|
Jeoloji Mühendisleri Odası, 12 Haziran 2017 tarihinde Ege denizinde meydana gelen ve İzmir`i sarsan depremlere ilişkin olarak uyarılarda bulundu. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise açıklamasında, deprem önemlerini rant odaklı politikalar kurban edildiğine dikkat çekerek, yapı denetim sisteminin değiştirilmesini istedi. Konuya ilişkin haberi yazımızın devamından okuyabilirsiniz.
Jeoloji Mühendisleri Odası 12 Haziran 2017 tarihinde Ege denizinde meydana gelen depremlere ilişkin 13 Haziran 2017 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Karaburun‘un açıklarında gerçekleşen depremin büyüklüğünün 6,2 (Mw) olarak açıklandığı hatırlatıldı. Ulusal ve uluslararası sismoloji istasyonlarının odak mekanizma çözümlerine göre, deprem Kuzeydoğu-Güneybatı (KD-GB) uzanımlı normal faylanma mekanizmasıyla ilişkili olduğunun belirlendiğine yer verilen açıklamada, deniz bölgelerinin haritalanmaması nedeniyle bölgenin diri fay haritası içinde gözükmediği belirtildi. Sarsıntının İzmir, Manisa, Balıkesir başta olmak üzere bütün kıyı Ege de hissedildiğini ve paniğe neden olduğuna dikkat çekilen açıklamada, yurttaşlara hasarlı binalardan uzak durma çağrısı yapıldı. Gevşek Zemin Etkiyi Büyütüyor Kıyı Ege‘nin önemli bir bölümünün yeraltısu seviyesi yüksek, gevşek nitelikli kıyı alüviyal düzlükleri üzerine oturduğu dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
"-Gevşek ve niteliksiz kıyı çökelleri üzerinde yer alan kentsel ve kırsal yerleşimlerin depremleri daha şiddetli hissettiği, bu özelliğin son depremin de 6-7 şiddetinde hissedilmesine neden olduğu, bu zemin birimlerinin ayrıca depremin ivmesinde büyütmeye neden olması nedeniyle binalarda hasara neden olabileceği,
-İvmesi büyük depremlerde kıyı alanlarındaki zeminin sıvılaşarak hasarlara yol açabileceği bilinmektedir."
Deprem etkilerini en aza indirilmesi için, binalar için zorunlu tutulan jeolojik-jeoteknik etütlerinin meslek örgütleri, belediyeler ve yapı denetim kuruluşları tarafından denetlenmesinin gerektiğini dikkat çekilen açıklamada, yapı denetim kanunun değiştirilmesi istendi. "Rantta Odaklı Yaklaşım Hasarı Büyütür" Öte yandan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise açıklamasında, ülkemizde 3 diri fay hattının bulunduğuna dikkat çekerek, yılda 20 binden fazla deprenin kaydedildiğini ve deprem gerçeği ile artık yüzleşilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Deprem gerçeğinin sarsıntıların büyük kent merkezlerinde hissedildiğinde hatırlandığını ifade eden Koramaz, 17 Ağustostan sonra oluşturulan Deprem Danışma Kurulu, Ulusal Deprem Araştırma Programı, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı gibi çalışmaların sonuçlarının belirsiz kaldığına dikkat çekti. İstanbul‘da 493 olan deprem sonrası toplanma alanından geriye 77 tane kaldığını dikkat çeken Koramaz, "Çoğunluğu şehrin cazibe merkezlerinde bulunan diğer toplanma alanları siyasi iktidarın rant politikaları doğrultusunda imara açılmış, AVM`lere, rezidanslara kurban edilmiştir" diye konuştu. Deprem önlemi olarak gündeme getirilen "kentsel dönüşüm" uygulamasının da kentsel rantı yönetme aracına dönüştüğünü ifade eden Koramaz, şöyle devam etti:
"Temel sorunların başında Türkiye`deki yapı stoku bulunmaktadır. Ülkemizdeki yapı stokunun büyük bir kısmı ruhsatsız ve kaçak, büyük bir kısmı 20 yaş üzeri yapılardan oluşmakta, yarıya yakını oturulamaz durumda olan bu yapıların gerekli mühendislik incelemeleri yapılarak ya tamamen yıkılması ya da depreme karşı güçlendirilmesi gerekmektedir."
Ticari kuruluşlara dayalı yapı denetim sisteminden vazgeçilmesi çağrısını yenilen Koramaz, "Etik değerlere sahip ve uzman yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir" diye konuştu.
|
|
|