· ŞUBE Giriş Sayfası

 İSTANBUL ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 EDİRNE   İSTANBUL   KIRKLARELİ   TEKİRDAĞ 
 

EMO İstanbul Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 81

Tüm Sayılar

HABER

 
EMO Enerji Daimi Komisyonu Başkanı Bülent Damar`ın Anayasa değişikliğine ilişkin değerlendirmelerini içeren mektubu EMO üyelerine gönderildi. Anayasa paketinin kabul edilmesi halinde TBMM’nin denetim yetkisinin kaldırılacağı ve enerji alanında artık denetim yapılamayacağı; yargı kurumlarında dava açılamayacağı ve basın bildirisi, gösteri, yürüyüş ve benzeri etkinliklerin gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çekilen mektupta, “Dolayısı ile bizlere hiçbir söz hakkı olmayan, görüş bildiremeyen kitleler olarak yalnızca yapılanları seyretmek kalacak” uyarısında bulunuldu.
 

Ülkemiz; siyasal, ekonomik ve toplumsal anlamda zor günlerden geçmektedir. Bu süreçte 16 Nisan`da yapılacak halkoylaması ile yolumuza nasıl devam edeceğimiz belirlenecektir.  Yapacağımız tercih; tüm yaşam alanlarımızı olduğu gibi biz mühendisleri de doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek sonuçlar yaratacaktır. Anayasa paketinin, elektrik enerjisinin üretimi ve sunumu üzerinde nasıl bir etki yaratacağına ilişkin olarak Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Daimi Komisyonu Başkanı Bülent Damar kısa bir değerlendirme hazırladı. Bu değerlendirmeyi içeren mektubu sizlerle paylaşmayı, hem üyelerimize hem de ülkemize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz. 

REFERANDUM EVET İLE SONUÇLANIRSA ELEKTRİK ENERJİSİ ALANINDA NELER OLACAK?

Bilindiği gibi Elektrik Mühendisleri Odası elektrik enerjisi kullanımını bir insan hakkı olarak kabul eder ve bugünün dünyasında insanın çağdaş ve sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için elektrik enerjisi kullanımının zorunlu olduğunu savunur. 

Bir endüstriyel faaliyet olan elektrik enerjisinin kullanıma hazır hale getirilmesi, bir çok işlem gerektirir ve üretimi için mutlaka bir kaynak gereklidir. Kaynak; elektrik üretimi için hazırlanır, üretim tesislerinde elektriğe çevrilir, iletim ve dağıtım tesisleri vasıtasıyla iletilir ve tüketicinin hizmetine sunulur. Elektrik depolanabilir bir enerji çeşidi değildir. Üretildiğinde tüketilmesi zorunluluğu vardır. 

Bu işlemlerin tamamı endüstriyel ve ekonomik faaliyetleri gerektirir. Elektrik üretiminde kullanılan doğal kaynakların tamamı toplumsal mülkiyettir. Yani halkın müşterek malıdır ve bu nedenle etkin bir şekilde ve tasarruf anlayışı ile özenle kullanılmalıdır. Elektrik enerjisinin üretim noktasından tüketim noktalarına nakli de endüstriyel bir faaliyettir ve ekonomik bir bedeli vardır. 

Elektrik topluma ücretsiz verilen bir enerji değildir, dolayısı ile satışı yapılmaktadır, bu nedenle halkın bu elektriği satın alacak ekonomik gücü olmalıdır, yani elektriğin bedeli ucuz olmalıdır. 

Biz elektrik mühendisleri olarak bu işlem serisinin her safhasında yer alır, işin yapılmasını sağlar, karar alır ve uygularız. 

Yukarıda da kısaca açıklandığı üzere bizim işimiz olan elektrik enerjisi, toplumda meydana gelen her türlü olay ile doğrudan ilişkilidir ve hayati bir öneme sahiptir. 

Ülkemizde Cumhuriyet`in kuruluşundan bu yana yaşanan en önemli toplumsal olaylardan birisi yani Anayasa değişikliğinin, Cumhurbaşkanlığı sisteminin oylanması, 16 Nisan günü yapılacak. Bu olay bizi acaba nasıl etkileyecek? 

HAYIR sonucunda değişen bir şey olmayacaktır. Mevcut sistem iyisi ile kötüsü ile devam edecektir. Bu sistem çok mu iyi sonuç veriyor? Tabii ki hayır. Ancak görüş iletebiliyoruz, kurullar var, bu kurulları seçen değişik organlar var, bu organlarda değişik görüşte insanlar var, denetlemekle görevli kamu kuruluşlarının bazen de olsa halkın çıkarlarını koruyan kararları var. Tüm bu olumlu kararların aksi de var.

Ancak mücadele ediyoruz. Elektriğin çevreye zarar vermeden, kaynakları israf etmeden, gerekli yatırım ve endüstriyel faaliyetlerin de ekonomik ve teknolojik olarak halk yararına en fazla olan yöntemlerin kullanılmasında ısrar ederek, asli görevimiz olarak; halkımıza sürekli, kaliteli, ucuz elektrik ulaştırılması için çaba sarf ediyoruz. 

Bir ümidimiz var, bizim söylediklerimizin haklılığı ve doğruluğu anlaşılır ve yanlışlıklar düzeltilir diye umuyoruz.

Yani elektrik enerjisi ile ilgili iş ve işlemlerin yapılmasını takip ediyor, görüş oluşturuyor ve yapanları denetlemekle görevli olanlara ileterek halkımızın çıkarlarına aykırı olan, çevreye zarar veren, kaynaklarımızı israf eden, yapılmasında kamu yararı olmadığını düşündüğümüz enerji ile ilgili iş ve işlemlere mani olmaya çalışıyoruz. Yönetim erki elimizde ve Odamızda olmadığı için denetleme erki olanlarla yanlış işlere mani olmaya çalışıyoruz.  Bunu bazen yargı organlarında dava açarak, bazen TBMM`de grubu bulunan partilere iletip TBMM vasıtası ile denetleme yapmalarını talep ederek, bazen de basın bildirisi, gösteri, yürüyüş ve benzeri etkinliklerle kamu baskısı yaratarak yapmaya çalışıyoruz. Böylece doğru bildiğimizi hayata geçirmeye çalışıyoruz. 

Halk oylamasına sunulan Anayasa taslağı onaylanırsa;

1-TBMM`nin yasama ile ilgili tüm yetkileri Cumhurbaşkanı`nca kullanılabilecek,

2-TBMM`nin denetleme yetkisi olmayacak,

3-Cumhurbaşkanı Olağanüstü Hal Yasası da dahil olmak üzere her türlü yasama yetkisini kanun hükmünde kararnamelerle kullanabilecek,

4-Cumhurbaşkanı herhangi bir denetime ve onaya gerek duymadan yardımcıları da dahil olmak üzere tüm bakan ve üst düzey yöneticileri atayabilecek,

5-Anayasa Mahkemesi`nin 15 üyesinden 12`sini doğrudan Cumhurbaşkanı seçecek. Böylece en üst yargı organı bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybedecek,

6-Yargının tayin edici kuruluşu olan Hakimler ve Savcılar Kurulu`nun çoğunluk üyeleri doğrudan veya dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek, dolayısı ile bu kurul da Cumhurbaşkanı`nın talimatları doğrultusunda iş yapacak. 

Yani tüm yetkiler tek elde toplanacaktır. 

Halkoylamasına sunulan yeni Anayasa değişikliğinde TBMM`nin denetleme yetkisini belirleyen mevcut Anayasa`nın 87. Maddesi`nden "Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek, Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek" bölümü çıkartılarak TBMM`nin denetleme yetkisi tamamen ortadan kaldırılacaktır. Yine mevcut Anayasa Madde 98`de yapılan değişiklik ile de "Meclis araştırması belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemeden ibarettir" denerek TBMM yalnızca yapılanlardan bilgi alan bir kuruluş haline dönüştürülecektir. 

Bu haliyle artık yaptığımız çalışmaları ileterek enerji alanında denetim yapılmasını isteme şansımız olmayacak; çünkü TBMM`nin öyle bir yetkisi kalmamış olacaktır. 

Yargı kurumlarında dava açamayacağız; çünkü açsak bile eleştirdiğimiz işi yapan yürütmenin başı kişi tarafından seçilen yargıçlar onun isteği dışında karar veremeyeceklerdir. 

Basın bildirisi, gösteri, yürüyüş ve benzeri etkinlikleri yapamayacağız; çünkü tek başına olağanüstü hal ilan etme yetkisi olacak olan Cumhurbaşkanı istediği an OHAL ilan etmek suretiyle bunlara mani olabilecektir. 

Dolayısı ile bizlere hiçbir söz hakkı olmayan, görüş bildiremeyen kitleler olarak yalnızca yapılanları seyretmek kalacak. 

O zamanda pahalı elektrik, nükleer santrallar, kalitesiz ve kesintili elektrik, kirli hava, iklim değişikliğine neden olan uygulamalar ve benzeri ne kadar karşı çıktığımız ve yılların mücadelesi ile kısmen de olsa engellediğimiz olumsuz uygulamalar;  kar etmeyi her şeyin önünde gören bir anlayış vasıtası ile hayata geçirilecek ve ülkemiz, elektrik enerjisini kamu hizmeti olarak değil de ticari bir meta ve kar aracı olarak görenler için dikensiz bir gül bahçesi olacaktır. 

Biz böyle olmasını istemiyoruz. Bilgi ve birikimimizi ülke çıkarları ve halk yararına kullanmak, bilimsel ve sosyal olarak yanlış bulduğumuz uygulamaları engellemek için uğraş vermek, elektrik enerjisinin yeterli, kaliteli ve kesintisiz olarak, halkımıza ekonomik yük oluşturmayacak şekilde bir kamu hizmeti olarak sunulmasını sağlamak için çalışmak istiyoruz. 

Anayasa oylamasında evet demek bu hakkımızı elimizden alacaktır. Bu nedenle Anayasa oylamasında HAYIR diyoruz ve tüm meslektaşlarımızı da HAYIR demeye davet ediyoruz. 

Elektrik Mühendisleri Odası

Enerji Daimi Komisyonu Başkanı

Nedim Bülent Damar