MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İSTANBUL ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR

   · 

SMM NEDİR?

   · 

ÖLÇÜM VE BİLİRKİŞİLİK İÇİN BAŞVURU

   · 

YAYIN SATIŞ VE KİTAP LİSTESİ

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 EDİRNE   İSTANBUL   KIRKLARELİ   TEKİRDAĞ 
 

 
MİSEM EĞİTİMLERİ
 

EMO İstanbul Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 81

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

YOĞUN BİR KATILIMLA BAŞLAYAN EEMKON 2017 KONGRESİ BAŞARIYLA TAMAMLANDI!



 
Şubemiz tarafından EMO adına düzenlenen ve 16 Kasım’da Harbiye Askeri Müze Kültür Sitesi’nde yoğun bir katılımla başlayan Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi (EEMKON 2017) 18 Kasım günü başarıyla tamamlandı. Alanındaki en iddialı etkinlik olan EEMKON 2017 boyunca 7 farklı Sempozyum, 8 ayrı salonda, 8’i yurtdışından olmak üzere 200 seçkin konuğumuzun katılımıyla gerçekleşti. EEMKON 2017 Kongresinde çekilen fotoğrafları http://eemkon.org.tr/fotograflar adresinden görebilirsiniz.
 

"Biyomedikal Mühendisliği", "Elektrik ve Kontrol Mühendisliği", "Elektronik Sanayi", "Enerji Politikaları", "İletişim Teknolojileri", "Kent ve Elektronik", "Mühendislik Eğitimi" sempozyumlarının yer aldığı EEMKON 2017, 16 Kasım 2017 tarihinde Harbiye Kongre ve Kültür Merkezi`nde başladı. Grup Napolyon‘un konser ve dans gösterisiyle başlayan kongrenin açılış töreninde, Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Başkanı Mehmet Turgut, EMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Önder, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş konuştu.

EEMKON Düzenleme Kurulu Başkanı Mehmet Turgut, alandaki en kapsamlı ve en iddialı kongre olarak nitelendirdiği EEMKON`un hızlı gelişim gösteren elektrik, elektronik, kontrol, elektronik haberleşme ve biyomedikal mühendisliği alanlarında yeni gelişmelerin paylaşılacağı, geleceğe ilişkin politikaların tartışılacağı değerli bir platform sunacağına dikkat çekti. Turgut, EEMKON 2017 Kongresi için yurtiçi ve yurtdışından çok değerli aydın, akademisyen, öğretim görevlilerinin, üniversitelerin, belediyelerin, kamu kuruluşlarının, basın yayın organlarının katkılarını aldıklarını ifade ederek, yapılan hazırlıklar hakkında da kısa bilgi verdi.

"EMO, 60 bine yakın üyesiyle bu ülkede elektrik, elektronik, elektronik haberleşme, biyomedikal, kontrol vb. mühendislerin ortak örgütü ve meslektaşların dayanışma ağıdır" diyen Mehmet Turgut, şöyle konuştu:

"Ama meslek odalarımız sadece kendi meslektaşlarını koruyan ve gözeten birer lonca örgütü olmaktan çok, aynı zamanda ülkemizin ve halkımızın temel yaşam sorunları konunda da aklın ve bilimin ışığında düşünce üreten, doğru bildiğini her platformda cesurca söylemekten çekinmeyen, bu nedenle de zaman zaman iktidarın gazabını üstünde toplayan demokratik toplumsal kuruluşlardır. Aynı zamanda birileri bundan dolayı bizlere bedel ödetmeye çalışsa da biz bildiğimiz yolda yürümeye, bilim ve aklın ışığında, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

EEMKON`un mesleki açıdan da büyük önem taşıdığını ifade eden Turgut, "Mesleğimizin her geçen gün itibarsızlaştırıldığı, alanda çalışmak için mühendislik diplomasının yetersiz hale getirildiği, ticari bir meta haline getirildiği, sertifikasyon program ve belgeleriyle anlamsızlaştırıldığı, bu süreçte odamızın üyeleriyle hem mühendisliği hem de odamızın kamuoyundaki aktif alan düzenleme noktasında bilimsel olarak mücadele etmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.

Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Mehmet Turgut, programı hakkında bilgi verdiği EEMKON`a katkı veren ve emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

Özerk Üniversite, Bilimsel Eğitim Vurgusu

EMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy, açılış konuşmasına Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO`nun 72. kuruluş yıldönümü olduğunu anımsatarak başladı. UNESCO`nun tanınmış programlarından birisi olan "Sürdürülebilir bir gelecek için bilim" hedefinin; sadece piyasa koşullarına mahkum edilmemiş, özgür tartışma ve yaratma ortamına ihtiyaç duyduğunu ifade eden Celepsoy, "Demokratik ülkelerde devlet, bilime bu olanağı sağlar ama ona müdahale etmez, aksi takdirde ne o bilim bağımsızdır ne de o ülke demokratiktir. Ülkemizde üniversitelerin özerk, eğitimin parasız, nitelikli ve yaygın olduğu dönemler ne yazık ki geride kaldı. Adında ‘bilim` sözcüğü geçen özerk kuruluşlar, bugünkü siyasi iktidarın açık ve kapalı operasyonlarıyla kendisine bağımlı hale getirildi" diye konuştu.

Yaşanan olayların hızla unutulduğunu, hızlı bir tüketim dünyası yaratıldığını anlatan Celepsoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Elbette iktidar bunu bilinçli yaparak her defasında gündem yaratacak yeni bir şeyler buluyor. İşte, en günceli AKM örneği… Yıkıp yerine yenisini yapacağız diyorlar. Aslında istedikleri Taksim`i dönüştürmek… Gezi Parkı`na Topçu Kışlası yaparak, meydanı betonlaştırarak, simgesel yapı AKM`nin yerine adı ‘Opera binası` olan bambaşka bir yapı getirip koyarak, Taksim Meydanı`nın bu ülke belleğinde yer etmiş, herkese açık, demokratik gösterilerin bir bayram havasında kutlandığı işlevini yok ederek, kendi zihniyetlerince teslim alınmış bir yer haline getirmek istiyorlar.

Ama biz, 16 Şubat 1969`da ABD 6. Filosu`nu protesto yürüyüşündeki üniversite gençliğine Taksim Meydanı`nda saldıran kanlı pazarcıları; 1 Mayıs 1977`de 1 Mayıs`ı kutlamak için alanı dolduran yüzbinlerin üzerine uzun namlulu silahlarıyla, panzerleriyle saldırarak katliam yapan kontrgerillayı unutmayacağız. Çağdaş uygarlık yolunda demokrasi ve özgürlük mücadelesinin simgeleşmiş Taksim Meydanı`nı hep hatırlatmaya devam edeceğiz.

Biz, TÜBİTAK`ın, bilimsel buluşların desteklenip geliştirildiği özerk bir kurum halinden çıkarılarak yerine birtakım hurafelerin bilim diye yutturulmasına onay veren bir iktidar dairesi haline getirilmesini; Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA`nın kendi yandaşları sözde bilim insanlarıyla işgal edilerek artık esamesinin bile okunmadığı bir hale sokulduğunu da hatırlatmaya devam edeceğiz. Sırada TMMOB`nin olduğunu da artık dünya alem biliyor."

TMMOB`yi Hedef Alan Sözlere Yanıt

Cumhurbaşkanı`nın TMMOB`ye yönelik sözlerine atıf yaparak, "Hem ‘Ne yaptınız` diyor hem de ‘10 yılımızı yediniz` diyor. Demek ki bir şeyler yapmış TMMOB!" diyen Celepsoy, TMMOB`nin yaptıklarını anlatarak şu yanıtı verdi:

"TMMOB, ‘İstanbul Boğazı`na köprü yapmak çözüm değil` dedi, aksine ‘Trafiği kışkırtmaktır` dedi, ‘Kuzey ormanlarını yok ederek kentin ve bölgenin ekolojisini değiştireceksiniz` dedi. Bunu, köprünün çevre yolları inşaası sırasında talan edilen ormanlardan kaçıp boğazı yüzerek geçmeye çalışan yaban hayvanları anladı, ama bu iktidar anlamadı.

3. Havalimanına da karşı çıktı TMMOB ve bağlı odaları… Dediler ki; o bölgenin zemini havalimanına uygun değildir, rüzgâr yönleri elverişli değildir, üstelik binlerce göçmen kuşun konakladığı sulak alandır orası…

Gezi Parkı`nın ağaçlarının kesilip bir zamanlar orada var olan Topçu Kışlası`nın hortlatılmasına da karşı çıktı TMMOB ve bağlı odalar… Sonra neler olup bittiğini hep birlikte gördük.

TMMOB ve bağlı odaları, bütün bu yaptıklarını kamu adına, insanlık ve çevre adına, gelecek ve çocuklarımız adına yapıyor. Ve her defasında hukukun üstünlüğü ilkesinden hareket ederek, var olan yasaların kamuya tanıdığı itiraz hakkını kullanarak yapıyor ve bundan sonra da yapmaya devam edecek."

EMO`ya yönelik "Siyaset yapıyor" eleştirilerine de Celepsoy şöyle yanıt verdi:

"Onların siyaset dedikleri; her uygar ülkede, her yurttaşın, her demokratik kuruluşun, siyasi iktidarın kabul edilemez uygulamalarına karşı çıkarak itiraz hakkını kullanması…

Ülkeyi kendi adına yöneten iktidarın, demokratik yoldan çıkarak; yolsuzlukların ve yandaş kayırmalarının yaygınlaştığında, etnik-dinsel-mezhepsel ve cinsiyet ayrımcılığı yaparak toplumda yarılmalara yol açtığında, toplumun bir yarısını ötekine karşı kışkırttığında, insanların yaşam tarzlarına sadece getirdiği yazılı düzenlemelerle değil, geliştirdiği nefret diliyle de müdahale ettiğinde,  Ankara`da barış için toplanan onbinlerin ve ülkenin pek çok yerinde açık alanlardaki kitlelerin katliamlarına zemin hazırladığında, tarihsel ve doğal yapıda rant yaratma uğruna talana yöneldiğinde, laik eğitimden saparak ve ilköğretim yıllarından başlayarak geleceğimizi yaratacak çocuklarımızın beyinlerini Orta Çağ hurafeleriyle ve cihat ülküleriyle donatmaya kalkıştığında, bir zamanlar içtikleri su ayrı gitmezken iktidar postunu paylaşım savaşında, ortağına düşman kesilen ama bir taraftan da Siyam ikizleri gibi karşılıklı bağımlı olanlardan birinin ötekini bertaraf etme darbesini bahane saydığında, bu bahaneyle, ülkeyi tüm muhaliflere zindan etmek için OHAL kılıcını çekip, binlerce akademisyen, öğretmen ve kamu görevlisini işinden edip açlığa mahkum ettiğinde, bu da yetmezmiş gibi onları cezaevlerine doldurduğunda ve onlar adına simgeleşen, sadece işlerine geri dönmek için açlık grevine giden ve artık ölüm eşiğini geçmiş olan Nuriye ve Semih`e karşı insanlıktan uzak ve kin ve nefret dolu bir inat sergilediklerinde, elbette ülkesini seven, insanları seven, savaşa karşı hep barıştan yana tavır koyan, demokratik-laik Cumhuriyet ilkelerini savunan bir çizgideki tüm yurttaşların ‘Hayır` dediği gibi biz de adalet, eşitlik ve özgürlük taleplerimizle, tek adam diktatörlüğüne ve faşizme itiraz ederek, ‘Hayır` diyerek sesimizi yükseltiyoruz ve bunu yapmaya devam edeceğiz."

EMO`nun meslek örgütü olmanın gereklerini zaten aksatmadan yerine getirdiğini belirten Celepsoy, "Üyelerinin mesleki yetkinliklerini geliştirmede günün gereklerine, koşullarına ve olanaklarına uygun olarak üyelerinin sorunlarını çözmek için çalışıyor. Mühendislik mesleğinin; üye, toplum ve ülke yararlarına göre uygulanması ve geliştirilmesi için gerekli çabaları gösteriyor. Diğer meslek odaları, üyeleri ve halkla ilişkilerinde dürüstlüğü ve ahlakı koruma konusunda duyarlı davranıyor" diye konuştu.

Genç Mühendislerin İstihdam Sorunu

EMO`nun yaptıklarını anlatmaya İstanbul Şube`nin yaptığı etkinliklerinin bazılarını hatırlatmanın bile yeterli olacağını ifade ederek, bu etkinliklerden birkaçını sıralayan Celepsoy, EMO olarak EMO-Genç çalışmalarına da ayrı bir önem verdiklerini belirtti. "Ancak genç arkadaşlarımızın asıl sorunları mezun olduktan sonra başlıyor" diyen Celepsoy, yeni mezun mühendislerin iş ararlarken askerlik, cinsiyet, deneyim eksikliği ya da yokluğu, mezun olduğu üniversite ve istenen referanslar gibi çeşitli engellerle karşılaştıklarına dikkat çekti. EMO İstanbul Şubesi olarak yeni mezun mühendis arkadaşlarımızın iş bulma sorunlarına çözüm olmak amacıyla bir çalışma başlattıklarını açıklayan Celepsoy, hedeflerini "Kamuda ve özel sektörde yeni mezun mühendisler için istihdam yaratılması ve "pozitif ayrımcılık kotaları ayrılmasını sağlamak" olarak ortaya koydu. Mühendisler için uygun iş koşullarının yaratılması, bunun düzenli bir biçimde izlenerek denetlenmesi çalışmalarını da hızla hayata geçirmek istediklerini ifade eden Celepsoy, üyelere de destek ve dayanışma çağrısı yaptı.

Erol Celepsoy, EMO`nun mesleki uzmanlık alanına giren konularda; kamu yararına mesleki denetimin gereklerini yerine getirdiğine dikkat çekerek, uzmanlık alanlarıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmeye, eksik ya da hatalı açıklamaları düzeltmeye çalıştığını anlattı. Erol Celepsoy, EMO`nun çalışmalarına ilişkin olarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Elektrik, elektronik, elektrik elektronik, biyomedikal mühendisliği dallarında etkili ve yetkili meslek odası olarak EMO, bu alanlarda ülke çıkarlarına uygun politikalar üreterek bunları savunur, kamuoyu oluşturur, ilgilileri uyarır.

Kamunun ve ülkenin çıkarlarının sağlanmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, tarımsal ve endüstriyel üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknolojik kalkınmasında, çevrenin korunmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunur.

EMO, iktidarların bugüne dek izledikleri dışa bağımlı enerji politikalarına karşı yerel ve doğal kaynaklardan enerji üretilmesi konusunda alternatif politikalar üretir, bunu ilgililer ve kamuoyu ile paylaşır. Fosil kaynaklar yerine sürdürülebilir bir yaşam için yenilenebilir doğal enerji kaynaklarının rüzgâr, güneş, biyokütle vb. gibi çeşitlendirmelerle kullanılmasını önerir.

Temiz enerji adıyla gündeme sokulan ancak hem dışa bağımlılığı artıran hem de insan yaşamını ölümcül bir şekilde tehdit eden ve hem de doğal tahribata yol açarak ekolojik dengeyi geri döndürülemez bir şekilde bozan nükleer santrallara, EMO karşı çıkar; bugün Akkuyu`da, yarın Sinop ve İğneada`da, daha sonra ülkenin başka yerlerinde kurulmak istenen nükleer santralları engellemek için yasal, demokratik karşı çıkma haklarını sonuna dek kullanır.

EMO, iktidarın bir inatlaşmayla ama esasen enerji şirketlerine ek bir gelir yaratmak amacıyla emrivaki haline getirdiği kalıcı yaz saati uygulamasının yanlış, hatalı ve insan haklarını taciz edici etkilerine dikkat çekerek derhal son verilmesini ister. Bu uygulamaya dayanak edilmeye çalışılan adı var ama kendisi ortada yok olan ve İTÜ tarafından hazırlandığı iddia edilen ‘tavsiye raporu`nun, ne denli bilimsel olduğunun tartışılabilmesi için hemen açıklanmasını talep eder.

İktidarın bir taraftan ne yaptınız diye sorduğu ama diğer taraftan çarklarına çomak soktuğunu haykırdığı TMMOB ve bağlı odalar, kamuoyunda etkili olan birkaç muhalefet odağının en etkililerinden biri olarak uzunca bir süredir topun ağzına konuldular. Kendi yandaşlarını her türlü kamu desteğini kullanarak da olsa yönetimlerine taşıyamadığı odaları, iktidar; 12 Eylül faşizminin bile gündeme getirmediği meşruiyetini yitirmiş bir yasa maddesini kendisine dayanak yaparak, kendi bakanlıklarının bir dairesi haline getirmeye ve bu yolla denetim ve vesayet altına almak istemektedir. Geçtiğimiz günlerde kendi belediye başkanlarından bazılarını tehdit ve şantaj yoluyla istifaya zorlayan tek kişilik iktidar; bir süre önce de yargıyı araya sokarak Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunu görevden alma girişiminde bulunmuştu. Biz EMO olarak diğer TMMOB bağlı odaları ile birlikte, ‘görevimizin başındayız` diyen Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu`nun bu haklı mücadelesinde onlarla omuz omuza direnmeye devam edeceğiz."

EMO`nun düzenlediği bu kongre ile de bilimsel, teknolojik ve akademik konularda özgürce tartışılabilecek bir alan açtığını ifade eden Celepsoy, "Akademisyenler üzerinde KHK`larla terör estiren OHAL`ci iktidara inat, akademisyenleri özgür kol ve beyinlerimizle kucaklıyoruz" dedi. Celepsoy, kongrenin işlevleri ve programına ilişkin bilgi verdiği konuşmasını etkinliğe destek veren tüm kurum ve kuruluşlara, konuşmacılara, kongre yürütme, düzenleme ve danışma kurullarına, EMO İstanbul Şube çalışanlarına teşekkür ederek tamamladı.

OHAL`e Karşı Mücadele Çağrısı

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Önder, kongrede meslek ve ülke gelişimi ile ilgili kapsamlı oturumlar, paneller ve forumlar gerçekleştirileceğine dikkat çekerek, etkinliği hazırlayan EMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu ve çalışanlarına, destek veren kurum ve kuruluşlar ile emeği geçenlere teşekkür etti. Önder, konuşmasının başında TMMOB, DİSK, KESK ve TTB`nin başlattığı "OHAL`in kaldırılmasını" hedefleyen kampanyaya destek ve katılım çağrısı yaptı.

Kongre kapsamındaki sempozyumların tümünün ortak paydası olarak nitelendirilebilecek Endüstri 4.0 konusunun, açılışın ardından özel bir oturumda ele alınacağını anımsatan Önder, "Sermayenin kriz sürecinde çıkış noktası olarak gördüğü ve teknolojik gelişmeler açısından devrim olarak nitelendirilen Endüstri 4.0`ın insanlığa yararlı bir noktaya evirilebilmesi için istihdam ve sanayinin gelişim politikalarıyla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir" dedi.

Fabrikalardan günlük yaşama uzanan otomasyon ve dijitalleşme sürecinin temel ayağının enerji ve iletişim sektörleri olduğuna işaret eden Önder, EMO üyesi mühendislerin faaliyet gösterdiği bu iki alanın; toplumsal yaşamın vazgeçilmez unsuru olduğu gibi ekonominin de ana girdisi konumunda bulunduğunu belirtti. Bu nedenle kamu yararını gözeten bir şekilde ekonomik ve toplumsal yaşamın kurgulanması için enerji ve iletişim alanında hizmet sürekliliği ve insanların erişiminin sağlanmasının esas alınması gerektiğini belirten  Önder, enerji alanında 20 yıldır uygulanan serbestleştirme politikalarına ilişkin değerlendirmesini şöyle aktardı:

"İlk olarak 2006 yılında 13 ilimizi kapsayan büyük elektrik kesintisi yaşanmıştır. Elektrikte borsa sistemine geçilmesinin ardından da 31 Mart 2015 tarihinde tüm ülke karanlığa gömülmüştür. Geçen kış yine ülkenin sanayi bölgelerinin yer aldığı İstanbul, Kocaeli gibi illerimize elektrik verilememiştir. Bu durum sanayi kuruluşları başta olmak üzere ülke ekonomisi için büyük kayıptır ve ne yazık ki bu risk halen devam etmektedir.

"Kapasite Mekanizması Getirilmeye Çalışılıyor"

Riskin temelinde ise plansız yatırım, bakımsız bırakılan iletim hatları, kar güdüsünün temel olduğu piyasanın ucuz ve sürekli elektrik hizmeti sunumu noktasında yarattığı açmazlar yatmaktadır. Elektrik üretiminde önce çantacılar olarak tabir edilen lisans tüccarlığı nedeniyle yatırımların yetersiz kalacağı endişesi hakim olmuş; her isteyene lisans verildiği, doğal ve kültürel ortamı yok sayan, can suyunu bile gözetmeyen, sonra da üretim yapamayan HES`lerin yapıldığı bir dönem yaşanmıştır. Nükleer santrallara yüksek fiyatlarla alım garantisi verilmiştir. Yıllık ihalelerle kömür santrallarından alım garantili elektrik ticareti başlatılmıştır.

Şimdi de arz fazlası olduğu gerekçesiyle satış yapamayan santrallara kapasite mekanizmasıyla bir nevi alım garantisi sağlanmaya çalışılmaktadır. Nükleere, kömüre alım garantisi verilirken, doğalgaz santrallarına kapasite mekanizması getirilirken, yenilenebilir enerjiye verilen desteklerin son bulacağı açıklanmaktadır. Milli enerji stratejisi diye ortaya konulan metinden çıkan sonuç; alım garantili, yenilenebilir hedeflerinin sözde kaldığı, şirket çıkarlarını gözeten adı "serbest", kendisi "yandaş" bir piyasadır."

Enerjinin bir kamu hizmeti olduğu ve kamu inisiyatifinin esas alınması gerektiğinin altını çizen Önder, "Kamu idaresinin; şirketlerin değil, kamunun yararını gözetmesi gerektiği açıktır. Oysa yaz saati uygulamasının kalıcılaştırılmasında olduğu gibi hukukla ve halka inatlaşma halinde enerji politikaları dayatılmaktadır" dedi.

Türk Telekom`a Alıcı Arayışı…

Hüseyin Önder, Türkiye`nin tüm telekomünikasyon altyapısının, cep telefonu işletmeciliğinin yabancılara bırakıldığı bir dönemin sonunda gelinen noktanın "içler acısı" olduğunu söyledi. Oger Grubu`nun özelleştirme bedelini ödemek için aldığı kredi karşılığında Türk Telekom`un yüzde 55 hissesini kreditörlere rehin bıraktığını, borçlarını da ödeyemez duruma düştüğünü anımsatan Önder, şöyle konuştu:

"Şimdi bankalar, hükümet Türk Telekom`a alıcı arayışındadır. Yani Türk Telekom`un hisselerini yine Türk Telekom hisselerini kullanarak satın almış olan OTAŞ; 11 yılı aşkın bir süre boyunca kurumu işletmiş, karını alıp götürmüş, ama borç dağını bırakmıştır. İstihdam daraltmasını da düşündüğümüzde ülkemizin yaşadığı kayıp gerçekten çok büyüktür. Özelleştirildiği 2005 yılında personel sayısı 51 bin 737 olan Türk Telekom`daki istihdam Mart 2017 itibarıyla 34 bin 147`ye inmiştir. Bu yalnızca Türk Telekom`daki çalışan sayısı olup; bağlı şirketlerini de düşündüğümüzde istihdam daralması çok daha fazladır. Bu sorunları kamu yararına çözmek için adım atamayan Hükümet, Torba Yasa ile Hazine gelir payı, Evrensel Hizmet Fonu kesintileriyle ilgili af içeren düzenlemeler getirmektedir."

İnternet Kullanımına Vergi Yükü

Tüm bu sıkıntıların, altyapı yatırımı, vergilendirme sistemi ve teknolojik dışa bağımlılık ile birlikte iletişim teknolojilerine erişim ve kullanım güçlüğü yarattığına dikkat çeken Önder, TBMM Genel Kurulu`nda görüşülmekte olan Torba Yasa ile iletişim üzerindeki vergi yüklerini sadeleştirme gerekçesiyle İnternet kullanımı üzerindeki vergi yükünün artırıldığını kaydetti. Haberleşme ve İnternet kullanımının bugün vazgeçilmez bir hak olduğu, bu uygulamanın bilgiye erişim hakkını kısıtlayacağı gibi toplum içindeki adaletsizliği de artıracağı uyarısında bulunan Önder, şu görüşleri dile getirdi:

"Bu adaletsiz uygulamaların bir örneği de 28 Haziran 2016 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla TRT için kesilen bandrol uygulamasının genişletilmesiyle yaratılmıştır. Bilgi teknolojileri olarak adlandırabileceğimiz cep telefonları, tablet ve bilgisayarlara bandrol uygulaması getirilmiş; Ağustos 2017`de ise bandrol kesinti miktarları artırılmıştır. Üstelik; hem kullanılan elektrik üzerinden hem iletişim teknolojileri üzerinden kaynak aktarılan TRT`nin kamu yayıncılığı yaptığından da söz edilemez durumdadır."

Önder, teknolojik gelişmelerden halkın ucuz ve kaliteli bir şekilde yararlandırılması gerekirken, yeni yükler bindirilmesinin özellikle dar gelirli kesimleri bilgi-iletişim teknolojilerinden yoksun kılarak, Türkiye`nin bilişim çağında daha da gerilerde kalmasına yol açacağını vurguladı. Bu sürecin EMO ve üyeleri açısından dramatik bir sonucunun da istihdam süreçlerinde ortaya çıktığını belirten Önder, "Ülkemizin değerli üniversitelerinden onca emekle mezun olan mühendislerin işsiz kalması, düşük ücretli istihdamı, istihdam sürecinde teknolojik tasarım yerine pazarlamacılığa yönlendirilmesi gibi sorunlar kartopu gibi büyümektedir. EMO`nun 2016 yılında yaptığı araştırmaya göre meslektaşlarımız arasındaki işsizlik oranı dramatik bir şekilde yüzde 18`leri aşmıştır" diye konuştu.

"Yüksek Teknolojide Dış Ticaret Açığı Büyüyor"

Enerji ve iletişim politikalarının yarattığı olumsuzluklardan belki de en önemlisinin teknolojik gelişim alanında yaşandığını kaydeden Önder, şunları söyledi:

"Çünkü teknolojik gelişimde geri kalınması; ülkemizde mühendislik mesleğinin hak ettiği yere gelememesinde, halkın enerji ve iletişim hizmetlerine ulaşımdaki sıkıntılarında da temel etmen olarak görülebilir. Ne yazık ki hem enerjide hem iletişim alanında dışa bağımlılık büyük boyutlardadır. Türkiye`nin yüksek teknoloji ürünlerde dış ticaret dengesine baktığımızda; son 16 yılda dış ticaret açığı yaklaşık 6 kat artarak, 2001 yılındaki 4 milyar dolar düzeyinden 2016 yılında 23.7 milyar dolara fırlamıştır."

Hüseyin Önder, teknolojik gelişim için sektörel politikalardan belki daha da önemlisinin eğitim sistemi olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Bilimsel aklı yok sayan, yap-boz tahtasına döndürülen bir eğitim sistemi içinde geleceğimizin savrulduğunu görmek gerçekten biz mühendisler için çok üzücüdür. Eğitim sistemine ilkokul ve ortaöğretim düzeyindeki müdahalelerle gelinen nokta ortadadır. PISA raporları okuduğunu anlama becerisinde ne kadar geri kaldığımızı göstermektedir. Milyonlarca çocuğumuzu ilgilendiren sınav sistemleri bir gecede bir kişinin lafıyla ortadan kaldırılmakta, yerine ne getirildiği dahi doğru düzgün açıklanamamaktadır. Üniversitelerin altyapı sorunları ortadayken; bir de akademik kadrolara yapılan müdahaleler ile özerk ve bilimsel eğitimin kökleri kırılmaktadır. Üniversite sınavlarına yönelik kuşkular her geçen yıl biraz daha artmakta, barajı geçen öğrencilerden birçoğu tercih dahi yapmamaktadır. Bu yıl örgün yükseköğretim programlarında 43 bine ulaşan rekor sayıda kontenjan boş kalmıştır."

Önder, Türkiye`nin kalkınması, dışa bağımlılıktan kurtulması, üretim ve istihdamın artırılması için öncelikle gelişen teknoloji ve gereksinimlere göre eğitim programlarının yenilenmesi, altyapı eksikliklerinin tamamlanması ve bilimsel özgürlüğün sağlanması gerektiğini vurguladı. Bilimin yok sayıldığı, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı toplumlarda, bilimle paralel gelişme gösteren mühendisliğin de gerilemesinin kaçınılmaz olduğunu belirten Önder, "Bu nedenle laik ve bilimsel eğitime sahip çıkmak biz mühendisler için ideolojik bir tercihin ötesinde mesleki olarak da yaşamsal önemdedir" dedi.

Kamu Yararı için Mücadele

Mühendislik mesleğinin uygulamada karşılaştığı sorunlardan birinin de "kentsel rant" yaklaşımından kaynaklandığını anlatan Önder, şu görüşleri dile getirdi:

"EMO olarak, yangın güvenliğinden, asansör denetimlerine, elektromanyetik alanların etkilerinden İmar Yönetmeliği ile yapılan düzenlemelere varıncaya kadar kamunun can ve mal güvenliğini sağlayıcı düzenlemeler yapılması için her platformda mücadele yürütüyoruz. Bu girişimlerimizin tümü mühendislik mesleği ile kamu yararının ortak noktasını oluşturmaktadır. Ancak bu mücadelelerimiz karşısında ‘iş yapmayı engelliyorlar` gibi yüzeysel bir söylemle karşılaşıyoruz. Dahası bu mücadeleyi yürüten TMMOB ve bağlı odaları üzerinde idari vesayet kurulmasına yönelik pek çok girişimle karşı karşıya kalıyoruz. Tüm bunlara karşın hem mesleğimizin gereklerini hem meslektaşlarımızın haklarını hem de kamunun yararını savunmak için girişimlerde bulunuyoruz. Bu kongrenin de mesleki alanlarımızdaki sorunlara ışık tutan ve çözüm önerileri getiren, bu çözüm önerilerinin de uygulayıcı idareciler tarafından dikkate alındığı bir sürece yol açmasını temenni ediyorum."

Hüseyin Önder, kongre kapsamında yer alan Biyomedikal Mühendisliği Sempozyumu`nun da önemine dikkat çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Tıp ile mühendislik mesleğinin buluşmasına işaret eden biyomedikal alanında, son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu teknolojik gelişmelere paralel olarak ülkemizde de biyomedikal mühendislerinin haklarının ve mesleki gereklerinin temellerini oluşturacak mevzuat düzenlemelerinin yapılmasını, standartların oluşturulmasını istiyoruz."

"64 Yıllık Çağdaşlaşma Öyküsü: TMMOB"

TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş, anayasal bir kuruluş olarak 18 Ekim 1954`te kurulan, Türkiye`deki 520 bini aşkın mühendis, mimar ve şehir plancısının mesleki, demokratik kitle örgütü olan TMMOB`ye bağlı 24 oda olduğunu anımsattı. Göltaş, "Bilimsel düşüncenin başta eğitim olmak üzere teknoloji, üretim, sanat ve siyaset ile yoğrulduğu, aydınlanmaya, çağdaşlaşmaya dair 64 yıllık yol öyküsüdür aynı zamanda TMMOB`nin adı" diye konuştu.

TMMOB`ye bağlı odaların yoğun etkinlikler düzenledikleri bir döneme girildiğini anlatan Göltaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu iki aylık dönem içerisinde TMMOB bünyesinde 100`e yakın kongre, sempozyum ve sergi düzenlenmektedir. Üyelerimizin yanı sıra akademisyenlerin, sanayi ve kamu kurumu temsilcilerinin, öğrencilerin ve uzmanların da katılım sağladığı bu etkinlikler, TMMOB`nin 70`li yıllardan beri savunduğu ‘bilimi ve tekniği halkın yararına kullanma çabasının` bir parçasıdır.TMMOB olarak üyelerimizin bilim ve teknolojiyi kendi faaliyetleriyle kavramaları, edindikleri deneyim ve bilgileri topluma yaymaları için gerekli ortamları oluşturmayı amaçlamaktayız. Düzenlediğimiz kongre, sempozyum, çalıştaylar, çıkardığımız kitaplar, dergiler bir yanıyla bu amaca hizmet etmektedir."

TMMOB`nin meslektaşlarının mesleki, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimlerini sağlamanın yanı sıra mesleki birikimlerin toplum yararına kullanılmasını da amaç edindiğini vurgulayan Göltaş, bu doğrultuda meslek alanlarıyla ilgili tüm konularla yakından ilgilenerek, halkın çıkarları doğrultusunda görüş oluşturmaya çabaladıklarını kaydetti. "TMMOB ve meslek örgütümüzün 64. kuruluş yılında, tarihin hiçbir döneminde karşılaşmadığımız bir saldırı ile karşı karşıyayız" diyen Göltaş, "gerici ve piyasacı" AKP iktidarının TMMOB ve bağlı odalarını; ülke kaynaklarının yağma ve talanına karşı duruşu nedeniyle cezalandırmak istediğini söyledi.

"Yanlış Uygulamalara Daima Karşı Çıkacağız"

Son yıllarda AKP eliyle "kamusal-toplumsal varlıkların piyasalaştırılması için acımasız vahşi bir program uygulandığını" savunan Göltaş, şu görüşleri dile getirdi:

"TMMOB uygulanan bu programın karşısında taraftır ve tüm kadrolarıyla taraf olmaya devam edecektir. Bu dönemde, ‘kentsel dönüşüm` adı altında yeni rant alanlarının yaratılması başta olmak üzere yapılan her uygulamada meslek odalarımız kendi uzmanlık alanları ile ilgili olarak imar planlarından kamulaştırmalara, özelleştirmelerden kamu ihalelerine, nükleer santrallardan, doğayı katleden HES projelerine, ithal kömür ve doğalgaz ile bağımlılığımızı arttıran enerji üretim modellerinden, tarım arazileri, orman alanları, doğal ve tabi SİT alanları, meralar, zeytinlikler ve yaban hayatının korunmasına, yani özetle bu memleketin havasına, suyuna taşına toprağına sahip çıkmak üzere yapılan her yanlış uygulamanın karşısında taraf olduk. Olmaya devam ediyoruz."

Göltaş, TMMOB ve odalar tarafından bu amaçla yaşanan süreçlere ilişkin kurumlara yazılar yazıldığını, raporlar çıkarıldığını, hukuksal süreçler işletildiğini, sempozyum ve kongreler düzenlendiğini, yerel halk direnişleri ile dayanışma içinde sorunların toplumsallaştırılarak kamuoyunun vicdanı ile buluşturulduğunu kaydetti. Bu çabanın ürünü olarak alınan birçok olumlu sonuç karşısında "siyasal iktidarın sessiz kalmasının elbette beklenemeyeceğini" söyleyen Göltaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle son dönemde diktatöryal bir yapıya dönüşen siyaset yapma anlayışının ürünü olarak dikensiz bir gül bahçesi yaratmak adına bir taraftan OHAL`in gölgesinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile antidemokratik biçimde kamu yararı içermeyen onlarca yasa ve yönetmelik çıkarılırken, diğer yandan yasal dayanağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde kamu tüzel kişiliğine sahip TMMOB ve meslek odamızın hak, yetki ve görevleri ellerinden alınmak isteniyor. Halkın çıkarını esas alan bu anlayışımız doğal olarak rant çevrelerinin ve siyasi iktidarın hoşuna gitmiyor. Buradan bir kez daha altını çizmek isterim ki; rant için, para için, yandaşlarına imtiyaz sağlamak için şehirlerimizi, doğamızı, tarihimizi yani insanlığın ortak geleceğini yok sayan anlayışlarla uyuşmamız mümkün değildir.

Derelerimizi, kıyılarımızı, meralarımızı yapılaşmaya açıp tabiatı yağmalayanlarla uyuşmamız mümkün değildir. Kamusal kaynaklarla kurulmuş büyük sanayi kuruluşlarını özelleştirenlerle, ortak zenginliklerimizi satanlarla uyuşmamız mümkün değildir. Şehirleri biçimsiz gökdelenlerle, kaçak yapılarla dolduranlarla, parklarımızı bahçelerimizi AVM yapanlarla uyuşmamız mümkün değildir. Tarihi yapılarımızı, ortak kültürel mirasımızı ortadan kaldıranlarla uyuşmamız mümkün değildir."

"TMMOB`ye Bedel Ödetmek İstiyorlar"

TMMOB`nin yıllardır bu yağma düzenini durdurmak, kamusal değerleri ve ortak geleceği savunmak için büyük mücadeleler verdiğinin altını çizen Göltaş, "İktidar sahipleri aksini istiyor diye doğruları savunmaktan vazgeçecek değiliz. Ne yazık ki bu ülkede doğruları ve halkın çıkarlarını savunmanın da bir bedeli oluyor. Bu yağma düzenine karşı mücadelenin en önemli mevzilerinden biri olan TMMOB`ye de bu bedeli ödetmek istiyorlar" dedi.

Cengiz Göltaş, şunları söyledi:

"Kuruluş yasamızı değiştirerek, mesleki denetim yetkilerimiz kısıtlanarak, denetim adı altında vesayet uygulanmak isteyerek, yandaş basın tarafından hedef gösterilerek, hakkımızda mesnetsiz suçlamalarla davalar açılarak, üyelerimizin hakları gasp edilerek, oda yönetim kurullarımız görevden alınmak istenerek bizleri susturmak, yıldırmak istiyorlar. Bugüne kadar örgütlü yapımıza karşı gerçekleştirilen tüm bu saldırıları üyelerimizle birlikte verdiğimiz mücadele ve demokratik kamuoyunun desteğiyle geri püskürttük. İktidarın tüm bu saldırılarına rağmen bizler doğrudan ve halktan yana tavır almaktan asla geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız."

Bilim, teknoloji ve sanayileşme olgularının toplumları geleceğe doğru devindiren temel güçler arasında yer aldığını, mühendisliğin de bilimi insanla buluşturduğunu anlatan Göltaş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Mühendislik ‘insan ve yaşam konusunda planlama gücünü, aklını kullanabilme başarısını, bilim, teknik, toplum, ahlak ile bunları içine alabilen genişlikte` bir meslektir. Bilim ve teknisyenliği toplum için kullanacak olan bunun kime hizmet edeceğine, ne adına hizmet edeceğine karar verecek olan yine mühendisin kendisidir. Bilimsel düşünce bilim için olduğu kadar toplumsal hayatın kendisi için de gereklidir. Bilime dayalı eğitimi savunmak, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tüm önemli sorunlarda bilimin yol göstericiliğini hayata geçirmek, bilimin öncü rolünü ete, kemiğe büründürmek, başlıca görevimiz olarak önümüzde durmaktadır."

TESİD`ten 2023`e Hedefler

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddık Yarman, TESİD`in üretim yapan yerli sanayici ile Ar-Ge yaparak ürünlerini ortaya koyan ürünlerini dünya piyasalarına sunan tüm sanayicilerin bir araya geldiği bir dayanışma örgütü olduğunu belirtirken, "EMO ile doğal bir bağımız var. İşverenler ile işgörenler arasındaki bağlantıyı da temsil ediyoruz" dedi.

TESİD`in çalışmaları ve ülkemizin sanayi gelişmesine ilişkin bilgi ve değerlendirmelerini paylaşan Yarman, son dönemde siber güvenlik ve endüstride sayısal devrime yoğunlaştıklarını belirtirken, "Vizyonun gelişmesi, devlet yaklaşımının belirlenmesi yönünde katkılarımız oldu, bu konudaki toplantılara katkı verdik. Son 5 yıllık kalkınma planında da katkı vermeye devam ediyoruz" dedi. TESİD`in Ocak ayında yapılacak olan "Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri" törenine EMO`yu ve mühendisleri davet eden Yarman, "İleri teknolojilerde araştırma, geliştirme, teknoloji geliştirme çalışmaları, ürünlerin geliştirme süreci, yenilikçiliğin ticarileştirilmesi olmazsa olmazlarımız içerisinde" diye konuştu.

Prof. Yarman, 2035 yılına kadar elektronik sektöründe üretimin ortalama yüzde 13 artmasını, ihracatında yine yüzde 13 büyümesini öngördüklerini belirtirken, ithalatın bu sektör için olmazsa olmaz konumda bulunduğuna dikkat çekerek, ithalatta da yüzde 12 artış olacağı öngörüsünü paylaştı.

Geleceğin Elektronik Mühendisliği

Elektronik mühendislerinin hangi alanda yoğunlaşması gerektiğine ilişkin soruyu gündeme getiren Prof. Yarman, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Modern ekran teknolojilerinin fevkalade önemli olduğunu görüyoruz. İlk defa ülkemizde bir ileri teknoloji firması Aselsan`ın borsanın en değerli firması olduğu ilan edildi. Bu hepimize gurur, moral ve güç verdi. Benzer şekilde dünya borsalarında da klasik şirketler en değerli kategorisine girerken, New York borsasında da yine ileri teknoloji firmaları ilk 5`te görünüyor. Arçelik ve Vestel dünyada 46 ülkede üretim, Ar-Ge faaliyetlerinde bulunuyor, en ücra köşelere kadar ihracat yapıyorlar. Özellikle elektronikteki yüzde 30`dan fazla üretimi gerçekleştiriyorlar. Son yıllarda Ar-Ge çalışmalarına da ağırlık verdiler. Modern ekran teknolojilerinin ülkemizin olmazsa olmaz şartlarından biri olduğunu düşünüyoruz. Burada gözden kaçırılmaması gereken unsurlar var. ‘Parayı bastıralım da Japonya, Güney Kore, Amerika`dan satın alalım` demekle olmuyor. Temel bilimlere yatırım yapmamız gerekiyor. Bu konularda matematik, fizik, nanoteknolojiye yatırım yapmadan ön almamız mümkün değil. Sensör teknolojisi, nesnelerin interneti dediğimiz konular, Endüstri 4.0 bunun üzerine kurulu. Üretim, tasarım, malzeme teknolojileri de burada birlikte geliyor.

Yapay zekada olasılık hesapları önem kazanıyor. Toplanan dataların işlenmesi, büyük veride maalesef geri kalmış vaziyetteyiz. Elektronik, iletişim, yazılım teknolojisinde varlığımızı sürdüreceksek yapay zekaya, onun temeli olan matematiğe önem vermemiz gerekiyor. Yapay zekanın bir alanı da robot teknolojileri. Hizmet sektörüne bunun ithali günümüzde kaçınılmaz. Endüstri 4.0`ın abc`sinde de robotlarla üretim var.

Güvenli ağ haberleşmesi, siber güvenlik de çok önemli. Yaptıklarımızı korumak zorundayız. Ülkemizdeki siber güvenlikteki mühendis açığı 16 bin mertebesinde. Dünyada ilan veriliyor, milyonlarca mühendis ilanı veriliyor ve 1 milyon üzerinde mühendis açığı var. Bu çok özel bir alan. Başbakan, Ulaştırma Bakanı kadrolar açıldığını ilan ettiler. Ama buraya gerçekten mühendisleri koymak lazım.

Radyofrekans, mikrodalga kompenentleri bu konuda da ülkemizde çalışmalar başladı. İnsan fonksiyonlarının modellenmesi, işgücü fonksiyonlarının modellenmesi, robot hizmetçiler, şoförsüz arabalar, izleme ve karar destek sistemlerinin altyapısını da matematik oluşturuyor.

Biz 2035 yılında üretimimizin 140-145 milyar dolar, dış satışlarımızın da üretimin yüzde 50`si, yani 72 milyar dolar olsun diyoruz. Dışalım da bu hızlarla büyürse 146 milyar dolar olur. Bu ithalatı aşağı düşürmemiz lazım. O zaman komponent üretimlerine ağırlık vermemiz gerekiyor. İstihdama baktığımızda 200 bin adet elektrik elektronik mühendisi, bilişim sektörünü de dikkate aldığımızda 300 bin yeni mühendisin istihdamı söz konusu olacak."

TESİD olarak ortaya koydukları bu hedeflerin uçuk kaçık olmadığının altını çizen Prof. Yarman, bu hedeflere ulaşılabilmesinin; 164 elektrik elektronik mühendisliği bölümünde okuyan 70 bin öğrencinin 4`te 1`nin her yıl mezun olduğu koşullarda, 20 bin mühendisin sürekli eğitim programlarına da katılarak iyi yetiştirilmesiyle mümkün olabileceğini ifade etti. Yarman, "İthalatı keselim diyorsak, çok daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor. Eğer yatırımlar yapacaksak dehşetli bir üniversite altyapısı geliştirmemiz lazım. Laboratuvarların A`dan Z`ye yenilenmesi, bu öğrencilerin Ar-Ge çalışmaları yapmaları lazım. En önemlisi dış satış yapabilmemiz için dünya ile barış içerisinde olmamız lazım" diyerek konuşmasını tamamladı. 

16 Kasım Perşembe günü 30 Ağustos Salonu`nda açılış konuşmalarının tamamlanmasının ardından verilen öğle arasından sonra aynı salonda saat 14.00`de Elektronik Sanayi Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı Hakkı Kaya Ocakaçan`ın yönettiği "Endüstri 4.0" oturumu gerçekleştirildi. Oturumda Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Yönetim Kurulu Başkanı da olan İstanbul Üniversitesi`nden Prof. Dr. Sıddık Yarman, IBM Türkiye Genel Müdürü Defne Tozan, E3TAM Genel Müdürü Sedat Sami Ömeroğlu, Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Tayfun Acarer ve Acmena Yönetim Kurulu Başkanı Suat Baysan birer sunum yaptılar. Oturum öncesinde IBM tarafından Watson tanıtımı yapılırken IBM‘den Ahmet Sami Çelik tarafından Watson‘un "robot kol" demosu gerçcekleştirildi.

 

Biyomedikal Sempozyumu

Biyomedikal Mühendisliği Sempozyumu, 16 Kasım Perşembe günü öğleden sonra İnönü Salonu`nda, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Muzaffer Başak ve EMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi olan Başkent Üniversitesi`nden Dr. Onur Koçak`ın konuşmaları ile başladı. Açılışın ardından davetli konuşmacı olarak İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi`nden Prof. Dr. Sacit Karamürsel, "Mühendis İşbirliği Çalışmalarına Bakış" konusunda sunum yaptı. Oturumda, uluslararası davetli konuşmacı olarak Roma Sapienza Üniversitesi`nden katılan Prof. Dr. Fabio Babiloni "Bilişsel Sinir Bilimin Endüstriyel Uygulaması İçin Beyin Bilgisayar Arayüzleri" konulu sunumunu izleyenlerle paylaştı.

Aynı gün "Disiplinler Arası Tıbbi Araştırmalar ve İşbirliği-1" konulu oturum saat 14.30 ile 16.30 arasında Malazgirt Salonu`nda, TOOB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Eroğul`un yönetiminde gerçekleştirildi. Oturumda, Prof. Dr. Osman Eroğul, İTO`dan Tamer Demiralp, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi`nden Doç. Dr. Altay Sencer ve Boğaziçi Üniversitesi`nden Prof. Dr. Can A. Yücesoy`un sunumları izleyicilerle paylaşıldı. Disiplinler Arası Tıbbi Araştırmalar ve İşbirliği-2" Oturumu da saat 16.45`te yine Malazgirt Salonu`nda yapıldı. Prof. Dr. Sacit Karamürsel`in yönettiği ve aynı zamanda sunum yaptığı oturumda, 9 Eylül Üniversitesi`nden Prof. Dr. Murat Özgören, Acıbadem Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ata Akın ve Namık Kemal Üniversitesi`nden Doç. Dr. Koray Çiftçi`in sunumları yer aldı.

Sempozyumun oturumları 17 Kasım 2017 Cuma günü Kocatepe Salonu`nda devam etti. "Biyomedikal Teknolojilerinde Ar-Ge ve Üretim" konulu oturum 10.00 ile 11.00 saatleri arasında Dr. Onur Koçak`ın yönetiminde gerçekleştirildi. Oturumda EMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi olan Başkent Üniversitesi`nden Dr. Onur Koçak, Novamedtek Şirketi`nden Kayhan Kayan ve Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER) Genel Müdürü Servet Kürümoğlu sunum yaptılar. Medikal Cihazlarda Üretim ve Tasarım" oturumu saat 11.15`de başladı. Oturumu Bahçeşehir Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yekta Ülgen hem yönetti hem de bir sunum yaptı. Bu oturumda, Kardinero A.Ş`den Fikret Küçükdeveci, Sağlık Bilimleri Üniversitesi`nden Doç. Dr. Simel Ayyıldız ve İstanbul Üniversitesi`nden Prof. Dr. Ali Yağız Üresin`in sunumları paylaşıldı.

"Tıbbi Mevzuatlar ve Gelecek Uygulamaları" oturumu saat 13.30`da yapıldı. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Muzaffer Başak`ın hem yönetip hem de sunum yaptığı oturumda, İTO`dan Güray Kılıç ve Dr. Onur Koçak`ın da birer sunumları yer aldı. "Sağlık Hizmet Sunucularında Biyomedikal Mühendisliği" oturumu 15.00-17.00 saatleri arasında gerçekleştirildi. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Akan`ın yönetip, sunum yaptığı oturumda, Elektronik Mühendisi Uğur Bayraktar, Okuman Medikal Sistemler`den Ertan Halaç ve Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nden Ayşe Köksal Çiçekçi`nin sunumları gerçekleştirildi.

"Sektör Deneyimleri ve Tavsiyeler" başlıklı oturum saat 17.15`te düzenlendi. Oturumu yöneten EMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mak`ın yanı sıra Philips Medikal Sistemler`den Ali Levent Kurtoğlu ve Acıbadem Üniversitesi`nden Engin Baysoy da bu bölümde sunumlarını izleyenlerle paylaştılar.

Biyomedikal Mühendisliği Forumu

Sempozyum ikinci günü Biyomedikal Mühendislerinin Durumu üzerine yapılan forum ile tamamlandı. Forumda, EMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkent Üniversitesi`nden Dr. Onur Koçak (Biyomedikal Mühendisleri Ne İş Yapar?), EMO Adana Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mak (Meslek Hayatımızda Odamızın Yeri), EMO 45. Dönem Yapı Denetim Daimi Komisyonu Başkanı Şükrü Güner (Kamu Çalışmalarında Biyomedikal Mühendislik) ve Kardinero A.Ş`den Fikret Küçükdeveci (Biyomedikal Mühendisleri, Ar-Ge ve Üretimdeki Rolü) konuşmacı olarak yer aldılar.

Biyomedikal Mühendisliği Sempozyumu üçüncü gün çalışmaları; Kocatepe Salonu`nda saat 10.00`da "Girişimcilik-1" başlıklı oturum ile başladı. EMO ve Biyomedikal Mühendisi İş Adamları Derneği (BİMİAD) adına Barış Ünlü`nün hem yönetip hem de sunum yaptığı oturuma, Başkent Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Rukiye Numanoğlu Tekin katıldı. "Girişimcilik-2" oturumu da Boğaziçi Üniversitesi`nden Prof. Dr. Cengizhan Öztürk`ın yönetiminde saat 11.30`da gerçekleştirildi. Oturumda, Response Ortho Teknolojik Üretim A.Ş`den Şehmuz Işın, İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi`nden Prof. Dr. Engin Ulukaya ve İstanbul Şehir Üniversitesi Mehmet Alpatlı`nın sunumları yer aldı.

Eş zamanlı olarak Barbaros-B Salonu`nda 10.00 ile 12.00 saatleri arasında Bildiriler Oturumu gerçekleştirildi. Oturumda Marmara Üniversitesi`nden Emre Çanayaz ve Ömer Akgün`ün "EKG`den Wavelet Dönüşümü Yardımı ile Miyokard İskemisinin Belirlenmesi"; İstanbul Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Mana Sezdi ve Medikal Bilişim ve Biyomedikal Mühendislik (Medibim) Genel Koordinatörü Nazif İlker Sezdi`nin "Tıbbi Cihazların Test, Kontrol ve Kalibrasyonu Hizmeti Verecek Kuruluşların ve Kurumda Çalışanların Yetkilendirilmesi İçin Sertifikalı Eğitim Programı"; Marmara Üniversitesi`nden Zehra Aysun Altıkardeş ve Semich Impram`ın "Dipper Non-dipper Sınıflandırmasında AKBM Dataları Kullanılmadan Yenilikçi Bir Yaklaşım"; Bahçeşehir Üniversitesi`nden Prof. Dr. M. Sadetttin Özyacı, Gaziantep Üniversitesi`nden Prof. Dr. Nuran Doğru ve Mehmet Merkepçi`nin "Mikrodenetleyici Kullanarak Kalp Atış Hızının Ölçülmesi"; Mana Sezdi, Nazif İlker Sezdi ve İstanbul Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Ahmet Kandemir Pehlivanlı`nın "Tıbbi Cihaz Satışı Yapan Personelin Eğitimi ve Kuruluşların Yetkilendirilmesi"; Ondokuz Mayıs Üniversitesi`nden Doç. Dr. Meltem Ceyhan Bilgici ve İbrahim Aslıyüce`nin "Pediatrik Hastaların Rutin Beyin Manyetik Rezonans Görüntülemelerinde Özgül Soğurma Oranı Değerlerinin İncelenmesi" ve Gökhan Şahin`in "Biyosensör Teknolojisindeki En Son İlerlemeler ve Gelecekteki Potansiyel Uygulamaları" konulu bildirileri sunuldu.

"Küba İnsan Beyin Haritalama Projesi"

İnönü Salonu`nda saat 13.30`da başlayan ve İTO`dan Tamer Demiralp`in yönettiği oturuma; uluslararası davetli konuşmacı olarak Küba Sinir Bilimleri Merkezi Genel Müdürü Prof. Dr. Pedro Antonio Valdes-Sosa, "Küba İnsan Beyin Haritalama Projesi: Temel Araştırmadan Toplum Sağlığına" konulu bildirisiyle katıldı.

Biyomedikal Metroloji Hizmet Sağlayıcıları Derneği`nden (BİYOMETDER) Baha Kılıç`ın yöneteceği "Tıbbi Cihaz Belgelendirme ve Tıbbi Kalibrasyon"oturumu, saat 14.30`da aynı salonda gerçekleştirildi. Oturumda, Uluslararası Belgelendirme Denetim ve Eğitim Merkezi Sanayi ve Tic. A.Ş`den Serian Doma, Yrd. Doç. Dr. Mana Sezdi ve Prof. Dr. Ali Yağız Üresin`in sunumları yer aldı.

Sempozyumun son oturumu, "Biyomedikal Mühendisliği Mesleğine Genel Bakış" başlığı altında Fikret Küçükdeveci`nin yönetiminde 16.15 ile 18.15 saatleri arasında gerçekleştirildi. Oturumda, Ankara Üniversitesi`nden Prof. Dr. Ziya Telatar, Medibim`den Nazif İlker Sezdi, Global Sağlık Hizmetleri Şirketi`nden M. Özgür Dumlu ve Cavaura Danışmanlık Hizmetleri A.Ş`den M. Murat Bilgiç sunum yaptılar.

Aynı salonda saat 18.15`te Biyomedikal Mühendisliği Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı, Bilgi Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. İpek Şen ve Dr. Onur Koçak`ın değerlendirmelerini aktardıkları kapanış bölümü ile Biyomedikal Sempozyumu tamamlandı.

 

Elektrik ve Kontrol Mühendisliği Sempozyumu

Elektrik ve Kontrol Mühendisliği Sempozyumu kapsamında toplam 6 oturum yapıldı. 16 Kasım Perşembe günü 14.00-17.20 saatleri arasında Barbaros-B Salonu`nda düzenlenen 1. Bildiriler Oturumu`nda; Karadeniz Teknik Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Adnan Cora ve Arş. Gör. Ahmet Yüksel`in "Şebekeden Bağımsız H5 Eviricili Fotovoltaik Sistem Tasarımı"; Akımmetal Şirketi`nden Bünyamin Söğüt, Burak Fulin ve Fırat Parlak`ın "Dali Uyumlu LED Sürücülerde Enerji Tasarrufu"; Karabük Üniversitesi`nden Prof. Dr. Mehmet Akbaba ve Çankırı Karatekin Üniversitesi`nden Öğr. Gör. Nurettin Gökşenli`nin "Tek Fazlı AC Motorun PVG ile Tahrik Edilerek Akbaba Modeline Göre Geliştirilen Yeni MPPT Yöntemiyle Deneysel Olarak Gerçekleştirilmesi"; Yıldız Teknik Üniversitesi`nden (YTÜ) Doç. Dr. Recep Yumurtacı ve YTÜ Yüksek Lisans Öğrencisi Okan Kondul`un"Dağınık Üretim Kaynaklarında Arıza Karakterleri ve Etap Yazılımı ile Gerçekleştirilen Arıza ve Koruma Koordinasyonu Çalışması"; YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Nihan Altıntaş ve Doktora Öğrencisi Metin Öztürk`ün "Ev Tipi İndüksiyon Ocaklar İçin Çok Bobinli AC-DC Dönüştürücü Tasarımı" konulu sunumları paylaşıldı.

Kısa bir aranın ardından oturum şu bildirilerle devam etti:

YTÜ`den Doç. Dr. Ahmet Faruk Bakan ve Arş. Gör. Abdulkerim Gündoğan`ın "Sabit Mıknatıslı Senkron Makina İçin Hassas Moment Tahmininin Gerçekleştirilmesi"; Prof. Dr. Mehmet Akbaba ve Nurettin Gökşenli`nin "Fotovoltaik Jeneratörler İçin Akbaba Modelini Kullanarak Yeni Bir Mikrodenetleyici Tabanlı MPPT Yönteminin Geliştirilmesi"; YTÜ`den Doç. Dr. Ozan Erdinç ile lisansüstü öğrenciler İbrahim Şengör ve Alper Çiçek`in "Ortak Enerji Depolama Sistemlerinin Elektrik Güç Sistemlerinde Talep Cevabı Konsepti İçin Kullanılması"; Okan Üniversitesi`nden Prof. Dr. R. Nejat Tuncay ile Ali Köse ve Recepşan Günay`ın "Adaptif Seyir Kontrol Sistemi Simülasyonu"; İTÜ`den Prof. Dr. Ömer Usta ile lisansüstü öğrenciler Berkin Kara, Fatih Özveren, Cenk Göçer ve Mustafa Özgür`ün "Elektrik Dağıtım Şebekelerinin Korunmasında Yeni Gelişmeler"; Mersin Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Kadir Abacı ve Arş. Gör. Volkan Yamaçlır`ın "Gerilim Kaynaklı Konvertörlü Yüksek Gerilimli AC/DC (VSC-HVDC) Hattının Dinamik Analizi ve Kontrolörün Performansı."

Elektrik ve Kontrol Mühendisliği 2. Bildiriler Oturumu, 17 Kasım Cuma günü saat 10.00`da İnönü Salonu`nda yapıldı. Oturumda, İTÜ`den Dr. Gülcihan Özdemir "Büyük Patlama Büyük Çöküş Algoritması ile Aktif Güç Talep Azaltımı için Volt-Var Kontrol Cihazlarının Optimal Çalışma Planı"; TOFAŞ`tan Anıl Onur Canbaz, Şadan Dönmez ve Mustafa Yalçınkaya`nın "Araç Ağı ve Fonksiyonlarıyla Uyumlu Dijital Gösterge Paneli Tasarımı"; Gaziantep Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Mete Vural ve Ahmet Eren`in "Enerji Dağıtım Sistemleri İçin Düşük Kayıplı Düşük Maliyetli Enerji Kalitesi Düzenleyicisi Tasarımı ve Benzetimi"; Doğuş Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Dilek Tükel ile Gürcan Şahin Akıncı ve Nuri Tüzel`in "Doğuş Himota İnsansız Deniz Taşıtı"; Yrd. Doç. Dr. Dilek Tükel ile Hasan Mert Kavaf ve Fatih İleri`nin "Nesne Takip Eden Robot-Akıllı Taşıma Sistemi"; Dokuz Eylül Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. M. Emre Çek ve Bora Coşkun`un "Özilinti ve Spektral Güç Yoğunluğu Kullanarak Radar Darbe Tekrarlama Aralığı Tahmini ve Karakterize Edilmesi"; İTÜ`den Dr. Serdar Ekinci`nin "PowSysGUI: Güç Sistemi Analizi ve Simülasyonu için MATLAB Tabanlı Bir GUI Programı"; CPV Endüstriyel Proje Şirketi`nden Figen Çoban`ın da "Bilgisayar Destekli Elektrik Proje Çizim Programı: E3.series" konulu bildirileri sunuldu.

Eş zamanlı olarak 10.00-11.30 saatleri arasında Malazgirt-B Salonu`nda İTÜ`den Prof. Dr. Mehmet Turan Söylemez yönetiminde, "Raylı Sistemlerde Kontrol ve Otomasyon" oturumu gerçekleştirildi. Oturumda, YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Özgür Turay Kaymakçı ve Yrd. Doç. Dr. Ali Fuat Ergenç, TÜBİTAK MAM`dan Mehmet Ali Çimen ve ASELSAN`dan Günay Şimşek değerlendirmelerini paylaştılar. Verilen kısa bir aranın ardından saat 11.45`te İTÜ`den Prof. Dr. Atilla Bir "Bugünkü Kontrol Mühendisliğinin Dünü"nü izleyicilerle paylaştı.

Sempozyum aynı salonda saat 14.00`de ODTÜ`den Prof. Dr. M. Kemal Leblebicioğlu`nun yönettiği "İnsansız Hava, Deniz ve Denizaltı Araçlarının Modelleme Üretim ve Kontrolü" oturumu ile devam etti. Oturumda, ODTÜ`den Doç. Dr. İlkay Yavrucuk, ODTÜ Teknokent`te kurulu Desistek Şirketi`nden Dr. Ferit Çakıcı ve Yük. Müh. Emre Ege, ODTÜ`den Yük. Müh. Murat Kumru ve Prof. Dr. M. Kemal Leblebicioğlu sunum yaptılar.

İTÜ`den Prof. Dr. Salman Kurtulan`ın yönettiği "Endüstriyel Otomasyonda Yeni Yaklaşımlar" oturumu da aynı salonda saat 16.00 ile 18.00 arasında düzenlendi. Oturumda, Beckhoff Otomasyon Şirketi`nden Fatih Uzal, Siemens`ten Dr. İbrahim Tolda Hasdemir ve EMO İstanbul Şubesi Yapı Elektronik Sistemleri Komisyonu (YEST) Başkanı Halil Satıluşağı sunumlarını paylaştılar.

Sempozyum 18 Kasım Cuma günü saat 14.00`de Malazgirt-B Salonu`nda yapılan "Modelleme ve Simülasyon" oturumu ile tamamlandı. YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Janset Daşdemir`in yönettiği oturumda, Gebze Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Erkan Zengeroğlu, YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. İlker Üstoğlu, İTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Tufan Kumbasar, Augmea Simülasyon Teknolojileri Şirketi`nden Dr. Orhan Aksoy ve AVL Türkiye Mühendislik ve Test Sistemleri Şirketi`nden Yük. Müh. Özgür Aytekin`in sunumları yer aldı.

 

Elektronik Sanayi Sempozyumu

Elektronik Sanayi Sempozyumu kapsamında toplam 8 oturum yapıldı. "Akıllı Binalarda Yangın Otomasyonu" başlıklı ilk oturum 16 Kasım Perşembe günü Fevzi Çakmak Salonu`nda saat 14.00`te başladı. İTÜ`den Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç`ın yöneteceği oturumda, EEC Elektronik Şirketi`nden Kevork Benlioğlu, Elektropanç Şirketi`nden Doğan Alkan ve İTÜ`den Dr. Gökhan Balık sunum yaptılar.

Aynı salonda ikinci oturum, yine Prof. Dr. Kılıç`ın yönetiminde saat 16.15 ile 18.15 arasında "Akıllı Binalarda Konfor ve Enerji Otomasyonu" konusunda gerçekleştirildi. Oturumda, İnfoMET Teknoloji Şirketi`nden Egemen Kılıç, Akdeniz Alarm Elektronik Şirketi`nden Suat Kaş ve ON Otomasyon Sistemleri Şirketi`nden Artuğ Fenercioğlu`nun sunumları paylaşıldı.

Sempozyumun 17 Kasım Cuma günkü oturumları saat 10.00`da Barbaros A Salonu`nda yapıldı. YTÜ`den Prof. Dr. Tülay Yıldırım`ın yönettiği "Görüntü İşleme" oturumunda, İTÜ`den Prof. Dr. Tayfun Akgül, Gebze Teknik Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Yakup Genç ve Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş`den (STM) Mehmet Kerim Yücel sunum yaptılar.

"Alternatif Yeni Medya ve Gündelik Yaşamın Eleştirisi" başlıklı oturum, saat 11.45`te aynı salonda gerçekleşti. Doğuş Üniversitesi`nden Prof. Dr. Barış Çoban`ın yöneteceği oturumda, aynı üniversiteden Prof. Dr. Barış Çoban ve Doç. Dr. Bora Ataman, Kadir Has Üniversitesi`nden Dr. Sarphan Uzunoğlu, İletişim Geliştirme Direktörü Pınar İlkiz, Araştırmacı-Çevirmen Ahmet Sabancı ve Araştırmacı Yunus Erduran`un sunumları yer aldı.

Öğle arasından sonra saat 14.00`te Fevzi Çakmak Salonu`nda devam eden sempozyumun "Sayısal Devrim" başlıklı oturumunu Festo A.Ş`den Mehmet Emin Dinç yönetti. Oturumda, Marmara Üniversitesi`nden Prof. Dr. Nihat Akkuş, Schneider Elektrik`ten Cihan Karamık, Siemens`ten Derya İren, Mitsubishi`den Tolga Bizel ve Festo A.Ş`den Fikret Akyüz sunumlarını paylaştılar.

Okan Üniversitesi`nden Prof. Dr. Nejat Tuncay`ın yönettiği "Güç Elektroniği" başlıklı oturum da aynı salonda 16.15 ile 18.15 saatleri arasında yapıldı. Oturumda, EKA Sistem Mühendislik A.Ş`den Selim Alguadiş, Power Elektronik A.Ş`den Vedat Emanet, TOFAŞ`tan Ali Şengör ve Arçelik`ten Zeynep Erenay sunum yaptılar.

Elektronik Sanayi Sempozyumu`nun 18 Kasım Cumartesi günkü oturumları saat 10.00`da Fevzi Çakmak Salonu`nda başladı. EEMKON Düzenleme Kurulu Üyesi, EMO`dan Tuncay Atman`ın yönettiği "Elektronik Mühendisliğinin Örgütlenmesi" başlıklı oturumda, EMO 45. Dönem Elektronik Mühendisliği MEDAK üyeleri Deniz Ülker ve Yavuz Alkan ile EMO Dokümantasyon ve Akreditasyon Koordinatörü Ali Fuat Aydın`ın sunumları yer aldı.

Sempozyumun Bildiriler Oturumu da aynı gün Barbaros B Salonu`nda saat 17.00`de gerçekleştirildi. Oturumda, Okan Üniversitesi`nden Doç. Dr. Burak Kelleci "Uzay Uygulamaları için FPGA Tabanlı Lojik Devrelerde Üçlü Modüler Yedeklemeli Hata Düzeltme ve İkili Karşılaştırmalı Hata Tespiti Devresi" ve Akımmetal Şirketi`nden Ömer Emre Pepeç "Flyback Dönüştürücülerde Uygulanan RCD-R Bastırma Hücresinin İletim Yayınımına Etkisi" konusunda sunumlarını paylaştılar.

 

Enerji Politikaları Sempozyumu

Enerji Politikaları Sempozyumu kapsamında toplam 7 oturum yapıldı. "Dünyada ve Türkiye`de Enerji Görünümü-I" başlıklı ilk oturum 16 Kasım Perşembe günü saat 13.30`da Malazgirt Salonu`nda EMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy`un yönetiminde gerçekleştirildi. Oturumda İTÜ`den Prof. Dr. Selahattin İncecik, EFTEC Yönetim Kurulu Başkanı Ece Özdemiroğlu ve Enerji Politikaları Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı Gazi İpek`in sunumları yer aldı.

"Dünyada ve Türkiye`de Enerji Görünümü-II" oturumu da saat 15.30`da İnönü Salonu`nda gerçekleştirildi. Yine Celepsoy`un yönettiği oturumda, Aalborg Üniversitesi Prof. Dr. Henrik Lund, Marmara Üniversitesi Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Okulu`ndan Dr. Dz. Alb. Egemen Sulukan Egemen Sulukan, Gazi Üniversitesi`nden Prof. Dr. Ramazan Bayındır, Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı`ndan (TurSEFF) Koray Göytan sunumlarını paylaştılar.

Eurosolar (Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği) Türkiye Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar`ın yönettiği "Yenilenebilir Enerji Kaynakları" oturumu, 17 Kasım Cuma günü saat 10.00`da İnönü Salonu`nda yapıldı. Oturumda, Viyana Teknik Üniversitesi`nden Dr. Gustav Resch, Bahçeşehir Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Canan Acar, KTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Fatih Mehmet Nuroğlu, Biyoenerji Derneği‘nden (Biyoder) Özgür Can Bahçeci, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED), Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu-Türkiye Bölümü (GÜNDER) Genel Sekreteri Faruk Telemcioğlu, Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği‘nden (JESDER), Cannur Bozkurt ve Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Dış İlişkiler Sorumlusu Gülşah Altıkulaç sunum yaptılar.

Aynı salonda 13.30`da başlayan "Elektrik Piyasaları ve Oluşumu" konulu oturumu da Elektrik Üreticileri Derneği (EÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Önder Karaduman yönetecek. Oturumda, EnerjiSA Üretim Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Cem Aşık, GAMA Enerji Genel Müdürü Tamer Çalışır, EPİAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Karahan ve OMV Samsun Elektrik Genel Müdürü Korkut Öztürkmen`in sunumları yer aldı.

Enerji Politikaları Sempozyumu Bildiriler Oturumu da saat 16.00`da aynı salonda yapıldı. Oturumda, EKOS Grup`tan Elşan Kahraman "IEC 61850: Enerji Otomasyonuna Yeni Protokol"; yine EKOS Grup`tan Mehmet İzzet Güray "Gaz İzoleli Hücrelerin 36kV İndirici Merkezlerde Kullanımı"; Özyeğin Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Göktürk Poyrazoğlu "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Bağlı Sistem Esnekliği: Önemi, Ölçütleri ve Kullanım Alanları"; Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Rıza Bayındır ve Mardin Artuklu Üniversitesi`nden Öğr. Gör. Mehmet Rida Tür`ün "Ulusal Güç Sistemimizde Kayıp Yük Değerinin Makroekonomik Analizi ve Hesaplanması"; YTÜ`den Prof. Dr. Nurettin Umurkan ile Ozan Gök ve Ahmet Batuhan Ünsal`ın "Mevcut Şebekeler ve Geleceğin Teknolojisi Akıllı Şebekelerin Karşılaştırılması"; Bahçeşehir Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Görkan Soykan ve Alara Ulaç`ın "Biyokütle Santralı`nın Jeotermal Santral ile Karşılaştırılması"; Yrd. Doç. Dr. Göktürk Poyrazoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Figen Özen`in "Afetlerde Doğalgaz ve Elektrik Sistemlerinin Ortak Yönetimi"; Namık Kemal Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Rafet Akdeniz`in de "Mühendislik Eğitimi Sorunlarına Yerel Bir Bakış" konulu sunumları izleyenlerle paylaşıldı.

Enerji Politikaları Sempozyumu kapsamında "Enerji Kooperatifçilik-Enerjide Bölgesel ve Yerel Planlama" başlığı altında düzenlenen Özel Oturum, 17 Kasım Cuma saat 16.00`da Barbaros-B Salonu`nda gerçekleştirildi. EMO Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Orak`ın yönettiği oturumda, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kaymakçıoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü-Gümrük Ticaret Uzmanı Gülsüm Gözde Durmuş Ayanoğlu ve Troya Çevre Derneği Başkanı Oral Kaya görüşlerini dile getirdiler.

Sempozyumun son oturumu, 18 Kasım Cumartesi günü İnönü Salonu`nda saat 10.00`da "Termik Santrallar-Lapseki-Biga İncelemesi" başlığı altında yapıldı. EMO 45. Dönem Enerji Daimi Komisyonu Başkanı Bülent Damar`ın yönettiği oturumda, EMO Enerji Birim Koordinatörü Olgun Sakarya, EÜAŞ`tan Şayende Yılmaz, MMO Enerji Çalışma Grubu Üyesi Orhan Aytaç ve Jeofizik Mühendisleri Odası Enerji Sektörü Sürekli Bilimsel Teknik Kurulu Başkanı Çetin Koçak sunumlarını paylaştılar.

"Nükleer Santrallar ve Japonya Örneği" Panelleri

Sempozyum kapsamında "Nükleer Santrallar ve Japonya Örneği-1"Paneli, 18 Kasım Cumartesi günü 13.30 ile 15.30 saatleri arasında 30 Ağustos Salonu`nda gerçekleştirildi. EMO Onur Kurulu Üyesi Erhan Karaçay`ın yönettiği panelde, Yeşil Gazete`den Pınar Demircan, Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği (Anayasa-Der) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu ve Gazi Üniversitesi`nden Prof. Dr. Aziz Konukman konuşmacı olarak yer aldılar.

Aynı salonda 16.00 ile 18.00 saatleri arasında yine Karaçay`ın yönetiminde "Nükleer Santrallar Japonya Örneği-2" paneli yapıldı. Panelde CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Türkiye Çevre Platformu Genel Sekreteri Ahmet Oktay Demirkan, Mersin NKP Dönem Sözcüsü Av. Alpay Antmen, Doğu Akdeniz Çevre Platformu Sözcüsü Sabahat Aslan, Sinop Nükleer Santral Karşıtı Platformu Temsilcisi Metin Gürbüz ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem görüşlerini dile getirdiler. Panelin tamamlanmasının ardından "Yenilenebilir Japonya - Yeni Bir Enerji Paradigması (Fukuşima Bölümü)" adlı film gösterimi yapıldı.

 

İletişim Teknolojileri Sempozyumu

İletişim Teknolojileri Sempozyumu kapsamında 7 oturum ve 2 panel yapıldı. "İletişim Teknolojileri Girişimciliği ve İletişim Ar-Ge`si" başlıklı oturum, 16 Kasım Perşembe günü Barbaros-A Salonu`nda gerçekleştirildi. EMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Çınar`ın yönettiği oturumda, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Deniz Tunçalp, NETAŞ`tan Rıza Durucasugil,  SinerjiTürk Etkin İş ve Güç Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Raşit Gülhan ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav sunumlarını paylaştılar.

Sempozyum oturumları 17 Kasım Cuma günü saat 10.00`da Fevzi Çakmak Salonu`nda devam etti. İTÜ`den Prof. Dr. Selçuk Paker`in yönettiği "Dijital Dünyada Yeni Eşik: 5G" oturumunda, İstanbul Teknik Üniversitesi`nden Prof. Dr. Mustafa Ergen, NETAŞ`tan Dr. Ömer Aydın ve Ulak Haberleşme A.Ş`den Levent Taş sunum yaptılar.

EMO Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tuna`nın yönetiminde saat 11.45`te başlayan "Türkiye`nin İletişim Altyapısı" oturumunda da, İletişim Teknolojileri Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı Tayfun İşbilen, TurkNet Genel Müdürü Cem Mehmet Çelebiler, Grid Telekom Genel Müdürü Z. Hakan Akan ve TELKODER Genel Sekreteri Rıdvan Uğurlu`nun sunumları izlendi.

Barbaros-A Salonu`nda 13.45-15.45 saatleri arasında yapılan "İletişim Teknolojilerinde Yeni Trendler" oturumunu YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. N. Özlem Ünverdi yönetti. Oturumda, ARG Elektronik`ten Raci Algın, İTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Hülya Yalçın, Bilgi Yazan Eğitim, Yazılım ve Danışmanlık Hizmetleri`nden Alper Soyaslan, YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. Hakan Paşa Partal, DAC-EL Elektronik Mühendislik`ten  Ali Rıza İçöz sunumlarını gerçekleştirdiler.

Aynı salonda 16.00 ile 18.45 saatleri arasında turk-internet.com`dan Füsun Sarp Nebil`in yönetiminde "Blockchain ve Güvenlik" başlığı altında iki ayrı oturum yapıldı. İlkinde Microsoft Ortadoğu Yazılım Geliştirme Teknolojileri Yöneticisi Cavit Yantaç, IBM Türkiye Finans Sektörü İş Geliştirme Lideri Simge Alpargun ve Pamukkale Üniversitesi`nden Arş. Gör. Dr. Alper Uğur; ikinci oturumda Avukat M. Gökhan Ahi, EÜD Başkan Yardımcısı Cem Aşık, AKSA Enerji Kıdemli Enerji Ticaret Müdürü Can Arslan`ın sunumları yer aldı.

 

İletişim Teknolojileri Panelleri

Sempozyum kapsamında 18 Kasım Cumartesi günü 30 Ağustos Salonu`nda 10.00 ile 12.45 saatleri arasında, 22. ve 23. Dönem Milletvekili Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu`nun yönettiği "İletişim Teknolojilerinin Toplumsal Etkileri, Yaratacağı Değişimler" başlığı altında iki ayrı panel düzenlendi. İlk panelde Bilgisayar Mühendisleri Odası Onur Kurulu Üyesi Prof. Dr. Funda Başaran ve Ankara Üniversitesi`nden Prof. Dr. Nurcan Törenli; ikinci panelde de, Çankaya Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Eser Us, Kadir Has Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Perrin Öğün Emre ve Anadolu Ajansı`ndan Gazeteci Eda Topçu`nun sunumları paylaşıldı.

İletişim Teknolojileri Sempozyumu Bildiriler Oturumu da saat 14.00`te Barbaros-B Salonu`nda yapıldı. Oturumda, Yrd. Doç. Dr. M. Emre Çek ve Hatice Kübra Dağdeviren`in "Kaotik Ortogonal Vektörler Kullanarak Uyumlu Olmayan Çok Kullanıcılı Kaotik Haberleşme Sistemi"; Gazi Üniversitesi`nden Doç. Dr. Özgür Ertuğ ve Gizay Kısa`nın "Sinyal Karıştırıcıların LTE-A Aşağı Yönlü Fiziksel Kanalına Etkileri"; Çankaya Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Hüsnü Deniz Başdemir ve Orçun Yıldıran`ın "5G İletişim Ağı için Yama Anten Tasarımı ve Besleme Yöntemlerinin İncelenmesi"; Yrd. Doç. Dr. Nihan Altıntaş ve Çilem Acar`ın "Telekom Veri Merkezleri İçin Tasarım Standartlarının İncelenmesi"; YTÜ`den Doç. Dr. Nurhan Türker Tokan ve Ersin Usta`nın "Milimetre Dalga Entegre Devreler için Düzlemsel Anten Tasarımı" başlıklı bildirileri sundular.

Verilen aranın ardından saat 16.00`da tekrar başlayan oturumda, ODTÜ Öğrencisi Kamil Karaçuha "Hava Araçlarının Enerji Nakil Hatlarına Çarpmasını Önlemeye Yönelik Bir Deneme"; Kocaeli Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Selçuk Kızır ve Özgür Güçlü`nün "Endüstri 4.0 Kapsamında CAN Haberleşmesi Uygulamalarının İncelenmesi"; NETAŞ`tan Ömer Aydın`ın "5G: Büyük Ölçekli MIMO, Hüzme Şekillendirme ve Radyo Kaynaklarının Yönetimi" ve Yrd. Doç. Dr. N. Özlem Ünverdi ve Mustafa Öztürk`ün "SONET / SDH VE PDH Teknolojilerinde Veri Performansı" başlıklı sunumları paylaşıldı.

 

Kent ve Elektrik Sempozyumu

Kent ve Elektrik Sempozyumu kapsamında 6 oturum gerçekleştirildi. "Kent ve Aydınlatma" başlıklı ilk oturum 16 Kasım Perşembe günü saat 13.30`da Barbaros-A Salonu`nda başladı. YTÜ`den Prof. Dr. Rengin Ünver`in hem yönetip hem de sunum yaptığı oturumda YTÜ`den Prof. Dr. Müjgan Serefhanoğlu Sözen ve Tuba Bostancı;  Prof. Dr. Rengin Ünver ile Arezou Mahmoudi ve Merve Dönmez Yaşa`nın; Aydınlatma Tasarımcısı Nergis Arifoğlu`nun; Philips`ten Işık Dilara Gürkan`ın ve Professional Lighting Design Dergisi Editörü Emre Güneş`in sunumları yer aldı.

Malazgirt-A Salonu`nda 17 Kasım Cuma günü saat 10.00`da başlayan "Kent Mimarisinin Vazgeçilmezi: Asansörler" konulu oturumu, GTS Asansör A.Ş`den Fevzi Yıldırım yönetti. Oturumda, Fevzi Yıldırım, Mitsubishi`den Selim Dağdoğan, Arkel Elektrik Elektronik San. ve Tic. A.Ş.`den Melih Küçükçalık, Aybey Elektronik San. ve Tic. A.Ş.`den Melih Aybey, Gen Elektromekanik San. Tic. Ltd. Şti.`den (GENEMEK) Devrim Gecegezer ve Akantel-Z.Abegg`den Alparslan Temur sunum yaptılar.

"İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğinde Elektrik" konulu oturum saat 14.00`te aynı salonda başladı. Emekli İş Başmüfettişi Özlem Özkılıç`ın yönetip, bir bildiri de sunduğu oturuma, EMO İstanbul Şubesi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyonu Üyesi Egemen Uçar, Makina Mühendisleri Odası`ndan Münir Aydın, İş Güvenliği Uzmanı Hüseyin Avni Yardımcı ve Mersin Üniversitesi`nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Zile katıldılar.

YTÜ`den Yrd. Doç. Dr. N. Özlem Ünverdi`nin yönetiminde aynı salonda saat 16.15`te başlayan "Akıllı Şehirler" oturumunda da, Elektronik Yük. Müh. Osman Akın, Elektronik ve Haberleşme Müh. Serdar Ak ve Elektrik-Elektronik Müh. Selçuk Gökçe sunumlarını paylaştılar.

Sempozyum 18 Kasım Cumartesi günü Malazgirt-A Salonu`nda saat 10.00`da "Kentlerde Manyetik Alanlar ve Etkileri" oturumu ile devam etti.  İTÜ`den Prof. Dr. Özcan Kalenderli`nin yönettiği oturumda, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Prof. Dr. Süleyman Daşdağ, Sakarya Üniversitesi`nden Prof. Dr. Osman Çerezci, Boğaziçi Üniversitesi`nden Prof. Dr. Selim Şeker, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Temsilcisi ve Çayyolu Elektromanyetik Kirlilikten Korunma Derneği (ÇEKOD) Başkanı Ramazan Öngöre sunum yaptılar.

Öğle arasının ardından 14.00 ile 16.00 saatleri arasında Prof. Dr. Özcan Kalenderli`nin "Kentlerde Yıldırımdan Korunma" konulu sunumu yapıldı.

Malazgirt-B Salonu`nda saat 10.00`da başlayan "Mühendis Emeği, Sınıf ve Örgütlenme" oturumuna ise Prof. Dr. Ahmet Haşim Köse, Birleşik Metal-İş Örgütlenme Uzmanı Alpaslan Savaş ve Ankara Üniversitesi`nden Doç. Dr. Serdal Bahçe katıldılar.

 

Mühendislik Eğitimi Sempozyumu

Mühendislik Eğitimi Sempozyumu kapsamında 6 oturum ve 1 panel-forum yapıldı. İlk oturum 16 Kasım Perşembe günü saat 14.00`te Kocatepe Salonu`nda "Üniversite Öncesi Eğitim" konusunda gerçekleştirildi. Mühendislik Eğitimi Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı Selçuk Esen`in yöneteceği oturumda, eski Devlet Bakanı Tınaz Titiz, Bahçeşehir Üniversitesi`nden Doç. Dr. Alkan Soysal ve EMO İstanbul Şube Eğitim Komisyonu Üyesi Kemal Atasoy sunum yaptı.

Aynı salonda yine Selçuk Esen`in yönettiği "Eğitimde Devrim ve Köy Enstitüleri" oturumu saat 15.45`te başladı. Oturumda, Marmara Üniversitesi`nden Prof. Dr. Firdevs Gümüşoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi`nden Prof. Dr. Kemal Kocabaş ve Eğitim-Sen Temsilcisi Özgür Bozdoğan`ın sunumları yer aldı.

Sempozyum 17 Kasım Cuma günü 30 Ağustos Salonu`nda saat 10.00`da "Mühendislik Eğitimini Etkileyen Unsurlar" oturumu ile devam etti. EMO Onur Kurulu 39. Dönem Üyesi ve İstanbul EMO Şubesi 33. Dönem Başkanı Ahmet Tarık Uzunkaya`nın yönettiği oturumda, 19 Mayıs Üniversitesi`nden Prof. Dr. Güven Önbilgin, Elektronik Yük. Müh.-ERA Elektronik A.Ş.`den M. Oğuz Çitçi`nin sunumları ve Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu`nun sahne gösterisi keyifle izlendi.  

Aynı salonda saat 14.00`te yapılan "Mühendislik Eğitimi" oturumunu da İTÜ`den Prof. Dr. Duran Leblebici yönetti. Oturumda, İTÜ`den Prof. Dr. Mithat İdemen, Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği`nden (MÜDEK) Engin Arıkan ve École Polytechnique Fédérale de Lausanne`den (EPFL-İsviçre-Lozan`da bulunan federal teknik üniversite) Prof. Dr. Yusuf Leblebici sunumlarını paylaştılar.

Panel-Forum: "Mühendislik Eğitiminde İz Bırakanlar ile Buluşma"

Mühendislik Eğitiminde İz Bırakanlar İle Öğrencilerin Buluşması konulu Panel-Forum, saat 15.45`te aynı salonda Elektrik ve Kontrol Mühendisliği Sempozyumu Yürütme Kurulu Başkanı Beyza Metin`in yöneticiliğinde yapıldı. Etkinliğe konuşmacı olarak İstanbul Üniversitesi`nden Prof. Dr. Sıddık Yarman, Işık Üniversitesi`nden Prof. Dr. Yorgo İstefanopulos, EMO İstanbul Şube Saymanı Tuğçe Çakırca ve EMO-Genç`ten İdil Deniz Bakır katıldılar.

Sempozyum, 18 Kasım Cumartesi günü saat 10.00`da Barbaros-A Salonu`nda "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Üniversite ve Sanayi İşbirliği" konulu oturum ile devam etti. Prof. Dr. Mithat İdemen`in yöneteceği oturumda, Drexel Üniversitesi`nden Prof. Dr. Banu Onural ve Ar-Ge Proje Danışmanı Dr. Arif Eşref Şen sunum yaptılar.

Mühendislik Eğitimi Sempozyumu`nun "Üniversite Sonrası Eğitim" başlıklı son oturumu 14.00 ile 18.00 saatleri arasında İTÜ`den Prof. Dr. Belgin Türkay`ın yönetiminde Kocatepe Salonu`nda gerçekleştirildi. Oturumda, EMO Onur Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. İrfan Şenlik, Akurgal Mühendislik`ten Ali Akurgal, EMO`dan Hakkı Kaya Ocakaçan ve EMO MİSEM Daimi Komisyonu Başkanı Orhan Örücü`nün sunumları yer aldı.

 

Ödüller, Sergiler ve İmza Günü

Sempozyum kapsamında 16 Kasım Perşembe günü saat 14.30`da yapılan törenle, meslekte 20-25 ve 30. yılını dolduran EMO üyelerine sertifika, 40-50 ve 60. yılını dolduran üyelere de plaketleri verildi.

EMO İstanbul Şubesi tarafından elektrik, elektronik, haberleşme, biyomedikal ve kontrol mühendisi adaylarının çalışmalarını teşvik etmek için düzenlenen "XII. Bitirme-Tasarım Proje Ödülleri", 17 Kasım Cuma günü saat 12.30`da Barbaros B Salonu`nda törenle sahiplerini verildi.

Kongre boyunca Mühendislik Eğitimi Sempozyumu oturumlarına paralel olarak Köy Enstitüleri Fotoğraf Sergisi düzenlendi.

EMO 45. Dönem Enerji Daimi Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi Cem Kükey`in "Şimdi Mezarına Gelebilirim" adlı kitabı için de 18 Kasım Cumartesi günü saat 12.00`de imza günü gerçekleştirildi.   

 

Dosyalar

Cengiz Göltaş Konuşma Metni (21 KB)

Mehmet Turgut Konuşma Metni (16 KB)

Hüseyin Önder Konuşma Metni (46 KB)

Erol Celepsoy Konuşma Metni (33 KB)



TORBA YASA TEKLİFİNİ GERİ ÇEK

17.11.2020
 


Çok Okunanlar


19. İLTEK GÜNLERİ`NDE ŞUBEMİZ STANDI AÇILACAK

IŞIK ÜNİVERSİTESİ`NDE `NESNELERİN İNTERNETİ VE OTOMASYONU` SEMİNERİ

ŞUBEMİZDEN İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ`NE ZİYARET

ŞUBEMİZ ESKİ YÖNETİCİLERİNDEN İBRAHİM AKSİN VEFAT ETTI

ADALET NÖBETİ`NDE 700. GÜN

ŞUBEMİZDEN İKİTELLİ OSB`YE ZİYARET

ŞUBE KOORDİNASYON KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

NEWROZ/NEVRUZ BAYRAMI KUTLU OLSUN

Okunma Sayısı: 1017


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.