· ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2023.4

Tüm Sayılar

YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
`Neden sinyalizasyonun devrede olmaması` Ankara`da meydana gelen yüksek hızlı tren kazasına basın toplantısı düzenleyen TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korumaz ve BTS Başkanı Hasan Bektaş kazaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bektaş, facianın demiryolu hattında bulunması gereken sinyalizasyon sistemlerinin hazır durumda bulunmamasından kaynaklandığını göstermektedir.` ifadelerini kullandı.
 

Konya‘ya giderken Marşandiz durağında Yüksek Hızlı Tren kazasına ilişkin TMMOB ve BTS yöneticileri çeşitli açıklamalarda bulundular. Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Başkanı Hasan Bektaş, "Olay yerinden ilk gözlemlerinin ve kazanın yaşandığı hatla ilgili bilgilerimiz, facianın demiryolu hattında bulunması gereken sinyalizasyon sistemlerinin hazır durumda bulunmamasından kaynaklandığını göstermektedir. Söz konusu sinyalizasyonun devrede olmaması, hatlar üzerindeki trafiğin manuel haberleşme yoluyla yönlendirilmesini zorunlu kılması faciaya davetiye çıkarmıştır." diye konuştu.

ALT YAPI SORUNU

Asıl sorunun alt yapı sorunu olduğunu aktaran Bektaş. şunları söyledi: "Bir kez daha altını çizmek isteriz ki buradaki temel sorun insan hatası değildir, sorun insan hatalarını bertaraf edecek ve tren işletilmeye alınmadan önce tamamlanması zorunlu altyapı sistemleri hazır olmadan hızlı trenin çalışılmasına göz yuman anlayış sorunudur. Bunun sorumlusu da 16 yıldır ülkeyi idare eden AKP, bu anlayışın sahibidir. Bu anlayış "hızlandırılmış tren şovu" uğruna Pamukova‘da 41 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu anlayış gerekli bakım ve altyapı çalışmalarını yapmadığı için Çorlu‘da 24 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu anlayış bugün de Ankara‘da sinyalizasyon sistemleri devrede olmadığı halde Yüksek Hızlı Tren çalıştırıldığı için 9 yurttaşımızın hayatını kaybetmesine neden olmuştur." Bektaş, "Çorlu‘da yaşanan ve hepimizin yüreğindeki acısı hala tazeliğini koruyan tren faciasının 5 ay sonrasında yeni bir faciayla yüz yüze gelmek, bu olayların ‘kazayla‘, ‘dikkatsizlikle‘ ya da ihmalle açıklanmayacak sistematik nedenleri olduğunu açıkça gösteriyor" diye konuştu.

HAT SİYASİ ŞOV UĞRUNA AÇILDI

Hızlı tren hattı açılmadan önce Ulaştırma Bakanlığını defalarca uyardıklarını belirten Bektaş, "Sinyalizasyon sistemi olmadan hattın açılmaması gerekiyordu. Hat siyasi şov uğruna eksikleri ile açıldı. 12 Nisandan beri biz bu kazayı bekliyorduk. Burada bir insan hatası olsa bile sinyalizasyon sistemi bu kazayı engelleyebilirdi" şeklinde konuştu. Bektaş kazayla ilgili gözaltına alınan 3 kişiyle ilgili olarak, "Gözaltına alınan meslektaşlarımızın suçlu olduğunu düşünmüyoruz. Suçu 3 arkadaşımıza yıkmak istiyorlar. Eğer görevden alınacak biri varsa o Ulaştırma Bakanı‘dır." dedi. Sinyalizasyon sisteminin devreye girmeden hattın açıldığını ifade eden TMMOB Yönetim Kumlu Başkanı Emin Koramaz ise, "Devletin yaptığı işleri bile özel sektör denetliyor. Böylesine bir bakış açısı ile bu tür kazaların önlenmesi mümkün değil. Kazanın oluş şekline bakarsak aynı hatta iki tane tren var. Buradaki temel sorun insan hatasını giderecek sinyalizasyon sisteminin devreye alınmadan hattın açılmasıdır" açıklamalarında bulundu. Kazanın asıl nedeninin siyasi olduğunu belirten Koramaz, "İhmali bulunanların yargı önüne çıkarılacağı söylendi ancak bu kazanın sebebi siyasidir. Kazaya hattın eksiklikleri ile açılmasına izin verenler neden olmuştur. Türkiye‘de bu rant anlayışı, özelleştirme politikaları devam ettiği sürece iş cinayetleri, trafik cinayetleri sürmeye devam edecektir. Bu nedenle ülkeyi yönetenlerin halka açıklama yapma sorumluluğu vardır." dedi.

 BAKAN DAHİL TCDD YÖNETİMİ İSTİFA ETMELİ

 Kazaya ilişkin açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Ulaştırma bakanı dahil olmak üzere TCDD yönetim kadroları bütünüyle istifa etmeli" diyerek tepkilerini dile getirdi. Candan, "2002‘de Temelli, 22 Temmuz 2004,11 Ağustos 2004 Kocaeli/Tavşancıl, 27 Ocak 2008‘de Pamukkale Ekspresi, 19 Şubat 2008‘de Ankara Sincan, 23 Şubat 2008‘de Sivas‘ın Şarkışla, 17 Mayıs 2009‘da Sivas‘ta, 27 Ağustos 2009‘da Bilecik, 3 Ocak 2010‘da iki Eskişehir, 8 Temmuz 2018 Çorlu‘da yaşanan kazalar ve yaşamlarını yitiren, yaralanan yurttaşlarımızın sorumluluğunu alamayan bir yönetim mevcut" diye konuştu. Candan, "Bilimsel ulaşım ilkelerine aykırı olarak, çağdaş yaklaşımlar hiçe sayılarak motorlu taşıtlara öncelik veren, bilim ve tekniği, kenti ve kentliyi göz ardı eden kentsel ulaşım projeleri, tüm kentlerimizde olduğu gibi Ankara için de yüksek düzeylerde risk ve maliyet getiriyor. Giderek sürdürülebilir bir yapıdan uzaklaşan ulaşım politikaları sürdürülürken, diğer yandan yaşanan tren kazalarından ders çıkarılmadığını görüyoruz. Daha çok ve ölümcül nitelikte kaza yaratan yol genişletmeleri ve katlı kavşaklarla kent içi ulaşımım bir plan yapma gibi görenlerin aklının hep aynı yerden çalıştığını görüyoruz. Yayalan yok say arken, Ankara katlı kavşağı çok ama meydanı olmayan bir kent haline getiriyor. Ankara‘da meydana gelen yüksek hızlı tren kazasına basın toplantısı düzenleyen TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve BTS (Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası", Başkanı Hasan Bektaş kazaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bektaş, facianın demiryolu hattında bulunması gereken sinyalizasyon sistemlerinin hazır durumda bulunmamasından kaynaklandığını göstermektedir." dedi. Şaklan ve tünelleri ile değil, meydanları ve yaya alanları yani insan için tasarlanmış mekânları ile öne çıkmalı. Kentler arası ulaşım politikalarında güçlü tekniği olan hiç bir ayrıntısı ihmale gelmeyen teknolojilerle sürdürülmesi gerekir. 2016 yılı Temmuz ayında Başkentray ismini verdikleri hızlı tren hattının ihalesi yapan iktidarın, ihale süreci 24 ay iken 16‘ıncı ayında geçici kabul ile sinyalizasyon sistemi bitmeden işletmeye açılmış olması çok düşündürücüdür ve sorgulanması gerekir. Ulaştırma bakanı ve TCDD Genel Müdürü derhal istifa etmelidir."

POLİTİKA YANLIŞLIĞI

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener ise yaptığı açıklamada, "Ankara‘daki ‘kaza‘ yüksek hızlı trenlere dair benimsenen imaj politikasının yanlışlığını göstermektedir." dedi. Yener, ilk belirlemelere değinerek, şuhyanı söyledi: "Ankara-Sincan arasındaki YHT hattında, hatlardaki trafiği yönlendiren sinyalizasyon eksikliği bulunmaktadır. Hattın durumu ile ilgili olan görevliler bu ciddi eksikliği ilkel bir yöntemle yani birbirleriyle telsiz/telefon görüşmesi yoluyla kapatmaya çalışmaktadırlar. Edindiğimiz ilk bilgiler de göstermektedir ki bu kaza, 22 Temmuz 2004 tarihinde 41 yurttaşımızın ölümüne 81 yurttaşımızın yaralanmasına yol açan Pamukova kazası gibi YHT‘ye ilişkin izlenen imaj politikasının bir sonucudur. Gerek bu durum gerekse bu yıl 8 Temmuz‘da Tekirdağ-Çorlu‘da yaşanan "kaza‘nın da gösterdiği üzere izlenen demiryolu politikaları oldukça sorunludur

KILAVUZ TREN

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ömürhan Soysal, ise ilgili yaptığı açıklamada, "Eskişehir, Konya ve İstanbul olmak üzere üç yönde ve aksi yönde çok yoğun seferler. Bu seferler bittikten sonra o hat üzerinde bir sonraki güne seferleri hazırlayan kılavuz trenler vardır ve ertesi günün seferlerini düzenlemek için hatları kontrol ederler. İlk sefer başlamadan önce de o hattan çıkarlar. Bugünkü kazada kılavuz trenin çıkmadığı gözüküyor, dolayısıyla bir sinyalizasyon hatasına dair ipuçları barındırıyor." diye konuştu. Soysal, sinyalizasyon sistemine dikkat çekerek, "Ama sinyalizasyon sistemi çalışmamış mıdır? Arızalı mıdır? Bunu araştırmalar sonucu söyleyebiliriz. İlk bulgularda heyetlerin hala oraya giremediği söyleniyor çünkü savcılık işlemleri bitmedi. O bitmeden teknik işlemler de başlayamıyor. Sinyalizasyon sistemi ile ilgili şunu söyleyeyim: 2013 yılında basında da büyük puntolu haberlerle ‘TCDD‘nin ulusal demiryolları sinyalizasyon sistemi devreye giriyor‘ diye haberler okuduk ama başka bilgi alamadık. Adapazarı‘nda test yapıldı ama daha sonra bütün hatlara yayıldı mı, bilmiyoruz. Somut nedenler çıkmadan bir şey diyemeyiz" değerlendirmesinde bulundu. Soysal, çözümün bilime ve mühendisliğe kaynak ayırmaktan geçtiğini ifade etti. ve facialara davetiye çıkarır niteliktedir." Yener, "Toplu ölümlere de yol açan "kazaların" çoğu, bilim insanları, uzman meslektaşlarımız ve bilirkişi raporlarının da gösterdiği üzere mühendislik bilimlerinin gereklerinin yerine getirilmemesi, teknik ve altyapı eksikleri. zemin etüdü çalışmalarının yapılmayışı, bakım-onanm, yenileme çalışmalarının yetersizliği, personel yapısındaki nitelik düşüşü ve sayısal azalma nedeniyle yaşanmaktadır." açıklamalarında bulundu.

"SİSTEM BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLANMADAN HAT AÇILAMAZ"

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe de kazayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Uzun bir süredir ülkemizde liyakat sisteminin ortadan kalktığı, bilimin, mühendisliğin ve tekniğin önemli ölçü de ihmal edildiği bilinmektedir. Ne yazık ki bu ihmal ve sorumsuzluğun acı sonuçlanın hep birlikte sıcak bir şekilde yaşıyoruz." dedi. Gökçe bilimin ve mühendisliğin son yıllarda yok sayıldığına vurgu yaparak, şunları aktardı: "Bilinen bir kural vardır. Hızlı Demiryolu Hatlarıda sistem bütünlüğü sağlanmamışsa o hat işletmeye açılmaz, açılmamalıdır. Ne yazık ki son yıllarda hızlı yapmak ve işletmeye açmak adına bilim ve mühendislik yok sayılmaktadır. Bu nedenle can ve mal güvenliği büyük ölçüde ihmal edilmekte, ortaya çıkan olayın kendisi değil, sonuçlan üzerinden hüküm verilmektedir. Bir kez daha uyarıyoruz; bilimi, tekniği ve mühendisliği yok sayarak sağlıklı sonuçlara ulaşmak mümkün değildir."

Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök, Başkent‘te 2 gün önce yaşanan yüksek hızlı tren kazasıyla ilgili "olarak yaptığı açıklamada, "Karlı ve soğuk bir Ankara sabahına uyandığımız ilk dakikalarda elim bu tren kazasına şahit olmanın burukluğunu yaşarken, kazada 9 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 86 vatandaşımızın da yaralandığı haberleri üzüntümüzü daha da artırmıştır. Temennimiz kayıp sayısının artmaması yönündedir." dedi. Gök, "Adına dalgınlık, ihmal, uykusuzluk her denilirse denilsin şu bir acı gerçek ki Cumhuriyet tarihimizde teröre verdiğimiz şehit sayısından neredeyse daha fazlasını iş kazalarına kurban vermiş bulunmaktayız. Öyle görülüyor ki bu tür kazalar ne bir ilk ne de bir son olacaktır." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık bu tür kazalardan ders çıkartılarak başta taşeronlaşma olmak üzere günde 12 saati geçen uzun çalışma süreleri, ağır ve aşın çalışma, yoğun çalışma, iş baskısı, geçici işlerde çalışma, iş stresi, düşük ücret, ücretsiz fazla mesai, performans sistemi gibi çalışma koşullarının işçilerin yaşamını ve çalışma ortamını tehdit unsuru olmaktan çıkartmanın zamanı gelmiştir."