Ülkemize bilim ve teknoloji yolunda rehberlik etmiş, mühendislik mesleğinin önderlerinden İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Emeritus Prof. Dr. Duran Leblebici ve Öğretim Görevlisi Yıldız Leblebici için EMO İstanbul Şubesi “Saygı Buluşması” düzenledi. EMO Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Yeşil’in de katıldığı toplantıda, Prof. Leblebici’nin çalışma arkadaşları, dostları ve ailesi anılarını paylaştı. Toplantıda üniversite hayatında özgür düşüncenin önemi vurgulandı.
 

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi; 14 Ekim 2017 tarihinde düzenlediği etkinlikle; ülkemize bilim ve teknoloji yolunda rehberlik etmiş, mühendislik mesleğinin önderlerinden İTÜ`nün Emeritus Hocası Prof. Dr. Duran Leblebici ve İTÜ`nün emekli Öğretim Görevlisi Yıldız Leblebici ile meslektaşlarını buluşturdu. "Duran Yıldız Saygı Buluşması-Kariyerin ve Yaşamın Zirvesinde El Ele" başlığı altında gerçekleştirilen "Saygı Buluşması", İTÜ Gümüşsuyu Kampusu Prof. Dr. Tarik Özker Konferans Salonu`nda gerçekleştirildi.

Toplantının açılışını, EMO İstanbul Şube Eğitim Komisyonu Başkanı Selçuk Esen yaptı. Esen, bir EMO geleneği haline gelen saygı buluşması etkinliğinin bu kez bir ömrü birlikte geçirmiş iki hayat arkadaşı ve bilim insanı için düzenlendiğine dikkat çekti. Esen, "Duran ve Yıldız hocayı simgeleştirecek bir yorum ile yola çıkmaya gayret ettik ve bu saygı buluşmasına özel bir isim, ‘Duran Yıldız` ismini yakıştırdık. Gökyüzünde duran yıldızın yol göstericiliğine latife olarak..." diye konuştu.

EMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy da katılımcıları selamlarken, "Dostlarımızı sevdiklerimizi hayatımızda iz bırakanları keşke hiç unutmasak. Hatırlamakla yetinmeyip, fırsat buldukça bir araya gelebilsek; bütün duyguların, sevgilerin, dostlukların, hatta düşüncelerin hızla tüketildiği, sözüm ona yeni Türkiye logosuyla her şeyin yenilendiği, üstelik bunun bütün güzelliklerin üzeri çizilerek yapıldığı günümüzde, geleceğe umutla bakan bizler, dünyayı güzellik kurtaracak diyerek, devam edeceğiz" dedi.

Celepsoy, EMO İstanbul Şubesi`nin bu etkinliklerine 3 Kasım 2012`de; 1977 yılında yaşamını yitiren İTÜ`nün unutulmaz hocalarından Prof. Dr. Tarık Özker`in anıldığı toplantı ile başladığını, daha sonra halen hayatta olan hocalar ile saygı buluşması gerçekleştirmeye başladıklarını, ilk buluşmanın da 21 Mayıs 2016`da Prof. Dr. Mithat İdemen ile yapıldığını anımsattı. Bugün mühendislik mesleğinin önderlerinden ve mühendislik eğitimine yaptıkları katkılarla İTÜ tarihinin unutulmazları arasında yerini alan Prof. Dr. Duran Leblebici ve Yıldız Leblebici ile bir araya geldiklerini ifade eden Celepsoy, şöyle konuştu:

"Onların hem İTÜ`nün harcına, hem mesleğin gelişim sürecine ve hem de ülke kalkınmasına kattıkları emekleri, çabaları hatırlayacak, anlayacak ve yarattıkları değerlerin bir kez daha farkına varacağız. Bu toplantı, günümüzün her bakımdan hoyrat ve Cumhuriyet`ten bu yana yaratılmış kurumların tek tek karartılması politikalarının, ülke genelinde yarattığı karamsarlığı üzerimizden atmada, umudumuzu diri tutmada bize yeni bir enerji kazandıracak."

Elektronik Sanayiye Yakın Takip

Leblebici`nin 1985`teki Sanayi Şurası toplantılarına İTÜ adına katıldığı günlerden başlayarak elektronik sanayinin yakından takipçisi olduğunu ve sektöre destek kazandırmaya çalıştığını anlatan Celepsoy, şunları söyledi:

"12 Eylül öncesi İTÜ`nün fakülte kurulları, herkesin eşit haklarda, düşündüklerini açıkça söyleyebildiği ve her türlü konunun açık açık tartışılabildiği demokratik üniversite ortamlarıydı. Bu ortamlardan beslenen hocaların yetiştirdikleri gençler de Avrupa standartlarında eğitim almış insanlar olarak dünyanın önde gelen üniversitelerinde doktora yapma olanağını rahatça buluyorlardı. Bu konuda öğrencilerin özellikle adını andıkları hoca Prof. Dr. Duran Leblebici idi. Onun referansıyla gidenlerin seçkin üniversitelere girme olasılığı çok yüksekti. Yıldız hocamız ise kendi deyimiyle bir İTÜ fanatiğiydi. Duran hocayla birlikte elinin altında duran akademik kariyer olanağının yerine, hayatın önüne koyuverdiği annelik kariyerine yönelen hocamız, oğulları Yusuf`u büyüttükten sonra yeniden İTÜ`ye döndü ve kariyer yapma ihtiyacı hissetmeden hocalık yapmaya devam etti. Sevgili Yıldız hocamız, sevgili Duran hocamız, ülkemize ve mesleğimize yaptığınız katkılar, yetiştirdiğiniz öğrenciler için size minnettarız. Siz burada olmakla sadece mesleki anlamda değil, giderek unutulmak istenen vefa, özveri, erdem, sevgi ve onurlu bir yaşama dair insanı ayakta tutabilmenin de cesaretini yükseltmiş oldunuz. İyi ki varsınız, iyi ki aramızdasınız."

EMO`nun çalışmalarını, barış, adalet, insan hak ve onuruna saygı, ayrım gözetmemek, dürüstlük, doğruluk, hakkaniyet, eşitlik ve özgürlük gibi vazgeçilemez değerlere ve erdemlere sıkı sıkı bağlanarak yürüttüğünü vurgulayan Celepsoy, 16-18 Kasım 2017 tarihlerinde İstanbul`da Elektrik-Elektronik Mühendisliği Kongresi`nin (EEMKON) de duyurusunu yaptı.

Kongre ve Sempozyumlar…

EMO Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Yeşil de, etkinliğin fikir babaları EMO MİSEM Daimi Komisyonu Başkanı Orhan Örücü ve EMO İstanbul Şube Eğitim Komisyonu Başkanı Selçuk Esen ile toplantıyı düzenleyen İstanbul Şube Yönetim Kurulu`na teşekkür etti. EMO`nun faaliyetlerine dikkat çeken Yeşil, önümüzdeki dönemde İzmir`de 5. Ulusal Tesisat Kongresi, Eskişehir`de Elektrikli Raylı Ulaşım Sistemleri Sempozyumu (ERUSİS), İstanbul`da EEMKON, Antalya`da 9. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu (YEKSEM), Bursa`da 10. Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Konferansı (ELECO) ve Zonguldak`ta 4. ATEX-Patlayıcı Ortamlarda Güvenlik Sempozyumu yapılacağını kaydetti. Bu yıl ilk kez Elazığ`da 1. Ulusal Elektrik Enerjisi Dönüşümü (EL-EN) Kongresi`nin düzenlendiğini anımsatan Yeşil, "EMO bir dönem boyunca çok sayıda ve çok çeşitli alanda etkinlik düzenliyor. Bugüne dek 6 Akademik Kamp gerçekleştirdik. Hamit Serbest Hocamın baş editör olduğu Bilimsel Dergi de 6 yaşında" diye konuştu.

EMO`nun bütün bunların yanında ülkede yaşanan gelişmeleri takip ederek, adalet ve özgürlük mücadelesinde demokrasi güçleri ile birlikte çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Yeşil, "Ayrıca Telekom, enerji, yaz saati, iletişim gibi alanlarda çok sayıda çalışmamız; değişik konularda yayınlarımız, e-kitaplarımız var. Kısaca meslek alanımız ve meslektaşlarımız için elimizden geldiğince hizmet etmeye çalışıyoruz" dedi.

Prof. Dr. Ergül Akçakaya`nın yürütücülüğünü yaptığı toplantıda, açılış konuşmalarının ardından Duran ve Yıldız Leblebici`nin çocuklukları, okul hayatları, tanışmaları ve birlikte nasıl bir hayat kurduklarını anlattıkları video gösterimi gerçekleştirildi.

Daha sonra Osman Bahadır, Duran ve Yıldız Leblebici`nin mesleki süreçlerini anlatan bir konuşma yaptı. Mithat İdemen, Fikret Yücel, Ali Toker ve Ahmet Dervişoğlu da söz alarak, çiftin yaptıkları çalışmalar ve onlarla olan anılarını aktardılar. Çiftin oğulları Yusuf Leblebici de, çocuk gözüyle anne ve babasını anlattı.

Konuşmaların ardından söz alan Yıldız Leblebici, çok heyecanlı olduğunu, toplantının kendisine onur verdiğini belirtirken, asıl olarak Duran Leblebici için yapılacağını düşündüğü etkinlikte kendisini ayrı tutmayan EMO İstanbul Şubesi`ne teşekkür etti. Leblebici, şunları söyledi:

"Yeniden dünyaya gelsem, beni yetiştiren ailemle olmayı, tekrar fakültede okumayı ve o dönemin efsane hocaları ve sınıf arkadaşlarımla olmayı, elbette Duran ile buluşmayı ve sonrasında yine değerli hocalarım ve sevgili çalışma arkadaşlarım ile yoğun dersler, laboratuvarlar ve sayıları her geçen yıl artan öğrencilerle birlikte yorulmayı; oğlum Yusuf, onun ailemize kazandırdığı Anıl ve torunumuz Ebru ile birlikte olmayı isterim. 82 yıl çok güzel geçti ama çok da çabuk geçti."

"Hayatımın En Büyük Şansı Yıldız"

Duran Leblebici de, özgeçmişini ve anılarını katılımcılarla paylaştı. İTÜ`ye girdiğinde 90 kişilik sınıfta yalnızca 9 kız öğrenci bulunduğunu belirten Leblebici, Yıldız Leblebici ile birlikteliklerini hayatının en büyük şansı olarak nitelendirirken, ikinci büyük şansını "Yüksek Frekans Tekniği Kürsüsü`ne girmek" olarak ifade etti. Leblebici konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu kürsünün misyonu Türkiye elektronik sanayi için dünya standartlarında mühendisler yetiştirmekti. Herkes bu misyonun bilincindeydi. Bunun için keyifle çalışır, üretirdik. Yüksek frekans tekniği kürsüsünde ve daha sonraki yıllarda birlikte çalıştığım arkadaşlarla çok güzel ve verimli bir meslek hayatı geçirdik."

Öğretim üyelerinin çok iyi bir sınav kağıdı okuduğunda, bir ders iyi gittiğinde, senelerce uğraşıp bir kitap yazdığında veya uzun uzun çalışılan bir deney başarıyla sonuçlandığında mutlu olduklarını anlatan Leblebici; öğretim üyesi olmanın beklenmedik anlarda yarattığı mutluluğu da şu sözlerle ifade etti:

"Bir de beklenmedik mutluluklar vardır. Örneğin Türkiye`nin herhangi bir yerinde, ‘Hocam` diye bir ses duyduğunuzda, sizi kastettiklerini hissedersiniz. Dönüp baktığınızda genellikle güleç bir ifadeyle size doğru gelen insanı hatırlamazsınız, ama hatırlamış gibi ifade edersiniz."

YÖK öncesi üniversitelerdeki kurulların, en yaşlısından en gencine herkesin düşüncesini açıkça dile getirebildiği ve çözümlerin tartışılarak üretildiği olağanüstü güzel ortamlar olduğunu belirten Leblebici, konuşmasını şöyle tamamladı:

"İlk katıldığım toplantıyı hatırlıyorum. Konuşulan konulardan biri üzerinde bayağı bir tartışıldı. Benim de bir şeyler söylemek geldi içimden. Söz aldım ama sesim titriyor. Düşündüklerimi söyledim. Ben sözümü bitirdikten sonra Tarık Bey söz aldı, bana döndü, ‘Hep böyle yap, düşündüklerini açıkça söylemekten çekinme` dedi. Ben hep öyle yaptım, sadece üniversite kurumlarında değil, katıldığım bütün toplantılarda düşüncelerimi açıkça söyledim.

Sanayi kuruluşlarının hep yakınında oldum ama hiçbiriyle aktif bir ilişkim olmadı. Bütün bunlar, gerek hoca olarak gerek kurul katılımcısı olarak gerek yönetici olarak üniversitede geçirdiğim hayat benim için hep mutluluk oldu. EMO yöneticileri, Selçuk ve arkadaşlarının gayretleriyle düzenlenen bu toplantı ve sizlerin birçoğunun uzaklardan gelerek bu toplantıya katılmış olması bizler için olağanüstü ve şimdiye kadar hiç duymadığımız çok büyük bir mutluluk. Bize bu mutluluğu tattıran herkese en içten şükranlarımızı sunuyorum."

Etkinlik salondan katılımcıların da görüşlerini dile getirmelerinin ardından sona erdi. 

Fotoğraflar