MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO ANKARA ŞUBESİ 40. YAŞINI KUTLADI


HABER


 
29 Ocak 1977 tarihinde kurulan Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 40.yaşını 30 Ocak 2017 Pazartesi günü düzenlediği bir dizi etkinlik ile kutladı. “40Yıllık hatır” başlığıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Yavuz Önen (TMMOB Eski Başkanı) ve EMO Ankara Şubesi Kurucu Heyeti’nde yer alan Esen Ergin ve Ahmet E.Albayrak ile söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşinin moderatörlüğünü eski EMO Başkanlarından Ali Yiğit yaptı. 40. Yıl Kuruluş Belgeselinin izlenmesinin ardından, dönemi anlatan fotoğraflardan oluşan sergi gezildi ve müzik dinletisi gerçekleştirildi.
 

Aramızda olamayan ve daha güzel gelecek yaratma mücadelesinde yitirilen tüm değerler anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından açılış konuşmalarına geçildi.

Açılışta ilk olarak söz alan EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kaymakçıoğlu katılımcıları selamladıktan sonar şöyle konuştu; "Değerli Dostlar bugün burada "40 Yıllık Hatır" etkinliğimizi gerçekleştirmek üzere toplanmış bulunmaktayız. Önce hoş geldiniz diyor,en içten duygularla, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bilindiği üzere Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 1977 yılında kuruldu. 40 yıllık olduk. Burada düzenlemiş olduğumuz "40 Yıllık Hatır" etkinliğimizde:Sevgili Dostlar, ben hatır kısmına girmeyeceğim, kültürümüzdeki 40 yılı atlamam mümkün değil. Kırk mitolojide, halk kültürümüzde ve dinsel inançlarımızda kutsallık içermektedir. Korkut ata öykülerinde geçen savaşçı kadınlarımızın simgesi Burla hatunun 40 kız yardımcısı vardır. Kırkı çıkmayan bebek dışarı çıkarılmaz. Ölüm sonrası da kırkı çıkması beklenir törenler için. Türeyiş efsanesinde de 40 kız vardır. Masallarda "kırk gün, kırk gece" düğünler yapılır. Cezalandırılanlar için "Kırk katır veya kırk satır" şeklinde bir uygulama vardır.

Ejderhalar kırk gün veya kırk yıl uyurlar. Ejderhadan kırk kıl koparılır ve ateşte yakılır, ejderha ancak o zaman ölür. Tanrı buyruğu 40 gecede alınmış. Tanrı tarafından seçilen Kırk erenlerin sonsuza kadar yaşayacağına inanılır. Göze görünmezler. Kırklara karışanlar da vardır. Bir de doğanın kıştan bahara dirilişte ilk aşamasının adı büyük Çille 40 gündür. İkinci ve üçüncü aşama küçük ve boz çillenin toplamı da 40 gündür. Bilindiği üzere diriliş kendi özünde sürgün vermektir. Kırk bu kadar etkilemişse toplumumuzu, biz de diyoruz ki, karanlık günleri yırtıp atacak, bilim aydınlığı ile sarıp sarmalamış, güzel günlerin habercisi olması dileğiyle, bu güzel gecenin etkinliğini açıyorum.Tekrar hoş geldiniz diyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum."

Fatih Kaymakçıoğlu`nun ardından EMO Genel Başkanı Hüseyin Yeşil konuştu. Yeşil şunları söyledi; "Değerli Meslektaşlarım, değerli konuklar,  Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 1977 yıllında kuruldu. Doğrudan Elektrik Mühendisleri Odası‘na bağlı 1000‘e yakın üyenin aktarılmasıyla kurulan EMO Ankara Şubesi ilk genel kurulu 29 Ocak 1977 tarihinde Makine Mühendisleri Odası salonunda yaptı. Genel Kurula, Şubeye bağlı yaklaşık 500 üye katıldı.1 yıl boyunca özveri ile çalışan Kurucu Heyet, 1. Olağan Genel Kurulu‘da yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Kurucu Heyet çalışmalarında Güney Gönenç, Bülent Damar, Kaya Nomaler, A. Altay Varol, Niyazi Taşkan, Esen Ergin, Bekir Özgirgin, K. Serdar Aykın, Ali İhsan Alpaslan, Haluk Tosun, Nazif Tepedelenlioğlu, Ahmet E. Albayrak, Necati İpek , Vehbi Yılmaz, Müjdat Savran, Metin Demirpolat, Nurşah Günerkan, Abdülkadir Kahraman, Mahmut Kurtulmaz, Aybars Ungan, Doğan Anakök görev almıştı. Farklı görüşlerin tartışıldığı, genel kurulda, ayrıca yurt ve meslek sorunlarına ilişkin konularda bir ortak bildirinin kamuoyuna sunulmasına karar verildi. EMO Ankara Şubesi 1. Olağan Genel Kurulu sonrasında yapılan Yönetim Kurulu‘nun ilk toplantısında görev paylaşımı aşağıdaki gibi yapıldı.

Yönetim Kurulu:

Başkan: Kaya Nomaler

Başkan Yardımcısı: Haluk Tosun

Yazman: Ahmet E. Albayrak

Sayman: M. Ali Atay

Üye: Ali İhsan Alpaslan

Üye: Nurşah Günerkan (Koşar)

Üye: Ömer Gürcan

Denetleme Kurulu:

Necati İpek

Bekir Ergün

Recepay Sayar

 

Çalışmalarda yer alan tüm üyelerimize, ağabeylerimize ve ablalarımıza teşekkür ederim.

Ayrıca 25. Dönemde yayınlanan ve Nedim Bülent Damar başkanlığında oluşan Yönetim Kurulu Çalışma Raporunda yer alan hususlar bugünü yansıtması açısından önemlidir, aynen oradan bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum:Odamızın Genel Kurulunu yaşamın işçi sınıfı ve emekçi halk açısından dayanılmaz   boyutlara   ulaştığı  bir   dönemde  yapıyoruz.Faşist  saldırı ve  katliamların  giderek   hız  kazandığı,  devletin  tüm  kademelerinde  faşist  kadrolarının   pervasızca   yürütüldüğü,  faşizmin  güç ve  kitle  tabanı  kazanması için egemen  sınıfların  tüm  olanaklarını  seferber  ettiği,  devrimci,  yurtsever  ve  ilericilerin  örgütlenme,  söz  söyleme  ve  demokratik  hak  ve özgürlüklerini  kullanmalarını engelleyici  baskı yasalarının  çıkartıldığı,  polis yetkilerinin   devlet   terörünü   artırabilecek  yönde  oluşturulduğu,  yani  kısacası egemen  sınıfların  işçi  sınıfı ve  emekçi halk  üzerine  tüm    olanakları ile yürüdüğü bir dönemde yaşıyoruz.Egemen sınıflarca ülkemizin emperyalizme olan bağımlılığını pekiştirici SIA gibi  anlaşmaların  imzalandığı,  Türkiye‘yi emperyalizmin korkulu rüyası Ortadoğu`ya jandarma yapma girişimlerinin hızlandırıldığı, IMF‘siyle, NATO‘suyla, AET‘siyle emperyalizmin ülkemize tüm gücü ile yüklendiği ve ülkedeki egemen  sınıfların  onlara  kucak  açtığı  bir  dönemde yaşıyoruz.

Egemen sınıfların ülke ekonomisini artık yürütemez ve kendi sorunlarını bile çözemez  duruma  geldikleri  bugünkü  ortamda  düzenin  bunalımının  tüm  yükü işçi sınıfları ve emekçi halkımızın sırtına yükleniyor ve  her  gün  bu yükün ağırlaştırılması girişimleri hız kazanıyor. Son alınan sözde ekonomik önlemlerle egemen sınıfların karlarına kar katılırken emekçi halkın sofrasındakilerin yarısı daha yok oldu. Zaten  günlük geçimimi sağlama  olanağı uzun  bir süredir  elinden  alınmış olan  emekçi  halk  bugün   artık açlığa, soğuğa  ve  hastalığa  mahkum  edilmiştir.

Bugün işçi sınıfı ve emekçi halkın örgütlenme özgürlükleri ellerinden alınmaya   çalışılmaktadır. İlerici ve devrimci sendikalara ve yöneticilerine  yönelik baskılar ise giderek artmaktadır. Bu  olgular  bugün  artık  yaşamın  ayrılmaz  parçaları  durumuna  getirilmiştir. Egemen  sınıflar  içinden  bir  türlü  çıkamadıkları  sorunları  çoğaldıkça  emekçi halk kitlelerine  yönelen  baskıları artırmaktadırlar. Bütün bu baskılara karşı emekçi halkımızın gücü bilenmektedir.Emekçi  halkın  ayrılmaz  parçası  olan  elektrik  mühendisleri de  yukarıda anlattığımız olaylarla  her gün  karşı karşıya gelmektedir .Elektrik  mühendisleri de faşist  baskı  ve  uygulamalardan  nasibini    almakta, kıyılmakta,  fiyat artışları nedeni ile gün geçtikçe yoksullaşmakta ve gün geçtikçe emekçi halkla daha da  bütünleşmektedir.Bu koşullar  elektrik   mühendislerinin   tüm çalışanlarla  birlikte  bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi içerisinde daha etkin bir şekilde yer almaya götürmektedir. Odamız da bu  olgunun  bilincinde olarak üyelerinin verdiği  güç ve güvenle bu mücadele  içerisinde üzerine   düşen görevleri her koşulda yerine  getirecektir.

1979`dan bugüne gelirsek;

Anayasa değişikliği görüşmeleri, hukuksuz bir şekilde Meclis`ten geçirilmiştir. Nisan ayında önümüze yine bir referandum sandığı konulacaktır. Meclis`teki görüşmelerde nasıl ki her türlü hukuksuzluğa, her türlü şantaj ve baskı aracına başvurulmuşsa referandum sürecinde de benzer antidemokratik ve haksız uygulamalara maruz kalacağımız açıktır. Şimdiden örnekleri başlamıştır. Şehircilik Şurası adı altında bakanlık bütçesi kullanılarak hazırlatılan ve televizyonlarda yayınlatılan sözde duyuru ile Cumhurbaşkanı`nın ses ve görüntüsü kullanılarak propaganda yapılmaya başlanmıştır. Anayasa değişikliğine ülkemizin götürüldüğü koşullara bakıldığında da tarihsel bir yanlış içerisine sokulduğumuz açıktır. Ülkemiz kan gölüne çevrilmiştir. Canlı bombalar, patlayıcı yüklü arabalar kol gezmekte, suikastlar, saldırılar birbirini izlemektedir.15 Temmuz Darbe Girişimi ile elde edilen OHAL koşullarında, demokrasi ve adalet rafa kaldırılmıştır. Ne yazık ki iktidarın paralel yapı ile kurduğu ortaklık, ironik bir şekilde iktidara karşı yapılan darbe girişimi sayesinde devam etmiş; OHAL koşullarında tek adamı dayatan Anayasa değişikliği süreci başlatılabilmiştir.

Milli irade diyenlerin kendisine payanda olan bir partiyi koltuğunun altına alması dışında hiçbir toplumsal müzakere ve mutabakat olmaksızın; toplumun bir arada yaşam sözleşmesi olan Anayasa değiştirilmeye çalışılmaktadır. Yalnızca bunlar bile bu Anayasa değişikliğinin ülkemiz için iyi bir gidişat olmadığını görmeye yeterlidir. Esastan bakıldığında Anayasa değişikliğinin adı üzerinde olağanüstü yönetim usulü olan OHAL koşullarının sisteme yerleştirilmesi olduğu görülmektedir. OHAL ile tüm yetkileri toplayan Cumhurbaşkanı, OHAL`in kalıcılaştırılmasıyla dahi yetinilmeyerek, tek adam yetkileriyle donatılmak istenmektedir. Kuvvetler ayrılığı tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Bırakın kuvvetler ayrılığını, güç tek bir kişi elinde toplanmakta ve üstelik kontrolsüz güç oluşturulmaktadır. Zaten biat kültürünün yerleştirildiği siyaset ortamında tek tük çıkabilen farklı sesler de tamamen bastırılmış ve anlamsızlaştırılmış olacaktır.

Hükümet lağvedilip, tüm yetkiler partili bir Cumhurbaşkanı`na verilmektedir. Milletvekillerini belirleyecek olması nedeniyle yasama da baştan yok hükmündedir. Ama bununla da yetinilmemekte, yasama yetkilerine de Cumhurbaşkanı`nın el koyması sağlanmaktadır. Cumhurbaşkanı kendisine sağlanan sınırsız bir yürütme yetkisi ile cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları atamakla kalmayacak, kariyer ve liyakat esaslarına da bakılmaksızın tüm bürokratları da dilediği gibi atayabilecek. Ülkenin gelişmesi ve kalkınması için birçok kurumun özerk bir yapıya kavuşması gerekirken, memuriyet güvencesini dahi ortadan kaldıran, katı, otoriter bir idari yapı kurulacak. Ülkemizde Özal döneminde başlayan ve Meclis`i devre dışı bırakması nedeniyle hem hukuki anlamda hem de demokrasi açısından eleştirilen kanun hükmünde kararnameler, asli yönetim şekli olarak, Cumhurbaşkanı`na verilmiş bir yasama yetkisi olarak yürürlüğe girecek. Peki, bu sınırsız yasama ve yürütme yetkisinin denetimi nedir diye sorarsanız; kocaman bir yok ile karşılaşıyoruz. Gensoru yok, güven oylaması yok, bildiğiniz denetim mekanizmalarının hiçbirisi yok. Tam yetkili ve tam sorumsuz bir kişinin eline bırakılmış bir yönetim şekli. 360 oyla kendi kendini feshedebilen TBMM`de 400 oy çıkarsa Yüce Divan söz konusu olabilecek. Milletvekillerinin de nasıl seçildiği malum. Partili Cumhurbaşkanı olarak milletvekili listelerini de kendisi yapacak.

Yargı ile ilgili düzenlemeler ise tam bir otoriter yönetim örneği. Anayasa Mahkemesi`nin 15 üyesinden 12`sini, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu`nun 13 üyesinden 6`sını doğrudan tek adam seçecek. Kalanları da TBMM seçecek. Zaten yargı bağımsızlığından söz edemeyeceğimiz ülkemizde bir kişiye bağlı yargı eliyle iktidarın icraatı değil buna karşı hak arayışında olan insanlarımızın cezalandırıldığı bir sistem yaratılmış olacak. İşte bu gerçekleri en yakınımızdan başlayarak en uzağa kadar anlatmaya çalışmak hepimizin görevidir. Bu ülkemizin getirildiği kritik dönemeçte tarihsel bir sorumluluktur. Medya gücü tamamen teslim alınmış, teslim olmayanları susturmak için de gözaltı, tutuklamalar dahil her türlü yola başvurulmuştur. Bu nedenle demokrasilerde dördüncü güç olarak sunulan medya iktidarın borazanı olmuştur. Kuşatılmış medyanın iktidar tarafından propaganda aracı olarak kullanılırken, halka ulaşacak araçları bulmak zorundayız. Kamuyu aydınlatmak üzere elimizden gelen bütün çabayla Anayasa değişikliğine karşı bir mücadeleyi örgütlemek zorundayız.

Kişisel bir iktidar hırsıyla her yolun mubah sayıldığı bu dönemde her türlü kavram ve tarihsel gerçeklik adeta bir yalan makinesiyle tahrip edilip, yozlaştırılmaktadır. Bu kadar yalan, dolan, baskı ve zorbalığın olduğu yerde her türlü direniş haktır. Biz işte haklılığımızın verdiği güçle demokrasi, emek ve barış mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz. Elektrik Mühendisleri Odası olarak ülkemizin, insanlarımızın, çocuklarımızın hepimizin geleceği için Anayasa değişikliğine hayır diyoruz ve hayırlarımızı çoğaltmak için birlikte mücadele etme sözü veriyoruz. Saygılarımla."

Açılış konuşmalarının ardından EMO Ankara Şubesi`nin 40.Yılı için hazırlanan film izlendi. Filmin izlenmesinin ardından söyleşiye geçildi. Söyleşinin yöneticiliğini eski EMO Başkanlarından Ali Yiğit yaptı. Ali Yiğit şunları söyledi; "40 yıllık dönem içinde emeği geçip da bugünü göremeyenleri bir kez daha saygıyla anıyorum ve Şubemize nice başarılı yıllar dileğinde bulunuyorum. Aramızda eski başkanlarından Özdoğan Gündüz, Teoman Alptürk ve Bülent Damar. Söyleşinin bütünlüğünü bozmadan kendilerine söz vermek istiyorum."

Ali Yiğit`in bu davetinin ardından Özdoğan Gündüz, Teoman Alptürk ve Bülent Damar etkinliği izlemeye gelen üyelerimizi selamlayarak, EMO Ankara Şubesi`nin kuruluşu  ve çalışmalarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini aktardı. Eski başkanların konuşmalarının ardından söyleşiye geçildi. Söyleşide EMO Ankara Şubesi`nin kuruluşunda kurucu heyette yer alan Esen Ergin, Ahmet E. Albayrak, Şubenin kuruluş günlerini ve o dönemi izleyenlere anlattı. Eski TMMOB Başkanlarından Yavuz Önen , 1970`li yılların panoramasını çizdikten sonra, TMMOB`nin çalışmalarını ve o dönemde yaşanan olayları kısaca anlatarak sunumunu tamamladı.

Konuşmalardan sonra salon dışında sergilenen fotoğrafların izlenmesine geçildi ve EMO Ankara Şubesi lokalinde üyelere yönelik kokteyl düzenlenerek etkinlik tamamlandı.

 

 

 

 



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

Okunma Sayısı: 452


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.