MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ENERJİ SİYASET VE KAR GÜDÜSÜNDEN UZAK TUTULMALI (TİCARET GAZETESİ)


YAZILI BASINDA ODAMIZ


 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi tarafından düzenlenen 4. Enerji Verimliliği Günleri açılış töreniyle başladı
 

Enerji üretim maliyetleri yüksek olması ve ülkemizin birincil enerji kaynaklan bakımından dışa bağımlı olması nedeniyle yaşamsal öneme sahip "enerji verimliliğine" ilişkin güncel gelişmelerin takip edilebilmesini amaçlayan etkinlik, enerjinin etkin ve verimli olarak kullanılmasına ilişkin politikaların geliştirilmesine de katkı sağlamayı hedefliyor. Etkinlik kapsamında 2 gün boyunca 5 oturumda toplamda 21 bildiri sunumu gerçekleştirilecek.

EMO İzmir Şubesi tarafından düzenlenen IV. Enerji Verimliliği Günleri; IV Enerji Verimliliği Günleri Yürütme Kurulu Başkanı Bülent Çarşıbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektör Yarımcısı Prof. Dr. Ali Nazım Sözer, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, , TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ve EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş‘ın açılış konuşmalarıyla başladı.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ülke kaynaklarının halkın ve Türkiye‘nin çıkarları doğrultusunda enerjinin kullanımı, enerji verimliliği konularında kamuoyunun bilinçlendirilmesi, ülke çapında enerji ve döviz tasarrufu sağlanması, hava kirliliğinin azaltılması, insan sağlığının korunmasına katkıda bulunulması için teknolojik ve bilimsel esaslar doğrultusunda çalışmalar yürüttüğünü belirten 4. Enerji Verimliliği Günleri Yürütme Kurulu Başkanı Bülent Çarşıbaşı, "Bu bağlamda, Elektrik Mühendisliğinin önemli alanlarından biri olan enerji konusuna yönelik politikaları ve teknolojik gelişmeleri irdelemek, bu alana yönelik yeni açılımlar sunmak, alternatifler üretmek amacıyla bu yıl da Dördüncü Enerji Verimliliği Günleri Etkinliği‘ni düzenliyoruz" dedi Etkinliği kapsamında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları konularında sektördeki gelişmelerin ve Türkiye‘ye yansımaları değerlendirileceğini ifaden eden Çarşıbaşı, "Enerjinin etkin ve verimli kullanılmasının dünyada barışa, demokrasiye ve istihdama katkı sağlayacağına olan inancımızla etkinliğimizin başarılı geçmesini diliyorum" diye konuştu.

Erken seçim şantajı yapılıyor

Etkinlik kapsamında elektrik enerjisinin verimli kullanımını konuşacaklarını söyleyen Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, bu konuya geçmeden önce Türkiyenin, insanları enerjisini tüketen olayları dikkat çekmek istediğini belirtti. Kısır tartışmalar ve dayatmalar içerisinde geleceğimize karanlık bir örtü giydirilmek isteniliyor diye konuşan Yeşil, meclis‘te sürdürülen Anayasa görüşmeleri ibret verici görüntülere sahne olduğunu ve. Anayasanın oylanma şekli demokrasiye de hukuka da aykırı olduğunu vurguladı. Anayasa değişikliğinin Meclis‘ten geçmeme riskine karşı erken seçim şantajı devreye sokulduğunun altını çizen Yeşil, "Ülkenin erken seçime götürüleceği söylenerek; milletvekilleri vekillik haklarından yoksun bırakılmakla tehdit ediliyor. Anayasa değişikliğine ülkemizin götürüldüğü koşullara bakıldığında da tarihsel bir yanlış içerisine sokulduğumuz açıktır. Ülkemiz kan gölüne çevrilmiştir. Canlı bombalar, patlayıcı yüklü arabalar kol gezmekte, suikastlar, saldırılar birbirini izlemektedir. 15 Temmuz Darbe Girişimi ile elde edilen OHAL koşullarında, demokrasi ve adalet rafa kaldırıldı. OHAL koşullarında tek adamı dayatan Anayasa değişikliği süreci başlatıldı. OHAL ile tüm yetkileri toplayan Cumhurbaşkanı, OHAL‘in kalıcılaştırılmasıyla dahi yetinilmeyerek, tek adam yetkileriyle donatılmak istiyor. Kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kaldırılıyor. Bırakın kuvvetler ayrılığını, güç tek bir kişi elinde toplanmakta ve üstelik kontrolsüz güç oluşturulmaktadır" dedi.

Enerji kamu yararına yönetilmesi gereken bir alan

Bütünsel yaklaşım içinde yerli yerine oturtulabilirse enerji verimliliği enerji krizine bir nebze de olsa çözüm üretilebilecek bir alan olduğu vurgusunu yapan Yeşil, "Gerçekten ülkemizde enerji verimliliğini konuşmak istiyoruz. Bunun için yapılan teknolojik atılımlardan söz etmek istiyoruz. Ne yazık ki 31 Mart 2015 tarihinde tüm ülkeyi karartan enerji yönetimi, Aralık sonu ve bu yılın başında da doğalgaz kriziyle başlayan bir enerji krizine yol açmıştı. EMO olarak yıllardır enerjinin bütüncül olarak merkezi bir şekilde planlanması ve kamu yararına yönetilmesi gereken bir alan olduğunu söylüyoruz. Enerji verimliliği de işte bu politika bütününün temel bir parçasıdır" dedi.

Enerji verimliliğine bir pazarlama stratejisi olarak bakılıyor

Yeşil şöyle devam etti: "Öncelikle "tasarruf" kelimesinin gündemden kaldırılıp sadece "verimlilik" kelimesinin kullanılmasının arkasında yatan mantığı sorgulamamız gerekiyor. Sistem enerji verimliliğine yeni bir piyasa, yeni bir pazar gözüyle bakıyor. Bunun üzerinin enerji tüketiminin azaltılmasıyla soslanması, enerji verimliliğine sadece bir pazarlama stratejisi olarak bakıldığını göstermektedir. Biraz evvel değindiğimiz Anayasa tartışmalarında nasıl "demokrasi" amaç olmaktan çıkarılıp araçsallaştırılıyorsa; enerji verimliliği de daha az enerji tüketerek daha iyi sonuçlar elde etme amacından uzaklaştırılıp, pazarlama tekniğine indirgenmektedir. Tüm bunların farkında olan bir kurum olarak gereksiz enerji tüketimine karşı olduğumuz gibi yeni teknolojik gelişmelerle enerjiyi verimli kullanarak aynı üretim değerine daha az enerjiyle ulaşmayı da önemsiyoruz. Yani enerji verimliliğinin yaşam kalitesinin düşürülmesi değil, tersine en sağlıklı yöntemlerle enerjinin etkin kullanılması olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.

Cinsiyetçi bir yaklaşım var

Evlerde enerji verimliliği denildiğinde cinsiyetçi bir yaklaşım sergilendiğini belirten Yeşil, "Ne yazık ki evlerde enerji verimliliği denildiğinde cinsiyetçi bir yaklaşımla yalnızca ev kadınlarına yönelik bilinçlendirme uygulamalarına başvurulması, daha başından enerji verimliliğini anlamadığımızı göstermektedir. Ev içinde yaşayan baba da anne de çocuk da enerji tüketiminde rol almaktadır. Yine dikkat çekmek istediğim bir nokta, enerji verimliliği denilince sıklıkla gündeme gelen enerji verimliliği yüksek beyaz eşya tüketimidir. Şimdi burada cihazların ömür süreleri çok önemlidir. Yani var olan cihazların ömürlerini doldurmadan çöpe atılması zaten o cihazları üretmek için kullanılmış bir enerjinin ekonomik kaynağını çöpe atılması anlamına gelecektir. Bu durum sanayi üretimimiz açısından da geçerlidir. ESki teknolojili yüksek enerji tüketen ürünlerle ülkemizin teknoloji çöplüğü haline getirilmesine yol açılmaktadır. Yaz saati uygulamasıyla enerjide tasarufu değil ütekimi pompalayarak şirketlere daha büyük bir pazar sunulmaya çalışılmıştır. Sonra da bu pazara yeterli elektrik bile verilmemiştir. Yani enerji verimliliği öyle cinsiyetçi kamu spotlarına bırakılacak bir alan değildir. Yaz saati ile ilgili EMO‘nun ses getiren çalışmasından sonra yaz saatine ilişkin çalışmayı yapan kurum temsilcilerinin pik saatleri değiştirerek iletim sistemini rahatlamayı hedeflediklerine ilişkin dolaylı açaklamalarıyla karşılaşıyoruz. Burada da temel bir yanlış vardır. Pik saatlerde rahatlama isteyen bir enerji yönetimi; elektrik kullanıcılarını tek zamanlı tarifeden çok zamanlı tarifeye yönlendirerek, pik saatlerdeki tüketimi diğer zaman aralıklarına kaydırmaya çalışır. Böylece pik saatlerdeki sisteme aşırı yüklenme sonucunda oluşan kayıp oranları aşağıya çekilebilir"

Siyasi kriz toplumu umutsuzluğa itiyor

Etkinliği ülkenin içinde bulunduğu olağanüstü ortamın gölgesinde gerçekleştirdiklerini belirten Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş "Bir yandan artan bombalama ve terör olaylarının bir yandan ise toplumsal yaşamımızı derinden etkileyen OHAL uygulamalarının yıkıcı etkileriyle boğuşuyoruz. Tüm toplumu umutsuzluğa ve geleceksizliğe iten siyasi krize, yoksulluğun ve gelir dağılımı adaletsizliğin arttığı, TL‘nin değer kaybettiği dış borç yükünün büyüdüğü bir ekonomik kriz eşlik ediyor. Diğer yandan tüm temel toplumsal ve haklar özgürlükler ile bu hak ve özgürlüklerin nasıl korunacağı, kamusal, toplumsal bütün temel ilkeleri belirleyen tomlumsal bir sözleşme olması gereken anayasaya dair köklü değişikliklerin toplum nesdinde, ne yazık ki, ne teklif sahipleri tarafından ne de konunun bütün taraf ve uzmanları tarafından tartışılmasdın hızla sonuçlandırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Ülkemizin bir an evvel gerçek demokrasi ve kalkınmaya odaklı yeni bir toplumsal uzlaşmaya kavuşmasına diliyorum" dedi.

Ulutaş IV. Enerji Verimliliği Günleri adı altında gerçekleştirilen etkinlikte konutta, aydınlatma ve sanayide enerji verimliliğine ilişkin konuların yanı sıra yenilenebilir kaynaklar ve verimlilik arasındaki ilişki de masaya yatırılacağını söyledi. Gelişmelerin takip edilebilmesini amaçlayan etkinlik, enerjinin etkin ve verimli olarak kullanılmasına ilişkin politikaların geliştirilmesine de katkı sağlamayı hedeflediğini vurguladı.

2016 yılında elektrik tüketimi yüzde 3.4 arttı.

TMMOB‘a bağlı meslek odaları gibi Elektrik Mühendisleri Odası olarak da ülkenin sağlıklı olarak sanayilişmesi adına çabalarını sürdürdüğünü ifade eden Ulutaş, "Bilgi yoğun, yüksek katma değerli, çevre dostu, yerli üretim teknolojilerine dönük bir Ar-Ge ve sanayileşme politikası bir an evvel yaşama geçirilmelidir. Artık herkesin üzerinde hemfikir olduğu bu gerçeğin yerine ranta, çevrenin tahrip edilmesine ve betonlaşmaya dayalı geçici büyümenin tercih edilmesi biz mühendislerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorundur. Türkiye‘de elektrik enerjisi tüketimi ekonomik durgunluğa rağmen 2016 yılı sonu itibariyle bir önceki yıla göre yüzde 3,4 artarak, 274 milyar 800 milyon kilovatsaate ulaşmıştı. Bildiğiniz gibi geçmiş yıllarda daha yüksek oranlı büyümeler de gerçekleşmesine rağmen, ne yazık ki bu büyüme topluma bir refah artışı olarak yansımadı. Sürekli büyüyen enerji talebini dengelemenin en iyi yolu hem sanayide hem de konutlarda enerjinin verimli kullanılmasıdır. Sanayide birim üretim başına düşen enerji kullanımını yani "enerji yoğunluğunu" düşürmek hem enerji ithalatından kaynaklı cari açığın küçültülmesi hem de üretimin daha ucuza mal edilmesi için hayati önemdedir"

Enerji ve Çevre Canavarı sanayi tesisleri için sınırlandırmaya gidilmeli

Sürekli artan enerji ihtiyacının gerekçelerini sorgulamadan bütünlüklü bir enerji politikası üretilemeyeceğinin altını çizen Ulutaş, "Çevreye, kentsel ve tarihsel dokuya saygılı bilgi yoğun, teknoloji yoğun bir sanayileşme ve enerji politikası yaşama geçerilmelidir. Enerji yoğunluğu ancak yüksek katma değerli çevre dostu yerli üretim teknoljilerine dönük bir Ar-Ge ve sanayileşme politikasıyla düşürülebilir.Bugün kullanılan üretim modeli, yüksek enerji maliyetlerinin işçilik giderleninin düşürülmesiyle denğelenmesine dayalı olarak sürdürülmeye çalışılmaktadır. Bu model, güvencesiz bir çalışma hayatı yarattığı gibi toplum genelinde de bir yoksullaşma ye neden olmaktadır. Sanayide makinelerin verimli olanlarla değiştirilmesiyle önlem alınabileceği gibi, işlerliği olan bir teşvik ve yaptırım mekanizması oluşturarak, katma değeri düşük ürünler elde edilen, enerji ve çevre canavarı sanayi tesisleri için sınırlandırmaya gidilmelidir. Tonlarca demirin bir mikro işlemci etmediği bir dünyada, Türkiye‘nin bilgi yoğun bir üretim modeline geçmesi, hem enerji ihtiyacını düşürecek, hem de yüksek teknoloji ithalatının yarattığı sorunları çözecektir" diye konuştu.

Enerji kaynakları doğaya en az zararı verecek şekilde kullanılmalı

"Enerji Verimliliği" yalnızca binaların dış cephesinde yalıtım yapmaktan ibaret bir kavram ve meslek alanı olmadığı vurgusunu yapan Ulutaş, enerjinin üretiminden başlayan ve tüketildiği tüm noktaları içine alan bir çalışma alanı olduğunu söyledi. Tüm sanayide olduğu gibi elektrik üretiminde kullanılan birincil enerji kaynaklarının da doğaya en az zararı verecek şekilde kullanılması esas olmalıdır diye konuşan Ulutaş, "Sanayi üretiminde de enerji yoğunluğunu minimum seviyelere düşürmek için bir an önce adım atılmalıdır. Önemli bir kavram olan "enerji yoğunluğu" bakımından ne yazık ki ülkemiz geri kalmış ülke seviyesindedir. Gelişmiş olarak nitelendirilen ülkelere kıyasla, daha fazla enerji tüketerek daha düşük katma değerli ürün üretiyoruz. Elbette, bu sonuç, neo-liberal ekonomi kapsamında ülkemize biçilen rol ve yerel aktörlerin yanlış politikalarından kaynaklanan çarpık yapılanmanın ürünüdür" dedi.


Yenilenebilir enerji kullanımı arttırılmalı

Ulutaş şöyle konuştu: "Elektrik Mühendisleri Odası olarak yıllardır, doğal tekel olarak gördüğümüz ve artık erişimi temel bir insan hakkı olarak değerlendirilen enerjinin, siyasi ve kar güdüsüyle gerçekleştirilen müdahalelerden uzak, özerk bir yapı ile kamu yararı doğrultusunda yönetilmesi gerektiğini dile getiriyoruz, isteyenin istediği yere, istediği zaman santral kurmasına hatta bu santralları istediği zaman çalıştırmasına, dağıtım şirketinin kaybettiği enerjinin bedelini kamudan tahsil etmesine dayalı bu sistemin, problem üretmemesi beklenemez. Hem yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması hem de yurttaşlara kaliteli, kesintisiz ve ucuz elektrik sunulabilmesi için enerjinin bir bütün olarak siyasi ve kar güdüsüyle gerçekleştirilen müdahalelerden uzak özerk bir yapı ile kamu yararı doğrultusunda yönetilmesi ilkesine geri dönülmelidir."

Bornova Yenilenebilir Enerji Kullanıyor

Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ise konuşmasına Avrupa Enerji Ağı kapsamında belediyenin enerji verimliliğine ilişkin çalışmalarına anlatarak başladı. Geçtiğimiz Haziran ayında Avrupa Enerji Kentleri Ağı Yıllık Konferansı ve Genel Kurulu‘na Bornova Belediyesi‘nin ev sahipliği yaptığını kaydeden Atila, 26 ülkeden 300‘e yakın parlamenter, belediye başkanı, meclis üyesi, bürokrat, uzman ve akademisyenin katılımıyla etkinliğin düzenlendiğini kaydetti. Atila şöyle devam etti:

"Ülkemiz zor günler geçiriyor. Kentimizi için stratejik projelerimiz var. Bunları hayata geçiriyoruz. Turizm yönünde yaptığımız yatırımlar var. Ancak ülkede yaşanılan olaylardan dolayı bu yatırımlardan istediğimiz sonucu elde edemiyoruz. Kültürü, tarihi, genç nüfusu, kadim ve tarihi bir kent olmasından dolayı önemli bir yer Bornova. Buraya gelen misafirleri Bornovamızı gezdirmek isteriz. Bornovamızda Enerjinin yüzde 25‘ini güneş enerjisi ile sağlıyoruz. Güneş enerjisinden daha verimli kullanmanın yollarını arıyoruz. Gün geçtikçe kaynaklarımız tükeniyor. Kaynaklarımızı daha tasarruflu bir şekilde kullanmalıyız. Doğamıza zarar vermeyen, doğa dostu enerjilerden faydalanmalıyız. Enerji kooperatifi oluşturmak istiyoruz. Bornovamızda yeni bir belediye hizmet binasını açacağız üniversitelerimizin işbirliğiyle. Kendi enerjisini sağlayana bir belediyemiz olacak, tarihin en zor anları yaşıyorz. inşallah güzel günlere ulaşabiliriz. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Yaşadığımız kent Tasan Talisinin, büyük Atatürk‘ün evi diyebiliriz."

Oburluk Çağında "Verimlilik" Sorunu

Yeşil‘in ardından konuşan TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş ise konuşmasına EMO izmir Şubesfni kutlayarak başladı. Enerjinin verimli kullanılmasına ilişkin araçların TMMOB tarafından düzenlenen etkinliklerle kamuoyu ile paylaşıldığına dikkat çeken Göltaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tabii, bir de madalyonun diğer yüzü var. Bizler böylesine sorumlu davranırken, eşitlik ve adaletin olmadığı bu oburluk çağında ‘verimlilik‘ meselesini hangi çerçeveye oturtacağız sorusuyla da karşı karşıyayız. Dünya ekonomik dengelerine dair yapılan son bir değerlendirmeye göre, dünyada en zengin 62 kişinin toplam geliri 3.5 milyar insanın gelirine eşitmiş. Dünya nüfusu 7 milyar. Yani dünyanın yarısı 62 kişiye çalışıyor. Yani sermayenin giderek merkezileştiği tarihsel bir dönemdeyiz. Evet, insanlık bir uygarlık krizi yaşıyor. Bir yanda sınırsız zenginlik, diğer yanda derin bir yoksulluk ve açlık. Sürekli hale gelen ve yayılma riski taşıyan bölgesel savaş ve çatışmalar toplumları tehdit ediyor, insan eliyle oluşan doğa tahribatı giderek şiddetleniyor ve dönülmez eşiğe doğru hızla yol alıyor ve doğal olarak insani değerlerde ciddi bir erozyon yaşanıyor.

(Ticaret Gazetesi; 21.01.2017)



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 7


Tüm Yazılı Basında Odamız

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.