MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

 
HUKUKİ DESTEK
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

GÜNEŞ-DİL KİTABI YAZARLARIYLA SÖYLEŞİ DÜZENLENDİ



 
Eleştirel Bakışla Güneş-Dil Kuramı ve İlk Güneş-Dil Sözlüğü kitabının yazarları Kaan Arslanoğlu, İlknur Arslanoğlu ve Arif Yavuz Aksoy 9 Aralık 2018 Pazar günü EMO Lokali’nde söyleşi düzenlendi.
 

Söyleşinin açılışını EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Ömürhan Soysal yaptı. Soysal açılışta şöyle konuştu; "Öncelikle hoş geldiniz. Her ayın son Perşembe günü yaptığımız Lokal Söyleşilerimiz var. Her ay farklı farklı konularda gündemler üzerinden tartışmalar yürütüyoruz. Son olarak Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan Karakuş etkinliğe geldi. Yerel seçim öncesinde nasıl bir kent, yurttaşların talepleri neler olacak üzerinden tartışma yürütüldü. Özgür söyleşiyle ilgili olarak bu öneriyi getirdiğinde ‘acaba lokal söyleşisi mi yapalım` tartışması yaptık. Fakat Kaan Bey başta olmak üzere konuşmacıların bugün Ankara`da olduklarını öğrendik ve yapmaya karar verdik. Keyifli bir söyleşi olacağını tahmin ediyorum. Oda`nın mekanların böylesi söyleşiler için kullanılması bizim için onur verici. EMO dışardan bakıldığında mühendisler toplumdan izole, yaşamın gerçeklerinden izole gibi algılanır. Ama öyle bir gerçeklik yok. Aynı hayatı, aynı sosyolojiyi, aynı toplumsal koşulları yaşıyorsak ortaklaştığımız pek çok konu vardır. Mühendisler de bunun aslı bileşenidir. Sadece teknik değil aynı zamanda insanız. Böylesi etkinlikleri önemsiyoruz. Davetimizi kabul ettiğiniz için yeniden teşekkür ediyorum.

Ömürhan Soysal`ın açılış konuşmasının ardından ilk olarak kitabın yazarlarından Kaan Arslanoğlu söz aldı. Kaan Arslanoğlu şöyle konuştu; "Geldiğiniz için çok teşekkürler. Bu toplantıyı aslında Özgür Coşar arkadaşımız düzenledi. Ben de yılda iki üç bu tür toplantılara katılıyorum onlardan bir tanesi bu oldu. Özgür Coşar`la 15 yıldır internette haberleşiyoruz. Okur yazar ilişkisini sürdürüyoruz ve ilk kez yüz yüze geliyoruz. Toplantıyı düzenlerken ‘bütün kitaplarım üzerine mi` söyleşi olsun diye düşündük yoksa bir kitap üzerine mi yoğunlaşalım. Ben bir kitap üzerine yoğunlaşılmasını istedim. Kitaptan başlayalım. Kitabın amacı ne? Kitabın amacı; Güneş Dil Teorisi`ni incelerken bunun sözlüğünü oluştururken amacımız merak duygusuydu. İnsanın doğal bir güdüsü diyelim. İyi midir kötü müdür onun tartışmasına girmeyeceğiz. Merak duygusuyla insanlar kıtalar geçmişler, büyük göçler yapmışlar. Bilime, sanata dalmışlar. Merak duygusuyla yeni bilgilere yeni coğrafyalara ulaşmışlar. Bizde her konuda yüzeysel algı var. Diyelim Güneş Dil kitabını çıkartıyorsunuz. Hemen şu yargılara gidiliyor ‘Sizin amacınız Atatürk`ü öne çıkartmak mı? Siz milliyetçi mi oldunuz? İdeolojik yönünüz nedir?` tarzında kitap hakkında onu okumadan, referanslarına bakmadan hatta tanıtımlarına bile bakmadan çeşitli yargılarda bulunma yoluna gidiliyor. Bu kitabı çıkartırken ki esas amacımız gerçeğe ulaşma ve merak duygusuydu. Bu insanın tarihinde ve biliminde çok karşımıza çıkan bir şey. Darwin evrim teorisini geliştirirken kiliseyi zor durumda bırakmak için ortaya çıkmamış. Türler nasıl oluşuyor, insan nasıl oluşuyor kaygısıyla Evrim Teorisi`ne çalışmış. Fizikte bile sonuçta politik bir yan var. Politik fizik diye bile kitap yazılmış. Her konunun siyaseti ve ideolojisi var ama bizim esas olarak amacımız bu ideolojilerden bağımsız gerçeğe ulaşmaktı. Elimizde 1908 Londra basımı Berç Keresteciyan`ın orijinal bir eseri var. Fransızca basmış.  Berç Keresteciyan üst bürokrat Ermenidir kendisi. Türkçe ile batı dilleri arasında ortak sözcükleri bulmak ve bu geçişleri ortaya koyup sözlüğü ortaya çıkartmak amacıyla bu kitabı yazmış. Türkçe nedir batı dilleriyle nasıl ilişkiye girmiş nasıl ortak sözcükler oluşturmuştur? Bu kitaptaki sözcüklerden 4`te 1`ine yakını biz de sözlüğe almışız. O zamandan bu yana tartışılan bir şey. 1935 baskılı bir kitap daha var elimizde.  Cumhuriyet tarihinde basılmış. Yazarı İsmail Hami Danişmend, Türklerle Hint Avrupalıların Menşei Birliği. Bunun sözlüğü. Pek çok sözlüğü ele alıyor. Daha Güneş Dil Teorisi ortaya atılmamış. Türk diliyle Hint-Avrupa dillerinin ortaklığına bulmaya çalışmış. Bunda siyasi bir kaygı var. Kelimeleri ortaya koymuş kökenlerini ve ortakların inceleyen bilimsel bir belgedir. Bu kitabı ideoloji siyasetten bağımsız olarak dil kaygısı ile dilimizi öğrenmek, öbür dillerle ortaklığını öğrenmek için merak duygusuyla harekete geçtik. Bizim ideolojimiz yok mu? Biz sosyalist dünya görüşündeki insanlarız. Bu kitabı Sosyalistler de milliyetçiler de kullanabilir tartışabilir. Benim kişisel dünya görüşüm ne? Evrimci açıdan insana bakmak. Daha önce sosyo biyoloji açısından yaklaşıyordum. Daha sonra giderek evrimci açıdan insanın yapısı nedir tarihi nedir bunu ortaya sermeye çalıştım. Sonuçta fizik teorisi ortaya atıldığında ya da fizik formülü ortaya katıldığında kimse şunu demiyor ‘sen bu fizik formülünü bulmuşsun ama ırkçılığa mı adım atıyorsun? Atatürkçü görüşe yaklaşmışsın bravo Kaan Atatürkçü mü oldun denir? Çok kolaycı biçimde kendi kafasındaki ideolojik yargıyla ya küfrediyor ya alkışlıyor. Ama asla kitabın giriş kısmını bile okumuyor. Amaçlardan bir tanesi sadece dil değil dilin çok eski tarihini anlamakla insanın düşünce tarihini, dil mi önde düşünce mi önde dil mi düşünceyi yarattı düşünce mi dili yarattı birtakım dinamikleri de anlama olanağı yaratıyorsunuz. Bunu kavradığınız zaman insanın düşünce kodlarını çözmeye doğur adımlar atıyorsunuz. "

Kaan Arslanoğlu`ndan sonra söz alan kitabın diğer yazarı İlknur Arslanoğlu şöyle konuştu; " Katılım sayısı hakikatten benim için önemli değil. Tıp doktoruyum kendi etkinliklerimizde de böyle oluyor. Katılım sorunu gittikçe çağımız insanın sorunu olacak. Tıp doktoruyum dedim, dille ne ilgim var? Bu konu nasıl başladı? Diller teorisi bu konuda ne çalışmalar yapılmış inanın bir kısmını kitabımızın birinci baskısı çıktıktan sonra okudum. Dil nedir? Dil nasıl oluşuyor? Dil son halini nasıl alıyor? Ben kendimi bildim bileli gördüğüm her metni okumaya çalışan bir insandım. Bu kitabın bir teorisyeni değilim belki esin kaynağıyım diyebilirim. Kaan`la aramızdaki on yıllardır olan beyin fırtınaları sohbetleri düşünce alışverişleri, daha önce benim tarafımdan tetikleniyordu. Ben endokrin uzmanıyım. Hormon hastalıkları bilimi. Tıpta çok fazla yabancı terminoloji kullanılıyor. Bazıları Türkçeleştirilse. Benim en çok beğendiğim bilgisayar alemi. Güzel Türkçeleştirmeler yapıyorlar. Bizde Latince, Fransızca, İngilizce terimler kullanılır. Bana kendi derneğim Çocuk Endokrin Derneği bir görev verdi. Bir konferansta sunum yapmamı istediler. Türkçe dil sorunu tıpta endokrinde terim sorunu. Orada bile hazıra kondum. Prof. Olcay Neyzi vardır çok değerli hocamız. O da bana bir kitap verdi. Luis adlı birinin Türk dili üzerine bir kitap. Oradan çok yararlandım. Onun bir bölümü vardı ki Güneş Dil Teorisi`ne atıfta bulunuyordu. Yazar orada Atatürk`ün yaptığı çabalarla dalga geçmişti. Ben orada Atatürk`ün söylediklerine ikna oldum. Bizler Güneş Dil Teorisi`ni doğru diye lanse eden insanlar değiliz. Bu kitap da öyle değil. Ama dalga geçilecek bir kuram olmadığını söyledim. En sevdiğim örnek elektrik-yaltırık`tır.  Bizim ilk başta yaptıklarımız İngilizce ile bizim kullandığımız sözcükler arasında bağlantıyı incelemekti. Hint-Avrupa diğer dil kuramının çürütülebilir bir kuram olduğunu ortaya koymak için özellikle Kaan titiz çalışmalar yaptılar. Arapça ile İngilizce arasında, Farsça ile İngilizce arasındaki geçişler çok önemli değil. Türkçe olan sözcüklerin izini sürüp batı dillerine geçişleri inceledik. Kitap çıktı."

Söyleşide son olarak kitabın yazarlarından Arif Yavuz Aksoy söz aldı. Aksoy şöyle konuştu; "Ben de tıp doktoruyum. Kaan Arslanoğlu ve İlknur Arslanoğlu`dan farklı olarak sosyalist değilim solcu değilim. Hayatımın hiçbir alanında öyle bir itki olmadı. Benim kusurum olabilir. Ben bu kitaba 2 noktadan katkı sağlamış olabilirim. Bu kitabın yazılmasından önce daha çok aşık atışması modeli vardı. Birisi yazı yazıyordu altta bir karşı yazı çıkıyordu. Yazı yazarken bazı teknik detaylar gözüme battı onlar üzerine yoğunlaştım. Kitapta vokabuler hazırlanırken ben çok itirazda bulundum. Kitapta şerh konulmuş şeylerin hepsi bizim tartışmalarımızda geçen şeylerdir. Bunu yazıya döktük. Kitap hazırlanmaya başlandığı zaman liberal etnikçi tayfanın kızacağını düşünüyordum. Bu kitaba en büyük itiraz iki yerden geldi. Bir Candan Badem`den geldi. Bir de kendilerini çok Türkçü diye tanımlayan kesim var. Antalya`da bir kişi tarafından yönetilen grup, şiddetle reaksiyon gösterdiler. Bunlara Anagramcı grup diyorum. Anagramcılık şu demek; bir kelimenin içindeki bütün harfleri ‘ünsüzleri` alıp o harflerden başka kelimeler türetmeye Anagramcılık deniliyor. Bu arkadaşların şöyle bir iddiası var, 20-25 bin yıl önce bir medeniyet gelmiş onlar Türklermiş. 500 yıl önce Cizvit papazları ana dili Türkçe olan kelimeleri Anagramcılık yöntemi ile batı dillerine aktarmışlar. İler tutar yanları olmayan resmen deli saçması. İngilizce ve Almanca`da türetilme kuralları çok nettir. Hiç iler tutar yanı yok. Bu grup çok şiddetli saldırıya geçti. Sonra Candan Badem bize sataştı diyelim. Biz nostratik dil, ana dil kök dil, insanoğlunun en eski dil demektir. Kelime dağarcığının oradan çıktığı iddia edilir. Biz eleştirel bakışla Güneş Dil Kuramı`na bakıyoruz diye başlık atmışız. Teknik çözümlemelerimize kendince gerekçeler koymuş. Türk tarih tezine karşıyım. Mustafa Kemal büyük deha ama yanındaki adamları toplasanız Mustafa Kemal`in onda biri etmez. Bir ulus yaratma çabası var. Türk Tarih tezine sıcak bakmam. Öz Türkçeciliğe şiddetle karşı çıkan biriyim. Öz Türkçeyi reddediyorum. Türkçe`de kullandığımız kelimelerin hiçbir öz Türkçe diye adlandırılamaz uydurukça. Asıl sorunlu olan yapının her şey Türk`ten başladığı değil de Hint-Avrupa modeli olduğunu düşünüyorum.

Yunanca Hint-Avrupa modeline uygundur Arnavutça Hint-Avrupa modeline uygundur diyorlar. Almanca İngilizce arasında bile fiillerin bile cümlenin içindeki yerleşimleri çok farklı. İnsanoğlunun dilini kullanırken ki düşünme kodları ile yakından alakalı. Bizim buradaki iddiamız kelime dağarcığı kökü. Bununla ilgili ciddi veriye sahip olduğumuzu düşünüyorum. Hint Avrupa modeli Gürcüleri almıyor. Onlar Altay dili diyorlar. Irksal olarak ne diyorlar? Beyaz adam. Onlar hem beyaz adam hem dilleri sizden değil! Garip bir nokta. Gürcülerin sayma sayıları renk adları Hint Avrupa dilleri ile kök gösterilebilir. Hemen güneylerindeki Ermenilerin dillerindeki vokabüler ortaklık ile Gürcülerin dillerindeki vokabüler ortaklık birbirinden farklı değil. Politik gerçeklerle Ermeniler Avrupalı addedilmek istenmiş öyle alınmış. Güneş Dil teorisine şöyle bakıyorum; aslında boş atılmış kesinlikle dolu tutturulmuş. Hiçbir temele dayanarak dünya dillerinin hepsi Türkçe`den gelmiştir diye atmışlar fakat bu dolu tutmuş. Benim için çok net söyleyebilirim; muhtemelen bugünkü Kafkasya hatta Hazar Denizi`nin güneyi Mezopotamya dikine eliptik coğrafyada büyükçe medeniyle oluşturan halk oluştu. Bu halkların kullandığı vokabüler, İstanbul Boğazı oluştuktan sonra onlar pek çok yer yayıldıkça onların dilleri teknolojik olarak alt grupta olan insanlara dayatıldı. Farklı coğrafyadaki insanların farklı genetik özelliklerinden dolayı seslendirmeler değiştiği için bunları tanıyamıyoruz.

İbranice`de ş sesiyle karşılanan seslerin çoğu Arapça`da vardır ikisi de Sami dilidir. Tevrat`da da vardır. Bir yerlere gider İsrailoğulları adamlara söyletirler peltekliğe göre ‘bizden değildir` diye öldürülürler. Kiril alfabesinde b diye yazılan şey v diye okunur. Latin alfabesinde v diye yazdığınız harfi b diye okumak zorundasınız. İspanyolcada ş diye bir ses yok. İspanyollar ‘ship` gemiyi doğru dürüst telaffuz edemiyorlar. İspanyol için ş`yi okumak bir kabus. Bu kelimelerin akın göç istila gibi zamanlarda yoğunca takas edildiği süreç içinde dönüştükleri kanaatindeyim. Bu kök bir miktarı buluşturabilirsek özellikle yazılım teknolojisi için yapay zeka için temel olabileceğini düşünüyorum."

Söyleşi katılımcıların sorularının yazarlar tarafından yanıtlanması ile sona erdi.



“SANAL ÇALIŞANLAR GELİYOR” RPA: ROBOTİK SÜREÇ OTOMASYONU BAŞLIKLI WEBINAR DÜZENLENDİ

21.07.2023
 


Çok Okunanlar


8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR

Okunma Sayısı: 742


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.