MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İSTANBUL ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR

   · 

SMM NEDİR?

   · 

ÖLÇÜM VE BİLİRKİŞİLİK İÇİN BAŞVURU

   · 

YAYIN SATIŞ VE KİTAP LİSTESİ

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 EDİRNE   İSTANBUL   KIRKLARELİ   TEKİRDAĞ 
 

 
MİSEM EĞİTİMLERİ
 

EMO İstanbul Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 81

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

PROF. DR. MİTHAT İDEMEN`E SAYGI BULUŞMASI YOĞUN BİR KATILIMLA YAPILDI



 
Bilim ve teknolojinin insan yaşamında açtığı ışıklı yolların önderleri ile yaşadıkları dönemlerde birlikte olmak ve bu yolda harcanan emekleri paylaşabildiğimiz kadarı ile paylaşmak için düzenlenen “Saygı Buluşmaları” etkinliğinin ilki, ülkemizin yetiştirdiği, değerli, aydın, bilim insanı Prof. Dr. Mithat İdemen 21 Mayıs 2016 günü İstanbul Teknik Üniversitesi Gümüşsuyu Binası- A 501 Prof. Dr. Tarık Özker Amfisi’nde gerçekleştirildi.
 

Prof. Dr. Mithat İdemen`in çalışma arkadaşları, öğrencileri ve yakınlarının oluşturduğu 200`e yakın kişinin katkı ve katılımıyla yapılan etkinlikte coşkulu ve duygusal anlar yaşandı. Buluşma hocamıza sürpriz olarak hazırlanan fotoğraf sergisi ve kitapçık ile zenginleştirildi. Serginin gezilmesi ve İdemen`in yer aldığı 15 dakikalık video gösterimi yoğun etkileşime yolaçtı.  Videonun linki aşağıdadır. 

 

Prof. Dr. Tayfun Akgül`ün kolaylaştırıcılığını yaptığı etkinlik, saat: 13:00`te Selçuk Esen`in açış konuşması ile yapıldı. Esen, "Bilim ve Teknolojinin insan yaşamında açtığı ışıklı yolların önderleri olmuş hocalarımız ile sağlıklarında bir araya gelerek onlarla kucaklaşmak, bizim ve ülkemiz için verdikleri uğraşlarına, bitmek tükenmek bilmeyen enerji dolu çabalarına teşekkürlerimizi sunmak, onların engin deneyimleriyle biriktirdiklerinden yeniden faydalanmak üzere düzenlediğimiz "Saygı Buluşmaları"ndan ilkinde ülkemizin yetiştirdiği, değerli, aydın, bilim insanı Prof. Dr. Mithat İdemen ile birlikte oluyoruz" diye başladığı konuşmasına ""Matematik ve Elektromanyetik Alanlar" konusunda ender bilim insanlarından Sayın Prof. Dr. Mithat İdemen`in ışıklı yolunu birlikte yürüyeceğiz. Birlikte yürüyeceğimiz bu yolda ne kadar çok olursak, o kadar çok aydınlanacak ve güçleneceğiz. Her zaman demokrat kimliğiyle öne çıkan Mithat Hocamızı 81. Yaşında saygıyla selamlıyoruz" diyerek sonlandırdı.

 

Tayfun Akgül`ün ilk konuşmayı yapmak üzere kürsüye çağırdığı Şubemiz Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy, katılımcıları EMO adına selamladıktan sonra, bu tür etkinliklerin devam edeceğini, İTÜ Çınarları adı altında çıkardıkları 2 kitabın bu tür çalışmalarla devam ettirileceğini belirtti. Mithat İdemen ve mesleğe emeği geçen herkese minnet ve şükranlarını sunduklarını belirtti. Celepsoy, değerlerimize sahip çıkmanın aynı zamanda geleceğimize de sahip çıkmak olduğunu vurgulayarak içinden geçtiğimiz karanlık günlerde daha çok dayanışma ve birlik göstermenin önemine değindi.

Konuşmasına "Elektrik Mühendisleri Odamızın 62 yıl içerisinde bilimi, tekniği, mesleğimizi, mühendislik alanlarımızı kamu yararına ve bilim ışığında sürdürmesinde Mithat İdemen gibi hocalarımız, en büyük güvencemiz ve yolumuzu aydınlatan kutup yıldızlarımız olmuşlardır.

Bilimsel düşünceye verilen önem, bilimsel düşüncenin gerçek arayışını, sorgulamayı, tartışmayı, ifade etmeyi içerir. Tüm bunlar akılcı ve uygar bir toplumun da vazgeçilmezleri olmuştur. Hepinizin bildiği gibi, bilimsel düşünce, bilim için olduğu kadar, toplumsal hayatın kendisi için de gereklidir. Elektrik Mühendisleri Odası olarak, bilime dayalı eğitimi savunmak, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tüm önemli sorunlarda bilimin yol göstericiliğini hayata geçirmek, bilimin öncü rolünü ete kemiğe büründürmek, başlıca görevimiz olarak hep önümüzde durmaktadır. Bu Saygı Buluşması çerçevesinde de bir kez daha ifade etmek isterim ki, mühendisler olarak, bilimsel düşüncenin tüm meslek hayatımız boyunca kılavuzumuz olmasına ve temel yöntemimiz olarak ifade etmeye devam edeceğiz" diyerek başlayan Celepsoy, "Bir yandan evrensel bilgiyi harmanlayan, diğer yandan bu bilgiyi geliştirerek yaşadığı topraklara taşıyan; bununla da kalmayıp, evrensel aklın ve bilimsel metodolojinin kalıcılaşması ve yaygınlaşması için genç insanları heyecanlandıran ve özendiren hocamızın bugün bilim tarihinde hak ettiği yere taşınması büyük önem taşımaktadır. "Bilim bilim içindir" ilkesini şiar edinen Prof. Dr. Mithat İdemen`in şahsında, bilim ve aklın geliştirilmesi, yarınlara ulaştırılması açısından müstesna bir yere sahip olan İTÜ`ye emek veren ve bugünlere taşıyan tüm hocalarımıza, öğrencilerine, herkese şükran ve minnet duygularımızı EMO İstanbul Şube adına tekrar ifade etmek istiyorum" diye devam etti.

 

Celepsoy`un ardından Osman Bahadır`ın sunumu ile devam etti. Bahadır Matematik ve Elektromanyetik Alanın Tarihsel Perspektifi adlı sunumunda, elektrik ve elektromanyetik alanın tarihine kısaca değindikten sonra İdemen`in bu alandaki önemini ve katkılarını aktardı. Bahadır`ın sunumunun başında, Osmanlı medreselerinde matematiğin sınırlı bir yeri olduğunu belirterek, modern anlamda matematik eğitiminin ülkemize 18. YY sonlarında Mühendishane kanalıyla verilmeye başlandığının altını çizdi. 19. ve 20. Yüzyıl boyunca ülkemizde matematiğin gelişmesine öncülük eden hocalara değinen Bahadır, matematik eğitiminde en köklü değişimin 1033 yılındaki Üniversiteler Reformu ile yaşandığını söyledi. Bu reform ile ilk defa İstanbul Üniversitesi bünyesinde Matematik Enstitüsü kurulduğunu belirten Bahadır, bu enstitünün kuruluşunun ülkemiz matematik tarihinin önemli bir aşamasını oluşturduğunu vurguladı. Yabancı matematikçilerin ülkemizdeki matematik kültürünün gelişmesine önemli katkılarını olduğunun altını çizen Bahadır, 20. Yüzyılın ikinci yarısında artık içlerinde Mithat İdemen`in de bulunduğu Cumhuriyet döneminde yetişmiş matematikçilerin önemli çalışmalar yapmaya başladıklarını belirtti.  Mithat İdemen Elektromanyetizma teorisinin hem uluslararası hem de ülkemizdeki gelişimine gerek matematik uygulamaları gerekse doğrudan teoriye özgü çalışmalarıyla katkıda bulundu dedi. Ayrıca Eren Erdoğan, Hamit Serbest, Gökhan Uzgören ve Alinur Büyükaksoy gibi öğrencilerinden oluşan bilim grubunun özgün çalışmalarına da öncülük etti. Konuşmasına elektromanyetizma teorisinin doğuşu ve gelişimini anlatarak devam eden Osman Bahadır, modern çağın gerçek anlamda elektromagnetizma teorisi ve teknolojisi çağı olduğunu belirtti. Çünkü bu alandaki gelişmelerin bütün dünyayı gerek ekonomik gerekse toplumsal olarak büyük değişimlere uğrattığının altını çizdi. Daha sonra ülkemizdeki bilimsel yayın tarihine değinen Bahadır, İdemen`in ulusal ve uluslararası yayınlarına değinerek, hocamızın uluslararası elektromagnetizma teorisine çok önemli katkıları olduğunun altını çizdi. Bahadır konuşmasını şu sözlerle bitirdi. "Prof. Dr. Mithat İdemen yaklaşık iki asırlık modern matematik tarihinin en önünde gelen matematikçilerinden biridir. Bir asırlık elektromagnetizma tarihimizin ise en önde gelen simasıdır."

 

Osman Bahadır`ın konuşmasının ardından Şubemiz tarafından hazırlanan ve Mithat İdemen`in ve öğrencilerinin yer aldığı 15 dakikalık video gösterimi yapıldı.

Katılımcıların büyük bir ilgiyle izlediği videonun ardından İdemen`in çalışma arkadaşı Prof. Dr. Duran Leblebici ve öğrencilerinden Prof. Dr. Hamit Serbest birer konuşma yaparak, hocanın gerek mesleki gerekse kişisel yaşamlarındaki etki ve önemini üzerine kişisel duygu ve düşüncelerini aktardılar.

 

Konuşmasına, öncelikle bir insan sağlığında sevenleri, arkadaşları ve yakınlarıyla biraraya geldiği böyle bir toplantıyı düzenleyenlere teşekkür ederek başlayan Leblebici, konuşmasını Mithat İdemen`in sınıf arkadaşı olarak yapacağını belirtti. "Mithat İdemen`i ilk olarak sınıfta, içinde matematik dersleri çok olduğu için elektrik mühendisliğini seçen biri olarak tanımış ve şaşırmıştık çünkü biz o zamana kadar aldığımız eğitim nedeniyle matematik derslerinden çok hoşlanmıyorduk. Mithat matematik derslerinin hatırına mühendislik derslerine katlandı. Bu süreçte de içindeki matematik tutkusunu, matematik aşkını mayalandırdı ve mühendis olmadı, bilim adamı oldu" dedi.  "Bilim adamı kimdir, bilim adamı kime denir, bilim adamı nasıl olunur? diye sorgulamak lazım diyen Leblebici, her üniversite mezununun bilim adamı olarak görülmesinin doğru olmadığını belirtti. Benim için "Hiç kimsenin bilim adamı olduğundan şüphe etmediği kişi bilim adamıdır" diyen Leblebici, "Bu tanımdan yola çıkarak diyorum ki, Mithat İdemen bilim adamıdır" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.  

Mithat İdemen ile 42 yıldır birarada olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Hamit Serbest, "tabiri caizse hocam bizim kısa pantolonlu halimizi bilir" dedi. 3. Sınıftan itibaren İdemen ile çalıştıklarını söyleyen Serbest, "Biz bir bilim insanı olarak terbiyemizi hocamızdan aldık" dedi. Biz bu yaşta bile hala öğrencimizin karşısında bilmediğimiz bir şeyi bilmiyoruz diyebiliyorsak bunu da hocamızdan öğrendik diyen Serbest, hocamızdan bir diğer öğrendiğimiz şey de medyatik olmamaktır diye devam etti. Diğer önemli bir hususun da liyakat olduğunun altını çizen Serbest, biz 80 darbesine kadar elektromanyetik kürsüsü olarak çok mutluyduk ama tam dernek kurmak üzereyken darbe sonrasında bundan vazgeçtik. Ardından 1983 yılında YÖK geldi. 1996 Rektörlük seçimlerinde bu üniversitenin rektörü olan kişi de bu üniversitenin altını üstüne getirdi.  Sözlerini bizi kattıkları için, bilime katkıları için Mithat İdemen`e, ailesine ve meslektaşlarına teşekkür eden Serbest kürsüden, "Hocam iyi ki varsınız" diyerek ayrıldı.  

 

Daha sonra söz alan ve uzun yıllar İdemen`in asistanlığını yapmış olan Prof. Dr. Alinur Büyükaksoy, Mithat İdemen`in mesleğe ve bilimsel çalışmalara katkılarından kimi anekdotları vurguladı. "Mithat bey benim hayatımda dönüm noktası olmuştur. Çünkü ben de matematiğe meraklıydım ve elektromanyetik alanla ilgileniyordum" diye konuşmasına başlayan Büyükaksoy, üniversitede benim akademik kadroya atanmam sırasında bir hocamız benim için "o biraz dalgacıdır" demiş. Mithat hocam da "Evet ben onu daha iyi bir dalgacı yapmak için istiyorum" demiş ve ben böylece akademik hayata başlamış oldum. Hocam -ki bunu kendisinden birkaç defa duydum- matematikten bir sanat eserinden etkilendiği gibi etkilenir. Yine Mithat beyin üniversite anlayışı bugünkü üniversitelerden üstlendiği misyondan çok farklıdır. Onun için meslek kazandıran okullar yüksek okullardır. Ama üniversite bu yüksek okullara yanyana varolan romantik ortamlardır. Orada bilim bilim için sanat sanat için yapılır. Mithat bey üstün bilim adamlığının yarı sıra engin mütevaziliği ve hoşgörüsüyle de bizlere rol model olmuştur.

 

Mithat İdemen`in kızı Prof. Dr. Sibel Ertan, böyle bir toplantının düzenlenmesinden, burada konuşma yapmaktan büyük onur duyduğunu belirterek başladığı ve bir baba olarak Mithat İdemen`in portresi niteliğindeki konuşması, duygu ve heyecan yüklü bir biçimde gerçekleşti. Ertan`ın konuşmasında, bir baba olarak Mithat İdemen`in özelliklerini ve hala torunlarına kadar uzanan öğrenme/öğretme ve çalışma disiplinini kişisel anılarla birlikte aktarması yoğun ilgi topladı. Babasının en ağır basan özelliğinin sorumluluk duygusu olduğunu belirten Ertan, üç kardeş olduklarını ve babalarının, yaşamlarının her yönüyle birebir ilgilendiğini, her türlü eğitim sorunundan kişisel ihtiyaçlara kadar her durumda İdemen`in bir baba olarak hazır ve nazır olduğunu aktardı. Sağlık ve beslenme konularında da çok ilgili olduğunu anlatan Ertan, üç kardeş için doğdukları andan itibaren her türlü olayın babaları tarafından kaydedildiği kartlar olduğunu belirtti. Bu kartlarda bir tarihte çocukların birinde olmuş ama sebebi anlaşılmayan bir karın ağrısının bile kaydı el yazısıyla bulunurdu dedi. Abim çok sık ateşlenen bir çocuktu ve babam her gece saat iki üç gibi ateşimizi kontrol ederdi. Bunu çocukluğumuz boyunca hiç aksatmadan yaptı. Babamın bu sorumluluk duygusu bizlerle sınırlı kalmadı. Torunlarına kadar uzandı. Bir aşı sonrası ateşi çıkan oğlumu sabaha kadar kucağında gezdirdiğini, sabah ise hiç uyumadan TÜBİTAK`a göreve gittiğini anımsıyorum dedi. Babamın sorumluluk duygusu bununla sınırlı değildi. Babam bu takip kartlarını sadece bize değil, eve getirdiğimiz hayvanlara da uyguluyordu, evdeki akvaryumda bulunan balıkların durumunu, kaç tane yumurtladığını, kaçının ölüp kaçının sağ kaldığını tek tek takip ederdi dedi. Babamın yüksek sorumluluk duygusu dışında vurgulamak izlediğim ikinci yönü mütevaziliğidir. Babamın bilimsel çalışmaları ve hedefleri açısından mütevazi olduğunu hiç düşünmüyorum. Aksine iddialı ve taviz vermez bir tutumu vardır. Ama benim vurgulamak istediğim yön özel yaşamındaki mütevaziliği ve maddiyata hiç değer vermemesidir. Babamın üçüncü bir vasfı ise bilim adamlığını bir yaşam biçimi olarak içselleştirmesidir. Bizim mütevazi evimizin kapısı her zaman babamın öğrencilerine açıktı. Sabah akşam her saatte ve özellikle uzun Pazar kahvaltılarında isteyen her öğrenci ya da çalışma arkadaşları evimize gelir ve bu ortamı bizlerle paylaşırlardı. Bu ortamlarda her türlü konu özgürce konuşulur ve tartışılırdı. Ama babam politika konusuna her zaman pek sıcak bakmayan, hazzetmeyen bir insan oldu her zaman. Belli bir limitin ötesinde bu konulara harcanacak zaman ve enerjinin kayıp olacağını söylerdi. Babam doğal olarak üretmeyi her zaman çok severdi. Hala da enerjisinin önemli bir bölümünü bir kitap yazmak için harcadığını biliyorum. Ayrıca üretken ve çalışkan insanları da çok severdi. Üretkenliği sadece bilim alanında değildi. Annemle birlikte çok iyi bir çiçek yetiştiricisidir aynı zamanda. En son değinmek istediğim konu öğretmeli sevmesi, öğrenmeyi sınırsız sevmesidir. Sanırım babam bilimin büyülü dünyasında aynı Alis harikalar dünyasındaki gibi büyülü bir yolculuk ediyor. Bu arada mihenk taşları da çözdüğü problemler, teoremler, ispatlar… Birini çözüyor diğerine atlıyor, atlaya atlaya devam ediyor o yolculuğa.

 

Ardından kürsüye çıkan Prof. Dr. Mithat İdemen, bu etkinliğin düzenlenmesinin kendisinde yarattığı mutluluk ve heyecanı belirterek emeği geçen herkese teşekkür ederek başladı konuşmasına. Romantik bilimsel yolculuğunun köşe taşlarına değinen İdemen, bu duygu ve heyecanı öğrencilerine aktarmak için denediği yöntemleri ve kimi sonuçlarını aktaran ve salondaki herkesin soluk almadan dinlediği etkili bir konuşma yaptı. Bilimin birçok insan içir bir güç, bir silah ya da hüner olarak algılandığını belirten İdemen, insanlar bu gücü ya da hüneri kullanarak karşılaştıkları güçlükleri aşmak istiyorlar. Benim için bilim, gerek matematik gerekse klasik mekanik ve elektromagnetik anlamında klasik fizik bir resim ya da heykel gibi sanat eseri gibi sevdiğim haz aldığım bir uğraştı. Duygulandığım, etkilendiğim bir uğraştı hep. Bazı teoremlerin metinleri de bir sanat eseri görmüş gibi etkilerdi beni. Bu etkiyi size anlatamam belki ama 50 yıllık üniversite hayatım boyunca öğrencilerime hep bu duyguyu anlatmaya çalıştım, onlar da bunu anlayarak dersleri izlesinler istedim. Öğrencilerin dersleri heyecan ve sevgiyle izlemeleri için değişik yöntemler denedim. Öğrencilere teoremleri kuramları basit formüller halinde ve biraz masalsı bir dille anlatmaya çalıştım. Onlar böylece bilimi sevsinler ve daha doğrusu saysınlar istedim. Böylece bu basitleştirilmiş formüllerin arkasındaki o büyük, korkunç karmaşayı anlamaya çaba göstersinler ve onları idrak edebilsinler diye çaba gösterdim.

 

Öğrencilere konuları nasıl anlattığını, Foucault Sarkacı hikayesiyle fiziğin temel kuramlarının 250 yıllık gelişmesini nasıl basit bir dille sevdirmeye çalıştığını aktardı.  Daha sonra insanlığın gelişimi üzerinden sözünü Cahit Arf`a bağlayan İdemen, bugüne kadar sürdürdüğü kimi zaman ekonomik kimi zaman sosyal olarak sıkıntılı yaşantısının ardında her zaman eşinin ve çocuklarının bulunduğunu ifade etti.

 

Salondaki herkesi ayakta alkışladığı konuşmadan sonra konuklar arasından kimi öğrencileri, meslektaşları ve çalışma arkadaşları söz alarak İdemen ile ilgili kişisel anı ve düşüncelerini aktardılar. Bu bölümün de tamamlanmayla İdemen`e Şubemiz Başkanı Erol Celepsoy tarafından bir plaket sunuldu. Programın tamamlanmasının ardından fuayedeki kokteylde de süren sohbetler ve temenniler bu etkinliğin yarattığı coşku ve heyecanı göstermesi açısından önemli bir gösterge oldu.   

Video Gösterimi

 

 

Dosyalar

(265 KB)

(173 KB)



TORBA YASA TEKLİFİNİ GERİ ÇEK

17.11.2020
 


Çok Okunanlar


KOMİSYON BAŞVURULARI DEVAM EDİYOR

ELEKTRONİK MDK ÜYE TOPLANTISI

679. GÜNÜNDE ADALET NÖBETİ`NDEYDİK

DUYURU

TİP ŞİŞLİ İLÇE YÖNETİM KURULU`NDAN ŞUBEMİZE ZİYARET

19. İLTEK GÜNLERİ`NDE ŞUBEMİZ STANDI AÇILACAK

IŞIK ÜNİVERSİTESİ`NDE `NESNELERİN İNTERNETİ VE OTOMASYONU` SEMİNERİ

693. GÜNÜNDE #ADALETNÖBETİ`NDEYDİK.

ADALET NÖBETİ`NDE 700. GÜN

YAŞASIN 8 MART

Okunma Sayısı: 3966


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.