MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI



 
EMO 45. Dönem 4. Koordinasyon Kurulu Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, tüm hukuksuzluklara, baskı ve tehdide karşın referandum sonuçlarının, Türkiye’de demokratik, laik, sosyal hukuk devleti mücadelesini sahiplenen geniş bir taban olduğunu gösterdiğini belirterek, “Bu Anayasa değişikliği ne mevcut iktidar için bir son ne de bu Anayasa değişikliğine ‘Hayır’ diyenler için bir sondur. Mücadele devam edecektir” diye konuştu. Koordinasyon Kurulu, Sinop’ta binlerce kişinin katılımıyla yapılan nükleer karşıtı mitinge de pankart açarak destek verdi.
 

 

Elektrik Mühendisleri Odası 45. Dönem 4. Koordinasyon Kurulu Toplantısı, 22 Nisan 2017 tarihinde Ankara`da yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, OHAL koşullarında yoğun baskı ve tehdit altında bir referandum sürecinin yaşandığını ve devletin tüm olanaklarının bir parti tarafından kullanıldığı "evet" kampanyasıyla karşı karşıya kalındığına işaret etti. "Halkoylaması sürecindeki baskı ve tehdit ortamı ne yazık ki oylama sonuçlarında yaratılan yeni şaibelerle katmerlendi" diyen Yeşil, demokratik ve eşit koşullarda bir referandum süreci yaşanmadığı gibi seçim güvenliği ve sonuçlarına ilişkin güvenilirliğin de zedelendiğini kaydetti. Hüseyin Yeşil, şöyle konuştu:

"Zaten OHAL koşullarında dayatılan bu Anayasa değişikliğinin meşruiyeti yoktu, bu koşullarda açıklanan sonuçların da meşruiyeti kalmadı. Üstelik bu meşruiyet sorunu sadece Anayasa değişikliğinin hazırlanış, topluma dayatılış ve yapılan halkoylamasındaki hukuksuzluklarla sınırlı değildir. Anayasa değişikliğinin bizatihi kendisi demokrasinin temel kurallarını yok sayan bir içeriğe sahiptir. Yani demokrasiyi araç yaparak demokrasiyi ortadan kaldırmayı hedef alan bir düzenleme söz konusu olduğu için de bu Anayasa değişikliğinin meşruluğu yoktur. Özetle, demokrasiden nasibini almamış bir zihniyetin demokrasicilik oyununa tanıklık ettik. Demokrasi değil demokrasicilik oynandığının en açık ifadesi de halkoylaması sonrasında en yetkili ağızdan ‘Atı alan Üsküdar`ı geçti` sözüyle ortaya konulmuştur."

Tüm hukuksuzluklara; baskı ve tehdide karşın açıklanan kesinleşmemiş sonuçlara bakıldığında, ülkemizde demokratik, laik, sosyal hukuk devleti mücadelesini sahiplenen geniş bir taban olduğunun görüldüğünü belirten Yeşil, şu görüşleri dile getirdi:

"1980`den itibaren yürütülen gericileştirme projesine, bilimi ve aklı yok saymaya yönelik atılan onca adıma; eğitim sisteminin çürütülmesine, kültür endüstrisiyle toplum mühendisliği yapılmaya soyunulmasına karşın Cumhuriyet değerlerini yok edememişlerdir. Elbette 40 yıllık bu gericileştirme sürecinin bir çırpıda durdurulup aydınlık bir geleceğe evrilmesine imkan yoktur. Bizler öyle safsata mucizeler peşinde değiliz; akıl ve bilim ışığında atacağımız adımlara olan inancımızla mücadelemizi sürdürmeliyiz. İşte tam da bu nedenle umudumuz sona ermemiş, tam tersine güçlenmiştir."

"Eğitim Yükseldikçe Gericiliğe Prim Azalıyor"

Halkoylamasının 1990`lardan bu yana ilk kez İstanbul, Ankara gibi metropollerden yükselen bir değeri ortaya koyduğunu anlatan Yeşil, eğitim oranı yükseldikçe gericiliğe verilen primin azaldığının görülmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Hüseyin Yeşil, demokratik, laik, hukuk devleti ve Cumhuriyet`e inanan tüm toplum kesimleri için bu dayatmacı Anayasa değişikliğine karşı verilmiş olan mücadelenin büyük bir kazanım olduğunu vurgulayarak, "Evet de çıksa hayır da çıksa mücadelemize devam edeceğimizi daha önce söylemiştik. Şimdi ‘Herkesin Hayır`ı kendisine` denebilecek şekilde örgütlenen kampanyanın ve ortak değerlerin daha inançla savunulması gerekmektedir" diye konuştu.

 İşlerinin hiç kolay olmadığını, bu nedenle yılgınlığa geçit vermeyeceklerini belirten Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu mücadeleyi yok etmelerine imkan da yok. Neden? Çünkü bu mücadelenin insan olmaya dayanan haklılığı ve meşruluğu vardır. İnsanı dünyadaki tüm varlıklardan ayıran en temel özelliği; değerler sistemiyle yarattığı kendine özgü dünyasıdır. Din ne kadar sömürü aracı olarak kullanılırsa kullanılsın insan hayatına verilen değer, özgür düşüncenin durdurulamaz oluşu, gerçeğin ışıldayan parlaklığı bu mücadelenin haklılığını her zaman ortaya koyacaktır. Yani referandum kaybedilse de vicdanlarda kazanan demokratik, eşit, laik, hukuk devleti kurma özlemine dayanan Cumhuriyet ve özgürlükçü düşüncedir. Kimi tarihsel dönemeçlerde yenilmiş gibi görünen bu değerler mutlaka ama mutlaka kazanacaktır."

Baskı ve şiddetin dozunun daha da yükseleceği uyarısında bulunan Yeşil, referandum sürecindeki hukuksuzlukları sorgulamak, bunlara tepki göstermek, oy hakkına sahip çıkmak bile suçmuş gibi göz altılara başlandığına dikkat çekti. Yeşil, "Evet`in meşru olmadığı yönünde halkı galeyana getirmek gibi bir suç oluşturmuşlardır. Tüm bunlara karşı direnmek, oy hakkımıza sonuna kadar sahip çıkmak hepimizin görevidir" dedi.

"Hukuksuzluklara Yasal Kılıf Geçiriliyor"

Referandumun hemen sonrasında OHAL`in dördüncü kez uzatıldığını ve böylece 1 yıl boyunca ülkenin OHAL ile yönetilmesinin sağlandığını anlatan Yeşil, şunları söyledi:

"Anayasa değişikliğinin yaşama geçirilmesiyle nasıl bir yönetim biçiminin getirilmiş olacağını aslında hepimiz biliyoruz. Çünkü zaten bu yönetim biçiminin prototipi diyeceğimiz OHAL ortamını hepimiz yaşadık ve yaşıyoruz. Anayasa değişikliği ile OHAL adı altındaki hukuksuzluklara yasal kılıf geçirilmiş olacaktır. İktidarın kendini güvenceye alma girişimi olarak nitelendirebileceğimiz Anayasa değişikliği ile partili bir tek adam tarafından tüm kurumların, yargının belirlendiği bir yönetim şekli yürürlüğe girecektir. Demokrasinin güvencesi olan güçler ayrılığı ilkesinin ve denetimin olmadığı bir yönetim şekli altında başkan; devletin tüm gücünü denetimsiz olarak kullanacaktır. Tüm bunlardan daha önemlisi; bu uygulamaların yaratacağı olası sonuçlardır. Ülkemizi dünyadan ve insani değerlerden uzaklaştıracak bir sürece sokulması tehlikesi bulunmaktadır.

Referandum sonrası en yetkili ağızlardan idamın getirilmesi için yeni bir halkoylaması yapılmasından söz edilmiştir. Meşruluğu tartışmalı bir Anayasa değişikliği süreci daha tamamlanmamışken yeni bir Anayasa değişikliği gündeme sokulmak istenmektedir. Türkiye`nin dünyadan koparılması dış müdahalelerin farklı boyutlara ulaşması gibi hepimiz için ciddi bir tehlikeyi de barındırmaktadır. Bu tehlike mevcut iktidarın izleyeceği dış politikada gizlidir. Barışçıl bir çizgiyi kaybeden; yurt bütünlüğünü, insan hakları ve can güvenliğini öteleyen anlayışın Ortadoğu`yu buladığı kan gölü ülkemiz için çok yakın bir tehdit oluşturmaktadır. Ortadoğu`ya demokrasi getirme sevdalılarının getirdikleri; savaş, ölüm, yıkım, acı ve yurdundan sürülen insanların göçüdür. Emperyalistlerin paylaşım savaşında halkların tercihi değil, çıkarlar belirleyicidir. Ülkemizin bu tercihlere taşeron yapılması kan ve acıdan başka bir şey vadetmemektedir."

"Ekonomi Politikaları Tıkanma Noktasında"

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil, Anayasa değişikliğinin önemli bir ayağını da rant alanlarını paylaşım kavgasının oluşturduğunu belirtirken, iktidarın üretken olmayan, araştırma-geliştirmeye ve yüksek teknolojili üretime dayanmayan ekonomi politikalarının tıkanma noktasına geldiğini kaydetti. Bu tıkanıklığın bedelini ne yazık ki dar gelirli halk kesimlerinin ödeyeceği uyarısında bulunan Yeşil, "Bunun ilk adımı da referandum öncesinde iktidarın OHAL`e sırtını dayayarak çıkardığı Varlık Fonu olmuştur. Şimdi kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelerden tutun, elde kalan sınırlı kamu varlıklarının haraç mezat satışına; sosyal güvenlik haklarının tırpanlanmasına; emeğin kazanımlarının daha da kısıtlanmasına yönelik uygulamalar ardı ardına gelecektir" diye konuştu.

Büyüme gerçekleştirmeyen ekonomide enflasyon artışının da dar gelirli kesimi vuracağını; işsizlik giderek artarken, genç işsizlerin yanında artırılmış olan emeklilik yaşı nedeniyle çalışmak zorunda olmasına karşın iş bulamayan yaşlı bir nesil sorununun da ortaya çıkmaya başladığını anlatan Yeşil, sözlerini şöyle tamamladı:

 "Tüm bunlar biz mühendis emeğini de yakından ilgilendirmektedir. Ne yazık ki Odamızın yaptığı araştırma EMO üyesi mühendisler arasında işsizliğin yakıcı bir sorun haline dönüştüğünü ortaya koymuştur. Geldiğimiz noktada; bu Anayasa değişikliği ne mevcut iktidar için bir son ne de bu Anayasa değişikliğine ‘Hayır` diyenler için bir sondur.  Mücadele devam edecektir. TMMOB ve odalarımız her zaman demokratik, laik, eşitlikçi bir Türkiye`den, emeğin ve insan haklarının korunmasından yana olmuştur. Bu temel duruş, TMMOB ve odalarımıza yönelen her türlü baskı ve tehdide rağmen bu Anayasa değişikliği sürecinde de net olarak ortaya konulmuştur. Korku dağlarına karşı ayakta duran TMMOB ve odalarımızı, Anayasa değişikliğine ilişkin kamuoyunu bilgilendirmek için kampanya yürüten tüm meslektaşlarımızı saygıyla selamlıyorum."

"Tuttuğunuz Yol Yol Değil, Kazanamayacaksınız"

Yeşil, bir yandan AKP ve yandaşlarıyla mücadele ederken, bir yandan da EMO Genel Kurulu`nda alınan A Tipi Muayene Kuruluşu (ATMK) ve Personel Belgelendirme Kuruluşu (PBK) kararları ve konuyla bağlantılı Yönetim Kurulu kararlarına karşı çıkılması nedeniyle uğraş verdiklerini belirtti. Kendileri TMMOB, meslek odaları ve meslektaşlarımızı derinden etkileyecek referanduma karşı yoğun bir kampanya yürütürken, referandum için çalışmak yerine "olağanüstü genel kurul kararı alınmadığı" gerekçesiyle EMO`ya dava açan ve "kayyum atanmasını" isteyenleri eleştiren Yeşil, "Haziran 2016`dan bu yana bir olağanüstü genel kurul süreci ile uğraşmaktayız. Öyle ki bazı arkadaşlarımız için olağanüstü genel kurulun yapılması için uğraş her şeyin önüne geçti. Bu ne gözü dönmüşlük, bu ne hırs… Size son sözüm, tuttuğunuz yol yol değildir. Buradan bir şey kazanamayacaksınız ancak bizi uğraştırırsınız" diye konuştu.

Toplantıda daha sonra EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Hüseyin Önder tarafından oda çalışmaları hakkında bilgi verildi. Yönetim Kurulu Saymanı İbrahim Aksöz de mali duruma yönelik açıklamalarda bulundu.

Şube ve kurulların bilgi aktarımının ardından dönemsel etkinlikler ve meslek alanımızda yaşanan gelişmeler değerlendirildi.

EMO Koordinasyon Kurulu, Nükleer Karşıtı Platform`un çağrısıyla, toplantıyla aynı gün Sinop`ta yapılan ve binlerce kişinin katıldığı nükleer karşıtı mitinge de "Nükleer Santral İstemiyoruz" yazılı pankart açarak destek verdi.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

TELE 1- SABAH PUSULASI

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 319


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.