 |
Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Ömürhan Avni Soysal, ülkede yapımı süren ve yapılması planlanan nükleer güç santralleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye çöpü mü, hayatı mı istiyor? ANKARA-Nükleer santrallerin Türkiye‘de yapım öyküsü 1956 yılında kurulan Atom Enerjisi Komisyonu ile başladı. 1956-2017 yılları arasında geçen her hükumet, nükleer santral kurmayı bir memleket meselesi olarak görmüş ancak bu amaca ulaşılamadı. 1986‘daki Çernobil nükleer santral kazasının yarattığı olumsuz ortam sonrasında Türkiye`de nükleer santrallerle ilgili çalışmalar askıya alındı. 2002 yılında AKP hükümetinin başa gelmesiyle nükleer santraller yeniden gündem maddesi oldu. Mersin Akkuyu, Sinop ve Kırklareli‘nin İğneada‘ya nükleer santral yapılması planlandı. Yapımı süren Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santralinin (NGS) ardından Sinop ve İğneada‘ya yapılması planlanan santraller için harekete geçildi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), bilim insanlarının bazıları ve çevreciler nükleer santrallere karşıydı. AKP hükümetinin iddia ettiği gibi enerjide dışa bağımlılık bitmeyeceği gibi felakete yol açacak sonuçlar doğurabilir görüşündeydiler. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz EMO Ankara Şube Başkanı Ömürhan Avni Soysal, "Nükleer santrallerin ihtiyaç olup olamaması konusunda dünyaya bakmak lazım" diyerek, International Atomic Energy Agency (IAEA) göre Haziran 2015 tarihi itibarı ile işletmede olan ve uzun dönemli kapatılmış olan nükleer reaktörlerin sayısının 438 olduğunu hatırlatıyor. "Dünya nükleer santrallerden vazgeçiyor" diyen Soysal, gerekçesini "Sadece patlamanın olmuş olması değil sızıntılar da bir kazadır ve nükleer santrallerden sızıntı olduğuna dair haberler sürekli geliyor" sözleriyle açıkladı. Soysal, Çernobil patlamasının sağlığa etkilerini hatırlatarak "Halen bakın Çernobil bölgesinde nükleer etki devam ettiği için insanlar burada yaşayamıyor" dedi. ‘KURULU GÜÇ YETİYOR‘ Türkiye‘de nükleer santrallerin ihtiyaç olmadığını anlatan Soysal, ülkenin mevcut kurulu gücünün 87 bin megawatt (MW) civarında olduğuna dikkat çekerek, " Kurulu gücün tamamı asla kullanıma sunulmaz. Belli bir oranı sunulur. Şu anki elektrik tüketimini karşılayacak kurulu gücümüz var. Bu yılsonunda 293 milyar kilo watt saat tüketim yapılacak. Yani 87 bin MW‘lık kurulu gücün tamamı biranda tüketilmiyor. Yaklaşık 40- 45 bin civarında olanı maksimum oranda tüketiliyor. Bir bu kadar daha kurulu güç var ve o yüzden nükleere ihtiyacımız olduğu söylenemez" diye konuştu. ‘DIŞA BAĞIMLILIK DEVAM EDECEK‘ Soysal, nükleer santrallerin kurulmasıyla dışa bağımlılığın bitmeyeceğini şu sözlerle aktardı. "Doğalgaz, petrol vb. konusunda dışa bağımlısınız. Nükleer santral tartışmalarında bu durum manipüle ediliyor. ‘Santraller kurulunca dışa bağımlı olmayacağız‘ diyorlar. İki şeye bakmak lazım. Santrallerin yakıtı dışarıdan gelecek, yabancı firmalar inşa ediyor. Yabancı firmanın inşaatını yaptığı nükleere alım garantisi veriyorsunuz, mesela Akkuyu‘nun yüzde 51‘i Rusya‘nın. Bu iki para metreyi değerlendirdiğimizde nükleerlerin dışa bağımlılığı engelleyecek yanı yok". POLİTİK TERCİH Yabancıların Türkiye‘ye yaptığı nükleer teknolojisinin eski olduğunu vurgulayan Soysal, Rusya, ABD, Almanya gibi ülkelerin ülkeye ömrünü doldurmuş teknolojiyi yolladığını söyledi. Akkuyu‘ya harcanan paranın 20 milyar dolar olduğunu hatırlatan Soysal, bu paranın nükleer yerine yenilenebilir enerjiye aktarılabileceğini şu ifadelerle anlattı: "İnsanların yürümesinden bile enerji ürütebilirsiniz. Türkiye güneş cenneti, Avrupa‘da en uzun güneşlenme potansiyeline sahip ülke. Güneş enerjisi üretmek için de yaz olmasına gerek yok, kışın bile üretebilirsiniz. Türkiye‘de daha yeni yeni güneş ve rüzgar enerjisi üzerine çalışmalar yapılıyor. Neden nükleer yerine bunlar yapılmıyor. Bir çöp teknoloji mi yoksa hayata dair olan bir teknoloji mi? Enerji politikalarında yapılan her şey bir siyasi tercihtir". ‘PAHALI OLACAK‘ Nükleer ihalelerinin tamamının döviz üzerinden yapıldığının altını çizen Soysal, "Rusya ile yapılan Akkuyu‘daki santrale 15 yıl 12, 35 sent/kWh alım garantisi verildi. Şuandaki döviz arttı" dedi. Santrallerin yapımına söküm maliyetinin katılmadığını hatırlatan Soysal, "Söküm maliyetini yatırım maliyeti içine katmıyorlar. Normalde söküm maliyetinin de eklenmesi gerekir. En az inşaat maliyeti kadar söküm maliyeti de olacak ve 20 milyar dolar inşaat maliyetine 20 milyar dolar söküm maliyeti de eklenebilir. Santralin bize toplam maliyeti 20 milyar dolar yapım, 15 yıl 12, 35 sent/kWh alım ve 20 milyar dolar söküm maliyeti olacak" d
|
|
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
YAZILI BASINDA ODAMIZ
ÜYELERİMİZ İÇİN ÜCRETSİZ UDEMY EĞİTİMİ: MÜHENDİSLER İÇİN YAPAY ZEKA ARAÇLARI 
