MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ELECO 2018 BAŞLADI


HABER


 
10. Ulusal Elektrik, Elektronik ve Biyomedikal Mühendisliği Konferansı (ELECO 2018), Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi’nde (BAOB) törenle başladı. Konferansın açılış konuşmalarında gelişme ve kalkınmanın bilim, teknoloji ve sanayiye bağlı olduğu, ülkelerin ancak bilgi üretimiyle yükselebileceği vurgulanarak, üretim için eğitimde niteliğin artırılması ve üniversitelerde özgür ortamların yaratılmasının önemine dikkat çekildi.
 

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Bursa Şubesi, Uludağ Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi`nce düzenlenen "Elektrik-Elektronik ve Biyomedikal Mühendisliği Konferansı (ELECO 2018)", 30 Kasım 2018 tarihinde Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi`nde (BAOB) açılış konuşmalarıyla başladı.

 

Etkinlikte ilk sözü alan EMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Burak Özgen, konferansta güç elektroniği, enerji sistemleri, elektrikli makinalar, otomasyon, iletişim, elektromanyetik alanlar, nesnelerin interneti, akıllı sistemler, sinyal işleme, biyomedikal ve bu konuların alt dallarında çağrılı bildiriler ve sözlü-poster sunumlarının yanı sıra "Türkiye`de 5G Hazırlıkları ve Ekonomiye Muhtemel Etkileri" konulu bir panelin gerçekleştirileceğini kaydetti.

Ülkelerin bilgi üretimi ile gelişebileceğini vurgulayan Özgen, şu görüşleri dile getirdi:

"Bilgi üretiminden koptuğumuz anda, gelecek nesillere ağır faturalar ödeteceğimiz günleri hazırlamış oluruz. Bu nedenle bilgi üreteceğiz, bilgiye ulaşacağız, bilgiyi kullanacağız, insanlığın hizmetine sunacağız, insanlığın mirasından istifade edeceğiz. Gelişen, büyüyen bir ülke olarak teknolojik altyapımızın güçlü olması ihtiyacı kaçınılmazdır. Bu amaçlarla bilimsel çalışmalar yapan üniversitelerimiz başta olmak üzere emek veren tüm kurumlara ve girişimcilere, ülke olarak yarattığımız imkanlar paralelinde kazanımımızın artacağını bilmekteyiz. ELECO sempozyumlarının ülkemizde bu amaca yönelik gerçekleştirilen ve önemli bir ihtiyaca cevap veren bir çalışma olduğunu belirtmeliyim."

Dünya genelinde bilimsel çalışmalar, ARGE faaliyetleri, patent sayıları, nitelikli ürün üretme kapasiteleri incelendiğinde Türkiye`nin iyi bir noktada olmadığına dikkat çeken Özgen, şunları söyledi:

"Türkiye`nin temel sorunu da ülkeyi ve ekonomiyi, bilim ve teknoloji ulusal politikaları çerçevesinde yeniden inşa etme noktasında yaşanan eksiklik olarak değerlendirebiliriz. Bilim ve araştırma ile sorunlarımızı çözmeliyiz. Dünya bilim ve teknoloji üretimi ile yükseliyor ve refaha ulaşıyor. Çağdaş olmak, özgür düşünmeyle, özgür öğrenmeyle kesinlikle örtüşen bir davranıştır. Bunun için üniversitelerimizi nitelikli olarak hızla geliştirmeli ve bilim insanlarını özgür kılmalıyız."

"EMO Çizgisinden Ödün Vermeden Çalışıyor"

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek,  elektrik, elektronik, elektronik haberleşme, kontrol ve biyomedikal mühendislerinin meslek odası olan EMO`nun kurulduğu 1954 yılından beri bilim ve tekniğin toplum yararına sunulması ve kullanılması, mesleki gelişmenin sağlanması; üreten, sanayileşen ve demokratikleşen bir ülke yaratılmasını hedeflediğini kaydetti. 64 yıldır ülkemiz, mesleğimiz ve meslektaşlarımız yararına sürdürdüğü onurlu çizgisinden ödün vermeyen EMO`nun üye sayısının 73 bini geçtiğini belirten İpek, şöyle konuştu:

"EMO mesleki alanlarında çok sayıda kongre, sempozyum, konferans, panel, çalıştay gibi etkinlikler düzenleyerek, yurtiçi ve dışından konunun uzmanları, akademisyenler, sektör temsilcileri ve mühendisler, mühendis adayı öğrencileri aynı zeminde buluşturmaktadır. Geniş katılımlı bu etkinliklerde durum tespiti yapılmakta ve sorunlara çözüm aranmasının yanı sıra, teknolojik gelişmeler hakkında bilgi aktarılmakta ve yeni fikirler ortaya konulmaktadır."

İpek, ELECO`nun da EMO`nun geleneksel hale getirdiği etkinliklerinden biri olduğunu, konferansta birbirinden değerli uzmanların dile getireceği saptama ve önerilerin, mesleğimiz ve sektörün önünde yeni ufuklar açacağına inandığını vurguladı.

Türkiye`nin zor günlerden geçtiğini, derin bir ekonomik, siyasal ve toplumsal kriz yaşandığını anlatan İpek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ortak öngörü krizin daha da derinleşeceği yönündedir. Ekonomi daralmakta, büyüme yavaşlamakta, sanayi üretimi sürekli olarak düşmekte, yatırımlar azalmakta, işsizlik artmaktadır.  İŞKUR`un Ekim 2018 verilerine göre kayıtlı işsiz sayısı son iki ayda 500 bin, son 1 yılda ise 604 bin kişi artmıştır. Borçluluk oranı hızla yükselmektedir. Hükümetin arka arkaya açıkladığı, 100 günlük Ekonomik Program, sonra Yeni Ekonomik Program ve en son açıklanan Enflasyonla Mücadele Programı başarısızlıkla sonuçlanmışa benziyor."

"Kriz Giderek Derinleşiyor"

Tüm bu gelişmelerin yeni bir dönemin habercisi olduğunu belirten İpek, 24 Haziran 2018 seçimleriyle beraber "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adı altında yeni bir siyasal rejime geçildiğini bu sürecin büyük bir ekonomik çöküş, otoriterleşen bir siyasal iktidar ve derin bir toplumsal ayrışmayla devam ettiğini kaydetti. Krizin giderek derinleşen siyasi ve toplumsal sorunlarla da birleştiğini ifade eden İpek, şöyle konuştu:

"Bugün Türkiye`de katı bir tek adam rejimi uygulanmakta, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve temel hak ve özgürlüklere saygı yok sayılırken, en ufak bir muhalif sese bile tahammül edilememektedir. Üniversitelerimiz bilim üretecek kurumlar olmaktan çıkarılmış, düşüncenin suç sayıldığı, değerli bilim insanları ve akademisyenlerin görevlerinden uzaklaştırıldığı yerler haline gelmiştir. Siyasal iktidar ‘tersine beyin göçünü yüksek ücretlerle geri döndürme` üzerine ayağı yere basmayan projeler üretmek yerine, üniversitelerimizin özgür, özerk ve demokratik bir ortamda bilim yapmalarına imkan sağlamalıdır. Türkiye`nin gelişmesi ve kalkınması büyük ölçüde bilim, teknoloji ve sanayiye bağlıdır. Teknoloji üretimi için bilim, bilim için de eğitimin niteliğinin yükseltilmesi ve özgür bir ortamın yaratılması zorunludur."

Krizin meslek alanlarımız ve meslektaşlarımızı da derinden etkilediğini belirten İpek, genç mühendislerin işsizlik oranının hızla arttığını, ücretli mühendislerin enflasyon karşısında ezildiğini ve işsiz kalma riski nedeniyle "iki arada bir derede kaldığını", serbest çalışan mühendislerin de daralan ekonomik şartlar nedeniyle küçülmeye çalıştığını kaydetti. Enerji sektöründeki sanayicilerin faiz – kredi – enflasyon üçgeninin ortasında kaldığını, arka arkaya konkordatoların görüldüğünü anlatan İpek, bu sektörün de büyük bir açmaz yaşadığına işaret etti. İpek, geçtiğimiz günlerde Alarko Holding`in Kırklareli`ndeki 82 MW kurulu güce sahip doğalgaz kombine çevrim santralında ekonomik sebeplerden dolayı bir yıl elektrik üretimi yapmayacağını açıklaması; Aksa Enerji`nin de 115 MW kurulu güçteki Manisa Doğalgaz Santralı`nın üretim lisansının iptal edilmesi için EPDK`ya başvurmasının yaşanan krizin boyutlarını gösterdiğini kaydetti.

"Yeni Zamlar Gelecek"

Elektrik ve doğalgaza son 11 ayda 4 kez zam yapıldığını, 2017 yılsonuna göre konut kullanıcılarının faturalarının yüzde 44.9; sanayi, ticarethane, tarımsal sulama ve aydınlatma tarifelerinin ise yüzde 70`i aşan oranda arttığını anımsatan İpek, şu görüşleri dile getirdi:

"Bugün 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik tüketimini 230 kilovatsaat olarak hesapladığımızda elektrik faturası 137 TL geçmiştir. Elektrik fiyatlarına yapılan rekor düzeydeki zamlar, ekonominin temel girdisi olması nedeniyle pek çok üründe fiyat artışlarına neden olmuş, iğneden ipliğe her şeye zam gelmiştir. Ülkeyi yönetenler lüks içinde yaşamaya devam etmekte, krizin bedelini ise emeğiyle geçinenler ve yerli sanayici ödemektedir. Türk Telekom`un içine düşürüldüğü batağın ardından, bugün de elektrik dağıtım firmaları iflasın eşiğindedir. Elektrik dağıtım firmalarının kredi borcu 51 milyar dolar seviyelerine ulaşmış ve iflasın eşiğine gelmiştir. Bugüne nasıl gelinmiştir, kısaca bakalım: Sayın Enerji Bakanı`nın enerji dağıtım firmalarının borçlarının yeniden yapılandırılması için bankalarla görüşmeler yaptığı basına yansıdı. 21 dağıtım firmasının imtiyaz hakkı devirlerinden elde ettikleri gelir toplamı 15 milyar dolar. Borç yükü ise 51 milyar dolar. Bunun kaynağı nedir? Bu borcun tamamının kamunun sırtına yıkılma riski vardır. Bankacılık sektörüne, maliyet bazlı fiyat politikası izleneceği, döviz kuru farklılıklarının ve enflasyondan gelen maliyetlerin fiyatlara yansıtılacağı yönünde güvence verilmektedir. Bu garantilerin, sektörü kurtarıp kurtarmayacağı bilinemez ama bilinen bir şey var ki Hazine ve Maliye Bakanının aksi söylemine ve yerel seçim gündeminin sıkıştırmasına rağmen önümüzdeki günlerde yurttaşların sırtına binecek yeni zam haberleriyle uyanmaya devam edeceğiz."

Türk Telekom konusunda yaşanan gelişmelere dikkat çeken İpek, 2005 yılında Türk Telekom`un özelleştirilmesinde yüzde 55 hisseyi satın alan Oger Grubu`nun ödemeyi bizzat kurumun kendi hisselerini rehnederek aldığı kredilerle gerçekleştirdiğini kaydetti. "Yaklaşık 13 yıllık özelleştirme sürecinin sonunda gelinen noktada Oger Grubu aldığı kredileri ödeyememiş ve bugün Oger`in ödemediği borç için Türk bankaları Telekom`u devralmıştır" diyen İpek, işleri telekomünikasyon sektöründe faaliyet yürütmek olmayan bankaların TT`ye alıcı bulanamadığı için devralmak zorunda kaldıklarını vurguladı. TT gibi karlı bir kurumun 2016 yılında zarar açıkladığını anımsatan İpek, "Ülke ekonomisi, TT gibi devasa bir kurumdan sağladığı vergi gelirlerinden de mahrum kalmıştır. Yalnızca vergi geliri değil, dünyada ekonominin temeli haline gelmiş iletişim ve bilişim teknolojileri açısından da ülkemiz geriye gitmiştir" diye konuştu.

"Geleceği İpotek Altına Alan Projelerden Vazgeçilmeli"

2002`den beri tek başına iktidar olan AKP hükümetlerinin 16 yılda uyguladığı neoliberal politikalarla kamu kaynaklarının tasfiye edildiğini ve dışa bağımlılığın arttığını belirten İpek, şunları söyledi:

"İktidar,  gücünü pekiştirmek ve yerini sağlamlaştırmak için uluslararası ve ulusal sermayeye verdiği tavizlerle ülkemizi çıkmaz bir sokağa itmiştir. 1980`li yıllarla beraber başlayan ve küresel sermayenin hakimiyet araçlarından biri olan özelleştirme uygulamaları 24 Ocak 1980 Kararları ve 12 Eylül Askeri Darbesi`ni arkasına alarak hayata geçirilmiştir. Günümüze geldiğimizde kayda değer bütün kurumlar özelleştirilmiş ve serbestleştirme politikalarıyla da piyasa tamamen denetimsiz bir yapıya bürünmüştür. 2000`li yıllarla beraber dünya kamu kaynaklarının özelleştirilmesinden vazgeçerken Türkiye bu uygulamalara hız kesmeden devam etmiştir. Temel kurumlar özelleştirilmiş ve serbestleştirme politikalarıyla piyasa tamamen denetimsiz bir yapıya bürünmüştür. Bugün geç kalarak gördüğümüz bir gerçek var. Kriz dönemlerinin en büyük güvencesi olan kamu kaynakları tasfiye edilmiştir. Türk Telekom, elektrik dağıtım firmaları ve şeker fabrikaları gibi örneklere baktığımızda tekrar kamulaştırmanın değerlendirilmesi gerektiği ortadır. Nükleer santrallar, kanal projesi gibi ülkemizin geleceğini ipotek altına alan projelerden vazgeçilmelidir."

Bu ortamda bilim ve teknolojinin rehberliğinde, doğruları söylemekten ve yanlışları eleştirmekten vazgeçmeyen TMMOB, EMO ve diğer meslek odalarına yönelik baskı ve sindirme girişimlerinin dozunun da giderek yükseldiğine işaret eden İpek, buna rağmen TMMOB, bağlı odalar ve tüm demokratik güçlerle dayanışma içinde doğruları ve gerçekleri söylemeye devam edeceklerini kaydetti.

"ELECO Alanında En Kapsamlı Konferans"

ELECO Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Kuntman da, ilki 1999 yılında yapılan, 19 yıl boyunca 10 ulusal, 10 uluslararası boyutta düzenlenen ELECO konferansları ile ilgili bilgi aktardı. ELECO`nun, elektrik-elektronik ve biyomedikal mühendisliği alanında ülkemizde düzenlenen en kapsamlı konferans olduğunu anlatan Kuntman, "ELECO`2018 Konferansı`na 149 bildiri gönderilmiş, gelen bildiriler çeşitli üniversitelerimizden hakem olarak belirlenen 127 öğretim üyesi tarafından değerlendirilmiş, bu hakemlerimizin değerlendirmeleri sonunda 107 bildiri sözlü, 16 bildiri de poster sunuma kabul edilmiştir" bilgisini verdi.

Açılış konuşmalarının ardından konferans sunumlarına geçildi.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 414


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.