|
Kaçak yapı, imarsız yapılanma, izinsiz tadilat maalesef Türkiye‘nin sürekli gündeminde olan konulardan birisi...
Kimisi kaçak gecekondu yapıyor, kimisi villasını kaçak olarak eklentiler yaparak plansız, projesiz genişletiyor. Paralısı ayrı kaçak işleme yöneliyor, parasızı ayrı...
Dolayısıyla bozuk bir kentleşme kaçınılmaz oluyor bu haliyle. Düzeltilmesi gerekir elbette yanlışlar. Ancak uygulama bildiğiniz ve gördüğünüz gibi...
Özellikle de seçim dönemlerinde aflarla bu tür kaçaklar yasal hale getiriliyor bir şekilde. Kent çarpılsa da dert değil, varsa eğer rant işin içinde!..
Bu bağlamda yaşanmışlıklar da çabucak unutuluveriyor bu ülkede. 2 Şubat 2004 Konya‘da Zümrüt Apartmanı, durup dururken yerle bir oluyor. 92 can kaybı, 30 yaralı. 17 Ağustos 1999‘da deprem ile birlikte yerle bir olan binalar ve Yalova‘da 168 insanımızın yok olması...
2 Mayıs 2018 Resmi Gazete‘de bir tebliğ yayımlandı. Yine araya kaynatıldı seçim öncesi...
Hem kentleşmeyi yakından ilgilendiren, hem de mimar ve mühendisleri dışlayan, hiçleştiren bir tebliğ. Ne diyor tebliğ?
"Aralık 2017" de değiştirilen TS 8737 nolu Yapı Ruhsatı Formu‘nun uygulanması mecburi hale getirilmiş ve mimarlık-mühendislik tasarım hizmetleri kapsamında yapıların proje, hesap ve çizimlerini hazırlayan proje müelliflerinin yapı ruhsatlarına yönelik ıslak imza zorunluluğu kaldırılmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da, 31 Mayıs 2018 tarihinde Mekansal Adres Kayıt Sistemfnde (MAKS) değişiklik yaparak bu uygulamayı başlatmıştır.
Yeni standarda göre idare yetkilileri dışında yalnızca yapı denetim şirket yetkilisinin ıslak imzasının alınması yapı ruhsatı düzenlenmesi için yeterli olacak; ruhsatın üzerinde proje müelliflerinin ismi yazılacak ancak eskiden olduğu gibi üçe belediyelerine giderek imza atmaları gerekmeyecektir."
TMMOB‘a bağlı Elektrik Mühendisleri Odası, ruhsatta belirtilen proje müellifinin gerçek olup olmadığına yönelik bir sorgulamayı imkansız kılacak olan yeni uygulamanın, alanda zaten büyük bir sorun olan sahteciliğin daha da artmasına ve sonuçta mühendislik-mimarlık hizmetlerinin önemli ölçüde gerilemesine neden olacağı uyarısında bulunuyor.
EMO, şehircilik ve planlama ilkeleriyle tümüyle ters düşen bir girişim ile karşı karşıya olunduğunu savunurken, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri öncesmde milyonlarca kaçak binaya af getiren, teknik elemanlara yapı denetim yetkisi veren yeni uygulamanın aynı zamanda "rant" odaklı bir yaklaşım olduğu uyarısını da yapıyor.
Yapı üretim süreçlerindeki bilimsel gereklilikler ve mühendislik, mimarlık hizmetlerinin doğru bir şekilde uygulanmasının rafa kaldırılmasının "bürokrasinin azaltılması" gibi bir gerekçeyle açıklanamayacağını savunuyor EMO. Ve söz konusu alanın tümüyle müteahhitlerin insafına bırakılmasının da kabul edilemez bir durum olduğu tepkisini veriyor EMO...
İmar süreçlerindeki denetim mekanizmalarını sürekli zayıflatarak, kural dışı yapılaşmanın önünün açıldığı eleştirisini de yapan EMO‘ya göre; sağlıklı, güvenli ve ekonomik konutlar sağlamak yerine piyasanın istekleri doğrultusunda hareket ediliyor, tercih sermayeden yana yapılıyor. Ülkenin, kent politikalarında bilim ve teknik değil rant esas alınıyor.
(Başkent Gazetesi; 14.06.2018)
|
|
|