MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İSTANBUL ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR

   · 

SMM NEDİR?

   · 

ÖLÇÜM VE BİLİRKİŞİLİK İÇİN BAŞVURU

   · 

YAYIN SATIŞ VE KİTAP LİSTESİ

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 EDİRNE   İSTANBUL   KIRKLARELİ   TEKİRDAĞ 
 

 
MİSEM EĞİTİMLERİ
 

EMO İstanbul Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 81

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

6. ULUSLARARASI YÜZDE YÜZ YENİLENEBİLİR ENERJİ KONFERANSI YAPILDI


HABER


 
Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği`nin bu yıl altıncısını düzenlediği Uluslarararıs Yenilenebilir Enerji Konferansı 26 Mayıs 2016 günü Türkan Saylan Kültür Merkezi`nde başladı. Şubemiz YK Başkanı Erol Celepsoy`un da açılış programında bir konuşma yaptığı konferans üç gün boyunca devam edecek. Erol Celepsoy`un burada yaptığı konuşma metni haberin devamındadır.
 

Sayın Konuklar,

Sevgili Meslektaşlarım,

Yenilenebilir Enerji Alanın Değerli Temsilcileri,

 

Öncelikle hepinizi örgütüm Elektrik mühendisleri Odası adına saygıyla selamlar, bu çok yararlı etkinliğin düzenlenmesinde emeği olan herkese teşekkürlerimi belirtmek isterim.

 

Daha çeyrek asır önce ütopik bir düşünceden ileri gitmeyen "yüzde yüz yenilenebilir enerji mümkün mü?" sorusunun bugün böyle somut olarak tartışılabilir ve öngörülebilir hale gelmesi, kimi ülkelerin stratejik projeksiyonlarının eksenine oturması sanırım benim kadar buradaki herkesi de heyecanlandıran bir olgudur.

 

Biliyorsunuz, Odalarımız, yıllardır enerji sektöründe başta enerji kaynakları olmak üzere sektördeki dışa bağımlılığa, kamu kaynaklarının yağmalanmasına ve çevre sorunlarına dikkat çekmiş; bunlara karşı ulusal, kamusal ve çevreyle uyumlu, planlamaya dayalı, politika ve uygulamaların savunucusu olmuşlardır. Bundan dolayı hükümetlerin serbest piyasa kurallarına uygun olarak çıkardıkları birçok yasa ve yönetmeliğe eleştirel yaklaşmakta, bunların toplumsal olarak yaratacağı sıkıntılara dikkat çekmektedirler.

 

Ancak bu yaklaşıma karşın odalarımız Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Yasalarını desteklemekten geri durmamışlar ve yasaların uygulanmasını da takip edeceklerini belirtmişlerdir. Sadece biz Elektrik Mühendisleri Odası olarak bugüne kadar 8 adet Yenilenebilir Enerji Sempozyumu düzenledik. Dokuzuncusunu 2017 yılında düzenleyeceğimiz bu sempozyumlarda, alanın bütün bileşenlerini biraraya getirerek sorunları değerlendirmeye, ortak çözüm önerileri geliştirmeye ve yeni birliktelikler yaratmaya çalıştık.

Sayın konuklar,

 

Odamız, başta hidroelektrik, rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş enerjisi olmak üzere, yenilenebilir enerji kaynaklarının kamu ve toplum yararına etkin bir şekilde devreye girmesini öngören bütün projeksiyonların ve uygulamaların yanındadır. Ancak burada bizim için kilit kavramlar kamu ve toplum yararıdır. Çünkü kamu ve toplum yararına olmayan bütün düzenlemeler, iktidarlar tarafından iç ve dış politik manevralar olarak kullanılmakta ve sadece teşvik süreleri ve miktarlarının tartışıldığı bir ekonomik zorunluluklar tartışmasına sürüklenilmektedir.

 

Yenilenebilir Enerji Yasası ve uygulamaları da maalesef bu yönde ilerlemekte, Enerji Bakanlığı ve ilgili bütün kurumların yıllık ve stratejik planlarında bolca yer verilen ama uygulamada ağırlıkla ihmal edilen politik ve ekonomik manevra alanları olarak ele alınmaktadır. Yenilenebilir Enerji Yasası`nın çıktığı günden bu yana ülkemizin son derece zengin potansiyele sahip yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı çok yetersiz ölçüde gerçekleşmiştir.

 

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından lisanssız elektrik üretiminin yavaş ilerlemesinde; mevzuat değişiklikleri, bürokratik prosedürler, proje onay ve tesis kabul sürelerinin uzun olması en önemli engellerdendir. Ama bu engeller bir yana son yıllarda yenilenebilir enerji kaynakları kategorisinde ele alınan ve birçok yerde halkın ciddi tepki ve protestosuyla karşılanan Mikro HES`lere verilen lisanslar ve yapılan inşaatlar, iktidarın enerji üretimini kamu ve toplum yararı gözetmeden sürdürdüğünün önemli bir göstergesi durumundadır.

 

Son dönemde, kurulan kimi rüzgar santrallarına karşı bölge sakinleri açısından gösterilen tepkiler, yenilenebilir enerji santrallarının da havzada yaşayanların katılımları ve onayıyla yapılmadığı durumlarda sorun yaratabileceğini, enerji üretiminin demokratik süreçlerden geçerek toplumsallaştırılması gerektiğini gözler önüne sermektedir. Bu etkinliğin adında yer alan "Ekolojik ve Demokratik Topluma Geçiş" ibaresinin giderek öne çıkan bu sorunu da ıskalamadığını görmekten özel olarak mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.

 

Değerli Katılımcılar,

 

2016`nın Mart ayında Enerji Bakanlığı Bütçe konuşmasında;

"Enerji sektöründe tüm kuralların yeniden yazıldığı bir dönemden geçilmektedir. Büyük enerji ithalatçısı ülkeler ihracatçı konumuna geçmekte, büyük enerji ihracatçısı ülkeler ise talep büyümesinin merkezi haline gelmektedir. Ayrıca petrol fiyatlarında yaşanan önemli düşüşler neticesinde oyunun kuralları yeniden belirlenmektedir. Ekonomik büyüme, enerji talebi ve çevre ilişkisi her zamankinden önemli bir hale gelmiş olup en zengin kaynaklara sahip ülkeler için bile enerji verimliliği ve çevresel etki uyumu ana gündemi oluşturmaktadır" diyen Enerji Bakanımızın, ilk elden yaptığı çalışmalarının ağırlığını nükleer santral ve termik santrallara vermesi, enerji politikalarının yönetiminde olanların hangi anlayışla çalıştıklarını göstermesi açısından önem taşımaktadır.    

 

Sadece yeni Enerji Bakanımızın değil, son yıllarda yerli kaynaklar başlığı altında kömüre dayalı termik santrallara verilen önem, özellikle Fukuşima Nükleer faciasından sonra bütün dünyanın yeniden gözden geçirdiği nükleer santralların ülkemize sokulması için gösterilen siyasi inat, yönetenlerin enerji anlayışını göstermesi açısından ibret verici örneklerdir.     


Bilindiği üzere, mevcut "al ya da öde" esaslı doğalgaza dayalı ulusal ve uluslararası düzeydeki enerji ve elektrik anlaşmaları, kamu bütçesinde ciddi ölçüde olumsuz bir yük oluşturmaktadır. Bu süreçte Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kullanımı kapsamında devreye girecek yeni santrallerden elde edilecek elektrik enerjisi için yapılacak teşvikler çeşitli çevrelerce yeni bir bütçe açığı olarak ele alınmaktadır. Ancak, enerji sektöründe yaşanan bu olumsuz sürecin kamusal yarar doğrultusunda çözümlenmesi yerine, mevcut durum aynen kabullenilerek, yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye sokulmasının da bilinçli olarak geciktirilmiş olması her kesim tarafından kabul edilmektedir. 

 

Sayın katılımcılar,

 

Burada Yenilenebilir enerji alanının duayenlerinin ve değerli hocalarımızın bulunduğu bu ortamda konu üzerine daha fazla konuşmaktan imtina ederek, 2015 yılında Adana`da gerçekleştirdiğimiz VIII. Yenilenebilir Enerji Sempozyumu Sonuç Bildirgesi`nde yer alan şu noktaları belirtmek istiyorum:

 

Tüm dünyada enerji alanında; fosil yakıtlara dayalı elektrik üretimi, nükleere bağlı ölümcül

riskler, karbondioksit emisyonları, iklim değişikliği ve çevresel etkileri gibi konularda

yapılması gerekenler yaşamsal öneme sahiptir.

 

Nüfus artışı, teknolojideki gelişmeler, artan talepler, tüketimdeki artışlar ve buna bağlı olarak

artan üretim süreçlerinin enerji kullanımına olan ihtiyacı artırdığı bir gerçektir. Ancak, kapitalizmin dayattığı neoliberal politikaların bir sonucu olarak enerjinin özelleştirmelerle

kamusal alanın dışına çıkarılmasına bağlı olarak enerji yoksunluğu ve yoksulluğu da bir sorun

olarak epeydir gündemimize girmiş bulunuyor.

 

Tüm insanlığı etkilemekte olan enerji sorunlarının çözümünün yenilenebilir enerji kaynakları

olduğu görülmektedir. Dünyada pek çok ülke, nükleer ve fosil kaynaklara dayalı elektrik üretimini azaltma arayışlarında yenilebilir enerji kaynaklarını bir zorunluluk olarak görüyor.

 

Ülkemiz açısından fosil yakıtlara bağımlılık siyasi ve ekonomik olarak dışa bağımlılığı da

beraberinde getirmektedir. Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından son derece zengin potansiyele sahip olmasına rağmen bu kaynakları kullanma bakımından çok geridedir.

 

Yenilenebilir enerji kaynaklarından lisanssız elektrik üretiminin yavaş ilerlemesinde;

mevzuat değişiklikleri, bürokratik prosedürler, proje onay ve tesis kabul sürelerinin uzun

olması en önemli engellerdendir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üreten tesislerin kurulum maliyetleri yüksektir. Dışa bağımlılığı ve maliyetleri azaltmak için bu konuda yerli üretim ve ar-ge çalışmalarını destekleyecek bir perspektif geliştirilmelidir.

 

Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin şekilde hayata geçirilmesi noktasında üniversitelerin,

meslek odalarının ve üreticilerin gerek enerji politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında

gerekse tasarım, planlama ve ar-ge çalışmalarında bir arada çalışmaları önem arz etmekte

olup, bu konuda ülkemizin kat etmesi gereken uzun bir yol bulunmaktadır.

 

Elektrik enerji kullanımının insan hayatının vazgeçilmez bir unsuru ve toplum yaşamının ortak gereksinimi olduğu gerçeğinden hareketle, tedarik ve sunumunda kamusal bir hizmet anlayışını gerektirmektedir. Elektrik enerjisinin üretim, iletim ve dağıtım faaliyetleri arasındaki organik bağ bu faaliyetlerin eş zamanlı olarak ve merkezi bir planlama anlayışı

içinde yürütülmesini de zorunlu kılmaktadır.

Herkese emekleri, çabaları ve çalışmaları için tekrar teşekkür eder, EMO İstanbul Şubesi Yönetim kurulu adına hepinizi saygıyla selamlarım.

 

Erol Celepsoy

EMO İstanbul Şubesi

40. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı



TORBA YASA TEKLİFİNİ GERİ ÇEK

17.11.2020
 


Çok Okunanlar


19. İLTEK GÜNLERİ`NDE ŞUBEMİZ STANDI AÇILACAK

IŞIK ÜNİVERSİTESİ`NDE `NESNELERİN İNTERNETİ VE OTOMASYONU` SEMİNERİ

ŞUBEMİZDEN İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ`NE ZİYARET

ŞUBEMİZ ESKİ YÖNETİCİLERİNDEN İBRAHİM AKSİN VEFAT ETTI

ADALET NÖBETİ`NDE 700. GÜN

ŞUBEMİZDEN İKİTELLİ OSB`YE ZİYARET

ŞUBE KOORDİNASYON KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

NEWROZ/NEVRUZ BAYRAMI KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 237


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.