MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

“NEDEN KARANLIKTA KALDIK-NE YAPMALI?”PANELİ DÜZENLENDİ


HABER


 
“Neden Karanlıkta Kaldık? Ne Yapmalı?” konulu panel 12 Ocak 2017 Perşembe EMO Merkez Toplantı Salonu’nda düzenlendi. Oturum Başkanlığını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Alaattin Ali Yolcu’nun yaptığı panele Nedim Bülent Damar ve Necdet Pamir konuşmacı olarak katıldı.
 

Panelin açılışını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kaymakçıoğlu yaptı. Kaymakçıoğlu şunları söyledi; "Ülkemizin batı bölgesinden başlayarak yayılan elektrik kesintileri yaşanıyor. Özellikle büyük kentlerde yapılan elektrik kesintileri hem yurttaşları soğuk kış günlerinde mağdır etmekte, hem de sanayi sektöründeki üreticiyi milyonlarca dolar zarara uğratmaktadır. Enerji Bakanlığı`ndan konuyla ilgili ilk açıklamada kesintinin nedenini ‘Olumsuz hava şartları nedeniyle ulusal elektrik şebekesinden yeterli elektrik alınamaması` olarak belirtildi. Bir gün sonra da Bakanlıktan yeni bir açıklama geldi. ‘Yaklaşık 50 km`lik kuzeyden güneye bir koridor içerisindeki Sakarya, Kocaeli ve İstanbul`u besleyen hatta 7 kopmaların olduğu ve hasarların tespiti için emniyetle çalışıyoruz` denildi. Son olarak da siber saldırı dendi. Ayrı konu hakkında Boğaziçi Elektrik Dağıtım şirketi konuyla ilgili yaptığı açıklamada kesintiler ‘ulusal Elektrik Sistemi`nden` kaynaklı dedi. Ayrıca BEDAŞ yaptığı açıklamada hava şartları nedeniyle Avrupa Yakası`nda bazı ilçelerde elektrik kesintisi yapıldığını duyurdu. Bu kesintilerin nedeni yetkililerin söylediği biçimde mi gerçekleşiyor? Yoksa farklı bir nedeni mi var? İrdeleyelim. İlk sorumuz hava koşullarında ne değişmiş ki bu sonucu doğursun. İkincisi ulusal elektrik sisteminden kaynaklanan sorun ayrıntı belli değil. Son olarak yüksek gerilim hattımızda bir sabotaj mı var? Şu ana kadar tüm bunlarla ilişkin somut bir veriye ulaşamadık. Siber saldırı ile sisteme girilmesi mümkün değil ki!

Görülen o ki gerçekler çok farklı. Enerjisiz kalmamızın nedeni; iktidarın plânsız programsız bir şekilde yaz saati uygulamasını kalıcılaştırması; kış aylarında havaların soğumasıyla birlikte hem elektrik hem de doğalgaz tüketiminde artışa yol açmış olmasıydı. Bir de tüm bunlara karşın enerji tüketim artarken üretim azalıyordu. En somut gösterge; doğalgaz sıkıntısı nedeniyle BOTAŞ`ın elektrik üreten santralarla gaz verememesinden dolayı bu santraların üretimi düştü. Kasım ayında yüzde 37.9 olan elektrik üretimindeki doğalgazın payı Aralık ayında yüzde 31.4`e düştü. Gerçekler halkımızdan gizlenmektedir. Kamu kurumları dağıtım şirketleri lehinde grev zararları oluşturulmaktadır. TETAŞ üzerinden iktidar, hem bazı elektrik şirketlerini fonluyor hem de bu kurum üzerinde oluşturduğu görev zararını aydınlatma ile kamunun üzerine yıkıyor. Diğer taraftan özelleştirme süreci ile alt yapı yatırım ihmal edilmiş olup kaliteli enerjiden ödün verilmiştir. Maalesef halkımız ucuz ve kaliteli enerji kullanma hakkını kullanamamaktadır. Enerji kesintileri sanayi bölgelerinde halen devam etmektedir. 2017 yılı başında aynı maliyetle sağlanan enerjinin konut ve ticarethaneler için maliyeti düşerken, sanayide düşürülmemiş hatta zam yapılmıştır. Sanayicimiz ‘yeter ki enerjiyi kesintisiz versinler, biz başka konulara tepki vermeyelim` demeye başlamışlardır. Enerji sektörü halkın yaşam seviyesiyle dolayısıyla yaşamsal alanımızla yakında ilişkilidir. Aynı şekilde üretim sürecinde enerji bir girdi olup çıkacak her sorun ek maliyeti birlikte getirecektir. Enerji sosyal ve ekonomik yaşam üzerindeki belirleyiciliği nedeniyle stratejik bir hizmet alanı olduğu tartışılamaz bir gerçektir. Enerjinin olmadığı yerde bugünkü yaşantımızı sürdürebilmemiz mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Elektrik hizmetinin kamu yararından vazgeçilmesinden dolayı tüketicinin ucuz ve kaliteli enerji alma şansı kalmamıştır. İşletmeyi gerçekleştiren özel kuruluşlardan  halkın şikayetleri gün ve gün katlanarak artmaktadır. Günlük elektrik kesintileri sıradanlaşmış ve standart dışı kalitesiz enerji sunulur hale gelinmiştir. Oluşacak rekabetle birlikte elektriğin ucuzlayacağı iddiaları ise boş çıkmış olup öngörülenin tersine fiyatlar artmıştır. Özelleştirme ve plansızlığın faturası halka yıkılmamalı, kış aylarında yaz saati uygulamasından biran önce vazgeçilmesi gerekmektedir. Siyasal iktidar beklemeksizin elektrik üretim ve dağıtımıyla birlikte doğalgaz alımı ve dağıtımını da içerecek şekilde kamu yararına dayanan bir işleyişçe geçmelidir. Son olarak yaşam standartlarımızın artmasını sağlayan enerjiden tüm insanlığın yararlanması için yapılanlardan vazgeçmememiz gerekiyor."

"Uzman olmadıkları için sistemi döndüremiyorlar"

Fatih Kaymakçıoğlu`nun ardından söz alan TMMOB ve EMO Genel Başkanlarından Teoman Alptürk söz aldı. Alptürk şunları söyledi; "Böyle bir toplantıyı düzenlemeniz nedeniyle sizleri kutluyorum. Özellikle konularında ülke içinde uzman oldukları kanıtlanmış arkadaşlarımız size kesintilerin nedenlerini anlatacaklar. Kesinti deyince hep canımız yanmıştır. Ben 1971 yılında Ankara`ya gelip TEK`te işe başlamıştım. O zamandan bu yana bu sıkıntı sürer gider ama nedenleri çok  farklıdır. Bu yalnız bizim sıkıntımız değil.Avrupa`nın da başı dertte çünkü Avrupa çok önemli bir soğuk geçiriyor hatlar donmuş durumda. Bir de siyasi nedenleri var. İngiltere`nin sistemden ayrılması hem elektrik olarak hem siyasi olarak önemli sıkıntılar var. Bir takım hatları kullanamıyorlar. Siyaset demişken hükümetin enerji temsilcileri ‘kabloları kestiler` diyor. Bir önceki bakan kedi sokmuştu trafolara. Böyle bir şey olmaz. Uzman olmadıkları için sistemi döndüremiyorlar."

Panel Oturum Başkanı EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Yazman Üyesi Alaattin Ali Yolcu, "Bugün karanlık bir süreçten geçiyoruz. Karanlığa ülke olarak sürükleniyoruz. Cumhuriyet kazanımlarımız, erdemlerimiz değerlerimizi kaybetmek üzereyiz. Demokrasimiz yok edilmek isteniyor. Ortaçağ karanlığına, dinci gerici sultanlığa sürükleniyoruz. Ama tabi bugünkü konumuz bu değil. Bu karanlık ülke karanlığa sürükleniyoruz. Elektrik kesintilerinin gerçek nedenlerini bugün konuşacağız. İktidarın açıkladığı kablo kesintileri, arızalar neden sunuluyor. Konunun uzmanları bu konunun gerçek nedenlerini masaya yatıracağız." dedikten sonra panelde ilk sözü Necdet Pamir aldı.

"Karanlığın temelinde; plansız, salt ticari çıkarlara endeksli, kamu yararını dikkate almayan politika tercihler ve ehliyetsizlik yatmaktadır."

Karanlığın temelinde; plansız, salt ticari çıkarlara endeksli, kamu yararını dikkate almayan politika tercihler ve ehliyetsizlik olduğunun altını çizen Necdet Pamir şöyle konuştu; " Doğalgaz konusuna bir az daha fazla değinmeye çalışırım. İşin özü aslında bana göre tabi ki plansızlık, ehliyetsizlik, yönetim boşluğu. Yanlış bir politikanın doğalgaz alanına yansıması ile ilintili. Hata yapılır. Sistem arızaya da dönebilir, en kısa zamanda bunu onarmaya çalışabilirsini. Sürekli bir mağduriyet edebiyatının tedavisi de olmuyor. Eğer elektrik yetersiz değilse demek ki yönetim yetersiz. Elektrik yetersiz değilse yetersiz olan yönetimi hepimiz görüyoruz. Karanlığın her türlü nedeni var bir tek gaz arzı ve yönetim sorunu yok! Durmak yok kesintiye devam. Elektrik kesintileri sürekli gezdiriliyor. Mark Twain`in bir sözü var ‘İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır` diyor. Türkiye`nin genel sorunu bu genel karanlıkla ilgili.

Enerji ve Elektrik Güvenliği

Enerji ve elektrik güvenliği konusu, son tahlilde bir  RİSK YÖNETİMİ meselesidir.

İşin bir boyutunda (uzun erimli güvenlik); yatırımların zamanında, profesyonelce, bilimin ışığında ve ehliyetle yapılması yer alır.

Diğer yanında ise (kısa erimde) zamanında ve doğru yapılan yatırımlar sayesinde; ortaya çıkabilecek risklere en yüksek oranda dayanıklı hale gelmiş sistemde, doğal afet, politik nedenler ya da diğer herhangi bir nedenle oluşabilecek kesintilerin, en kısa sürede giderilebilmesi becerisi yer alır. Ne yazık ki risk, yönetilememektedir.

İLETİM HATLARI

"Bu kesintilerin, hava koşullarına bağlı olarak, iletim hatlarında oluşan arızalardan kaynaklandığı" iddiası

inandırıcı değildir; zira:

 

·                        Elektrik iletim hatları yapılırken, güzergah üzerindeki tüm bölgelerin, yazın yükselebileceği en yüksek sıcaklık ve kışın düşebileceği en düşük sıcaklık dikkate alınarak; iletkenlerin salınma ve gerilme durumları göz önüne alınır.

·                        Hat güzergahı üzerindeki doğal koşullar dikkate alınarak, tasarımlar ve tesis yapılır. Buna göre direk özellikleri ve direk arası mesafeler belirlenir.

·                         

3. Şebeke tasarımı, malzeme seçimi ve tesis işçiliği bu durumlara göre seçilerek şartnameler hazırlanır. Tesis aşamasında ve tamamlanınca da dikkatli bir şekilde kontrol yapılır.

4. Buna göre ortaya çıkan maliyete de hiçbir otorite itiraz edip, yatırım ödeneğini kısıtlamaz.

Görüleceği gibi, "hava koşullarından dolayı elektrik kesilmesi" iddiasında "mızrak çuvala sığmamaktadır". Avrupa`da, ABD`de, Arjantin`de ya da Sibirya`da çok daha kötü hava koşulları ve binlerce kilometrelik iletim hatları varken, bu kadar kesinti olmaz.

SİBER SALDIRI KONUSU

"İşletme Sistemi"ne siber saldırı yapılmasının, kuramsal olarak mümkün olduğu düşünülebilir.

Ancak, TEİAŞ`ın yönettiği Milli Yük Tevzi İşletmesi, dışarıya açık bir sistem değildir. Dolayısıyla dışarıdan yapılacak siber saldırılara açık değildir. Nitekim anlaşıldığı kadarıyla, söz konusu "püskürtülen siber saldırı", Milli Yük Tevzi Sistemi`ne değil, ETKB Bilgi İşlem Sistemi`ne yönelik bir saldırıdır.

ASIL SORUN:

Doğal gaz arzında sıkıntı…

Arz, talebi karşılamıyor!

24 Kasım tarihinde doğal gaz arzında düşüş yaşanmış, bu sebeple BOTAŞ kamunun doğal gaz santrallerinde üretim kısıtlamasına gitmişti.

BOTAŞ‘ın kamu santrallerine yaptığı doğal gaz kesintisi 13 Aralık gecesi özel doğal gaz santrallerine gönderilen bir talimatla özel santrallere de sıçramış, özel santraller 14 Aralık 2016 saat 8:00‘den itibari ile %50 kapasite ile çalışmaya başlamıştı. 21 Aralık tarihinde doğal gaz santrallerinin üretiminde %75 düşürmesi talimatı gelmiş, ertesi gün ise talimatın %90 seviyesine yükseltildiğini belirtilmişti.

26 Aralık günü için ise BOTAŞ tarafından kamu ve özel doğal gaz santrallerine yapılan doğal gaz kesintileri %90 seviyesinden %75 seviyesine gerilemiş, 31 Aralık 2016 itibarı ile ise uygulanan tüm kesintiler kaldırılmıştı.

Arz – Talep Dengesi(zliği)

Günlük talep: 250 milyon metreküp ve üzeri

Günlük arz: 210 milyon metreküp ve altı

ARZ EKSİĞİ: 40 milyon metreküp ve üzeri

Henüz Rusya, Azerbaycan ve LNG`de kesinti olmadı. OLURSA?

ÖNLEM (!): Doğal gaz santrallarına gaz kesintisi

Elektrik kesintilerinin "gezdirilmesi"

FSRU`nun devreye alınması,

Doğru olmayan beyanlarla, kamuoyunun yanıltılması/oyalanması

Depo ve depo geri besleme kapasiteleri hızla arttırılmalıdır.Mevcut santralların, tam kapasiteyle  çalışmalarını sağlayacak önlemler alınmalıdır. Barajlı santrallarda gelecek yıllardaki elektrik üretimini olumsuz etkileyecek üretim zorlamalarından sakınılmalı, bütüncül bir planlama ve akılcı bir su yönetimi uygulanarak, güvenilir ve sürdürülebilir üretim sağlanmalıdır.Doğal gazda Rusya`ya (az sayıda ülkeye) olan aşırı bağımlılık azaltılmalı, kaynaklar çeşitlendirilmelidir.

DG santrallarının kullanacakları teknolojilerin, çevre dostu ve en yüksek verimle çalışmayı sağlayan teknolojiler olması, kurala bağlanmalıdır. Kojenerasyon ve trijenerasyon uygulamaları teşvik edilmeli, enerjinin gereksiz harcanmasını önleyici tedbir ve teşvik mekanizmaları kurulmalıdır. 

Tüm  santrallerin,  mevcut  sistemle  boşa  harcanan  atık ısısının,  en yakın  kentlerin  ve  yerleşim  birimlerinin elektrik,  ısınma  ve  soğutma  sistemlerine  entegre edileceği  bir  alt  yapı  kurulmalıdır. 

Mevcut DG alım-satım anlaşmaları revize edilmelidir. Karanlığın temelinde; plansız, salt ticari çıkarlara endeksli, kamu yararını dikkate almayan politika tercihler ve ehliyetsizlik yatmaktadır."

"Elektrik bir piyasa malı olarak görülmemeli, kamu hizmeti anlayışı içerisinde ticari meta olmaktan çıkarılmalı ve  piyasaya terk edilmemelidir."

Necdet Pamir`in sunumunun ardından söz alan Nedim Bülent Damar elektriğin piyasa malı olarak görülmemesi gerektiğini; kamu hizmeti anlayışı içerisinde ticari meta olmaktan çıkartılarak elektriğin piyasaya terk edilmemesi gerektiğini kaydetti.

Nedim Bülent Damar şöyle konuştu; "Türkiye elektrik enerjisi  açısından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir ve Avrupanın en önde gelen elektrik enerjisi tüketicilerindendir.Türkiyenin2015 yılında  elektrik enerjisinin yüzde 54,6`sını ithal kaynaklardan ,yüzde 45,4`ünü ise yerli kaynaklardan temin ettiği görülmektedir.Yerli kaynak oranı geçmiş yıllarda daha yüksek iken 2015 yılında su kaynaklarının geçmiş yıllara oranla iklim koşullarının elverişli olması nedeni ile daha fazla kullanılması yerli kaynak oranını attırmıştır. Ayrıca Türkiye elektrik bağlantısı olan ülkelerden zaman zaman elektrik almakta ve satmaktadır.

Yani Türkiye elektrik şebekesi açısından uluslararası nitelikte bir sistem içerisinde yer almaktadır.

İşte bu elektrik sisteminde 31 Mart 2015 tarihinde büyük bir arıza meydana gelmiş ve tüm Türkiye yaklaşık 4 saat ila 10 saat arasında bir sürede elektriksiz kalmıştır. 31 Mart 2015 sistem çökmesi olarak adlandırılan bu elektrik kesintisi dünyadaki en büyük yedinci sistem arızasıdır,Türkiye`de 17 Ağustos 1999 tarihindeki  büyük deprem sonrasındaki ikinci büyük kesinti ve Avrupa`nın son 15 yıldaki üçüncü büyük sistem çökmesidir. 

Bu büyük arıza sonrasında çeşitli bölgesel sistem arızaları süregelmiş ve elektrik sisteminin güvenilirliği sürekli sorgulanır olmuştur. En son kış koşullarının ağır biçimde yaşandığı Aralık ayı sonlarında meydana gelen arızalar ve kesintiler bu sorgulamayı yalnızca yetkililer değil de tüm halk kesimi tarafından sorgulanır hale getirmiştir.

Bu durum neden meydana gelmektedir? Biraz önce ki verilerde gördüğümüz üzere Türkiye`nin tepe tüketim gücü yaklaşık 44 750 MW, kurulu gücü ise 78 600 MW` dır. Aradaki fark 33 850 MW civarındadır . Yani  %75 oranında  yedek güç  vardır.
%75 oranında yedek gücü olan ve Dünyanın yirminci, Avrupa`nın altıncı büyük elektrik sisteminde bu denli büyük ve uzun süreli kesintiler, arızalar nasıl olmaktadır ?
Mevcut yedek güç neden devreye alınamamaktadır? Bir üretim merkezinde bir arıza var ise bu arızalı santralın üretimi neden mevcut yedeklerle ikame edilememektedir? Tüm bu sorular yetkililer tarafından cevaplanması gereken sorulardır? Bu sorular sorulduğu zaman yetkilerin cevapları ne olmuştur?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI AÇIKLAMASI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca, Türkiye‘yi etkisi altına alan aşırı yağışlar ve fırtınanın iletim hatlarında geçici arızaya sebep olduğu ve kesintilerin en kısa zaman içerisinde giderilmesi için yoğun mesai harcandığı bildirildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye‘yi etkisi altına alan aşırı yağışlar ve fırtınanın elektrik iletim hatlarında geçici arızalara sebep olduğu belirtilirken, "Özellikle, Marmara Bölgesi‘nin kuzeyindeki yoğun kar yağışı ve fırtına sebebiyle, iletim hatlarında meydana gelen arıza sonucu Adapazarı, Kocaeli, İstanbul illerimizde saat 14.20‘den itibaren elektrikte kesintiler yaşanmaktadır." denildi.

Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) bünyesindeki ekiplerin, hava koşullarının elverdiği çerçevede yaşanan arızalara müdahale ettiğinin kaydedildiği açıklamada, kesintilerin en kısa zamanda giderilmesi için yoğun mesai harcandığı kaydedildi.

Öte yandan, İstanbul Avrupa Yakası‘na elektrik dağıtım hizmeti sağlayan Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ‘den (BEDAŞ) yapılan açıklamada da hava şartları nedeniyle ulusal elektrik şebekesinden yeteri kadar elektrik alınamadığı açıklandı. Milliyet 30.12.2016

Elektrik hatlarına siber saldırı girişimi ile ilgili açıklamalar da şöyle;

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı elektrik üretim ve iletim hatlarını kontrol eden sistemlere yönelik çok sayıda siber sızma girişimi olduğunu bildirdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının elektrik üretim ve iletim hatlarını kontrol eden sistemlere yönelik çok sayıda siber sızma girişimini tespit ederek engellediği belirtildi.

Kuruma yönelik 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra başlayan ve yakın zamanda artarak düzenli hale gelen siber saldırılar gerçekleştirildi.

"Çok sayıda sızma girişimi tespit edildi ve engellendi"

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Telekom, ilgili birimler ve Bakanlık Bilgi İşlem Başkanlığı ile gerekli tedbirlerin alındığını aktaran yetkili, "Saldırılar genel olarak, internet sitelerini ele geçirerek, sızmalar sağlama yönünde. Özellikle elektrik üretim ve iletim hatlarımızı kontrol eden sistemlere yönelik çok sayıda sızma girişimi tespit edildi ve engellendi. Sızma girişimleri, Türkiye`nin ulusal elektrik şebekesinde büyük bir sabotaj hazırlığının da göstergesi" ifadelerini kullandı.

Bakanlık yetkilisi, istihbarat birimlerinden yılbaşı gecesi için de benzer bir saldırının yapılabileceği istihbaratı alındığını belirterek, tüm birimlerle koordineli olarak önlemlerin alındığını ve Marmara Bölgesi‘nde son günlerde yaşanan kısmi elektrik kesintisiyle siber saldırıların bağlantısının da araştırıldığını kaydetti. (Dünya 31.12.2016)

Tüm bu açıklamalar kısaca şunu söylemektedir:

Kar yağdı, hatlar koptu, elektrik veremedik, bizim suçumuz ve sorumluluğumuz yok.

Acaba durum böylemi? Konunun dağıtım ile ilgili hususlarını daha sonraya bırakarak esas olarak iletim şebekelerine ve diğer üretim verilerine bakarsak durumu şu şekilde görmekteyiz. Genelde Türkiye`de yük akışı ve üretim merkezleri  haritada gösterildiği gibidir.

Türkiye`de elektrik üretimi çok çeşitli kaynaklardan yapılabilmektedir. Bunun yanında mevcut kurulu gücün %43.3`ü ithal kaynaklara,% 56.7`si yerli kaynaklara bağımlıdır.

-2015 yılı üretiminin %54.1`i ithal kaynak kullanan santrallerden %45.9`u yerli kaynak kullanan santrallerden elde edilmiştir.

Bu oran 2016 yılı geçici verilerine göre ise sırasıyla %51 ve %49 civarındadır.

- Elektrik üretim santralleri Marmara Bölgesi, Ege İzmir civarı, Güney Anadolu-Güneydoğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde yoğunlaşmıştır.

-Elektrik iletimi tüm üretim kaynaklarından Marmara Bölgesi yönündedir.

-Elektrik santrallerinin işletmesinin %25.6 sı Devlet eliyle, geri kalan %74.4`ü özel kuruluşlar eliyle yapılmaktadır.

-2016 geçici sonuçlarına göre üretimin %16.5`u devlet eliyle işletilen santrallerden geriye kalan % 83.5`i özel kuruluşlar eliyle yapılmaktadır

·               Yine 2016 geçici sonuçlarına göre üretimin %68`i  termik kaynaklardan(fuel oil- kömür) ,%32 si tüm diğer kaynaklardan(su, yenilenebilir) elde edilmektedir.

·               Kurulu gücün % 21`i uzun devreye girme süresi olan santrallerden geriye kalan % 79`u kısa devreye girme süresi olan santrallerden oluşmaktadır.

·               Kurulu gücün %83`ü depolanabilir kaynak (yakıt) kullanabilen santrallerden beriye kalan %17`si ise doğa koşullarına göre kullanılabilen kaynaklar ile çalışabilmektedir. 

·               Türkiye tepe yükü kısa süreli olup en fazla 44 750 MW olmuştur. Yani 2016 yılı itibarı ile yaklaşık  33 750 MW yedek güç vardır.

 

Kesinti günlerindeki durum

·               Bilindiği gibi Aralık ayında havaların aşırı soğuması ile ısınma ihtiyacı arttığından konutların doğal gaz ihtiyacı artmıştır. Bu günlerdeki elektrik sisteminde doğal gaz kullanımı ve ısınma dolayısı ile meskenlere tahsis edilmek için santrallere verilmeyen doğalgaz yerine elektrik sistemindeki kaynak tahsisi aşağıdaki grafiklerde gösterilmiştir.

kesintilerin olduğu günlerde doğalgaz eksikliğinden kaynaklanan  üretim hidrolik kaynaklardan sağlanmaya çalışılmıştır. Kesintilere rağmen tüketim Aralık ayında 2.5 milyar kwh artmış olsa da 26.3 milyar kwh olan Ağustos 2016 puantının altında gerçekleşmiştir.

Yani Ağustos ayında 26.5 milyar kwh`ı sorunsuzca üreten ve dağıtan sistem Aralık 2016 ayında daha az bir miktarı üretememiş ve/veya iletememiş ve dağıtamamıştır.

Kesintilerin yalnızca ENH`larda arıza olduğu belirtilen Marmara ve Trakya Bölgeleri dışında da yoğun olarak yaşanmış olması bu miktarın yaklaşık bir hafta boyunca çeşitli oranlarda üretilememiş olduğuna işaret etmektedir.

Burada yaklaşık 78 500 MW`lık kurulu gücün kısa süre için bile olsa neden bu miktar elektriği sağlayamadığı sorusuna cevap bulmak gerekecektir.

Bunun nedenleri sırasıyla:

-Yakıtı depolanabilir santrallerde yeterince yakıt depo edilmediğinden üretim yapamamışlardır. Yani barajlar boş, santral kömür sahalarında yakmaya hazır kömür yok ve doğal gaz depolama tesisleri boş(veya doğal gaz başka yerlere veriliyor) .

 

Bazı bölgelere elektrik taşıyan ENH`larda arıza olmuş ve bu arızalar kısa sürede giderilememiştir. Veya bir kısım ENH`lar bakım için devre dışıdır.

-Santrallerin bazıları arızalıdır ve   arızaları giderilememiştir.

Yukarıda tariflenen büyüklüklerdeki bir sistemde böyle elektrik kesintilerinin olması için başkaca gerekçeler akla gelmemektedir.

Yani sonuç olarak işletme sorunları ortaya çıkmaktadır.

Ancak dünyda en az 20 ülke daha büyük sistemleri  benzer sorunlar olmaksızın işletebilmekte ve dünya ölçeğinde önemli doğal afet sayılmayan Trakya  Kocaeli arasına düşen kar oranındaki doğa olayları nedeni ile ülkelerinde yaklaşık bir hafta süren ve milyarlarca Dolar zarara neden olan elektrik kesintilerine maruz kalmamaktadırlar.

 

Akla bazı sorular gelebilmektedir.

-Bunların en başta geleni daha önce ülkemizde yaşanan fiyat düşüklüğü nedeni ile bazı santrallerin devreye girmekte nazlanmaları;

-Bu kesintiler süresince elektrik sunum fiyatlarının 2000 TL/Mw saate yükseldiği göz önüne alınırsa elektrik piyasasında bazı manupilasyonların  nedeniyle elektrik arzındaki tereddütler.Nitekim ayni süre içerisinde EPDK tavan fiyatı 2000TL/Mw saatten 500TL/Mw saate düşürmek gereğini duymuştur.

-31 Mart sistem çökmesinde olduğu gibi bazı ENH`ların aşırı yüklenme nedeniyle devre dışı kalmış olmaları,

-Özellikle Kamu`daki personel konuları nedeni ile TEİAŞ`da yeterli tecrübeli ve eğitimli eleman kalmamış olması nedeni ile özellikle Y.G. ENH arızalarında müdahale için gecikmeler olama olasılığı,

-Doğalgazın ısınma ile elektrik üretimi paylaşım planlarının Türkiye gerçeklerine uymayan bir şekilde yapılmış olması

-Kurulu güç cetvelinde belirtilen santral güçlerinin gerçekte verebilecekleri güçten çok düşükmü olduğu

- Ve benzeri bir çok soru.

Tüm bu sorularının cevaplarına kısaca EVET denebileceği gibi bunların cevaplarını genel bir sistem sorunu olarak görüp çözümlemek de mümkündür.

Aralık ayında yaşanan genel kesintilerin hava şartlarına veya yalnızca doğalgaz gibi yakıt azlığına bağlanması sistem dengesi planlaması kavramına aykırıdır. Başka bir deyişle gün öncesi planlanan üretim-tüketim dengesi; herhangi bir rölenin yanlış çalışması, herhangi bir kesicinin açması, herhangi bir teçhizat arızası, herhangi bir üretim ünitesinin sisteme girememesi veya sistemden çıkması gibi tek bir olaya bağlı kalıyor ise, o sistem zaten asgari kriterlerine göre planlanmamış demektir.

Burada konu edilen ve TEİAŞ ile ilgili olan teknik ve idari hususlar dışında Türkiye elektrik sistemini ilgilendiren diğer hususlarda büyük kesintiler veya sistem çökmesi gibi arızi durumların oluşmasında hayati öneme haizdir.

Bunların başında üretim tesislerinin belli bölgelerde kümeleşmiş olması gelmektedir. Bazı tesislerin üretim kaynağının belirleyici unsuru olması yanında doğal gaz ve ithal kömür gibi kaynaklara bağlı üretim tesisleri de belli bölgelerde kümelendirilmiştir.

Burada taşıma ve kolay ulaşım kriterleri dikkate alınarak hareket edildiği söylense bile bu kümelenmelerin neden olabileceği iletim sorunları göz ardı edilmektedir. Genellikle gerekli iletim hatlarının yapımı sonraya kalmakta ve devreye giren üretim tesislerinin yükü mevcut iletim hatlarına paylaştırılmaktadır. Bu ise hatların yüklenme oranını arttırmakta ve arıza durumlarında arızanın büyümesine neden olmaktadır

İkinci olarak tüketimin biri çok büyük bölge olarak yine kümelenmiş olmasıdır. Bugünkü nesnel durum budur ve tüketim merkezlerinin yaygınlaştırılması mümkün olmamıştır. İletim hatları ve enterkonnekte sistemin oluşumu bu gerçekten hareketle yapılmalıdır. 

Dağıtım sistemi planlaması hemen hemen hiç olmadığı için tüketim noktalarının artması veya yükünün artması tamamen öngörülemez olmaktadır. Bu konu yalnızca arzı(üretim tesislerini) arttırarak çözülemez. Tüketim merkezlerine gelen iletim hatlarının da takviyesi ve bu gibi öngörülmesi zor durumlara karşı hazır olması zorunludur. 

 

Bugünkü dünya koşullarında elektrik olmaksızın bir insanın sağlıklı ve güvenli bir çağdaş yaşam sürmesi olanaksızdır ve böylece elektrik bir insan hakkı olma vasfını almıştır. Bu nedenle insanlara sürekli, yeterli, güvenli ve kaliteli elektrik sunulması toplumun öncelikli görevidir ve bu anlamda elektrik temini bir kamu görevidir ve aksatılamaz.

Elektrik çeşitli kaynaklardan üretilen, üretilmesi için bir endüstriyel tesis gerektiren, depolanamayan ,üretildiğinde tüketilmesi gereken,  tüketileceği yere taşınması gereken ve taşındığı yerde insan kullanımına uygun olarak dağıtılması gereken bir enerji çeşididir. Bu nedenle planlanması gereken sosyal, teknik ,ve ekonomik bir prosesdir. Elektrik sistemi bir merkezi planlama ve denetleme sistemi olmaksızın güvenli bir şekilde tesis edilemez ve işletilemez.

Bu nedenlerle  Türkiye`de elektrik temini hizmetinin bir kamu hizmeti olarak tarif edilmesi yerine bir piyasa malı olarak tarif edilip merkezi planlamanın ikinci plana atılması durumunda karşılaşılan kesintiler ve sistem  çöküntüleri gibi olaylar daha sık yaşanabilecektir. Bunu önlemek için elektrik bir piyasa malı olarak görülmemeli, kamu hizmeti anlayışı içerisinde ticari meta olmaktan çıkarılmalı ve  piyasaya terkedilmemelidir.  Elektriğin bir ticari meta olmaktan çıkarılıp kamu hizmeti olarak kabul edilmesi ve merkezi bir planlama vasıtası ile tesis edilmesi sonucunda Türkiye`nin bu günkü mevcut teknik gücü ile bu tür sistem arızalarının  kolayca önüne geçilebileceği aşikârdır."

Sunumların ardından panelistleri üyelerimizin konularla ilgili sorularını yanıtladı.

Nedim Bülent Damar ve Necdet Pamir‘in sunumlarına haberin devamından ulaşabilirsiniz.

 

 

 

Dosyalar

(3428 KB)

(9333 KB)



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


ENERJİ VE MÜHENDİSLİK ÇALIŞTAYI DÜZENLENECEK

HOŞ GELDİN ON BİR AYIN SULTANI ŞEHR-İ RAMAZAN

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

İSTİKLAL MARŞININ KABULÜNÜN 103. YILI KUTLU OLSUN

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ KUTLU OLSUN!

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 281


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.