MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

NÜKLEER ENERJİDE ATIK KORKUSU (GUNEY)


YAZILI BASINDA ODAMIZ


Mersin Nükleer karşıtı Platform Dönem Sözcüsü avukat Alpay Antmen, Enerji forumunda yaptığı konuşmada, Rusya ile yapılan anlaşmanın ulusal çıkarlara uygun olmadığını savunarak, "Sözleşmede nükleer atıkların nihai depolama alanının Türkiye`de olmayacağına dair hiç bir hüküm yoktur" dedi

 

TMMOB 11. Enerji Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı Nedim Bülent Damar ise ,"Bir zamanlar ‘enerji olsun da ne şekilde olursa olsun, nereden gelirse gelsin‘ diyen yetkililer şimdi artık ‘ülkemizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtarmak bir zorunluluktur‘ demek durumuna gelmişlerdir" diye konuştu.

Mersin‘de, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Şubesi tarafından, "Enerji Forumu" düzenlendi. Mimarlar Odası Konferans Salonu‘nda yapılan foruma ilgi yoğun oldu. Moderatörlüğünü EMIO Mersin Şube Başkanı Seyfettin Atar‘ınyaptığı forumun açılış konuşmasını TMMOB 11. Enerji Sempozyumu Düzenleme Kurulu Başkanı Nedim Bülent Damar yaptı.Mersin Enerji Forumu‘nun 14-15-16 Aralık‘ta Adana‘da yapılacak olan "11. Enerji Sempozyumu" çerçevesinde düzenlendiğini söyleyen Damar, "TMMOB kendi mesleki konularında bilim ve teknolojiyi kılavuz alarak ülke ve halkın çıkarlarını gözeten programlar üretmektedir. Bu çerçevede enerji konusunda 1992 yılından beri yani 25 yıldır yılda iki defa enerji sempozyumları düzenlemektedir. Bu yıl Adana‘da yapacağımız 11‘inci Enerji Sempozyumu‘nun ana teması, ‘enerjinin geleceği‘ olarak belirlenmiştir. Geçmiş 10 sempozyumda yapmış olduğumuz öneriler Türkiye‘deki enerji politikasında çok faydalı politika değişikliğine neden olan olmuştur. Bir zamanlar ‘enerji olsun da ne şekilde olursa olsun, nereden gelirse gelsin‘ diyen yetkililer şimdi artık ‘ülkemizi enerjide dışa bağımlılıktan kurtarmak bir zorunluluktur‘ demek durumuna gelmişlerdir" dedi.

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLIYIZ!

Forumun ilk konuşmacısı Olgun Sakarya oldu. Öncelikle; üretim, iletim ve dağıtımdaki arz güvenliğine yönelik bir sunum yapan Olgun Sakarya, Türkiye‘nin kurulu gücünün Ekim ayı sonu itibariyle 82 bin megavat olduğunu söyledi. Ancak bu kadar kurulu güce rağmen ülkede kapsamlı elektrik kesintileri yaşandığına dikkat çeken Sakarya, "Çünkü dışa bağımlıyız! İthal kaynak bağımlılığımız had safhada. Bu arz güvenliği açısından ciddi bir tehlike ve tehdittir. Ayrıca bu konudaki bir başka önemli husus; kurulu gücün santrallerin mülkiyetinin artık çoğunluk olarak özel sektör elinde olması. Yani santrallerin yüzde 75‘i özel sektörün elinde. Yine üretime baktığımızda da; üretimin yüzde 83‘ü özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir. Yani özel sektör şuanda; piyasaya hakim durumdadır" dedi.

GECE ZAMMI ADALETSİZ!

Tarifelere de değinen Sakarya, "2016 yılının başında tüm tarifelere yaklaşık yüzde 6-7 arasında zam geldi. O günden bugüne ise gelmedi. Biz zam geldi diyoruz ama bu başka türlü sübvanse edilerek sağlanıyor bu artışlar. Yani teşvik mekanizması olarak ortaya çıkarılan gece tarifesi üzerinden bile; bir taraftan diğer tarafa kaynak aktarılan eneri politikaları uygulanıyor.

Aynı apartmanda tek zamanlı elektrik tüketen yüzde 7 zamma, sözde teşvik amaçlı gece elektrik tüketen yüzde 20 zamma maruz kalıyor. Böyle bir eşitsizlik söz konusu!Şirketler lehine izlenen politikalar bizi bu noktaya getirmiştir" diye konuştu.

"AKKUYU‘DA BİR SANTRAL YAPILIR VE BİR KAZA OLURSA ÖNCE O BÖLGEDE YAŞAYAN İNSANLAR ÖLECEK"

Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan da, "Nükleer santralin insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri" başlıklı bir sunum yaptı. Enerjinin mühendislerden çok doktorların meselesi olduğunu söyleyen Uğurhan, "Çernobil ve diğer nükleer santral kaynaklı hastalık kaynaklı ölümler ile ilgili net sayısı ise asla bilemiyoruz. Sovyetler, Çernobil Enerji Santrali‘nde bir facia olmasının olanaksız olduğunu açıklamışlardı, tıpkı şimdi bize Akkuyu için söyledikleri gibi. Ama felaket ile çocukluk çağında Ukrayna‘da yaklaşık 8, Belarus‘ta 30 kat, Rusya‘da 44 kat troit kanseri arttı. En fazla saklamayacakları şey çocukluk çağı troit kanserlerinde oldu. Kaza sırasında 1 yaşında olanlarda troit kanseri olma riski, 5 yaşında olanlardan 5 kat, 10 yaşında olanlarda 40 kat daha fazla bulundu.Ayrıca; Radyasyon almış çocuklarda zeka geriliklerinin daha fazla olduğu, davranış bozukluklar ve duygusal sorunlarında artış olduğu en çok da radyasyon almış çocukların ebeveynlerinde sinirsel ve ruhsal bozuklukların sıklığı olduğu ortaya çıktı.Radyasyondan en çok etkilenen Ukrayna, Belarus ve Rusya‘da 45 yaş altındaki kadınların kanser riski, az etkilenen bölgelere göre iki kat arttı.Akkuyu‘da olurda bir santral yapılır ve bir kaza olursa önce o bölgede yaşayan insanlar ölecek. Gerçekten santraldeki temizlik işçileri ve güvenlik görevlilerinde sonrasında çok sayıda ölümler oluyor" dedi.

RADYASYON NEDEN TEHLİKELİ?

Radyasyonun neden tehlikeli olduğunu da anlatan Uğurhan, "Birisi silah dayasa kendinizi koruyabilirsiniz ama radyasyonu göremiyorsunuz ve etkisi çok geç anlaşılıyor. En az 30 yıldan sonra net veriler elde ediliyor. İnsanlık ve bilim tarihi açısından yeni bir şey, riskini bilmiyoruz, denetleyemiyoruz. Etkisi azalacağına yıllar geçtikçe artıyor. Ülkemizde Çernobil felaketinden sonra 1990‘lı yıllarda bütçenin yüzde 20‘sini günümüzde de yüzde 5‘ini Çernobil‘in etkilerinin bertarafı için harcanıyor.Bizim felsefemiz; hastalıkların oluşmasını önlemek, hastalığı tedavi etmekten daha ekonomiktir. Ne Akkuyu‘da ne ülkemizde ne de dünyanın bir başka erinde sağlık ve çevre açısından bu kadar büyük bir riski girilmemelidir.

Nükleer fizikçi Hayrettin Kılıç, ‘bir fizikçi olarak siz hekimlere karşı mahcubum, bizim yarattığımız kötülükler ile siz mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz‘ dedi.Asla düşmeyecek uçak var mıdır? Asla patlamayacak bir nükleer santral var mıdır? Patlamayacaklarını iyi teknoloji olduklarını söylüyorlar ama biz biliyoruz bu risk göze almaya değmez!" dedi.

HUKUKİ NÜKLEER DÜZENLEMELER EKSİK

Mersin Nükleer karşıtı Platform Dönem Sözcüsü avukat Alpay Antmen de, "Nükleer Santrallerde Hukuksal Süreç ve Akkuyu Nükleer Santrali" başlıklı bir sunum yaptı."Çevre salt o bölgede yaşayan insanların değil, tüm insanlığın ortak varlığıdır" diyen Antmen, nükleer santrallerin, çevre ve insanlar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler göz önünde bulundurulduğunda çok fazla risk içermesi sebebiyle ileride pek çok hukuki soruna yol açabileceğini vurguladı.

Dünyada nükleer enerjiyi kullanmakta olan pek çok ülkenin, hukukunda buna dair düzenlemeler gerçekleştirdiğinin altını çizen Antmen, "Ülkemiz açısındansa henüz böyle bir özel düzenleme mevcut değildir. Ancak ne kadar bir çok hukuki düzenleme yapılsa, ne kadarçok önlem alınmaya çalışılsa da bunların hiç biri nükleer santrallerin riskini ve çevreye verdiği zararı azaltmaya yetmeyecektir" diye konuştu.

DEVAM EDEN ÇED OLUMLU RAPORU İPTAL DAVASI

Akkuyu Nükleer Santrali‘nde gelinen süreci de anlatan Alpay Antmen, santral ile ilgili pek çok dava açıldığını ve bir çoğunun halen devam ettiğini kaydetti.

Hali hazırda devam eden ÇED olumlu Raporunun iptali davasının ise son derce büyük önem taşıdığını dile getiren Alpay Antmen, "Danıştay‘da 22 Kasım da duruşması görülecek ÇED olumlu raporunun iptali davası büyük önem taşımaktadır. Bana göre Danıştay tarafından ÇED olumlu raporunun iptali gerekmektedir. Davada alınan bilirkişi raporu ise son derece vahimdir.

Bilirkişi raporunun geneli üzerine bir değerlendirmede yaptığımızda; 15 kişilik bilirkişi heyetinin mahkeme heyetinin sorularının çoğunu yanıtsız bıraktığını, ÇED Raporunda görülen birçok eksiklik için de nasıl düzeltileceği yönde tavsiyelerde bulunmaya çalışıldığını görüyoruz.Ayrıca Çevre Kanunu ile denetim yetkisinin kimlere devredebileceği açıkça belirlenmiş olmasına rağmen, Akkuyu‘nun denetleme yetkisinin bakanlıkça özel kuruluşlara devri hukuka aykırıdır" şeklinde konuştu.

"RUSYA İLE YAPILAN ANLAŞMA ULUSAL ÇIKARLARIMIZA UYGUN DEĞİL"

Rusya ile yapılan anlaşmayı da değerlendiren Antmen, şunları söyledi; "Bu anlaşma ulusal çıkarlarımıza uygun değildir. Sözleşmede nükleer atıkların nihai depolama alanının Türkiye‘de olmayacağına dair hiç bir hüküm yoktur.Deprem bölgesi olduğu, jeolojik yapının nükleer santrale uygun olmadığı söylenen ve yer lisansını 40 yıl önce almış bir alanda yapılmak istenen santral de eğer bir tabi afet nedeniyle kaza gerçekleşirse bunun mali yükü tümüyle üzerimize kalacaktır.Anlaşmada çevre koruma adına hiç bir hüküm yer almamaktadır.

Anlaşmada göz boyayacak şekilde santralin işleten Rus şirketi tarafından sigorta ettirileceği düzenlenmektedir. Ancak sigorta primlerinin elektrik birim fiyatına eklendiği yani sigorta prim bedellerinin halkımızın cebinden çıkacağı aşikardır.

Sonuç olarak; nükleer santral, harcanacak paraların büyüklüğü nedeniyle hiçbir aksilik olmasa bile ekonomik bir felaket olarak ülkemize zarar verecektir"

"HALK DAHA ÇOK BİLGİLENDİRİLMELİ"

Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) adına sunum yapan Serdar Erkan ise ‘Bölgesel Hidroelektrik ve Termik Santrallere Bakış‘ konusunu ele aldı. Erkan, "Mersin‘de şuan 6 termik santral ve 2 hidroelektrik santrali bulunuyor. Ayrıca 7 tane santral de yapım aşamasında ki bunlardan biri de nükleer santral. Proje ve ÇED aşamasında ise Mersin-Adana Bölgesi Çevre Düzeni Planı‘na baktığımızda özellikle Mersin‘de 13 santral görünüyor" dedi.

Söz konusu enerji yatırımlarının Akdeniz‘e vuracağı darbeye de değinen Erkan, "Bölgeye has 33 endemik bitki bulunmaktadır. Biz Mersin olarak bir şirket para kazanacak diye Akdeniz‘i feda ediyoruz! Peki geriye ne alıyoruz? Hastalık ve ömür boyu risk" diye konuştu.

"İNSANLAR KANDIRILIYOR"

Termik santrallerin çevreye vereceği zarara da vurgu yapan Serdar Erkan konuşmasını şöyle sürdürdü, "Termik santrallerin en önemli çevre etkileri de soğutma suyu ile ilgilidir. Termik santrallerde deniz suyu tuzlu olduğu için arıtması maliyetleri oluyor bu nedenle suyu derin kuyulardan alınıyor. Bir süre sonra o bölgedeki içme suyu acı hale geliyor ve tarımsal sulama için de su bulamıyorsunuz. Ayrıca termik santrallerin bacasından çıkıp havya salınan kükürt

de tarıma büyük darbe vuruyor. Biz bir tarım bölgesiyiz ve bu bölgeye 13 termik santralin yapılması halinde tarım bitecek.Termik santrallerin insan sağlığına da zararları var. Özellikle Elbistan‘da her evde akciğer kanseri rahatsızlığı olan bir insanla karşılaşmanız mümkün.Yine kül atıklarının depolanması için de yine bir araziyi feda etmemiz gerekiyor.Ortaya çıkan ürünün taşınması ile ortaya çıkan kül tozu, getirdiği karbon salınımı, trafikte bölgeye darbe vuruyor. Enerjiyi reddedemeyiz ama sonuçları bilerek ve denetim mekanizmalarını hayata geçirerek bunu da hukukla koruma altına almalıyız.

Önemli olan halkın doğru bilgilendirilmesi ki bu anlamda çok ciddi eksiklikler var. Özellikle Anayasa‘nın 56‘ıncı maddesi bizim en önemli güvencemiz çünkü hem devleti hem vatandaşı yükümlü kılıyor. Gelecek kuşaklara karşı bizde sorumluyuz".

(guney; 16.11.2017)



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 27


Tüm Yazılı Basında Odamız

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.