MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EGEMEN GAZETESİNİN ŞUBE BAŞKANIMIZLA RÖPORTAJINA YAZIMIZ DEVAMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ



 Mühendisleri Odası (EMO) Adana Şube Başkanı Mehmet Mak ile enerji politikaları, iş kazaları, yerel yönetimler ve birçok önemli konuda konuştuk.

"OHAL VE KHK`LARA DA KARŞIYIZ"

Egemen muhabirinin sorularını yanıtlayan Başkan Mak, Türkiye`nin enerji politikalarının yanlış ve yetersiz olduğunu belirtti ve Türkiye`deki siyasal durumu da eleştirdi. Mak, "EMO, 15 Temmuz darbesine şiddetle karşı çıkmış, tam bağımsız, laik ve demokratik Cumhuriyetin yanında yer almıştır.  Darbeci suç örgütleriyle mücadele etmek için çıkarılan ancak demokratik hak ve özgürlükleri askıya alan, TBMM`yi devre dışı bırakan OHAL ve KHK`lere de karşı" dedi.

"BASKILARA SON VERİLMELİ"

Mak, "Görevden uzaklaştırma veya ihralara, anayasal haklar doğrultusunda, eşit adil yargılanmaları sonucunda karar verilmeli, hak gaspına uğrayan suçsuzların hemen işlerine geri dönmeleri sağlanmalı ve tüm medya üzerindeki baskılara son verilmelidir " diye konuştu. Başkan Mak, eski TMMOB Başkanı Teoman Öztürk`ün,  "Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde, bilimi ve tekniği, emperyalizmin ve sömürgenlerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız. " sözlerini de anımsattı.

İşte Başkan Mehmet Mak ile yaptığımız röportaj:

Elektrik Mühendisleri Odası`nın Elektrik enerjisi politikasının temel ilkelerini açıklar mısınız?

-Elektrik enerjisi kullanımı bir insan hakkıdır. Kimse bu haktan mahrum bırakılamaz.Kolay ulaşılabilir ve erişiminde herkes eşit olmalıdır.Kullanımı yoksul kesimlere ekonomik yük oluşturmamalıdır. Güvenilir, kaliteli, sürekli ve yeterli olmalıdır. Serbest piyasa koşullarına terk edilmemelidir.Kaynaktan kullanımına kadar çevreyle uyumlu, toplumsal denetime açık ve planlı olmalıdır. Üretimi, kaynak çeşitliliği içerisinde önceliği yerli, yenilenebilir kaynaklara vererek, sosyal yapı ve çevresel etkenler göz önüne alınarak yapılmalıdır.Üretiminde dışa bağımlılığı en az seviyeye düşürecek önlemler alınmalıdır.Kaynaktan tüketimine kadar tüm aşamalarında etkin ve verimli kullanılmalı, bu konuda toplumsal bilinç oluşturulmalıdır.Üretim, iletim, dağıtım ve tüketiminde yerli elektromekanik sanayi ve AR-GE çalışmaları özendirilerek geliştirilmelidir.

Akkuyu`ya yapılacak olan nükleer santrallerle ilgili son gelişme nedir? Oda olarak nükleer santrallere neden karşısınız?

-Elektrik Mühendisleri Odası olarak, Türkiye`de elektrik enerjisi üretiminde çevresel etkiler ve toplumsal yarar özendirilerek; projelendirilmiş yerel kaynak kullanımı esastır. Halkı bu yönde bilinçlendirmekteyiz. Ülkemizde Akkuyu ve Sinop bölgelerine nükleer enerji santral yapımı planlanmıştır ve ikili devletlerarası anlaşma yoluyla uygulamaya konmak istenmektedir.

Hükümetin nükleer santral kurma gerekliliğine ilişkin ortaya koyduğu 4 temel argüman gerçeklerden uzaktır.
1- İlk argüman; 2020 yılında ülkemizde enerji ihtiyacı tüm öz kaynaklarımızı kullansak dahi karşılanamayacaktır denmektedir, fakat bu doğru değildir. Öz kaynaklar açısından potansiyelimiz hidrolik, kömür, güneş, rüzgar, jeotermal ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları dikkate alındığında yeterlidir.

İkinci argüman; Türkiye enerjide dışa bağımlıdır. Öyleyse dışa bağımlılıkta kaynak çeşitlenmesine gidilmelidir ve halihazırda ki doğalgaza bağımlılık azaltılmalıdır. Bu argümanın kendisi teslimiyetçiliğin itirafıdır. Ancak Türkiye`nin yerli kaynaklarının üçte biri değerlendirilmemişken, neden pahalı, tehlikeli bir teknoloji çözüm olarak sunulmaktadır?

Üçüncü argüman; Türkiye nükleer teknolojiye sahip olmalıdır. Bu argüman da yanıltıcıdır. Teknoloji sahipliği çok kompleks, pek çok yönü olan bir tartışmadır ve dinamikleri uluslararası iş bölümü ve hiyerarşi ile belirlenmektedir. Tüm mühendisliği ve teknik detaylarını yurtdışından almak durumunda kalacağımız bir proje ile teknoloji sahipliği mümkün değildir. Dahası "Ulusal İnnovasyon ve ARGE" politikamız olmadan, teknoloji sahipliği bir hayaldir.

Ayrıca, bu ifadede kast edilen nükleer silahlara sahip olmaksa, hem bunun için nükleer enerji santralına ihtiyaç yoktur, hem de tüm insanlık adına telafi edilemez zararlar doğuracak bir silahlanma ve felaket yoluna ülkemizi sokmaya kimsenin hakkı yoktur.

Nükleer silahlanma insanlığı ve dünyayı yok edebilecek büyük bir tehdittir. Ayrıca nükleer teknoloji büyük bir gizlilik ve güvenlik önlemleri altında çalışması gereken, demokrasi ve insan haklarını kısıtlayıcı ve tehdit edici bir teknolojidir.

Son argüman; Nükleer enerji ucuz, temiz ve güvenlidir denilmektedir. Nükleer teknoloji ucuz olmadığı gibi, temiz ve güvenli de değildir. Yapılan anlaşmada görüldüğü gibi kurulum ve üretilecek elektriğin alım garantisiyle birlikte en pahalı enerjidir. Nükleer santraller güvenlik ve özellikle atık sorununu çözememişlerdir. Dünyanın henüz hiçbir bölgesinde nükleer atıkların saklanması için lisanslı bir depolama alanı bulunmamaktadır. Üstelik anlaşmada olmayan bu atıklar ek maliyet getirmesinin yanında, çevre ve canlılar açısından çok ciddi bir tehdittir.

Nükleerin sökümü yapımından daha pahalıdır. Bütün bunlara ek olarak Türkiye gibi deprem kuşağında olan, "güvenlik kültürü"nün yerleşmediği, siyasi iktidarca bilim adamları ve meslek odalarını hiçe sayarak politika üretildiği bir ülkede nükleer enerji santralleri ekstra tehlike kaynağı olacaktır.  Çernobil ve Fukişima kazaları bunlara örnektir. Şu an sözcülüğünü Adana Tabip Odasının yaptığı Nükleer Karşıtı Platformun (NKP) yürütmesinde de EMO Adana Şubesi olarak görev almaktayız.  Ne Akkuyu`da ne Sinop`ta nükleer enerji santrali istemiyoruz.

Yenilenebilir enerji 2000`de Almanya enerji tüketiminin yalnızca yüzde 6.2`sini karşılarken, bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 30`a kadar yükselmişti. Almanya`nın Energiewende (Enerji geçişi) olarak bilinen yenilenebilir enerjiye geçiş programı, 2022`ye kadar nükleer santrallerin kademeli olarak kapatılmasını öngörüyor. Almanya`da toplam 1.5 milyon fotovoltaik solar tesisi bulunuyor. Almanya yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payını arttırmak çizdiği yolda emin adımlarla ilerlerken, 2025`te yenilenebilirin payının yüzde 40-45, 2050`de de yüzde 80 olması hedefleniyor. Almanya`nın en büyük elektrik şirketi E.ON ise geçtiğimiz yıl kömür, gaz ve nükleer enerjiden çıkacağını, buradaki payını yenilenebilir enerjiye aktaracağını açıklamıştır.

Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Mak, günümüzde elektrik üretimi vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Ancak elektrik enerjisi üretiminin çevreye ve insana zarar vermeden sağlanması bir insanlık görevidir. Bununla ilgili yapılacak tüm projelerin bu ilkeye uygun olması birinci önceliktedir.

Adana`nın Yumurtalık ilçesi ve Hatay`ın Arsuz ile İskenderun ilçeleri ve körfezinde 20 ye yakın ithal kömüre dayalı termik santral yapılacak.

1200 MVA gücündeki bir termik santral yılda 3,5 milyon ton kömür yakıyor. Yakılacak kömürden oluşacak minimum kül miktarı 360 000 Ton/yıl, bunun yanında tonlarca kükürt, azot oksit ve karbondioksit gibi zararlı atıklar havaya karışacak, deniz suyunu kirletmesi ve ısıtması da cabası. Bu yaklaşık bir (1200MVA) santral için örnektir, baca sisteminin arıza yapma durumunda olacakları düşünmek dahi istemiyorum. Bu kadar çok termik santralin bölgemizde yapılmasına anlam veremiyorum, halka rağmen santral olmaz.

Rüzgar ve güneşe teşvikler yeterince sağlanmadığından, yatırımlar da yeterli yapılmıyor. Oda olarak iki yılda bir yenilenebilir enerji kaynakları sempozyumu yapıyoruz (YEKSEM). Yerli, yenilenebilir kaynaklarımıza dönelim ve bunlara daha fazla teşvik yapılsın diyoruz. 

Enerji tasarrufu ile ilgili vatandaşlara ne gibi önerileriniz var?


-Enerji politikalarımızdan bahsetmiştim. Zaten evlerde de annelerimiz tasarruf yapıyor. Örneğin buzdolapları fazla açıp kapatılmıyor. Klima yeterince çalıştırılıyor, lambaları tasarruflu ampuller (LED) ile değiştiriliyor gibi herkesin bildiği örnekler gösterebiliriz.

Sanayide daha az enerji ile daha yoğun işler yapılmasına mühendisler olarak katkı koyuyoruz. Elektriğin etkin ve verimli kullanımının bir toplum politikası olarak benimsenmesini ve bunun için gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu görüyoruz. Bununla ilgili Elektrik Mühendisleri Odası olarak çeşitli sempozyum, çalıştay, panel ve (Meslek İçi Sürekli Eğitim) MİSEM kapsamında eğitimlerle üyelerimizi ve halkımızı bilinçlendiriyoruz. Peki, neden Elektrik fiyatları ve Elektriğin kötü yönetilmesinden bahsedilmiyor. Enerjinin pahalı satılmasından, elektriğin özelleştirilmesinden, kaynakların dışa bağımlı olmasından bahsedilmiyor. Haksızca alınan bir sürü vergi, pay, kayıp kaçak paraları konuşulmuyor, algı olarak sadece tasarruf konuşulmaması lazım. İşte bu yanlışların düzeltilmesini de kapsayan Enerji politikalarımızı yeniden kamu yararı doğrultusunda düzenlemek zorundayız.

Her yağmur yağmasında kent merkezinde bile Elektrikler kesiliyor bu kış kesintiler olacak mı?

-Bu yönde elektrik dağıtım yatırımları, arıza bakım onarım işleri ne kadar çok olursa Elektrik enerji kesimi de o kadar az ve kaliteli olur. Tabi bu kalifiye ekibin artmasıyla ve doğru planlanmasıyla olur. Biliyorsunuz elektrik enerjisi bir haktır, ekmek gibi su gibi.

Türkiye, iş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü ülke konumunda.
İş kazalarının en aza indirilmesi için neler yapılmalıdır?

-Yasalara, yönetmeliklere tam uymak lazım, bölgemizde de kurallara uyulmadan çalıştırılan, vasıfsız kaçak işçi bir hayli fazla. Mesleğimizle ilgili, elektrikte de bu sebeple ne yazık ki kazalar oluyor. Kentimizde yakın zamanda elektrik çarpması sonucu iki işçi yaşamını yitirdi. Yönetmeliklere uyulmadığı sürece denetimsiz ve özensiz çalışma ortamı ile bu tür kazalarının yaşanılması kaçınılmaz olmaya devam edecektir.

Yerel yönetimlerden memnun musunuz?


-Aslında her sorunuz bir gündem, birer cümleyle geçiştirilemeyecek kadar önemli. Bu soruya ilgili Meslek Odalarının yetkilisi arkadaşlarımız daha teknik cevap verebilir. Şu an bazı yerel yöneticilerimizin Meslek Oda`larıyla ortak çalışması kentin menfaatinedir. Fakat, Adana yerel yönetimler konusunda geçmişte çok şansız dönemler geçirdi. Adana`dan sonra büyüyen kentler şu an Adana`dan daha iyi yerlerde. Ne imarı güzel, ne de yolları. Tertemiz bir nehrin şehrin tam ortasından geçtiği kaç yerleşim bölgesi var! Bu bile bu güne kadar yeterince değerlendirilmemiş, şimdiye kadar Akdeniz`in Adana`ya gelmiş olması gerekirdi. Bu işi bilim adamlarıyla, fen adamlarıyla yapmak lazım.‘Memleket yönetimi bilimi, çevreyi, canlıları, tarihi, kültürü rehber edinmiş aklıselim çağdaş insanlarla olur.‘ diyorum.

Son söz olarak, eski TMMOB başkanımız Teoman Öztürk`ün güzel bir sözüyle bitirmek istiyorum; Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliliği baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde bilimi ve tekniği, emperyalizmin ve sömürgenlerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız.` Bu sözün arkasında durarak, hala umudumuz var diyoruz.

 

 

Bağlantılar

www.egemengzt.com/haber-12840-umutluyuz.html
 


EMO ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET MAK, ELEKTRİK KESİNTİLERİ VE KAYIP-KAÇAK KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİ

13.11.2014
 


Çok Okunanlar


Okunma Sayısı: 147


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.