MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

SONSUZ VE TEMİZ ENERJİ, (CUMHURİYET 18.06.2002)


YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
SERDAR KıZıK

IZMIR-Kaynağı yerli, bedava, bol ve sonsuz olan rüzgâr enerjisi; petrol, kömür, doğalgaz gibi tükenecek olan fosil yakıtlar ve uranyumun aksine, birkaç ülkenin tekelinde değil. Dünyanın teknik rüzgâr potansiyeli 2020 elektrik gereksiniminin 2 katından (53000 Teravatsaat/yıl) daha çok.
 

Endonezya'nın Bali kentinde 27 Mayıs'ta başlayan Sürdürülebilir Gelişme Dünya Zirvesi Rio+ 10'un Dördüncü Hazırlık Komite Toplantısı'nda, Ülkeler Arası Enerji Temas Grubu üzerine hazırlanan rapor, yeryüzünün en kirleticilerini birkez daha ortaya koydu. AB, 2010 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının küresel payının yüzde 15 olması önerisini getirdi. Bu, 2000 yılı temel alınarak endüstrileşmiş ülkelerde yenilenebilirlerin payında en az yüzde 2 büyüklüğünde bir artışı içeren ulusal hedeflerin gerçekleştirilmesiyle sağlanabilecekti. Ancak başta ABD olmak üzere Avustralya, Suudi Arabistan ve Çin bu öneriye karşı çıktı.

Greenpeace ve Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği, Bali'deki Zirvenin 4. hazırlık toplantısında, ''Rüzgâr Enerjisi - Yüzde 12'' adlı bir rapor yayımladı. Bir analiz ya da tahmin değil, bir fizibilite çalışması olan bu rapor, rüzgâr alanında uzmanlaşmış bağımsız bir Danimarkalı danışmanlık kuruluşu olan BTM Consult tarafından hazırlandı. Rapor yeryüzünün bugün yaşadığı gerçeklerin yanı sıra rüzgâr enerjisi anlamında geleceğe dönük umut verici gelişmeleri de yansıttı. Rapora göre 2020 yılında dünyanın kullandığı enerjinin yüzde 12'sinin rüzgârdan sağlanması hedefleniyor.

Rüzgâr endüstrisi, ortalama yüzde 40 büyüme hızıyla dünyanın en hızlı büyüyen enerji kaynağı oldu ve yılda 5 milyar doları aşan bir kapasiteye ulaştı. Alman Rüzgâr Enerjisi Birliği'nin analizine göre, Almanya'da ticari olarak devreye girdiği ilk on yılında, nükleer enerjinin ilk on yılında ürettiğinden daha fazla elektrik sağladı.

Bugün dünyada yaklaşık 35 milyon insan rüzgâr elektriği kullanıyor. 2001 yılında dünyada gerçekleştirilen 6 bin 800 megavatlık (MW) bir yatırımın ardından rüzgâr çiftliklerinin toplam kurulu gücü, 2002 başında 25 bin MW'a ulaştı. Son üç yılda dünyada, nükleer enerjiden daha çok rüzgâr kapasitesi devreye girdi.

70 bin insana iş olanağı

Rüzgâr endüstrisi dünyada 70 bin insana iş olanağı yarattı. Bu, yatırılan her dolar başına nükleer enerji ve fosil yakıt santrallarına göre daha fazla istihdam anlamı taşıyor. 2020 yılında dünya elektriğinin yüzde 12'sinin rüzgârdan üretilmesi halinde, o yıla kadar toplam 1.475 milyon iş olanağı yaratılması söz konusu.

Dünyada 20 yıl önce 25 kilovat gücünde rüzgâr jeneratörleri kullanılırken, bugün piyasadaki büyük türbinler, 2.5 MW (2 bin 500 kilovat) gücünde. Almanya'da bu yıl 4.5 megavatlık bir prototip türbin kuruluyor. Güç arttıkça, gerekli türbin sayısı azalıyor. Bir kilovat saat rüzgâr elektriğinin maliyeti 20 yıl öncesi fiyatının beşte birine düştü.

Kaynağı yerli, bedava, bol ve sonsuz bu enerji; petrol, kömür, doğalgaz gibi tükenecek olan fosil yakıtlar ve uranyumun aksine, birkaç ülkenin tekelinde değil. Dünyanın rüzgâr potansiyeli 2020 elektrik gereksiniminin 2 katından (53000 Teravatsaat/yıl) daha çok.

* Enerjinin kesintili olması kullanımına engel oluşturmuyor. Avrupa'da 2020 yılına kadar tüm elektriğin yüzde 20'sinin bu kaynaktan elde edilmesi olanaklı. Danimarka'nın batı kesimlerinde, rüzgârlı kış gecelerinde yüzde 50'ye varan yüksek rüzgâr elektriği kullanım oranlarına ulaşılabiliyor.

* Çevre ve insan sağlığını feda etmeden elektrik sağlanabiliyor. Kirletici fosil yakıtlarda olduğu gibi, kükürt dioksit, azot oksit gibi zehirli gazların, cıva gibi tehlikeli ağır metallerin ve iklim felaketlerine yol açan karbondioksitin çevreye yayılmasına yol açmıyor; nükleer enerjide olduğu gibi radyoaktif atık ve radyasyon tehdidi içermiyor. Çevresel maliyeti düşük olan yatırımlarıyla, insanı ve doğayı mahvetmeden bol miktarlarda elektrik üretebiliyor.

Üretilen 1000 MWs elektrik başına 600 ton CO2 çıkmasını engelliyor. Bu nedenle ülkelerin Kyoto İklim Sözleşmesi yükümlülüklerini yerine getirmesi için güçlü bir olanak sunuyor. Kuruldukları alanın yalnızca yüzde 10'unu kullanan türbinlerin altında tarım, hayvancılık gibi etkinliklere olanak sağlıyor. Bu yanıyla diğer enerji santrallarına göre önemli bir ayrıcalık oluşturuyor.

Bugün Türkiye, OECD ülkeleri arasında elektrik enerji fiyatları en pahalı ülke. Neden?

Bir kere enerji konusuna kamusal bakış açısı terkedildi. İkincisi bu çerçevede gerçekçi bir üretim planlaması yapılmadı. Sanayi kuruluşları küçük, güçsüz, verimsiz ve pahalı santrallar kurmaya yönlendirildi.

Bugün planlanan doğalgaz santrallarının sistem içindeki payı yüzde 40'lara uzanıyor. Bu durum, doğalgaz sağlanan ve boru hatlarının sınırları içinden geçecek ülkelerin Türkiye'ye karşı olan politik tutumları dikkatte alındığında, önemli bir riski de beraberinde oluşturuyor.

Yatırım yetersizliği nedeniyle kayıplar, OECD ülkelerinde yüzde 7 ve dünya ortalamasında yüzde 9'ken Türkiye'de yüzde 18'lere çıktı. Oysa altyapıya yatırım yaparak yılda 10 milyar Kwh tasarruf sağlamak mümkündü.

Türkiye'nin ithal kaynaklara ödediği döviz miktarı yaklaşık 4.5 milyar dolar. 2010 yılı için yapılan tahminlerde enerjide dışa bağımlılık oranının yüzde 62'lere çıkacağı ve maliyetin 20 milyar dolar civarında olacağı öngörülüyor. Diğer bir deyişle Türkiye yıllık toplam ihracatının yaklaşık yüzde 25'ini enerji ithali için harcıyor.

Enerji savurganı Türkiye, bir yandan enerji bunalımı yaşarken diğer yandan da Avrupa'nın en kirletici kaynakları arasında ilk ona giren termik santrallara sahip. Enerji üretiminin büyük bölümünü, fosil yakıtlara dayandırıyor. Türkiye'de enerji üretiminde kömürün payı yüzde 45.4 iken, odunun payı yüzde 20.4, petrolün payı yüzde 13.6, hidrolik kaynaklar yüzde 12.9, hayvan ve bitki atıkları yüzde 6, doğalgaz, jeotermal ve güneş enerjisi kaynaklarının payı ise yüzde 1.7.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

TELE 1- SABAH PUSULASI

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 1349


Tüm Yazılı Basında Odamız

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.