|
`Bu sadece bir eşitlik sorunu değil` Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Kadın Komisyonu bir etkinlik düzenleyerek, `Evrensel Bir Sistem Ataerki ve Mücadele Stratejileri Söyleşisi` gerçekleşti. Soyda temel olarak erkeği alan düzen olarak tarif edilen `ataerki` EMO kadınları tarafından konuşuldu. Düzenlenen etkinlikte kadının toplumdaki yeri ve tarihi kadının bugünkü koşulları, kadın hareketleri ve sonuç olarak kadın ve erkek arasındaki eşitliğin nasıl sağlanması gerektiği konuşuldu.
Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Kadın Komisyonu bir etkinlik düzenleyerek, "Evrensel Bir Sistem Ataerki ve Mücadele Stratejileri Söyleşisi" gerçekleşti. Zehra ŞAHINDOKUYUCU Soyda temel olarak erkeği alan düzen olarak tarif edilen "ataerki" EMO kadınları tarafından konuşuldu. Düzenlenen etkinlikte kadının toplumdaki yeri ve tarihi kadının bugünkü koşulları, kadın hareketleri ve sonuç olarak kadın ve erkek arasındaki eşitliğin nasıl sağlanması gerektiği konuşuldu. Etkinlikte konuşan Yazar Yıldız Temurtürkan, dünyanın birçok yerinde kadın özgürlük mücadelesinin ivme kazandığını İspanya‘da, Hindistan‘da ve daha birçok ülkede kadınların eylemler yaptığını ifade ederek, "Bu hareketlerin en önemlisi İspanya‘da 8 Mart‘ta düzenlenen "Kadın Grevi"ydi." dedi. Kadın özgürlük mücadelesinin sadece bir eşitlik sorunu olarak algılanmaması gerektiğini belirten Temurtürkan, böyle algılandığı taktirde, sistemin krizini aşmaya ve sistemin devamını sağlamaya çalışan bazı politik akımlarca kadın mücadelesinin manipüle edilebilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Ataerkinin birçok formu olduğunu, evrensel bir sistem olduğunu söyleyen Temurtürkan, ataerki en çok kapitalizm içinde kendini bulmuş ve güçlenmiştir dedi. Temurtürkan, kapitalizmin temel çelişkisinin emek-sermaye çelişkisi olduğunu ancak bunun buz dağının görünen yüzü olduğunu aslında görünmeyen kısımda kapitalizmin kadın, doğa ve sömürgeler üzerinde tahakküm sürdürdüğünü tam da ataerkinin bu olduğunu ve kapitalizmin bunun üzerine dolayısıyla ataerki üzerine kurulu olduğunu söyledi. Doğaya, kadın bedenine ve sömürgeleştirilmiş halklara olan saldırıların bir tesadüf olmadığını bunun aslında Kapitalizmin temeli, varlık nedeni olduğunu vurgulayan Temurtürkan, şunları söyledi: "Bu sistem öncelikle şiddetle var oluyor. Çünkü kadınlar tarih içinde ev kadım rolüne hapsedildi. Bir kere ev içindeki emek görünmezleştiriliyor ama aynı zamanda şu anlama da geliyor kamusal alanda da kadının emeğini erkeğinkine eşit kılıyor. Yani evi geçindiren erkek sizinki ise ek gelir dolayısıyla bu kadınların emeğini ucuzlaştırıyor ve onları eve hapsetme yoluna giriyor ve kapitalizm insan emeğinin yüzde ellisini bedava bir kaynak olarak kullanıyor." Sermayenin insan ve toprağı üretemeyeceğini ifade eden Temurtürkan, "Bu nedenle toprak ve insan üzerinde tahakküm kurmaya çalışır." dedi. Temurtürkan, "Ataerkiye karşı verilen her mücadele antikapitalist olmak zorundadır. Bedenimiz ve hayatlarımız üzerinde yetki sahibi olmak için mücadele etmeliyiz. Mevcut iktidarlar doğrudan kadın bedenini hedef almaktadır." diye konuştu. Konuşmasında İspanya‘da yapılan "Feminist Grev"e de değinen Temurtürkan, "Bu çok farklı klasik grevlerden öte bir eylem biçimi. Dört ayağı var, bir evde çalışmama, iki iş yerinde, üç okullarda grev ve dördüncüsü de tüketim boykotu, özellikle AVM‘lerden alışveriş yapmamak üzerine kurulu. Her zaman iş bırakıp meydana çıkmak değil, çalışmak zorundaysanız da o gün bir ya da iki saatinizi bu konuya ayırmak da grevin bir parçası. Evlerde balkonlardan mutfak önlüğü asıldı bu bir sembol haline geldi. Bir gün boyunca hayatı durdurdular. Öte yandan sendikalar da destek verdi ve hayat büyük oranda durdu." dedi. Bu sistemin devamı için en önemli unsurlardan birinin kadına yönelik şiddet olduğunu vurgulayan Temurtürkan, bugünkü koşullarda kadın emeği köle emeğidir, buna karşı çok merkezli ve unsurlu mücadele geliştirilmelidir dedi. Temurtürkan‘in konuşmasının ardından söyleşi soru ve cevaplarla son buldu.
|
|
|