MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

KAÇAK ELEKTRİK DEDEKTİFİNİN ACI SONU (HURRİYET, 17.02.2003)


YAZILI BASINDA ODAMIZ

 
Geçtiğimiz Ekim ayının ortasında Urfa'da, Hasan Balıkçı adında genç bir elektrik mühendisi öldürüldü. Öldürülmesi cılız bir yankı yaptı, o kadar. Oysa bu cinayetin ardında yatan sebepler, iki çocuk babası Balıkçı'yı katledecek kadar birilerinin gözünü döndürmüştü.
 

Balıkçı, enerji sektöründeki büyük yolsuzlukları ortaya çıkaran Beyaz Enerji Operasyonu'nun Mersin ayağında, araştırmalarıyla pek çok kişinin görevden alınmasına neden olmuş, Adana ve Urfa'da kaçak elektrik kullanımına karşı mücadelesiyle TEDAŞ camiasında tanınır hale gelmişti. 2001'de Adana'da yıllık 1.4 trilyon lira olan elektrik tahsilatını 2002'de sıkı kontrolleri sayesinde 3 trilyona çıkarmıştı. Yıllardır sendikacılık yapıyordu ve sosyal hayatında çok aktifti. Ama bir o kadar da pervasız. "Bizimle uğraşma, canınla ödersin" tehditlerine, "o kadar ileri gidemezler" diyerek kulak asmıyordu. Halbuki Türkiye'de trilyonluk çıkarlara çomak sokmanın bedelini tahmin etmeliydi. Neyseki, katilleri yakalandı ve şu anda cezaevinde. Ama azmettirenler hálá firarda.

Hasan Balıkçı (40), aynı zamanda memleketi de olan Adana'da kaçak elektrik kullanımına karşı büyük bir mücadele veriyordu. TEDAŞ'ta hemen hemen tüm servislerde çalıştı. Proje servisinde görevliyken usülsüzlük gördüğü projeleri onaylamıyor ve her seferinde başı üstleriyle derde giriyordu. Memuruna söz geçiremeyen amirler onu istemedikleri için başka servislere kaydırıyorlardı.

Adana'da görev yaptığı son yer, kaçak elektrikle mücadelede büyük müşteriler servisiydi. Kaçak elektrik kullanan fabrikaların elektrik sayaçlarını daha iyi kontrol edebilmek için fabrika içinden fabrika dışına alınması için uğraşıyordu.

Fabrikalara kontrole gittiğinde sürekli kaçak yakalıyor ve elektriklerini kesiyor ama daha aradan birkaç saat geçmeden şube müdürlerinden biri Hasan'a telefon açıp, "Fabrikanın çalışması lazım, tekrar git elektriği bağla" diyordu. "Madem tekrar bağlayacaktık, niye kesiyoruz elektriklerini" diye sorduğunda ise, "Araya partililer giriyor" cevabını alıyordu. Hasan ısrarla elektriği bağlamıyor ama müdürler başkasını gönderip tekrar bağlatıyordu.

RÜŞVET TEKLİFİNİ REDDETMİŞTİ
En büyük mücadeleyi plastik fabrikalarına karşı veriyordu. Zira elektriği en fazla kullanan sektör plastik sanayiiydi ve en büyük kaçak da burada yakalanıyordu. Hasan Balıkçı, trafosu fabrika içinde olan tüm fabrikaları tek tek tespit etmiş, bunları dışarıya alabilmek için olmadık mücadeleler vermişti. Bir kısmını başarmış, bir kısmında ise tehditlerle, dayaklarla fabrika içine bile sokulmamıştı. Çünkü bu fabrikalar aylık 500-600 milyonluk faturalar öderken, Hasan'ın kontrollerinin sıkılaşmasıyla 13-14 milyar lira öder hale gelmişlerdi. 2000 yılında birkaç plastik fabrikası biraraya geldi ve Hasan'a 120 milyar lira rüşvet teklif etti. Rüşveti kabul etmeyince, "O zaman ölümü göze alıyorsan bizimle uğraş" tehdidiyle karşılaştı. Sonrasında da ardı arkası kesilmeyen tehditler yağdı. Hasan, bunları ciddiye almadığından kimseye anlatmadı, eşinin bile eve gelen tehdit telefonlarıyla haberi oldu.

BASKINA YALNIZ GİDERDİ
Adana Elektrik Mühendisleri Odası'nda görevli arkadaşları onun için şunları söylüyor: "Yönetim, onun bu işin üzerine bu kadar gideceğini tahmin etmiyordu. Devlet, kaçağı engelleyin, diye çok üstlerine gidince göstermelik görevlendirdiler onu. Hasan da bu işin üzerine çok düzgün gitti. O zamana kadar, kaçaktan herkes pay alıyordu. Hasan bir noktadan sonra herkese engel olmaya başlamıştı. Hasan'ın ortadan kalkması herkesin işine geldi. Çomağı kaçak tekerine sokma konusunda çok hızlı davrandı. Fabrika baskınlarına ekiple gidiyordu. Fakat ekiptekilerden bazıları fabrikayı baskından haberdar ediyor, önlem almalarını sağlıyordu. Baskına gidince de bir şey bulamıyorlardı. Hasan bunun farkına varınca, bu kez müdürün bile haberi olmadan, yanına da kimseyi almadan baskın yapmaya başladı."

Enerji sektöründeki büyük yolsuzlukları çıkaran Beyaz Enerji Operasyonu'nun bir uzantısı da Mersin'deydi ve bu yolsuzlukları soruşturmak üzere müfettişler, Adana'dan sadece Hasan'ı almışlardı yanlarına. Bu soruşturmalar sonucunda, müdüründen memuruna birçok kişi görevden alındı.

Urfa'da durum daha da beterdi. Beyaz Enerji operasyonundan sonra herkes görevden alınmış yerlerine geçici görevliler getirilmişti. Urfa TEDAŞ müdürü ısrarla Hasan'ı çağırıyor, orada görev yapmasını istiyordu. Çünkü Türkiye'deki en büyük kaçak kullanım yüzde 60'larla Urfa'daydı. Hasan ise henüz Adana'da yapacak işleri bitmediğinden Urfa'ya gitmek istemiyordu. Ama bir süre sonra Urfa'ya tayininin çıktığını, Enerji Bakanlığı'ndan gelen bir yazı ile öğrendi. 2002 Haziran ayında altı aylık geçici görevle Urfa'ya giderken ona bu sürenin sonunda Adana'ya döndüğünde müdür yardımcısı olacağı sözü verildi.

Hasan'ın Urfa'da görev yaptığı beş aylık dönemde, kaçak elektrik kullanımı yüzde 20 oranında azalmıştı. Beşinci ayın sonunda jandarma istihbarattan Hasan'a bir uyarı geldi: TEDAŞ'ın içinden birileri çok büyük miktarda kaçak elektrik borcunu bir hafta içinde silecek ve Hasan da bu kişileri bulmak için çalışacaktı. Her haftasonu Adana'ya ailesinin yanına giden Hasan o hafta gitmedi. Çünkü bu işi ortaya çıkarabilmesi için sadece bir haftası vardı. İşte Hasan o hafta öldürüldü.

KATİLİYLE YÜZYÜZE KONUŞTU
Hasan Balıkçı ve TEDAŞ'ta görevli muhasebe müdürü Seyhan Uğurlu ile resmi plakalı bir araçla işten çıkmış, biraz yol aldıktan sonra da sigara almak için durmuşlardı. Hasan sigarayı almış dönerken, başka bir arabayla onları takip eden 25 yaşlarındaki bir genç, silahla Hasan'ı durdurmuş, "Sen Hasan Balıkçı mısın, kimliğini göster" demişti. Onun Hasan Balıkçı olduğundan emin olunca da, Hasan'ı içinde Seyhan Uğurlu'nun beklediği resmi arabaya bindirmiş, kendisi de arka koltuğa oturmuştu.

Hasan, Yılmaz Çakmak adındaki gence, "Seni kimin tuttuğunu biliyorum, ne kadar verdilerse iki katını veririm, yapma" derken, aynı arabada bulunan Seyhan Uğurlu da, "Daha çok gençsin, hayatını mahvetme" diye ikna etmeye çalışıyordu. Yılmaz Çakmak, "Tamam, seni öldürmeyeceğim, biraz ilerde beni indir" demiş, Hasan da onun vazgeçtiğini düşünerek arabayı durdurmuştu. Ama Yılmaz Çakmak, tam arabadan ineceği sırada üç el ateş ederek Hasan'ı öldürdü ve arkadan onları takip eden arabaya binerek kaçmaya başladı. Olay Urfa Cezaevi'nin önünde olmuştu ve nöbet tutan askerler olayı görmüştü. Arabanın plakasını alan bir asker, hemen polise haber verdi ve kaçan araçtaki iki kişi Urfa çıkışında yakalandı.

AZMETTİRİCİ FABRİKATÖR FİRARİ
Yakalanan Yılmaz Çakmak ve Şeyhmus T., tıpkı Hasan gibi Adana'da yaşıyorlardı ve cinayeti işlemek Urfa'ya gelmişlerdi. Cinayeti önce namus davası için işlediğini söyleyen Yılmaz Çakmak, daha sonra ifadesinde şunları anlattı: "Adana'dan tanıdığım Zeki Akkoyun, Hasan Balıkçı'yı öldürmem için bana 600 milyon lira verdi. Kendisini tanımıyordum, yanlış kişiyi öldürmemek için önce TEDAŞ'a gidip Hasan Balıkçı kim, diye sordum. Sonra da onu takip etmeye başladım, iyice emin olmak için kimliğini kontrol ettim, emin olunca da öldürdüm."

Katil zanlısının bahsettiği Zeki Akkoyun, Adana'da Hasan Balıkçı'nın, çok uğraştığı plastik fabrikalarından birinin sahibiydi. Zeki Akkoyun, Adana'da kendisiyle uğraşan bir başka TEDAŞ görevlisinin tayininin çıkmasının ardından kapısında davul çaldırmasıyla adını duyurmuştu. Adam yaralamaktan sabıkası vardı.

Bir iddiaya göre, Zeki Akkoyun ve tetikçi Yılmaz Çakmak Adana'da bir kuşçu kahvesinde tanışmış ve arkadaş olmuşlardı. Yılmaz, bir süre sonra Zeki'den iş istemiş o da, "Ben adamlarımı bile işten çıkarıyorum, seni işe alamam ama namus meselesinden dolayı sana bir iş vereceğim" diyerek, Hasan'ı öldürmesi için Yılmaz'ı tutmuştu. Bir başka iddiaya göre ise Zeki Akkoyun, yine Adana'da yaşayan ve yeraltı dünyasında isim yapan Halim Şimşek'ten kiralamıştı Yılmaz'ı. Yılmaz Çakmak'ın ifadesinden sonra Zeki Akkoyun Adana'da ifadesine başvurulmak üzere arandı ama bulunamadı. Şu anda firari ve hakkında gıyabi tutuklama kararı var.

Hasan Balıkçı'nın eşi Şengül Balıkçı, eşinin öldürülmesi olayıyla ilgili şunları söylüyor: "Hasan, bir ay sonra Adana'ya daha üst düzey bir görevle dönecekti, müdür olduğunda daha fazla rahatsızlık vereceğini düşünüp onu Urfa'da öldürttüler. Zeki Akkoyun altı aylık elektrik parası olarak 40 milyar öderken Hasan'ın kontrollerinden 130 milyar ödemeye başladı. Ama ben bunun tek bir fabrika sahibinin işi olduğunu düşünmüyorum. Hasan 51 plastik fabrikasını kontrol ediyordu. Hepsinin işi değil elbet ama bir tanesi bunu yapmış olamaz. Ayrıca eşimi TEDAŞ'takiler de yalnız bıraktı."

Zeki Akkoyun'un firarda olsa da fabrikası takır takır işliyor ve para kazanmaya devam ediyor. Hasan Balıkçı'nın iki buçuk yaşındaki kızı ise babasının hálá Urfa'da olduğunu sanıyor ve onunla hayali telefon görüşmeleri yapıyor.

KAÇAĞI ÖNLEMENİN YENİ FORMÜLÜ KAÇAĞI MÜDÜRLERE ZİMMETLEMEK
2001 Ağustos'unda dönemin Enerji Bakanı Zeki Çakan kaçak elektrik kullanımına karşı farklı bir mücadele başlattı. Abonelere satılacak elektrik TEDAŞ bölge müdürlerine zimmetlendi. Alınan ve satılan elektrik arasındaki farkın o müessese müdürünün bildirdiği kayıp-kaçak taahhüdünün üzerinde çıkması halinde yönetici hakkında işlem yapılacaktı. Nitekim, bu uygulamadan sonra Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır bölge müdürleri görevlerinden alındı. 2000 yılını 222 trilyon zararla kapatan TEDAŞ, 2001'de 37 trilyon lira kára geçti. TCK'da yapılan değişikle kaçak elektrik kullananların hırsızlık suçundan, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabilmeleri sağlandı.

Kaçak elektrik faili İstanbul
Kaçak elektrik kullanımının Türkiye ekonomisine yıllık maliyeti tam 1.5 milyar dolar. Toplam elektrik üretiminin yüzde 21.6'sı kayıplara gidiyor. Bunun yüzde 7'si teknik nedenlerden, yüzde 14.6'sı ise kaçak kullanımdan kaynaklanıyor.

Elektrikte en fazla kayıp-kaçak Marmara bölgesinde yaşanıyor. İstanbul'da 2002 yılında satın alınan 21 milyar 911 milyon kilovat saat elektriğin ancak 16 milyar 533 milyon kilovat saatinin parası tahakkuk ettirilebildi. Buna göre İstanbul'daki kaçak elektrik kullanımı 4,5 milyar kilovat saat.

Kaçak elektrikte İstanbul'u Güneydoğu Anadolu bölgesi izliyor. Geçtiğimiz yıl açıklanan rakamlara göre bazı illere göre kaçak elektrik kullanım oranları yüzde olarak şöyle; Şanlıurfa (66,7), Diyarbakır (62,7), Hakkari (62,5), Mardin (59,3), Van (58), Şırnak (52), Batman (51), Muş (50), Bitlis (48), Siirt (47), En az kaçak kullanımı ise Bilecikte.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

TELE 1- SABAH PUSULASI

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

Okunma Sayısı: 4656


Tüm Yazılı Basında Odamız

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.