MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

MÜHENDİSSİZ ASANSÖR KIRMIZI ETİKETLİ


HABER


 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir şubelerinin işbirliğiyle düzenlenen Asansör Sempozyumu 13 Ekim 2016 tarihinde başladı. “Yapı ve Asansör” ana temasıyla yapılan sempozyum 15 Ekim 2016 tarihine kadar Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde devam edecek. Asansör alanında mühendisliğin önemine vurgu yapılan açılış konuşmalarında, ilgili yönetmeliklere mahkeme kararı doğrultusunda elektrik/elektronik ve makina mühendisleri için istihdam zorunluluğunun getiren hükümlerin eklenmesi istendi.
 

Açılış töreni öncesinde Prof Dr. Firuz Balkan, Prof Dr. Engin Çakır ve Bülent Çarşıbaşı`ndan oluşan "Grup Feb" tarafından müzik dinletisi ile gerçekleştirildi.

Kürsüye ilk olarak gelen MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Gacaner Ermin, asansörlerin insan yaşamına kolaylaştıran taşıma araçları olduğunu vurgulayarak, "Hızlı gelişmeler ve değişim, güvenlik, konfor, enerji verimliliği gibi konular asansörlerde mühendisliğin önemini gittikçe arttırmaktadır" diye konuştu. EMO ve MMO`nun asansör sektörüne yönelik çalışmalarını meslek, üye ve toplum yararı çerçevesinde yoğunlaştırdığını ifade eden Gacaner Ermin, etkinlik tarihçesini şöyle anlattı:

"Sempozyumumuzun tohumları, Türkiye`de ilk kez 1993 yılında İzmir`de düzenlenen İzmir Asansör Semineri ile atılmıştı. Asansör alanında bir görüş alışverişi ve buluşma platformu oluşturma çabalarımız sonraki yıllarda İstanbul`da İletim Makinaları Kongre ve Sergisi olarak devam etmiş, bu süreç 2006 yılından itibaren ise her iki yılda bir düzenlenen Asansör Sempozyumu`na evrilmiştir."

Gacaner Ermin, sempozyum programı hakkında bilgi verdi. Etkinliğin asansör sektörüne yönelik en önemli etkinliklerden biri olduğunu kaydeden Gacaner Ermin, sempozyum kapsamında firmaların konuk olacağı ve yeni ürünlerini tanıtacakları bir sergi düzenlendiğini vurguladı.

Ulutaş: Toplum Yararına Çalışıyoruz

EMO`nun mesleğin üye ve toplum yararlarına göre uygulanmasını sağlamak, uzmanlık alanında ülke çıkarlarına uygun politikalar üretmeyi görev edindiğini vurgulayarak konuşmasına başlayan EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş ise, bu amaçla bilimsel etkinlikler düzenlediklerini kaydetti.

Yaşanan ölümlü kazalar nedeniyle sempozyumun normal koşullardaki bir ülkede önemli bir gündem maddesine dönüşmesi gerektiğini ifade eden Ulutaş, konuşmasında geçtiğimiz yıl 10 Ekim`de Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi`ne yönelik olarak gerçekleştirilen bombalı saldırıdan bu yana yaşanan gelişmelere yer ayırdı. Bir yıl içinde yaşanan gelişmelerin ülkenin geleceğine ilişkin kaygıları derinleştirdiğini ifade eden Ulutaş, OHAL uygulamalarına dikkat çekti.

Özelleştirme Geleceksizleştirdi

Sıcak para girişine bağlı, kentsel ve doğal alanların yağmasına dayalı kısır bir ekonomi modelinin sürdürüldüğünü ifade eden Ulutaş, tüm altyapı hizmetlerinin özelleştirilmesinin dayalı modelin ülkeyi fakirleştirdiğine dikkat çekti. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin büyüdüğüne işaret eden Ulutaş, "Madenlerde, yüksek yapılarda, diğer tüm alanlarda büyük işçi katliamları tetiklemiş ve elektrik enerjisi alanı başta olmak üzere, tüm temel altyapı alanlarını yönetilemez hale getirmiştir" diye konuştu.

Betonlaşmaya dayalı bu büyüme modelinin mühendisleri, "gelişmiş" tabir dilen ülkelerdeki meslektaşlarının geliştirdiği ekipmanların kullanıcısı haline dönüştürdüğünü ifade eden Ulutaş, "Bu durum yeniden çok kutuplu hale gelen dünyada, ülkemizin emperyalist bağımlılık zincirini kırıp, siyasal bağımsızlığını geliştirmesi olanağını da temelden yok etmektedir" dedi. Siyasi bağımlılığın temelinin iktisadi olduğunu ve gerçek bir ekonomik büyümenin özgür ve eleştirel düşünen kuşakların yetiştirilmesinden geçtiğini ifade eden Ulutaş, bilimsel gelişmeleri yakından takip edilerek, gerçekçi bir sanayileşme, teknoloji ve Ar-Ge politikasının ve buna uygun bir yatırım ve teşvik sisteminin geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Asansör alanındaki dışa bağımlığı da dikkat çeken Ulutaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Aslında yerli üretim kapasitemizin yüksek olduğu bu alanda teknolojik gelişmeleri takip etmekte güçlük yaşadığımız ve Ar-Ge çalışmalarına gerekli önemin verilmediğini tespit etmemiz yanlış olmayacaktır. Özellikle hidrolik asansörlerde kullanılan hidrolik güç ünitelerinde dışa bağımlılık çok yüksek seviyelerdedir."

"Ar-Ge`siz Farkı Kapatamayız"

Ortadoğu piyasasına yönelik artan ihracat rakamlarının siyasi gelişmeler nedeniyle düştüğünü kaydeden Ulutaş, "Yerli ürünlerimiz ülke içinde olduğu gibi yurtdışında da ancak ucuz olduğu için tercih edilmektedir. Bu durumu tersine çevirmek ve bugün aktif olmadığımız gelişmiş ülkelere yönelik ihracatın gelişmesi için Ar-Ge çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır" diye konuştu. İthalat ile ihraç arasındaki farkın 2015 yılı için yaklaşık 120 milyon dolar olduğunu kaydeden Ulutaş, katılımcılarla şu bilgileri paylaştı:

"Bu farkın 100 milyon dolarlık kısmı paket halinde ithal edilen asansörlerden kaynaklanıyor. Paket halinde asansör için bizim yaptığımız ihracat yaklaşık 42 milyon dolar seviyelerinde kalırken, bu rakamın yaklaşık 3.5 katı kadar yani 142 milyon doları aşkın bir ithalatımız söz konusu. Asansörlere ait aksam ve parçalarda ise durum bu kadar kötü olmamakla birlikte 19 milyon dolarlık bir açık söz konusudur. Yürüyen merdivenlerin tamamına yakını ithaldir. Kurulumu gerçekleştirilen asansörlerin yaklaşık yüzde 15`inin parçalarının tamamı ithal, yerli marka ile kurulumu gerçekleştirilen asansörlerin yüzde 40`i ise ithal komponentlerden oluşmaktadır. Sektördeki ‘mühendis` emeğininin artırılmadığı, mühendislik uygulamalarının sağlıklı bir şekilde getirilmediği bir ortamda planlı, sağlıklı, güvenli, teknolojik, standartlara uygun üretim yapılamaz, çok uluslu şirketler ile rekabet edilemez."

"Mühendis Montajcılığı Hapsedilemez"

"Elbette asansör projesi ve uygulaması bir mühendislik işidir, ancak mühendislerimiz bu çerçeveye hapsedilmemelidir" diyen Ulutaş, sektörde sahip olunan bilgi ve deney birikiminin uygulamaya ve katma değere dönüştürülmesi için yerli malzeme üretim ve kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı.

Asansörlere ilişkin elektrik mühendisliği hizmetinin teknik bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Ulutaş, tasarım, imalat, işletme ve bakım, kabul ve periyodik kontrol süreçlerinin tümüne elektrik mühendislerinin katılımının idari ve hukuki zorunluluk haline de getirilmesini istedi. Kullanım hatalarından ve harici müdahalelerden meydana gelebilecek tehlikelerin önlenmesi için asansörlerin yılda en az bir kere elektrik mühendisleri tarafından denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Ulutaş, "Bu kapsamda A tipi muayene kuruluşlarının asansör yıllık kontrollerinde elektrik mühendislerinin de katılması sağlanmalıdır" dedi.

Asansör Kontrolleri Nasıl Başladı?

Asansör periyodik kontrolleri konusunda ülke genelinde ilk girişimlerin İzmir`in başlatıldığını belirten Ulutaş, tarihsel gelişmeleri katılımcılarla şöyle paylaştı:

"Odamız bu kapsamda 1990`lı yılların başından itibaren ilk önce İzmir`de, sonrasında ise diğer illerde olmak üzere yönetmelik gereğince ilgili belediyeler ile protokoller yaparak asansörlerin denetlenmesi işlemlerini gerçekleştirmeye başlamıştır. Denetimlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi ve nitelikli bir denetim sisteminin oluşturulması amacıyla Odamız ve Makina Mühendisleri Odası tarafından bir koordinasyon merkezi oluşturulmuştur. Ayrıca her iki şubenin asansör komisyonları ortak çalışmalar yürüterek, standartlara uygun olarak 85 maddeden oluşan ve kuyu dibinden makine dairesine kadar asansörün tüm teknik noktalarının denetlenmesini içeren ‘Asansör Denetim Formu` oluşturulmuştur. Ardından 2003 yılında çalışmalarımızla 101 maddeye yükseltilerek, geliştirilen bu form, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da referans alınmıştır. Bakanlık tarafından 120 maddeye çıkarılan ve Resmi Gazete`de yayımlanarak ulusal mevzuata kazandırılan denetim formunun temelini Odalarımızın bu çalışması oluşturmaktadır. O dönemde çeşitli belediyelerle protokoller yapılarak ve uzman üyelerimizce on binlerce asansörün periyodik kontrolleri yapılmıştır. Kontrollerin A tipi muayene kuruluşlarına bırakılmasının ardından alanda yaşanan sorunlar gözetilerek, söz konusu kontrol süreçlerine Odamızın da katılımı için çalışmalar yapılmaktadır."

"Teleferikler de Kontrol Edilmeli"

Teleferik, telesiyej ve teleski tesislerindeki artışa dikkat çeken Ulutaş, bu alanda EMO`nun çalışmalarını da şöyle aktardı:

"EMO bu tesislerin işletmeye alınması aşamasında teknik inceleme yapılması ve İşletme Teknik Ruhsatı düzenlenmesi konusunda MMO ile birlikte Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiştir. 2010 yılında itibaren artan oranda gerçekleşen bu tesislere Odalarımız tarafından İşletme Teknik Ruhsatı düzenlenmektedir. EMO olarak bu meslek alanının korunması ve geliştirilmesi amacıyla mevcut denetim formunun güncelleştirilmesi, geliştirilmesi ve eğitim müfredatının oluşturulması konusunda çalışma yürütmekteyiz."

Yürüyen Merdivenlerde Yasal Boşluk

Kamuya açık binalardaki yürüyen merdiven ve bantların sayısında da ciddi artışlar söz konusu olduğunu kaydeden Ulutaş, bu ürünlere ilişkin denetim ve muayene konularında yasal boşluk bulunduğunu belirtti. Son dönemde AVM`lerde, metro istasyonlarında özellikle çocukların yaralandığı yürüyen merdiven kazaların yaşanan artışın tehlike işareti olarak kabul edilmesini isteyen Ulutaş, "Yürüyen merdiven ve bantların kurulumu, işletilmesi ile tescil ve muayenesinin yapılarak kayıt altına alınması için acilen mevzuat çalışması yapılmalıdır" dedi.

Mahir Ulutaş, çok katlı bina inşaatı sırasında kullanılan dikey kaldırma makinelerinde yaşanan ölümlü kazalara da dikkat çekerek, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

"Bu tip yerlerde kullanılan dikey kaldırma makinalarının eğer içine insan binecek ise özel güvenlik tertibatları ile donatılması gerekmekte, her kat artışında yeniden güvenlik kriterlerinin gözden geçirilmesi, sistem donanımlarının en baştan kontrol edilmesi, sistemin güvenirliği açısından büyük önem arz etmektedir. İnşaatlarda kullanılan asansörlerin en az birinin gerekli güvenlik önlemleri alınmış ve insan kullanıma uygun olarak tasarlanması önemli olup, ilgili Bakanlık tarafından bu yönde bir mevzuatın oluşturulması çalışmalarına başlaması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bugün her inşaatta nasıl şantiye elektriği bağlanıp gerekli projelendirme ve kabul işlemleri yapılıyorsa, işçilerin kullanımına yönelik en az bir asansörün projelendirilip, ilgili belediye veya ruhsat veren kurumun onayı ile inşaat bitene kadar işletmeye açılması sağlanabilir."

Asansörlerin binalardaki toplam enerjinin yüzde 5 ile 15`i arasında bir oranı tükettiğini kaydeden Ulutaş, asansörlerin Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamındaki hesaplara dahil edilmesini istedi. Ulutaş, asansörlü binalar için belediyeler ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından inşaat yapı ruhsatı düzenlenmesi aşamasında Asansör Elektrik Avan Projeleri aranması gerektiğini vurguladı.

Asansör sayısındaki artışın cari açığı da etkilediğini vurgulayan Ulutaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Asansörlere ülke olarak, montaj, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi ve bakım hizmetleri de dahil olmak üzere ayırdığımız yıllık kaynak 500 milyon dolar seviyelerindedir. Daha önce ifade ettiğim gibi bu kaynaktan ithalat için ayrılan pay 2015 yılında yaklaşık 246 milyon dolar olmuştur. Bu döngünün kırılması için önümüzdeki 3 gün boyunca gerçekleştirilecek Asansör Sempozyumu`nun bir dönüm noktası olmasını diliyorum."

Yeşil: OHAL Fiili Başkanlık Getirdi

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ise konuşmasına "İki yılda bir düzenlediğimiz bu sempozyumu, 2014 yılında bulunduğumuz koşullardan çok daha acı olaylar yaşadığımız, üzüntü ve kaygılarımızın tarifsiz boyutlara ulaştığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz" ifadeleriyle başladı. Canlı bombalar, patlamalar, katliamlar ve darbe girişimi ve ardından OHAL sürecinin yaşanmaya başlandığını hatırlatan Yeşil, "Her gün ölen canlara ağıt yakılan bir ülke konumuna getirildik. Ülkemiz Ortadoğu`daki savaş bataklığının içine çekildi. Kürt sorunu; emperyalist ülkelerin enerji kaynaklarına erişim pazarlıklarına terk edildi" diye konuştu. Daha 3 gün önce 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi`nde hayatını kaybedenlerin anılmasına bile izin verilmediğini hatırlatan Yeşil, "Ankara Garı önüne duvar ördüler, biber gazlarıyla saldırdılar. Kanayan yaramızı bir kez daha acımasızca kanattılar" ifadeleriyle duygularını ifade etti. OHAL`le birlikte demokrat ve yurtsever kişi ve kurumlara yönelen baskının artığına ilişkin örnekler veren Yeşil, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Şimdi OHAL ortamında fiili olarak yarattıkları başkanlık sistemini yeniden piyasaya sürüyorlar. İnsanları hiç yerine koyan öyle pervasız ve arsız tutumlara maruz kalıyoruz ki bunu anlatmaya gerçekten kelimeler yetmiyor. Bir ülkenin Başbakanı, bir ülkenin muhalefet partisi lideri çıkıp diyor ki; ‘Bugün yapmamız gereken fiili durumu yasal hale getirmektir. Bunun yolu da yeni anayasadır, yeni anayasa başkanlık sistemidir.` Yani bu bir suç duyurusudur aslında. Biz yasadışı davranıyoruz demektir."

"Ekonomi Küçülüyor"

AKP`nin ülkemizi içine soktuğu politik ve ekonomik açmaza Rusya ile yakınlaşarak çözüm bulmaya çalıştığını kaydeden Yeşil, "Tüm dünyada ekonomik bir kriz yaşanıyor. Petrol fiyatları artıyor, dolar yükseliyor. Türkiye tüm bunlardan olumsuz etkileniyor. Sanayimiz büyük sıkıntı içerisinde. Ama havuz medyası; temmuz ayında yüzde 7.2 düşerek dibe vurmuş sanayi üretim rakamlarını baz alıp bu ay yüzde 9.4 arttı diye alkış tutuyor. Kimi kandırıyoruz?" diye konuştu.

Sanayi üretimindeki tıkanmanın asansör sektörünü de etkilediğini kaydeden Yeşil, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Asansör sektörü, 1950`lerden sonra yapılaşma sürecinde yaşanan artışa paralel olarak hareket kazanmıştır. İlk başlarda tamamen ithalata dayalı olan sektörde bugün montaj ve aksam imalatı alanlarında yerli üretimin arttığı bir yapıyı gözlemliyoruz. Artan iş hacmi ile birlikte bu alanda yaklaşık olarak 20 bini teknik olmak üzere 23 bin kişinin çalıştığı raporlara yansıyor. Ancak yıllar itibariyle istihdam sayısındaki artış mühendis istihdamına yansımamaktadır. Alanın sağlıklı gelişmesi ve asansörlerde yaşanan kazaların önüne geçilmesi için anahtar bir kavram olan "mühendislik" ne yazık ki aşama aşama geriletilmiştir."

Elektrik Mühendisi Olmadan Olmaz

Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliği`nin piyasa için "esnek" ancak mühendislik için "zorlayıcı" hükümlerinin EMO tarafından dava edildiğini kaydeden Yeşil, konuya ilişkin katılımcıları şöyle bilgilendirdi:

"Danıştay 10. Dairesi, EMO`yu haklı bularak, kamu yararı açısından asansör bakım ve montaj firmalarında en az 1 adet elektrik ve/veya elektronik mühendisi çalıştırılmasına hükmetti. Danıştay 10. Dairesi, yönetmelikte yer alan ‘yetkili servis` tanımını; asansör yetkili servisleri bünyesinde elektrik/elektronik mühendislerinin görev alacağına dair düzenleme olmaması nedeniyle iptal etti. Kararın alındığı Kasım 2014`den sonra yenilenen ve periyodik kontrollerin de dahil edildiği yeni yönetmelikte bu karar doğrultusunda değişiklik gerçekleştirilmedi. Yönetmelikte ‘veya` ibaresiyle sayılan farklı disiplinlerden bir mühendis öngörülmesi yeterli bir düzenleme değildir. Mahkeme kararı doğrultusunda mutlak surette elektrik/elektronik mühendisi ve makina mühendisi istihdamının zorunluluğu bir an evvel yönetmeliğe eklenmelidir."

Mühendislere Çağrı

Bu alanda hizmet üreten tüm firma, kurum ve kuruluşları elektrik/elektronik mühendisi istihdamı konusunda uyaran Yeşil, konuşmasına asansör alanında çalışan mühendislere ise şöyle seslendi:

"Bir uyarıyı da meslektaşlarımıza yapmak isterim; eğitimini almadığınız, bambaşka disiplinler içine giren konularda yapacağınız çalışmalar size de önemli sorunlar olarak geri dönecektir. Özetle ‘mühendisliği` kamu yararına geliştirerek sürdürmek için; kağıt üzerinde kalacak bir faaliyetten çok can ve mal güvenliğini artıran bir uğraş haline getirmek üzere kendi meslek disiplinimiz içinde kalarak, en özverili biçimde mesleğimizi icra etmeliyiz."

Asansörlerin Yarıdan Fazlası Kontrol Edilmiyor

Türkiye`de kullanımda olan 477 bin asansörden 2015 itibariyle ancak yüzde 42,5`inin periyodik kontrolü yapılabildiğini kaydeden Yeşil, buların ise yalnızca yüzde 34`ünün yeşil etiket alabildiğine dikkat çekti. Kullanılması tehlikeli olan asansör oranının önceki yıllardaki düşüş eğilimin tersine 2015`yılında bir önceki yıla göre 3 basamak artarak yüzde 58`e yükseldiğine dikkat çeken Yeşil, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"A tipi muayene kuruluşlarının kontrol edilen asansör başına düşen kar-zarar mantığı içerisinde faaliyet göstermesi, özellikle küçük il, ilçeler ve mücavir alanlara yer alan binalardaki asansörler için denetim açığı oluşturmaktadır. Kar ve zarar dengesi gözetilerek, mevzuattın arkasına sığınarak, eksik mühendisle denetim yapılması, mühendisin bir maliyet unsuru olarak değerlendirilmesi, akla ve bilime aykırıdır. Kontrollerin kamu kuruluşu niteliğindeki kurumlar veya gerekli altyapı oluşturduktan sonra kamu kuruluşları eliyle, maliyet esaslı bir biçimde yürütülmesi durumunda asansör sayısı az olan bölgelerdeki kontrol açığı giderilebilir."

Denetim Açığını EMO Kapatacak

Periyodik kontroller konusunda yaşanan sorunların EMO`nun bu alanda faaliyet göstermesi için girişimde bulunmasına neden olduğunu ifade eden Yeşil, konuya ilişkin süreci katılımcılarla paylaştı:

"Kontrol alanında yaşanan ticarileşmeye paralel olarak kamusal bakış açısının tahrip edildiğinin tespit edilmesinin ardından başlattığımız A tipi muayene kuruluşu kurulması için hazırlık çalışmalarımız devam etmektedir. EMO Genel Kurulu`nun konuya ilişkin Yönetim Kurulumuza verdiği muayene kuruluşu kurma görevini yerine getirmek için başta Antalya ve İzmir Şubemiz olmak üzere, ülke çapında bir çalışma yürütüyoruz. EMO`nun yürüteceği ve bilimsel kriterlerle farklı uzmanlık alanlarına sahip mühendislerin bir arada hizmet vereceği periyodik kontrollerle denetim açığını azaltmanın yanı sıra kırmızı etiketli asansör sayısını düşürmeyi hedefliyoruz. Odamız Asansör Periyodik Kontrollerini Gerçekleştirecek Muayene Personelinin Belgelendirilmesine Dair Tebliğ çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü tarafından yetkilendirildi. Bunun için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz."

EMO`nun Norm Geliştirme Merkezi çalışmaları kapsamında asansörlere ilişkin normlar konusunda da çalışmalar yürüteceğini bildiren Yeşil, sempozyum sonunda oluşacak önerilerin hayata geçirilmesinin takipçisi olacaklarını vurguladı.

Çakar MMO`nun Çalışmalarını Anlattı

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar ise konuşmasında, asansörlere dair tüm süreçlerin mühendislik hizmetlerine ait olduğunu belirterek, bu hizmetlerin yeterliliği Odalarca belgelendirilmiş mühendislerce yürütülmesinin önemine vurgu yaptı. Çakar MMO`nun konuya ilişkin faaliyetlerini ise şöyle özetledi:

"Odamız bu amaçla çok yönlü çalışmalar yürütmektedir. İletim teknolojileri alanındaki yayın eksikliğini giderecek, toplumsal bilinç oluşturacak birçok kitap ve broşürün basımı, seminer, söyleşi ve kurslar, bütün tarafları bir araya getiren kongre ve sempozyumlar, onaylanmış kuruluş çalışmaları ve duyarlı belediyelerle yapılan protokoller sonucu asansörlerin periyodik kontrolleri, bu çalışmalarımızın başında gelmektedir."

"Asansörlerde Durum Raporu, Uygulamalar ve Yapılması Gerekenler" başlıklı çalışmanın MMO tarafından 11 yıldan beri her yıl güncellenerek yürütüldüğünü belirten Çakar, "Ülke çapındaki Meslek İçi Eğitim Merkezlerimizde, Asansör Avan Proje hazırlama konusunda 9 bin 380, Asansör Uygulama konusunda ise 5 bin 183 üyemiz Akredite Personel belgelendirme kuruluşumuzca belgelendirilmiştir" dedi. Muayene mühendislerinin yetkilendirme eğitimleri için Şubelerde eğitim ve sınav merkezleri oluşturulduğunu belirten Çakar, asansör montaj ve bakım personelinin belgelendirilmesi için de Mesleki Yeterlilik Kurumu kapsamında yetkilendirme sürecinin devam ettiğini bildirdi. Asansör firmalarına yönelik son muayene, tasarım ve montaj kuralları, iş güvenliği, risk değerlendirmesi ve kalite yönetim sistemi eğitimlerinin de yapıldığını kaydeden Çakar, periyodik kontrollere ilişkin MMO`nun tüm şubelerini kapsayacak şekilde akredite edildiğini vurguladı.

Sektörde ithalat rakamlarının artığını ve 2015 yılında dış ticaret açığı 120 milyon dolar olduğunu kaydeden Çakar, "Dışa bağımlılığın daha da azaltılması için finansman, kalifiye işgücü ve Ar-Ge desteklerinin artırılması, yerli malzeme üretim ve kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir" diye konuştu. Periyodik kontrollerinin bütün ülkeyi kapsamaması, mühendis istihdamındaki yetersizlik, meslek odalarının görev ve yetkileri, AB süreç ve standartlarının uyumlaştırılması, piyasa gözetim ve denetimi gibi konulardaki sorunların sürdüğünü belirten Çakar, periyodik kontrol sonuçlarına ilişkin şu bilgiyi verdi:

"Odamızın yaptığı kontrollerde; 2012 yılında asansörlerin yüzde 79`u, 2013 yılında yüzde 63,30`u, 2014 yılında yüzde 52`si, 2015 yılında yüzde 41`i; 2016 yılı ilk sekiz ayı itibarıyla da yüzde 36`sının kullanımı sakıncalı bulunmuştur."

"Mühendislik Dışlanıyor"

Alandaki mühendislik hizmetlerinin yasal düzenlemelerle güvence altına alınması gerektiğini kaydeden Çakar, mevzuat değişikliğiyle alanda yaratılan karmaşayı şöyle anlattı:

"Son 19 yılda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından altı adet Asansör Yönetmeliği yayımlanmıştır. 1995 tarihli Yönetmelikte asansör imalat, montaj ve bakım firmalarının mühendis istihdam etmeleri ve bu mühendislerin Odalarından Büro Tescil Belgesi alması zorunlu tutulmuşken, yürürlükteki yönetmeliklerde bu konular boşlukta bırakılmıştır. Bazı çevreler olaya ticari boyutta yaklaşmakta, asansör firmalarında mühendis çalıştırılmasına ve mühendis odalarının mesleki denetim süreçlerinde yer almasına karşı çıkmaktadırlar. Bilim, mühendislik ve kamu denetimini dışlayan böylesi bir düzenleme, asansörlerde denetim eksikliğinden kaynaklı can ve mal kayıpları ile standart dışı uygulamaları daha da artıracağı gibi ulusal asansör sanayimizi de baltalayarak, sektörde hizmet veren yüzlerce mühendisin işten çıkarılmasına sebep olmaktadır."

Merdiven altı firmaların sektöre zarar vermelerini önlemek için piyasa gözetimi ve denetimi mekanizmasının önemine vurgu yapan Çakar, sorunların çözümü için MMO`nun piyasa gözetimi konusunda da yetkilendirilmesini istedi. Çakar konuşmasını, OHAL uygulamaları nedeniyle yaşanan hak ihalelerine dikkat çekerek tamamladı.

"OHAL`de TBMM Devre Dışı"

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise son 1 yılda yaşanan gelişmelere dikkat çekerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ülkemiz son bir yılda hızla karanlık bir girdabın içine çekiliyor. Yüzlerce insanın hayatına mal olan saldırılar, düğün evlerinde, otobüs duraklarında yitirilen canlar ve en son 15 Temmuz darbe girişimi ile bugünlere gelen bir süreç… Bu sürecin yaratıcılarını çok iyi biliyoruz. Türkiye`yi gericileşme, piyasalaştırma ve baskıyla bugünlere getirenleri; laik yaşamı adım adım bitirerek, Suriye`deki ateşe odun taşıyarak ülkemizi cihatçı örgütlerin merkezi haline getirenleri; ülkemizde barış ve bir arada yaşama umudunu yok edenleri biliyoruz."

Darbe Girişimi`nin savuşturulmasının ardından bu kez OHAL ile "sivil" bir darbe ortamı yaratıldığını ifade eden Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"OHAL ile Meclis devre dışı bırakılarak, ülkemiz Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilmeye başlandı. OHAL`e dayanılarak aralarında üyelerimizin de bulunduğu on binlerce kamu emekçisi görevden alındı, televizyon kanalları karartıldı, basına ve muhalif kesimlere baskılar arttı. MGK`da alınan tavsiye kararı ile OHAL`in uzatılması, hatta Saray`a bakılacak olursa bir yıldan fazlaya çıkarılmak istenmesi, ülkemizin tüm yönüyle fiili bir başkanlık sistemine teslim edilmesidir. Ülkemizin ihtiyacı OHAL değildir. Ülkemizin tek ihtiyacı, koşulsuz şartsız acil demokrasidir!"

TMMOB`un her zaman olduğu gibi sivil diktaya, gericiliğe ve antidemokratik uygulamalara karşı durduğunun altını çizen Koramaz, TMMOB`un emek ve demokrasi eksenli çalışmalarının yanında meslek alanlarına ilişkin bilimsel ve teknik çalışmaları da sürdürdüğünü vurguladı.

Elektrik ve Makine Mühendislerinin Ortak Alanı

Sektörün tüm bileşenlerini bir araya getiren sempozyumun, önemi artan asansör sektörünün gelişimine katkı sağlayacağını ifade eden Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Asansör tasarımı, projelendirilmesi, montajı, periyodik kontrolü elektrik ve makine mühendisliği disiplinlerinin konusuna girmektedir ve bu alanda çalışacak meslektaşlara yönelik eğitim ve belgelendirme faaliyetleri de Odalarımızca yürütülmektedir. Elbette, güvenli, verimli, konforlu ve ekonomik asansör hizmeti sunumunda bu eğitimlerin önemi büyüktür. Sektörün gereksinim duyduğu nitelikli ara eleman yetiştirme konusunda da Odalarımıza görev düşmektedir."

Denetimi Artırın Çağrısı

Her yıl asansör facialarında çok sayıda yurttaşın hayatını kaybettiğine ve son yıllarda inşaatlarda meydana gelen asansör kazalarının artığına dikkat çeken Koramaz, denetimlerin artırılmasını istedi.  Emin Koramaz, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

"-Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı`nın yetkili montaj ve bakım firmalarına yönelik denetimleri genişletmesi ve ‘merdiven altı` tabir edilen bakım firmalarının faaliyetlerini engellemesi elzemdir.

-Periyodik kontrol sonucu uygunsuz bulunan asansör ve bakımcı firmalara Bakanlıkça yaptırımda bulunulması ve periyodik kontrollere ilişkin bakım firmalarının sorumluluklarının artırılmasının gerekliliği tartışılmazdır.

-Asansör yönetmeliklerine ve standartlara uygun üretim ve bakım, piyasa gözetim ve denetimi ile periyodik kontrol uygulamalarında yaşanan sorunların çözümüne ilişkin etkin koordinasyon zeminlerinin yaratılması önem taşımaktadır.

-Sektörün disipline edilebilmesi için Bakanlığın PGD kapsamında asansör ve montaj firması denetimleri yanı sıra onaylanmış kuruluşları da denetlemesi ve bu konuda hazırlıklarını sürdürdüğü mevzuat çalışmalarını ivedi olarak yayımlaması gereklidir."

İlk Gün Bildiri Oturumları

Açılış oturumunun ardından sempozyum çalışmaları, Yunus Yener`in başkanlık ettiği ilk oturumla devam etti. Bu oturumda Gökhan Doğan "Asansör Uygulamalarında AB ve TR Arasındaki Denetim Farklılıkları", Gül Dölek "Asansör Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği" ve Ahmet Nedim Doğan "Asansörlerde Piyasa Gözetimi ve Denetimi Faaliyetleri" başlıklı sunumlarıyla yer aldılar. Bu oturuma paralel olarak çocuklara yönelik olarak Bülent Çarşıbaşı tarafından "Asansör ve Yürüyen Merdiven-Bantların Güvenli Kullanımı" eğitimi gerçekleştirildi.  



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 624


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.