|
21 Eylül 2017 tarihinde Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu adına şubemizde Basın açıklaması yapıldı. İlgili açıklama metnine yazımız devamından ulaşabilirsiniz.
LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM PLATFORMU`NDAN (LABEP) KAMUOYUNA DUYURU BÖYLE EĞİTİM SİSTEMİ VE BÖYLE EĞİTİM OLMAZ! 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılına eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşları, öğretmenler, veliler ve sade yurttaşlar olarak düş kırıklıkları, kaygı ve isyan duyguları ile giriyoruz. Eğitim sistemimiz akıl ve özgür düşünceyle bağını koparmış bir iktidarın sözde "dindar nesil yaratma" projesi uğrunda tel tel dökülüyor. Türkiye, çağdaşlık liginden adım adım İhvan zihniyetine doğru geriliyor. Son 15 yılda, aynı evin çocukları arasında aynı müfredatla eğitim gören yok. Bırakın kardeşleri, aynı müfredatla okulu bitirebilen öğrenci yok. En son TEOG örneğinde görüldüğü üzere; 2013 yılının Milli Eğitim Bakanı; "çocuk aileyle vakit geçirsin diye teog‘u getirdik" derken; 2017yılının Milli Eğitim Bakanı "çocuk aileyle vakit geçirsin diye teog‘u kaldırdık" diyebiliyor. Bir kişi emrediyor, emrindekiler hemen gereğini yapıyor. Eğitim sisteminde din istismarına dayalı anlayışla; kendisine itaat eden, sorgulamayan, yetkinliği sınırlı ve itirazsız kuşaklar isteniyor. Okul bittiğinde iş bulabileceğini, eğitim aldığı alanda çalışabileceğini ümit eden öğrenci sayısı her geçen gün azalıyor, çünkü bugün Türkiye`de her dört üniversite mezunundan birisi işsizdir! Gençlerdeki bu umutsuzluğun en açık göstergesi de; son üniversite tercihlerinde 400 bine yakın kontenjanın boş kalmasıdır. Bu derin umutsuzluğun yanı sıra devlet okullarındaki niteliksizleşmenin diğer sonuçlarından biri de; orta gelirli ailelerin hızla özel okullara yönelerek bireysel kurtuluş yolu aramasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü`nün açıklamasına göre 2 Eylül 2016 ile 2 Eylül 2017 tarihleri arasında yani bir yılda rekor sayıda, 1777 yeni özel okul açılmış olması bunun en somut göstergesidir. Özel okullara yönelmenin diğer önemli nedeni de; AKP iktidarının öğrenci başına destek ödemesi yaparak kamu kaynaklarını özel eğitim kurumlarına aktarmasıdır. Bu yıl özel okullara kayıt yaptıracak 75 bin öğrenci ile özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 340 bin ve devletin bu yıl özel okullara aktaracağı kamu kaynağı 1 milyar 250 milyon TL olması beklenmektedir. Bu para kamuda kalsaydı her devlet okuluna temizlik, yakacak, kütüphane ödeneği olarak fazladan yaklaşık 20 bin lira ödenek gönderilebilecekti. 20 bin TL`nin bir devlet okulu için ne anlama geldiğini devlet okulundaki idareciler, öğretmenler, eğitim emekçileri herkesten iyi bilmektedirler. Çünkü çoğu devlet okulu kendi yağları ile kavrulmak zorundadırlar. Ödenek isteyen devlet okullarına sürekli "kaynak yok" denilirken var olan kısıtlı kaynakların özel sektöre transfer edilmesi AKP iktidarının siyasi tercihidir. Eğitim sistemimizin getirildiği bu içler acısı tabloya bakarak; Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu bileşenleri olarak bizler; Milli Eğitim Bakanlığı`nın dindar bir yeni nesil projesi ile uyum içindeki ‘yeni` müfredat (ders) programlarını reddediyoruz. Bilim yerine inancın konulmaya çalışılmasına; laik Cumhuriyet rejiminin ruhuna ters düşen biat kültürünün yaygınlaştırılmasına; Milli Eğitim Bakanlığı`nın yetkilerinin dinci vakıf, tarikat ve cemaatlere devredilmesine; kamu kaynaklarının özel eğitim kurumlarına aktarılmasına ‘Hayır!` diyoruz. Demokrasinin güvencelerinden biri olan ve anayasal koruma altında bulunan Öğretim Birliği Yasası`nın yok edilmesini, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği açısından çok tehlikeli buluyoruz. Başarılı okullarımızın ‘Proje Okul` adı altında, başarıları gölgeli imam hatip okullarına dönüştürülmelerini istemiyoruz. 4+4+4 kesintili sistemin yanlışlığını, çöküşünü ve verdiği hasarı gördüğümüz için, ivedi olarak 12 yıllık zorunlu kesintisiz, parasız eğitime geçilmesini talep ediyoruz. Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılmalarını ve öğretmenlerimize yaşatılan inanılmaz değerbilmezliği aymazlık olarak niteliyoruz. Zorunlu din dersi ve dini ağırlıklı seçmeli derslerin bütün okullarda ve sınıflarda okutulmasına, ayrıca Kuran kurslarındaki eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınmasına razı olmuyoruz. Ders kitaplarının Cumhuriyet devrimi, Atatürk, bilimsel gerçekler ve evrensel değerlerle donatılmasını istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı`nın içine düştüğü ve ülkemizi de soktuğu bu çıkmaz sokaktan bir an önce çıkmasını diliyor, bunun için de eğitim sorunlarını çözme işinin aydınlanmacı eğitimcilere bırakılmasını talep ediyoruz. Bu doğrultuda velileri, öğrencileri ve aydınlarımızı harekete geçmeye çağırıyoruz. 21.09.2017 LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM PLATFORMU
|
Tanıtım
SAMSUN ŞUBE
