MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO 4. AKADEMİK KAMP İLK GÜN ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI


HABER


 
Elektrik Mühendisleri Odası’nca İzmir Şirince’de bulunan Nesin Matematik Köyü’nde düzenlenen Akademik Kamp’ın ilk gününde Doç. Dr. M. Timur Aydemir “Elektrikli Araçlarla Kablosuz Enerji Transferi”, Prof. Dr. Hamit Serbest “İnsan ve Eğitim”, Prof. Dr. Sedat Sunter “Matris Konveıtörler” ve Dr. Arda Tüysüz “Güç Elektroniği ve Elektrik Makinaları’nda Günümüzün ve Geleceğin ArGe Konuları” başlıklı sunumlarını yaptılar.
 

Doç. Dr. Timur Aydemir sunumunda, "Elektrikli Araçlarda Kablosuz Enerji Transferi"nin Türkiye açısından oldukça yeni bir konu olduğunu belirtirken, temassız güç aktarımının tercih edilmesinin nedenlerini şöyle sıraladı:

"Her şeyden önce ortada bir kablo çöplüğü yok. Dolayısıyla kabloların getirdiği diğer problemler de olmuyor. Bir temas söz konusu olmadığından temasın yarattığı yıpranma sonucu oluşan toz ve atık da söz konusu değil. Yalıtım güç elektroniğinde önemli; yalıtım olacaksa, temassız yaptığınızda otomatik sağlamış oluyorsunuz. Kirli ve ıslak ortamlarda kullanılabiliyor. Güvenli, hızlı ve esnek."

Kablosuz güç aktarımı fikrini ilk olarak 1891 yılında Tesla`nın ortaya attığını, 1901`de bu amaçla bir kule yapıldığını ancak kaynak yetersizliğinden çalışmaların yarım kaldığını anlatan Aydemir, Tesla`nın çok sayıda teknoloji geliştirdiğini, birçok buluşun da sahibi ya da öncüsü olduğunu anımsattı. Kablosuz güç aktarımının onlarca yıl sonra mikrodalga teknolojisinin gelişmesiyle yeniden gündeme geldiğini belirtti.

Aydemir, elektrikli diş fırçaları gibi günlük yaşamda kullandıımız cihazlarda uzak alanlı mikrodalga sistemlerinden yararlanıldığını, küçük güçlü bu sistemlerde verimin çok önemli olmadığını, ancak elektrikli araçlar gibi uygulamalarda mesafeler uzun olduğundan bağlaşımın zayıfladığını, güçler daha yüksek olduğu için verimin önemli hale geldiğini, sargı boyutları büyütülerek ve özel kompanzasyon yapıları kullanılarak bu zorlukların aşılmaya çalışıldığını kaydetti.

Timur Aydemir, bu sistemlerde kullanılan farklı güç elektroniği dönüştürücüleri hakkında bilgi verdi. Aydemir, sargıların hizalanması, yabancı ve canlı nesne algılama, sağlık ve güvenlik açısından dikkat edilmesi gereken çalışma ilkelerini anlatan Aydemir, özellikle insan sağlığının nasıl etkilendiği konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

"Zeka Donanım mı, Yazılım mı?"

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Hamit Serbest, sunumuna insandan yola çıkarak başladı. İnsanlığın gelişim ve dönüşümünü sağlayanın ne olduğunu sorgulayan Serbest, "Bu gelişim ve dönüşümü sağlayan nedir? İnsanlığın kaderi mi? Değil. Çevreye uyum gösterebilmemiz ve bir de zeka" dedi.

"Tek başına zeka diyebilir miyiz? Zeka insan için bir donanım mı, yoksa yazılım mıdır?" diye soran Serbest, bilgisayar örneğini vererek, sahip olduğu tüm parçalara karşın işletim sistemi olmazsa bilgisayarın çalışmayacağına işaret etti. İnsan vücudunda hücrelerin bir araya gelip dokuyu, dokuların organı, organların sistemi, sistemlerin organizmayı oluşturduğunu belirten Serbest, "Zeka insan için tanımlı. Ancak hücre düzeyinde olabilir mi? Tanımlı süreçler olması zekanın varlığını gösterir mi?" sorularını yöneltti.

"Beyin Tek Başına Yeterli Değil"

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin düşünmek olduğunu kaydeden Serbest, "Bu yetenek hangi organa verilmiş? İlk akla gelen beyin. Peki beyin tek başına yeterli mi? Kalp olmasa, mide olmasa çalışabilir mi? Hepsi birbirine bağlı. Mide düşünebiliyor mu? Duyum ve bilinç merkezleri bulunur beyinde. Demek ki beyin tek başına yeterli değil" dedi.

Zekanın insanın yeteneklerini tanımladığını, düşünmenin ise bir eylemi anlattığını belirten Serbest, bu süreci "Düşünme, akıl yürütme, gerçekleri algılama, yargılama, sonuç çıkarma ve karar verme" olarak aktardı. "Gördüğümüz duyduğumuz, hissettiğimiz tattığımız kokladığımız her şey bizim için bilgidir" diyen Serbest, salona "Bilgili olmamız için eğitim yeterli mi?" sorusunu yöneltti. Eğitim sisteminin "uyumlu bireyler yaratmaya odaklı" olmasını eleştiren Serbest, şöyle konuştu:

"Amaç daha çok ve daha çok bilgi toplamak olmamalı. Ekosistemi tanımalı, bilmeli, benimsemeli ama sorgulayan da olmalıyız. Soyut kavramları okudum kabul ettim diyen insanlar yetişmemeli. Somut gerçekleri, bilimi temel alarak sorgulamalı, ancak sorgulamak ile kural tanımamayı da ayırmalı. Kuralı sorgulamak başka bir şey, değişmesi için mücadele etmek başka bir şey, ben bu kuralı tanımıyorum demek başka bir şey. Bu ayrımı yapabilmelisiniz."

Bilgisayarların, programcısının izin verdiği ölçüde zeki olabileceğini ancak insan gibi karar veremeyeceğini çünkü zekasının doğal değil yapma olduğunu anlatan Serbest, şu görüşleri dile getirdi:

"İnisiyatifi bilgisayara bırakamazsınız"

"Bilgisayarları insan gibi düşünebildiği, karar verebildiği noktaya getirme hayalleri var ama acaba bu olacak mıdır? Bugün insansız hava, deniz, kara araçlarımız var, biz bunları salınca belirlenmiş güzergahın dışına çıkabilecek mi acaba? İnsansız bir taksiyle siz yolculuk yapabilecek misiniz? İnisiyatifi bilgisayara bırakmazsın, o bilgisayarın bilemeyeceği bilgilere sahipsin, işin bir sürü siyasi boyutu var. Bu bilgisayarın yeteneksizliğinden değil. Bilgisayarda eksik ya da fazla olan ne? Merak var mı? Yok. Özgürlük var mı? Yok. Ama iyi bir bilgisayar yapabildiyseniz eğer aynısından milyonlarca yapabilirsiniz. Ama aynı insandan bir ikincisini bulamazsınız, yapamazsınız da. Ne görünüş olarak, ne karakter olarak. İnsan doğası gereği farklılaşır. Ne kadar baskılasanız da farklılaşır. Farklılaşmanın temelinde de merak vardır. Tabi ki bireysel farklılaşmayı sağlayacak şey merak ile birlikte özgürlük. Özgür olmayan birey merak etmeye cesaret edemez."

Ekosistemin sadece kendi koşullarına uygun yaşamları beslediğini kaydeden Serbest, "Ekosisteme uygun değilsen, ya sistemi değiştireceksin ya da kendini. Hangisini yaparsanız yapın, ikisinde de canınız acıyacak, üzüleceksiniz. Hangisinin bedelinin daha ağır olduğuna da sizden başkası karar veremez. Gömlek değişir gibi sistem değişmez. O bir süreçtir, yıllara kuşaklara yayılan bir süreçtir. Karıncanın hacca gitmesi örneğindeki gibi, ‘Sen gidemezsin` demişler, ‘Gidemesem de yolunda ölürüm` demiş. Önemli olan olaya nasıl baktığınız" diye konuştu.

"Gelişimde Temel Dürtü Merak"

Mahalle baskısının "kimilerinin hedeflediği hayat tarzını gerçekleştirmek için kullanılan bir araç olduğunu" belirten Serbest, şunları söyledi:

"Başka bir dünya daha var. Teknoloji nereye gidiyor, başka toplumlar neleri merak ediyor? İnsanlığın gelişimindeki temel dürtü meraktır. Biz bir türlü kullanamıyoruz. Evren durağan mı? Büyüyor veya küçülüyor mu? Büyüklüğü ne kadar? Başka canlılar var mı? Batı bunları merak ederek teknolojiler geliştirdi. Teknolojik ürünlerin her iki ucunda da insan var. İnsan aklının eseridir. İnsan bu kurmaca dünyayı seviyor. Sevmiyor olsaydık bu hale getirmezdik. Çünkü bunu tetikleyen insanın hayalleri özlemleri, istekleri, arzuları var. Siz bunları körelttiğinizde insan insan olmaktan çıkar. Amaç sadece temel gereksinimleri karşılamak olsaydı bu kadar çeşitliliğe gerek yoktu, ama şimdi akılımızın alamayacağı kadar çeşit var, çünkü merak ve hayal gücü var."

Serbest, öğrencilere "İlk ve tek olmak çekinilecek bir şey değil. İlk ve tek olmak için atılın öne, size deli diyebilirler ama yapın. Birlikten kuvvet doğar ama yetmez. Çare demokrasi ama ağlamadan kimseye demokrasi vermezler. Dolayısıyla uğraşacaksın. Bu memleket seninse yorulacaksın başka çare yok. Çare sensin, başka çare arama" diye seslendi.

Matris Konvertörler

Öğleden sonra kamp programı Prof. Dr. Sedat Sunter‘in "Matris Konvertörler" sunumuyla devam etti. Matris çeviricilerin yapısı, topolojileri ve uygulama alanlarını anlatan Sunter, sunumunda matris çeviricilerde kullanılan Venturini, Skalar, Uzay Vektör PWM modülasyon algoritmalarını ele aldı. Venturini modülasyon algoritmasının özel bir uygulaması olan modife edilmiş Venturini modülasyon algoritması ayrıntılı olarak anlatan Sunter, daha sonra matris çevirici topolojileri üzerinde durdu. Bu topolojilerin en yenisi olan bir faz giriş, iki faz çıkış literatüre yeni sunmuş olduğu matris çevirici algoritması ve güç devresi hakkında bilgiler verdi. Sunumunun son bölümünde ise matris çeviricilerin uygulama alanlarından söz eden Prof. Dr. Sedat Sunter, en önemli uygulama alanlarından asenkron motor sürücüleri ve rüzgar enerji sistemlerine ait yapmış olduğu çalışmalardan örnekler sundu.

Güç Elektroniğinde Ar-Ge Çalışmaları

Akşam yemeğinin ardından ise Dr. Arda Tüysüz tarafından "Güç Elektroniği ve Elektrik Makinalarında Günümüzün ve Geleceğin Ar-Ge Konuları" başlıklı sunum yapıldı. Oldukça ilgi çeken sunumun ilk bölümünde ETH Zürih‘i tanıtan Tüysüz, özellikle elektrik mühendisliği alanında Ar-Ge çalışmalarında temel düşünce esaslarını anlatırken, yapılan çalışmalar üzerinden örnekler verdi. ETH Zürih bünyesindeki Güç Elektroniği Sistemleri Enstitüsü‘nde yapılan çalışmaların 3‘te 2‘sinin endüstri tarafından finanse edildiğini, bu nedenle bilim için bilim değil, uygulama için bilim yapıldığını; ürün olmayacak araştırmaların ancak bir sonraki aşamada ürün olabilecekse enstitü tarafından "Stratejik Ar-Ge" kapsamında finanse edildiğini anlattı.

Dr. Arda Tüysüz, güç elektroniği devresinde hacim, ağırlık, bozulma oranı ve maliyeti gibi olumsuz özellikler üzerinden hareket edilerek Ar-Ge çalışmalarında bunların en aza indirilmeye çalışıldığını; burada da tek tek değil, bir kaçının birden indirilmesinin esas olduğunu ifade etti. Tüysüz, sistemler tasarlanırken belli katmanlar halinde bakıldığında, belli materyaller kullanıldığını, daha sonra bunların komponentlere dönüştürüldüğünü ve sistemler üretildiğini kaydetti.

Performans uzayı oluşturarak enerji verimi, enerji yoğunluğu ve maliyet olmak üzere 3 bacak üzerinde modelleme yaptıklarını, optimum noktayı bulmaya çalıştıklarını anlatan Tüysüz, Ar-Ge çalışmasında iki yol bulunduğunu, bunlardan birinin komponentleri iyileştirmek olduğunu, ikincisinin ise sisteme ya da uygulamaya yönelik müdahaleler olduğunu söyledi. İkinci aşamada mekatronik alanının öne çıktığını, artık elektrik, makine, kontrol gibi alanların birarada düşünülmesi gerektiğini, birinde uzmanlaşmanın yeterli olmadığını anlatan Tüysüz, en azından bu tarz grupların parçası olunması gerektiğini vurguladı.

Dr. Tüysüz, günümüzde Ar-Ge çalışmalarında kompakt, küçük ve verimli sistemler yaratılmasına yönelindiğini, burada da en büyük itici gücün ulaşımda olduğunu, güç yoğunluğu ve verimliliğin aynı anda iyileştirilmeye çalışıldığını kaydetti. Arda Tüysüz, yüksek güç yoğunluklu ve hafif tahrik sistemleri, çok yüksek hızlı sistemler, manyetik ve hava yataklama sistemleri, yüksek dinamikli ve yüksek kesinlikli konumlandırma sistemleri ve ekstrem koşullarda çılışan sistemleri yapılan çalışmalardan örneklerle anlattı. Sunumunun son bölümünde ise endüstriyel üretim, yenilenebilir enerji, medikal ve uzay alanlarında seçilmiş elektrikle tahrik uygulamalarına ayırdı.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

TELE 1- SABAH PUSULASI

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

Okunma Sayısı: 312


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.