Şube Başkanımız Mehmet Özdağ; binaların çatılarına ruhsat izni aranmadan güneş panelleri kurulabilmesini kolaylaştıran Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımladığı Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hakkında Halk Gazetesine açıklamalarda bulundu. Özdağ açıklamasında; Bu kararı olumlu bulmakla birlikte, sadece bu kararla Türkiye’nin yüzünü güneşe çevireceğini düşünmek ve bu karara devrim niteliğinde iyimser yaklaşmak çok doğru olmaz. Türkiye kömür ve nükleeri kamu kaynakları ile çok yüksek rakamlarla sübvanse eden bir enerji politikası uyguluyor. “Türkiye yüzünü gerçekten güneşe dönmek ve geleceğe güvenle bakmak istiyorsa kömür ve nükleer için çok yüksek fiytlarla verilen alım garantileri derhal iptal edilmeli, lisansız GES ve RES uygulamalarının önü açılmalıdır” dedi. Açıklamanın tamamına yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
Güneş Enerjisi ve Yeni Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği Türkiye bir yıl boyunca yıl boyunca tükettiği tüm elektriği güneş enerjisinden karşılamaya yetecek hatta daha fazlası ile yılda 380 milyar kilovatsaat elektrik üretme potansiyeliyle gerçek bir hazineye sahiptir. Bu hazineyi verimli kullanılabilecek her düzenlemeye destek oluruz. Türkiye`nin 2016 yılı toplam elektrik tüketimim 278 milyar kilovatsaattir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın yayımladığı Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile binaların çatılarına ruhsat izni aranmadan güneş panelleri kurulabilmesini kolaylaştıracak bir adım atılmıştır. Yeni yönetmelik sayesinde apartmanlar kendi elektriklerini üretirken fazla elektriği de şebekeye satabilecekler. 10 milyon çatının hedeflendiği yönetmelik ile 2018`de çatıların güneş panelleriyle dolacağı düşünülüyor. Bu karar Türkiye`nin yüzünü güneşe çevirmeye yeter mi? Bu kararı olumlu bulmakla birlikte, sadece bu kararla Türkiye`nin yüzünü güneşe çevireceğini düşünmek ve bu karara devrim niteliğinde iyimser yaklaşmak çok doğru olmaz. Düzenlemenin yeni halinde, "Taşıyıcı sistemi etkilememek ve 634 sayılı Kanun uyarınca muvafakat alınmak kaydıyla; binalarda enerji kimlik belgesi sınıfı en az "C" olacak şekilde mesleki yeterlilik sertifikalı uygulayıcılar tarafından yapılacak ısı yalıtımı uygulamaları ile binanın kendi ihtiyacı için yapılacak güneş kaynaklı yenilenebilir enerji sistemleri ruhsata tabi değildir. Bunlara ait uygulama projelerinin hazırlanması ve fenni mesuliyetin üstlenildiğine dair taahhütname ile birlikte ilgili idareye sunulması, binanın projesindeki mimari görünüşlere bağlı kalınması ve idaresinden izin alınması zorunludur" deniliyor. Düzenleme bu haliyle Türkiye`nin yüzünü güneşe çevirmeye yetmez! Kentsel dönüşüm projelerinde Güneş Enerjisi uygulamaları şartı aranmalıdır. Düzenleme bu haliyle Türkiye`nin yüzünü güneşe çevirmeye yetmez. Çünkü, bu yönetmelik ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları sorumluluk almaktan kaçınarak, uygulamayı kişilere bırakmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşüm projelerinde GES uygulamalarını şart koşmalıydı. Panellerin binaların statiğini bozmadığını tespit etmek ve muvafakat almak çok kolay olmayacak ve çoğu kişi bunula uğraşmayacak. Yeni uygulama termik ve nükleerin önüne geçmeye yetmez! Çünkü Türkiye`de kömür ve nükleer lobisi çok güçlü. 2016 – 2017 yılı içerisinde elektrik enerjisi üretimi için en son maliyetlere bakıldığında; nükleer ve kömür en pahalı üretim seçenekleri olarak ortaya çıkıyor. • Nükleer - Akkuyu: 12.35 sent/kwh, • Kömür – Çayırhan B : 6,04 sent/kwh, • Güneş Enerjisi İhalesi: 6,9 sent/kwh • Rüzgar Yarışması Ortalama : 3,3 sent/kwh • Rüzgar Yarışması En Düşük : -1,61 sent/kwh Türkiye kömür ve nükleeri kamu kaynakları ile çok yüksek rakamlarla sübvanse eden bir enerji politikası uyguluyor, dolayısıyla da kömür ve nükleerin ekonomisi çok güçlü. Hal böyleyken, sadece bu yeni düzenleme ile GES`in kömür ve nükleerin önüne geçmesini beklemek hayal olur. Türkiye yüzünü gerçekten güneşe dönmek ve geleceğe güvenle bakmak istiyorsa lisansız GES ve RES uygulamalarının önü açılmalıdır. 06.07.2017
|