TMMOB Marmara Depremi’nin 18. Yıldönümünde, benzer acıların yaşanmaması için bugüne kadar defalarca dile getirdiği uyarıları tekrarlayarak, kentsel dönüşüm planları ve uygulamalarının rant odaklı olmaktan çıkartılması gerektiğini belirtti. TMMOB’dan yapılan açıklamada, doğa olaylarının afete dönüşmemesi için tüm yaşam alanlarının bilim ve teknolojinin rehberliğinde; insanların gereksinimleri doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılması gerektiği vurgulandı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Marmara Depremi`nin 18. Yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, "Deprem sonrasında enkaz altında kalanlara ulaşmak için kullandığımız cümlelerin aynısını, tam 18 yıldır benzeri acıların yaşanmaması için yetkililere ulaşmak için kullanıyoruz: Orada kimse var mı? Sesimizi duyan var mı?" diye seslendi. Ancak seslerinin duyulmadığını belirten Koramaz, 18 yıldır afet öncesi risk değerlendirmelerinin yapılmadığını, şehirlerin risk faktörlerine göre planlanmadığını, binaların depreme dayanıklı hale getirilmediğini, afet sonrası kriz yönetimi senaryolarının hazırlanmadığını ve kent merkezlerinde deprem toplanma alanlarının oluşturulmadığını kaydetti. Deprem bölgeleri haritasına göre Türkiye topraklarının yüzde 66`sının 1. ve 2. derece deprem bölgesinde olduğunu; nüfusun yaklaşık yüzde 75`inin bu bölgelerde yaşadığını; mevcut yapı stokunun yüzde 70`i, sanayi kuruluşlarının yüzde 98`i, barajların da yüzde 95`inin deprem bölgeleri içinde yer aldığını anımsatan Koramaz, şu görüşleri dile getirdi: "Ülkemizin farklı bölgelerinde birbiri ardına yaşanan ve giderek sıklaşan depremler, karşı karşıya olduğumuz riskin ne kadar yakın olduğunun bir göstergesi. Şehirlerimizi ve binalarımızı bu büyük riske uygun biçimde yapılandıramaz, yurttaşlarımızı bu büyük riske karşı bilinçlendirmezsek çok daha büyük felaketlerle karşılaşacağımız apaçık biçimde ortadadır." TMMOB`nin bugüne kadar defalarca dile getirdiği uyarıları tekrarlayan Koramaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kentsel Dönüşüm planları ve uygulamaları rant odaklı olmaktan çıkartılarak, şehirlerimiz, sosyal adalet, sosyal gelişim, sosyal bütünleşme, tarihi ve kültürel mirasın korunması, zarar azaltma ve risk yönetimi gibi unsurlar gözetilerek yeniden yapılandırılmalıdır. Yapı Denetimi konusu kamusal bir sorumluluk anlayışıyla ele alınmalıdır. Yapı denetimi konusundaki düzenlemelerin ve uygulamaların her aşamasında meslek odalarının görüşleri dikkate alınmalı, sürece katılımı sağlanmalıdır. Yapı Denetimi Kanunu`nun kapsamı kamusal yatırımları da içerecek biçimde genişletilmelidir." Denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmesi gerektiğini belirten Koramaz, şu uyarılarda bulundu: "Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Yerleşim yerlerinin seçiminde ve planlanmasında mühendis, mimar ve şehir plancılarının deprem ve diğer doğal afetlere ilişkin uyarıları dikkate alınmalıdır. Kent merkezlerinde afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek büyüklükte Deprem Toplanma Alanları oluşturulmalıdır. Bu alanların farklı amaçlar için satılması, kiralanması, yapılandırılması engellenmelidir." Doğa olaylarının birer afete dönüşmemesi için tüm yaşam alanlarının bilim ve teknolojinin rehberliğinde; insanların gereksinimleri doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılması gerektiğinin altını çizen Emin Koramaz, "TMMOB ve bağlı odalar üzerine düşen kamusal sorumluluğun farkında ve bilincindedir. Aynı sorumluluğu yetkililerden de bekliyoruz: Sesimizi duyun!" diye konuştu.
|