örnekle açıkladı:
"2004 yılında 20 milyon tv seti üretiyorduk. Eğer gelişmekte olan teknolojileri kullanmaz, bunlara erişemezseniz bu işte geride kalırsınız. Günümüzde bu rakam 7 milyona düşmüş vaziyette. Avrupa‘daki 2 televizyondan birini satıyorduk. Şimdi bu üstünlüğü kaybettik."
Televizyon alanında artık daha yeni teknolojilerden söz edilmeye başlandığını kaydeden Prof. Yarman, "Dünyada aktif kalacaksanız. Bazı teknolojileri seçip, seçili öğeler üzerine odaklanmak durumundasınız" diye konuştu. Teknolojik gelişimde 4. aşamayı yeni ürünler yaratılması ve inovasyon olarak ortaya koyan Prof. Dr. Sıddık Yarman, Türk insanın yeni teknolojileri kullanma konusunda çok açık olduğunu, cep telefonu, elektronik iletişim kullanımı örnekleriyle açıklarken, teknolojik gelişimin son aşamasında da küresel düzeyde girişimciliğin devreye girmesi gerektiğini bildirdi. Teknolojik gelişimin sağlanabilmesi için doğrudan ve dolaylı gereksinimleri de konuşmasında ortaya koyan Prof. Dr. Yarman, doğrudan gereksinimleri özetle şöyle sıraladı:
"1-Ciddi anlamda eğitim almış, piyasa ihtiyaçlarını karşılamada bu eğitimi kullanabilecek, dinamik genç insan kaynağı.
2-Doğru çevre ve araçları yaratmak da önem arz etmekte. Yönetim de dahil olmak üzere doğru ortamı hazırlamak son derece önemli.
3-Altyapı. Doğru bir üretim için doğru desteğin sağlanması çok önemli."
Prof. Dr. Sıddık Yarman, Türkiye‘ye Arap ülkelerinden ciddi bir para akışı olduğunu, ancak bunun elektronik değil de daha çok inşaat sektöründe olmasının bir dezavantaj olduğunu kaydetti. Dolaylı gereksinimler kapsamında Türkiye dışında da yatırımlar yapılması üzerinde duran Sıddık Yarman, konuşmasında yeni teknolojilere ilişkin bilgi ve öngörülerini de paylaştı. "Ciddi olarak katkı yapacaksak kritik noktalardan bir tanesi de radar iletişimi açısından yeni geniş bant iletişim teknolojilerinni kullanılması son derece önemli olabiliyor" diyen Prof. Yarman, 2020‘de dünya nüfusunun 7.6 milyar olmasının buna karşın bağlı aygıtların sayısının 50 milyar olmasının beklendiğini bildirdi. "Evler, arabalar, çamaşır makinaları herşey bağlanmış olacak. Veri tüketimine baktığımız zaman aylık olarak 15-16 exabyte" diyen Prof. Yarman, Türkiye‘de yeni yapılan 4.5G ihalesinin ardından telefon masraflarının 2-3‘e katlanacağını, bunun da masrafının kullanıcılardan toplanacağını belirtti. Yarman, geniş bantta çok hızlı bir gelişim yaşandığına dikkat çekti.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

TELE 1- SABAH PUSULASI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 553


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.