MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ASANSÖR SEMPOZYUMU VE SERGİSİ 2018 BAŞLADI



 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi ile Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubesi’nin birlikte düzenlendiği Asansör Sempozyumu ve Sergisi 2018, çalışmalarına bugün (18 Ekim 2018) düzenlenen açılış töreniyle başladı. Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen Asansör Sempozyumu ve Sergisi 20 Ekim 2018 Cumartesi gününe kadar çalışmalarını sürdürecek.
 

"Tasarım ve Teknoloji" ana temasıyla düzenlenen Asansör Sempozyumu ve Sergisi 2018, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde bugün (18 Ekim 2018) MMO İzmir Şubesi Ritim Topluluğu`nun gösterisiyle, çalışmalarına başladı. Açılış töreninde EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek`in yanı sıra MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yaşartekin, MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ve  TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz konuştu.

 


 

Açılış töreninde ilk sözü alan MMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yaşartekin, asansör alanındaki teknolojik gelişmelere dikkat çekerek, asansörlerin yaşamı daha konforlu hale getirdiğine değindi. Konuşmasını asansörlerin tüm süreçler de mühendislik hizmetine gereksinim duyulduğunu ifade eden Yaşartekin, güvenlik, konfor, enerji verimliliği gibi konularda mühendisliğin önemini arttırdığını kaydetti. İki meslek Odasını asansör alanına ilişkin çalışmalarını, üye ve toplum yararına sürüdüğünü ifade eden Yaşartekin, etkinliğe ilişkin şu bilgileri verdi: 

"Sempozyumumuzun tohumları, Türkiye`de ilk kez 1993 yılında İzmir`de düzenlenen İzmir Asansör Semineri ile atılmıştı. Asansör alanında bir görüş alışverişi ve buluşma platformu oluşturma çabalarımız sonraki yıllarda İstanbul`da İletim Makinaları Kongre ve Sergisi olarak devam etmiş, bu süreç 2006 yılından itibaren ise her iki yılda bir düzenlenen Asansör Sempozyumu`na evrilmiştir. Kurumsallaşan ve ülkemizdeki asansör sektörü için önemli bir etkinlik olduğuna inandığımız Asansör Sempozyumu ve Sergisi`nin bu yılki ana temasını ‘Teknoloji ve Tasarım` olarak belirledik.  Sempozyumumuzda, öncelikle ülkemizde ve dünyada yaşanan teknolojik gelişmeleri irdeleyerek, yasal düzenlemelerin ve standartların etkilerini tartışmayı hedefliyoruz. Bu etkinlik ile ülkemizde sayısı 800 bini aşan asansörlere ilişkin, ilgili sektörde üretim ve üretim sonrası süreçlerde yaşanan sorunlar ve bunların çözüm önerileri ortaya konulacaktır."

Sempozyumda 10 oturumda 30 bildiri sunulacağını kaydeden Yaşartekin, programa ilişkin şu bilgileri verdi:

"Ayrıca sempozyumumuzda, sektörün sorunları ve çözüm önerileri oluşturabilmek amacıyla konunun tarafları olan bakanlık, dernekler ve odaların konuşmacı olarak katılımıyla ‘Asansör Periyodik Kontrol Yönetmeliği` başlığında bir panel ve "Onaylanmış Kuruluşların Uygunluk Değerlendirme Süreci` konulu çalıştay gerçekleştirilecektir. Bildiri oturumlarının paralelinde Asansör Sempozyumu katılımcılarının yer alabileceği ‘Artık Akım Anahtarı Kullanımı` konulu eğitim ve ilköğretim çağındaki çocukların eğitimi amacıyla ‘Asansör ve Yürüyen Merdiven/Bantların Güvenli Kullanımı` konulu teorik ve pratik içerikli etkinlik düzenlenecektir. Bu etkinliklerin yanı sıra ‘Asansör Periyodik Kontrolleri Hakkında Bina Yöneticilerine Bilgilendirme Toplantısı` ile her yıl zorunlu olan asansör periyodik kontrolleri hakkında bina yöneticilerinin aydınlanmaları sağlanacaktır."

Sempozyumu yanı sıra firmaların katılımıyla sergi düzenlendiğini de hatırlatan Yaşartekin, "İzmir Büyükşehir Belediyesi`nin yanı sıra üniversiteler, sektörel dernekler, basın kuruluşları ve odalarca desteklenen ve sektörde, ulusal düzeyde yılın buluşması olarak kabul edilen etkinlik, asansör sanayicilerine, ürünlerini önemli bir platformda değerlendirme ve sergileme fırsatı da sunacak" diye konuştu.  aşartekin, sözlerini sempozyum hazırlık çalışmalarına katkı sağlayanlara ve katılımcılara teşekkür ederek tamamladı. 

 


 

 

Teknoloji Geliştirmeye Vurgu
Açılışta konuşan EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu ise Şubenin düzenlediği bilimsel ve teknik etkinliklere ilişkin bilgi vererek, konuşmasına şöyle başladı: 

"Toplumun ve üyelerin çıkarlarını bir arada korumayı ilke edinen Odamız, bilgi yoğun bir üretim politikası oluşturulması için çaba sarf etmektedir. Mesleklerimizi uluslararası standartlara uygun olarak yürütülmek ve mesleki normları bilimsel gelişmelerin ışığında yenilemek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu amaçla her çalışma dönemizde bugün olduğu gibi çok çok sayıda bilimsel ve teknik etkinlik düzenlemekteyiz."

Ekonomik krize dikkat çeken Uğurlu, son yıllarda Şubenin hemen hemen her etkinlikte üretim ekonomisine ve teknoloji geliştirmeye vurgu yaptığını hatırlatarak, şöyle dedi:

"Dünya genelinde bilimsel ve teknolojik gelişmelerde olağanüstü bir ivme yaşanırken, ülkemizde yerinde sayma, hatta bir gerileme dönemi yaşanıyor. Beyin göçünün de hızlandığı bu dönemde, yetişmiş insan gücümüze rağmen, ithal teknoloji ve ekipmanlara mahkum kaldığımız bir süreci yaşıyoruz. Uzun yıllardır izlenen noe-liberal ekonomi politikaları, meslektaşlarımızı teknoloji geliştirebilecekleri çalışma alanlarından uzaklaştırmıştır. Meslektaşlarımız, bir kısmı ülkemizde eğitim almış yurtdışındaki meslektaşlarımızın geliştirdiği ürünlerin kullanıcısı, montajcısı durumuna düşmüştür."

Kendi teknolojisini üretemeyen ekonomilerinin ayakta kalma şansının kalmayacağını vurgulayan Uğurlu sempozyumun ana temasının "teknoloji ve tasarım" olduğunu belirterek, "Günümüzde herhangi bir ürünün yarattığı artı değerin yüzde 70`inin tasarım-teknoloji ve pazarlama aşamalarında, geriye kalan yüzde 30`lük bölümün ise imalat ve montaj aşamasında gerçekleştirildiği farz edilmektedir. Betonlaşmaya dayalı rant ekonomisi ülkemizi bu yüzde 70`lik dilimden her geçen gün uzaklaştırmaktadır" dedi. 

"İthalat Kaynaklı Açık Büyüyor"
Potansiyelin yüksek olmasına rağmen asansör alanında Ar-Ge çalışmalarında geri kalındığına vurgu yapan Uğurlu, sektöre ilişkin şu bilgileri paylaştı:  

"Özellikle hidrolik asansörlerde kullanılan hidrolik güç ünitelerinde dışa bağımlılık çok yüksek seviyelerdedir. İhracat rakamları da yerli ürünlerimiz ülke içinde olduğu gibi yurtdışında da ancak ucuz olduğu için tercih edildiğini göstermektedir. Gelişmiş ülkelere yönelik ihracatın gelişmesi için Ar-Ge çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bakanlığın verilerine göre; sektörün 132 milyon dolarlık ihracatına karşılık 289 milyon dolarlık ithalat yapılmaktadır. Asansörlere ülke olarak, montaj, belgelendirme hizmetleri, periyodik kontrol hizmetleri, aksam üretimi ve bakım hizmetleri de dahil olmak üzere ayırdığımız yıllık kaynak 500 milyon dolar seviyelerindedir. Net dış ticaret açığımızın 157 milyon dolar olduğu düşünülürse, dikey yapılaşmanın artmasıyla birlikte, açığın dolar bazında büyümeye devam edeceği ortadadır."

Elektrik Mühendisliğine Vurgu 
Sektörde ancak "mühendis" emeğinin büyütülmesiyle, güvenli, teknolojik ve standartlara uygun üretim yapılabileceğini ifade eden Uğurlu, "Dünya pazarını elinde tutan çok uluslu şirketler ile rekabet etmek için, mühendis odaklı bir sektör yaratmak, teknolojik gelişimleri takip edip, Ar-Ge çalışmalarına önem vermek zorundayız. Elbette asansör projesi ve uygulaması bir mühendislik işidir, ancak mühendislerimiz bu çerçeveye hapsedilmemelidir. Bu alandaki yetişmiş iyi eğitimli işgücümüz aynı zamanda Ar-Ge yapacak, teknoloji geliştirecek niteliktedir" diye konuştu. Tasarımı, imalatı, işletme-bakım, kabul ve periyodik kontrol dahil olmak üzere elektrik mühendisliği hizmetine gereksinim olduğunu vurgulayan Uğurlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bu süreçlerin tamamına elektrik mühendislerinin katılımı teknik zorunluluğun yanında, idari ve hukuki zorunluluk haline de getirilmelidir. Kullanım hatalarından ve harici müdahalelerden meydana gelebilecek tehlikelerin önlenmesi için asansörlerin yılda en az bir kere elektrik mühendisleri tarafından denetlenmesi gerekir. Bu kapsamda A tipi muayene kuruluşlarının asansör yıllık kontrollerinde elektrik mühendislerinin de katılması mutlaka sağlanmalıdır."

"İzmir`in Birikimi Yüksek"
Asansör periyodik kontrolleri konusunda ülke genelinde ilk girişimlerin başlatıldığı İzmir‘de başladığını hatırlatan Uğurlu, çalışmalara ilişkin şu bilgileri katılımcılarla paylaştı: 

"Odalarımız 1990‘lı yılların başında İzmir‘de belediyelerle protokoller yaparak asansör denetimlerini ilk kez başlatmıştır. Şubelerimizin ortak olarak hazırladığı ‘Asansör Denetim Formu` 2003`deki güncellemenin ardından halen kullanılmaktadır. Son yıllarda ülkemizdeki teleferik, telesiyej ve teleski tesislerin sayısı artmaktadır. Odamız, bu tesislere İşletme Teknik Ruhsatı düzenlenmesi konusunda MMO ile birlikte Bakanlık tarafından yetkilendirilmiştir. EMO adına bu tesisler için gerekli çalışmalar ağırlıklı olarak Şubemizin üyesi meslektaşlarımız tarafından düzenlenmektedir. Asansörler de olduğu gibi teleferik, telesiyej ve teleski tesislerinde de periyodik kontrolleri hayati önemdedir. Bu denetimler bir an evvel hayata geçirilmesi sağlanmalıdır."

Asansör alanındaki kamusal denetimin önemine değinen Uğurlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle kırsal bölgelerde, küçük ilçelerde denetimsiz kalan asansörlerin de periyodik kontrol süreçlerine dahil olması ve bu alanda MMO`nun tek başına temsil etmek zorunda kaldığı kamusal denetim anlayışının güçlendirilmesi için Odamızın kurduğu A tipi muayene kuruluşu, EMO 46. Olağan Genel Kurul`da alınan bir kararla iptal edildi. 2 yıl önceki bu sempozyumun açılışında müjdesini verdiğimiz A tipi muayene kuruluşunu yeniden hayata geçirerek, bu kamusal denetim alanının kâr amaçlı şirketlere bütünüyle teslim edilmesine engel olma kararlığımızı sürdüreceğimizi vurgulamak isterim. Bugün asansörlerin periyodik kontrolü kâr kaygısıyla ağırlıklı olarak elektrik mühendisleri olmadan, tek disiplinle, eksik olarak yürütülmektedir. Kamunun can güvenliğin sağlanması, yalnız asansörlerin değil yürüyen merdivenleri, teleferik, telesiyejlerin de bütünüyle güvenli hale getirilmesi için meslektaşlarımızın üzerine düşen görevleri yerine getireceklerine olan inancımızı vurgulamak isterim. Piyasa kontrolü yerine mühendis öz yönetiminin, kamusal denetimleri üstleneceği bir dönem başlatmak, umuduyla meslektaşlarımızı her platformda göreve davet ediyoruz."  

Konuşmasını asansörler alanındaki Şube çalışmalarına önemli katkıları olan Altan Başaran anarak sürdüren Uğurlu, yürüyen merdiven ve bantlarında yaşanan kazaları hatırlatarak devam etti.  Bu ürünlere denetim ve muayenesi konusundaki yasal boşlukların giderilmesini isteyen Uğurlu, mevzuat çalışması yapılmasını talep etti. Artan enerji maliyetlerinin asansörlerdeki tüketimi önemli hale getirdiğini kaydeden Uğurlu, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamında binaya ilişkin enerji hesaplarına asansörlerin dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. 

 


 

 

MMO`nun Asansör Çalışmaları
MMO Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener ise konuşmasına, asansörlere ilişkin hizmetlerin yeterliliği Odalarca belgelendirilmiş mühendislerce yürütülmesin önemine dikkat çekerek başladı. MMO`nun 12 yıldır düzenli olarak "Asansörlerde Durum Raporu, Uygulamalar ve Yapılması Gerekenler" başlıklı çalışma yürüttüğünü anımsatan Yener,  yaşanan sorunların ve çözüm önerilerinin kamuoyuyla paylaşıldığını belirtti. MMO`nun ülke genelinde Asansör Avan Proje hazırlama konusunda 10 bin 856, Asansör Uygulama konusunda ise 6 bin 325 üyesini belgelendirdiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"A tipi Muayene kuruluşları bünyesinde asansörlerin periyodik kontrolünü yapan mühendislere yönelik, Odamızca hazırlanan ‘Asansör Periyodik Kontrol Muayene Elemanı` kurslarımız da 2016 yılının Eylül ayında başlamış, Asansör Periyodik Kontrollerini Gerçekleştirecek Muayene Personelinin Belgelendirilmesine Dair Tebliğ uyarınca 1024 mühendis eğitime katılmış ve 707 mühendis uygulama sınavına girerek belgelendirilmiştir. Ayrıca asansör yetkili servislerinde teknik servis sorumlusu olarak görev yapan mühendislere yönelik düzenlediğimiz eğitimler sonucunda da 489 mühendise yetki belgesi düzenlenmiştir. Bununla birlikte belirli Şubelerimizde uygulamalı eğitim ve sınav merkezleri oluşturulmuş, Asansör montaj personelinin MYK kapsamında belgelendirilmesi için yetki alınmış, 716 ara teknik eleman İstanbul ve İzmir`de oluşturulan uygulamalı eğitim merkezlerinde Asansör Montaj Seviye 3-4 sınavlarına katılmıştır."

Kamusal Denetim Vurgusu
Ayrıca asansör firmalarına yönelik son muayene, tasarım ve montaj kuralları, iş güvenliği, risk değerlendirmesi ve kalite yönetim sistemi eğitimleri de yaptıklarını bildiren Yener, şu bilgileri verdi:

"Sistem belgelendirme faaliyetlerinin yanı sıra, Asansör periyodik kontrollerine ilişkin faaliyetlerimiz de Makina Mühendisleri Odası`nın tüm şubelerini kapsayacak şekilde TÜRKAK tarafından akredite edilmiş ve Odamız bu alanda da A Tipi Muayene Kuruluşu olmuştur. Bu gelişme ve çalışmalar bilimsel mühendislik ölçütlerine dayalı kamusal hizmet ve denetim anlayışımızın ürünüdür ve ülkemiz ve sanayimiz lehine uluslararası tanınırlığın önemli bir göstergesi olarak haklı bir gurur duyduğumuzu belirtmeliyim."

Yılda en az 50 bin asansörün kurulumu yapıldığını belirten Yener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tahminen 800 binin üzerinde asansörün işletme süreçlerinde gerçekleştirilen bakım ve onarımda kullanılan malzeme, cihaz ve ekipmanlarla birlikte sektör, yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ekonomik hacme sahip bulunmaktadır. Sektördeki yetkili firma sayısı yaklaşık 3 bin civarındadır. Sektörde istihdam edilen Makina Mühendisi sayısı ise birkaç bini aşmıştır. Diğer taraftan sektörde ithalat rakamları artmaktadır. Yürüyen merdivenlerin ise yüzde 85`ine yakını ithaldir. Dışa bağımlılığın daha da azaltılması için finansman, kalifiye işgücü ve Ar-Ge desteklerinin artırılması, sektörde sahip olunan bilgi ve birikimin ortak bir çaba ile uygulamaya ve katma değere dönüştürülerek yerli üretimin ve ürün kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir."  

Sakıncalı Oranı Yüzde 28`e Geriledi
Asansör alanındaki yönetmeliklere ilişkin bilgi veren Yener, MMO`nun mevzuat çalışmalarına katkı sağladığının altını çizdi. MMO`nun bünyesindeki A tipi muayene kuruluşunda 278 mühendis ile hizmet verdiğini belirten Yener, kontrol sonuçlarına ilişkin ise şu bilgileri katılımcılarla paylaştı: 

"Odamızın yaptığı kontrollerde; 2012 yılında asansörlerin yüzde 79`u, 2013 yılında yüzde 63,30`u, 2014 yılında yüzde 52`si, 2015 yılında yüzde 41`i; 2016 yılında yüzde 40,2`si, 2017 yılında yüzde 22,5`i, 2018 yılı ilk sekiz ayı itibarıyla da yüzde 28`inin kullanımı sakıncalı bulunmuştur."

MMO`nun organizasyonu düzenli olarak büyüttüğünü ifade eden Yener, "Mevcut uygulamanın yerleşik ve sürekli kılınması ile ülkemizdeki denetimsizlik gerçeğinin aşılmasına Odamız önemli katkılar sunmaktadır" dedi. Son 23 yılda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 6 kes Asansör Yönetmeliği değişikliği yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"1995 tarihli Yönetmelik`te asansör imalat, montaj ve bakım firmalarının mühendis istihdam etmeleri ve bu mühendislerin Odalarından Büro Tescil Belgesi alması zorunlu tutulmuşken, yürürlükteki yönetmeliklerde bu konular boşlukta bırakılmıştır. Bazı çevreler olaya ticari boyutta yaklaşmakta, asansör firmalarında mühendis çalıştırılmasına ve Mühendis Odalarının mesleki denetim süreçlerinde yer almasına karşı çıkmaktadırlar.  Bilim, mühendislik ve kamu denetimini dışlayan böylesi bir düzenleme, asansörlerde denetim eksikliğinden kaynaklı can ve mal kayıpları ile standart dışı uygulamaları daha da artıracağı gibi ulusal asansör sanayimizi de baltalayarak, sektörde hizmet veren yüzlerce mühendisin işten çıkarılmasına sebep olmaktadır. MMO olarak böylesi yanlış uygulamalara izin vermeyeceğimizi burada belirtmek isterim." 

 



 

"Satın Alma Gücü Erimeye Devam Ediyor"  
Konuşmasına kaçak elektriğe karşı verilen mücadelenin sembol ismi Hasan Balıkçı`yı ölüm yıl dönümünde anarak başlayan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek ise şöyle devam etti:
"Derin bir ekonomik, siyasal ve toplumsal kriz yaşamaktadır. Ortak öngörü krizin daha da derinleşeceğini göstermektedir. Ekonomi daralmakta, yatırımlar azalmakta ve enflasyon yüzde 50-60 seviyelerine ulaştı. Hükümetin gösterişli törenlerle açıkladığı enflasyonla mücadele programı, hayat pahalılığı altında ezilen yurttaşların yükünü hafifletecek, satın alma gücündeki erimeyi telafi edecek bir içerik taşımamaktadır."

AKP hükümetinin 16 yıldır tek başına uyguladığı neo-liberal politikalarla kamu kaynaklarını tasfiye ettiğine dikkat çekerek, "İktidar, bir yandan 100 yıllık Cumhuriyet düşmanlığı, bir yandan yerini sağlamlaştırmak ve gücünü pekiştirmek için uluslararası ve ulusal sermayeye verdikleri tavizlerle dışa bağımlılık artmış ve ülkemizi çıkmaz bir sokağa itmiştir" ifadelerini kullandı. "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adı altında ile yeni bir siyasal rejime geçildiğini vurgulayan İpek, "Bu süreçte büyük bir ekonomik çöküş, otoriterleşen bir siyasal iktidar ile karşı karşıyayız. Ve en önemlisi de toplum derin bir kamplaşmaya itilmiştir. Bu kamplaşma ülkemizin içinde bulunduğu bu kriz ortamında en önemli sorun olmaya devam etmektedir" dedi. Türk Telekom‘un batağa sürüklendiğini ve elektrik dağıtım firmalarının ise iflasın eşiğinde olduğunu belirten İpek, şöyle devam etti:

"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sektörün borçlarının yeniden yapılandırılması için bankacılık sektörü ile görüşmeler yürütmektedir. Bankacılık sektörüne, maliyet bazlı fiyat politikası izleneceği, döviz kuru farklılıklarının ve enflasyondan gelen maliyetlerin fiyatlara yansıtılacağı yönünde güvence verilmektedir. Bu garantilerin, sektörü kurtarıp kurtarmayacağı bilinemez ama bilinen bir şey var ki Hazine ve Maliye Bakanının aksi söylemine ve yerel seçim gündeminin sıkıştırmasına rağmen önümüzdeki günlerde yurttaşların sırtına binecek yeni zam haberleriyle uyanmaya devam edeceğiz."

Özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarının tarihçesine ilişkin bilgiler veren İpek, katılımcıları elektrik ve doğalgaz zamlarına ilişkin de bilgilendirdi. EMO 46. Dönem Yönetim Kurulu`nun yerine getirirken, demokrasiden, emekten ve halktan yana bir tavır alacağını vurgulayan İpek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarını ülkemizin sorunlarından ayrı tutmadan; toplumdaki her türlü ayrımcılığa, ırkçılığa ve eşitsizliğe karşı temel insan haklarından, barıştan ve uzlaşıdan yana olacağız. Türkiye`nin en temel sorunlarından olan Kürt sorununa ilişkin olarak demokratik çözüm ve barıştan yana duracağız. Kadına ve çocuklara yönelik şiddet, kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, istismara karşı toplumsal, hukuki ve demokratik her türlü mücadele alanında var olacağız. Kadın üyelerimizin mesleklerini icra ederken karşılaştıkları cinsiyet ayrımcılığına karşı gerekli önlemleri geliştirip yaygınlaşmasını sağlayacağız. Kamu kaynaklarının, kentlerimizin ve yaşam alanlarımızın, doğanın, tarihin ve toplumsal değerlerimizin sermayenin çıkarları yönünde yağmalanmasının karşısında olacağız."

Son dönemde gündeme getirilen emek ve meslek örgütlerine yönelik düzenleme girişimlerini toplumsal muhalefeti tasfiye etme girişimi olarak değerlendiren İpek, "Ancak bilinmelidir ki ülkemize, Anayasal demokratik kazanımlarımıza, emeğimize, mesleklerimize, meslek alanlarımıza ve meslek örgütlerimize sahip çıkmaya devam edecek, baskılar karşısında boyun eğmeyecek, hukukun üstünlüğü ve geleceğimiz için mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

EMO`nun Hukuki Girişimleri
Asansör alanında kamusal denetimin zorunlu olması gerektiğine işaret eden İpek, konuşmasında yaşanan gelişmelere ve EMO`nun mücadelesini şu ifadelerle anlattı:

 "Yani mühendislik alanlarındaki denetimsizlik hem hizmet üretimini gerçekleştirenlerin hem de üretilen hizmetten yararlanan insanların can ve mal güvenliklerinin tehlikeye atılması anlamına gelmektedir. Ancak bu süreç de mühendisleri dışlayan şirketleşmelere açılmıştır. Hem meslek alanımızı daraltan ve vatandaşın elektrik mühendisliği hizmeti almamış asansörleri kullanma zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılması kabul edilebilir değildir. EMO`nun buna karşı yürüttüğü hukuki süreç sonucunda asansör alanının elektrik ve elektronik mühendislerinin de iş alanı olduğu kabul edilmek zorunda kalınmıştır. Bu kez de 2015 yılında çıkarılan yönetmelik yasal düzenlemelere aykırı bir şekilde mühendisleri dışlayan bir içerikle hazırlanmıştır. EMO`nun açtığı dava sonucunda bu yönetmelik esası bir yana yetki yönünden bile hukuka uygun olmadığı için yargı tarafından iptal edilmiştir.

4 Mayıs 2018 tarihli 30411 sayılı Asansör Periyodik Kontrol yönetmeliği aynı hukuka aykırılıkları içermekte olup asansör kontrollerin elektrik mühendislerinin zorunlu tutulmamış olması mevzuata aykırılık oluşturmaktadır. Mevcut yargı kararlarına aykırı düzenlemeler yeniden gündeme gelmiş olup odamız ısrarlı bir şekilde sürecin hukuki takibini yapmaya devam etmektedir.  Yine 1 Ekim 2017`de yürürlüğe giren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği`nde de asansör uygulama projelerinin elektrik mühendisi veya elektrik-elektronik mühendisi ve makina mühendisince birlikte hazırlanması öngörülürken, elektronik mühendisleri bu sürecin dışında bırakılmıştır. EMO, yıllardır bu alanda hizmet veren elektronik mühendisi meslektaşlarımızın projelerde sorun yaşamasına neden olan söz konusu yönetmelik maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açmıştır."

"Sınav Zorunluluğu Kaldırılmalı"
Asansör uygulama projesi hazırlamak üzere eğitim alan üyelere yönelik sınav zorunluğunun kaldırılmasını isteyen İpek, konuşmasında konuya ilişkin yargı kararına ilişkin şu bilgilere yer verdi:

"Danıştay İdari Dava daireleri Kurulu`nun 29.01.2018 tarih 2015/3505, 2018/122 e. Sayılı kararında mühendisler açısından meslek örgütleri tarafından meslek için eğitim verilmesinin gerekli ve zorunlu olduğu değerlendirmesi ile birlikte, var olan mevzuatta mesleki faaliyet yürütme ve sürdürmenin koşulları arasında sınav veya sınav benzeri ölçme değerlendirmelerin yer almadığına dair değerlendirmede bulunmuştur. Yargının da genel olarak eğilimi sınav ve sınavda başarının meslek içi eğitim sürecinin tamamlanmasının zorunlu koşulu sayılamayacağıdır." 

EMO`nun 46. Olağan Genel Kurulu`nda A tipi muayene kuruluş ve personel belgelendirme kuruluşun iptal edildiğini hatırlatan İpek, konuşması şöyle tamamladı:

"Meslek odaları toplumun hak ve çıkarlarının korunması noktasında büyük görevler üstlenen ve bu görevlerini yerine getirirken kamu yararı için hiçbir ticari kaygı taşımadan hareket etmesi gereken kurumlardır. Dolayısıyla özelleştirme ve serbestleştirme politikalarının bir getirisi olan özel denetim sistemine karşı tüm gücüyle mücadele etmesi gerekirken, tersine bu sistemin parçası olmaları ve kendi üyesinin rakibiymişçesine iş ve işlemlerde bulunmalarını doğru bulmuyoruz. Elektrik Mühendisleri Odası, asansör de içinde olmak üzere tüm mesleki alanlarımızda üyelerimizin özlük haklarının geliştirilmesi ve kamusal yararlar doğrultusunda çalışmalarına devam edecektir. Odalarımız elbirliğiyle Asansör periyodik denetimlerinde, elektrik ve mekanik denetimlerinin makina ve elektrik mühendislerinin birlikte yapması konusunda hukuki mücadeleyi birlikte yürütmeliyiz." 

 


 

 

"Kriz Yaratan Politikalarla Kriz Aşılamaz"
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise konuşmasına ilk TMMOB  Genel Kurulu`nun 64 yıldönümünde Mühendislik-Mimarlık Haftası`nı kutlayarak başladı. Ekonomik kriz koşullarında sektör bileşenlerinin bir arada çözüm üretmesinin önemine değinen Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:    

"Uzun süredir içinde bulunduğumuz ama asıl yıkıcı etkilerini 24 Haziran seçimlerinden sonrasında hissetmeye başladığımız ekonomik kriz tüm hayatımızı olumsuz etkiliyor. Yüksek enflasyon, artan işsizlik, iflas eden şirketler, durma noktasına gelen yatırımlar nedeniyle ekonomi durma noktasına sürüklendi.
TMMOB olarak bizler yıllardır yaptığımız tüm etkinliklerde, sıcak para akışına dayalı büyüme modelinin sürekliliğinin olmayacağını, üretim yerine ranta, sanayileşme yerine inşaata, teknoloji yerine betona dayalı neoliberal ekonomi politikaların mutlaka krizle sonuçlanacağını tekrarlıyoruz. Yaşadığımız kriz bu konudaki haklılığımızı bir kez daha ortaya koydu. AKP`nin dış kaynaklara dayalı büyüme anlayışı sürdürülemez hale gelince döviz kuru yükseldi, kurdaki yükseliş tamamı ithalata dayalı ekonomideki fiyatların ve enflasyonun artmasına neden oldu, artan enflasyonu dizginleyebilmek için yapılan faiz artışları da ekonomik durgunluğu ve iflasları beraberinde getirdi."

İktidarın Yeni Ekonomik Program adı altında bir tür IMF programını topluma kabul ettirmeye çalıştığına vurgu yapan Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yaşadığımız deneyimler, neoliberal politikalar altında uygulanan her türden krizden çıkış programının halkın daha fazla yoksullaşmasıyla sonuçlandığını göstermektedir. Yeni Ekonomi Programının bize vadettiği şey, emekçiler ve geniş halk kesimleri için daha fazla yoksullaşma ve hak kaybıdır. Emek karşıtı bu program ücretlerin enflasyonun daha altında artmasını öngörmektedir; işgücü piyasasının esnekleştirilerek güvenceli istihdamın ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir; sosyal güvenlik şemsiyesinin daha da daraltarak bireyleri özel sosyal güvenlik ve emeklilik programlarına yönlendirmektedir; kıdem tazminatını fona dönüştürerek işçilerin kazanılmış haklarını gasp etmek istemektedir. Tüm bu hedeflere bir bütün olarak bakıldığında aslında bu programın IMF`nin dayattığı bir kriz programı olduğu görülmektedir. Neoliberal politikaların yarattığı krizi neoliberal çözümlerle aşmak mümkün değildir."

TMMOB`un DİSK, KESK ve TTB ile birlikte krizden çıkış için ortak bir mücadele programının oluşturması çabasını sürdürdüğünü ifade eden Koramaz, bir yandan da meslek alanları üzerinden çözüm önerileriyle toplum yararına bilimsel çalışmaları sürdürdüğünü kaydedern Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Krizden çıkış yolu meslektaşlarımızın hizmet ürettiği üretim alanlardan geçiyor, en azından ihtiyacını kendi üretemeyen bir ülke kalkınamaz. Mesleğe ve odalarımıza sahip çıkmak aynı zamanda ülkenin geleceğine de sahip çıkmaktır. Üreten, kalkınan bir ülke için sanayici, mühendis, mimar, doktor kısaca tüm üreten kesimlerin işbirlikleri geliştirmesi, sorunlara toplum yararına çözümler bulunması için birlikte çaba sarf etmesi gereklidir."

Konuşmasını Ar-Ge ve inovasyonun önemine vurgu yaparak sürdüren Koramaz, "Ülkemizin ekonomik öncelikleri ne yazık ki bu konuları içermiyor. Dolayısıyla bizim gibi teknolojik bağımlılığı olan ülkelerde, uluslararası alandaki yeni gelişmeleri takip etmek son derece önem kazanıyor. Teknoloji geliştirme kadar, teknolojiyi doğru kullanmanın da önemi olduğunu ifade ederek, "Bunun da üretim, denetim, kontrol yöntemleri, kalite güvence sistemleri, eğitim, akreditasyon ve belgelendirme gibi pek çok aşaması bulunmaktadır. 25 yıldır iletim teknolojileri ve asansör alanında gerçekleştirdiğimiz seminer ve sempozyumlarla alana ilişkin standartların ve mevzuatın geliştirilmesine önemli katkılarda bulunduk" diye konuştu.

TMMOB`un kamuda çalışan mühendis ve mimarların özlük haklarının iyileştirilmesi için kampanya başlattığını hatırlatan Koramaz, eşit işe eşit ücret, başka meslek grupları için uygulanan iyileştirme ve ek ödemlerin mühendislere de uygulanmasını istedikleri vurguladı. Asgari ücret protokolünün ise SGK tarafından tek yanlı iptal edildiğini hatırlatan Koramaz, bu konuya ilişkin kampanya da destek istedi. 

Asansör tasarımı, projelendirilmesi, montajı, periyodik kontrolünün elektrik ve makine mühendisliği disiplinlerinin çalışma alan girdiğini vurgulayan Koramaz, eğitim ve belgelendirme faaliyetleri de odaları tarafından yürütüldüğünü bildirdi. Periyodik kontrollerin kamusal anlayışla yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kamusal denetim kamusal kurumların işidir. Örneğin Türkiye`de şirket anlayışı için kâr odaklı olarak araç muayene işlerini üstlenen TÜV, aslında Almanya`daki teknik odaların oluşturduğu bir yapılanmadır. Almanya`da meslek odası, Türkiye ise şirkettirler. Yıllar önce kamu denetimini yurtdışından almak zorunda kalmamak için ülkemizde de akreditasyon kurumu oluşturulması için TMMOB`un yoğun çabaları oldu. Bugünkü TÜRKAK bu çabaların ürünüdür ve TMMOB`un desteğiyle kurulmuştur."

Koramaz konuşmasını EMO ve MMO`ye teşekkür ederek, tamamladı.

 


 

 


Konuşmalarının ardından serginin açılış kurdelesinin kesilmesiyle açılış oturumu tamamlandı.
Sempozyuma ilişkin ayrıntılı bilgilere ve programa aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

 

Bağlantılar

www.emo.org.tr/etkinlikler/asansor/
 


35. DÖNEM KURULLARI BELİRLENDİ

04.02.2024
 


Çok Okunanlar


SAYI 406: MESLEK ODALARI VAZGEÇİLMEZDİR!

EMO-GENÇ TEKNİK GEZİSİ

ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK

2024`ÜN EN ÖNEMLİ SİBER GÜVENLİK TEHDİTLERİ - SEMİNER

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

ELEKTRONİK MESLEK DALI ÜYE TOPLANTISI

35. DÖNEM ŞUBE YÖNETİM KURULU`NDAN KURUM ZİYARETLERİ

8 MART DÖVİZ ATÖLYESİ

YAŞASIN 8 MART!

EMO-GENÇ BUZ PİSTİ BULUŞMASI

Okunma Sayısı: 147


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.