BASIN AÇIKLAMASI

 
Nisan 2002'den bu yana, İstanbul Anadolu yakasında elektrik dağıtım hizmeti TEDAŞ İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım İşletmesi Koordinatörlüğü tarafından, üstelik de bir yıllık verilere göre, AKTAŞ Elektrik'ten çok daha verimli, kaliteli ve aboneleri tatmin edici bir şekilde yürütülmektedir.



Mart 2003 itibarıyla TEDAŞ bünyesinde geçici sözleşmeler ile istihdam edilmekte olan toplam 2202 personel, Hazine'nin oluşturduğu karar doğrultusunda, tasfiye edilmeye başlanmaktadır.
 

Hazine görüşü çerçevesinde, TEDAŞ personeli tarafından görülen bir çok hizmetin (Vezne, hukuk, ambar, inşaat, endeks okuma, sayaç sökme ve takma vb.) hizmet alımı yoluyla, yani TAŞERON şirketler aracılığıyla görülmesi gerektiği öngörülmektedir.



Yapılmaya çalışılan, elektrik dağıtımı hizmetine ilişkin hiçbir bilgi ve görgü sahibi olmayan, neyin kamu yararına neyin kamu zararına neden olacağı bilinç ve öngörüsünden yoksun, IMF direktiflerini Türkçe'ye çevirmekten öte meziyetleri bulunmayan Hazine görevlileri eliyle, kamu hizmetini zafiyete uğratmaktan başka bir şey değildir.



Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), bu sürecin yukarıda belirtilen şekilde yürütülmesi için deneyimli, birikim sahibi çalışanların kadrolarına kavuşmaları, kazanılmış hakların korunması ve örnekleriyle olumlu hiçbir yanının bulunmadığı ortaya konmuş, taşeron sisteminin uygulanmaması gerektiğine inanmakta ve kamusal çizgisi doğrultusunda, yanlış bulduğu uygulamalara karşı, üyelerinin hak ve çıkarları ile toplumsal hak ve çıkarları korumak için girişimlerde bulunmaya devam etmektedir.



Kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak yüklendiği kamusal sorumluluğun bilincinde olan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), faaliyet alanı olan elektrik sektöründe, yıllardan bu yana, her türlü yolla uygulanmaya çalışılan kamusal alanı yok etmeye yönelik, kamu yararına ve hukuka aykırı uygulamalara karşı meşru, sürekli, ciddi ve nitelikli bir mücadele yürütmüştür.



Bu mücadelenin sonuçlarından birisi de, kamuya katrilyonlar düzeyinde zarar veren AKTAŞ Elektrik'in, İstanbul Anadolu yakası elektrik dağıtım işinden uzaklaştırılması ve hizmetin yeniden kamu tarafından yürütülmeye başlamasıdır. Nisan 2002'den bu yana, İstanbul Anadolu yakasında elektrik dağıtım hizmeti TEDAŞ İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım İşletmesi Koordinatörlüğü tarafından, üstelik de bir yıllık verilere göre, AKTAŞ Elektrik'den çok daha verimli, kaliteli ve aboneleri tatmin edici bir şekilde yürütülmektedir.



Bu sürecin başlangıcında, Nisan 2002'de EMO, düzenlediği basın açıklaması ile, sürecin burada noktalanmadığı, özellikle devir çalışmaları ve hizmetin bundan sonraki yürütümünün de kamusal yönden değerlendirilmesi gerektiği üzerinde durarak, gelişmelerin adım adım takip edileceğini kamuoyuna duyurmuştur.



Bu çerçevede, özellikle çalışanların bu süreçte zarara uğramaması, yıllardan bu yana devam eden hukuka aykırı sürecin mağdurlarının çalışanlar olmaması için EMO süreci izlemeye, yeni geldiğinde basın açıklamaları ile gelişmeleri kamuoyuna duyurmaya devam etmiştir.

Geldiğimiz noktada, Mart 2003 itibarıyla TEDAŞ bünyesinde geçici sözleşmeler ile istihdam edilmekte olan toplam 2202 personel, Hazine'nin oluşturduğu karar doğrultusunda, tasfiye edilmeye başlanmaktadır.



TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından, TEDAŞ İstanbul Anadolu Yakası Koordinatörlüğü'ne gönderilen 10.03.2003 tarihli bir yazı ile, Hazine'nin kadro isteklerine olumlu yaklaşmaması nedeniyle, AKTAŞ'dan TEDAŞ'a geçen çalışanlardan, emekliliği gelenlerin emekli edilmesi, aksi takdirde 14.03.2003 tarihi itibarıyla iş akitlerinin feshedileceği bildirilmiştir.



Aynı yazı ile, yine Hazine görüşü çerçevesinde, TEDAŞ personeli tarafından görülen bir çok hizmetin (Vezne, hukuk, ambar, inşaat, endeks okuma, sayaç sökme ve takma vb.) hizmet alımı yoluyla, yani TAŞERON şirketler aracılığıyla görülmesi gerektiği belirtilmiştir.



Bu yazının anlamı, mevcut 2202 çalışanının neredeyse tamamının çok kısa bir zamanda kurumdan uzaklaştırılmasıdır. İlk elde de, birikim ve deneyim sahibi yüze yakın personel emekli olmaya zorlanacak, kabul etmezlerse işten çıkarılacaklardır. Ardından da yıllardır bu işi yapmakta olan işçiler tasfiye edilecekler, hizmet yürütümü; örneğin İstanbul ili Avrupa yakasında faaliyet yürüten Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ. (BEDAŞ)'da olduğu gibi taşeron şirketler aracılığıyla gerçekleştirilecektir.



Yapılmaya çalışılan, elektrik dağıtımı hizmetine ilişkin hiçbir bilgi ve görgü sahibi olmayan, neyin kamu yararına neyin kamu zararına neden olacağı bilinç ve öngörüsünden yoksun, IMF direktiflerini Türkçe'ye çevirmekten öte meziyetleri bulunmayan Hazine görevlileri eliyle, kamu hizmetini zafiyete uğratmaktan başka bir şey değildir.



Hazine'nin talep ettiği taşeron sistemi, İstanbul Avrupa yakasında elektrik kaçağının yüzde 30 düzeylerinde dolaşmasına, katrilyonluk kamu zararına, elektrik fiyatlarının yükselmesine, yolsuzluk ve rüşvetin toplumsal tabanda yaygınlaşmasına ve yerleşmesine neden olmaktadır.



Hazine IMF direktifleri doğrultusunda T.C. Anayasası ve ilgili yasal düzenlemeleri hiçe sayıp, çalışanlara kadro vermeyip işten çıkararak, adeta yolsuzluk ve rüşveti teşvik etmektedir.



T.C. Anayasası'nın 128. maddesi gereği, kamu çalışanlarının statülerinin değişmesi ancak yasal düzenleme ile olabilecekken, 1990 yılında, TEK İstanbul Müessesesi'nde görev yapmakta olan kamu çalışanları, bir gecede, hiçbir yasal düzenleme olmaksızın AKTAŞ'a devredilerek işçi statüsüne geçirilmişlerdir. Bu nedenle mağdur olan 500'ün üzerinde çalışanın bir kısmının açtığı davalar hala devam etmektedir.



Bu yetmiyormuş gibi, yıllarca süren hukuksuzluğun, ortaya çıkan 1.2 katrilyonluk kamu zararının sorumlusu çalışanlarmış gibi fatura yine onlara kesilmekte, işlerinden atılmaktadırlar. NEDEN?



15 Mart tarihinde İstanbul Anadolu yakasında oturan, çalışan yurttaşlarımız elektrik kullanabilecekler midir? Birikimli, deneyimli çalışanları, yerlerine gelebilecek kimse olmadığını bile bile emekliliğe zorlayan idare ve Hazine yetkilileri, acaba üstlendikleri kamusal sorumluluğun bilincinde midirler?



Hiçbir bilgi ve görgü sahibi olmadıkları bir konuda, IMF istiyor diye, oturdukları yerden kararlar vererek yüzlerce çalışanı sokağa atmayı ve kamu hizmetini sabote etmeyi umursamayan Hazine görevlileri, bu ülkeye ve bu ülkenin insanlarına karşı hiç mi hiç sorumluluk taşımazlar?



EMO kamusal kaynakların bir aileye, tamamıyla hukuksuz bir şekilde teslim edilmesini kamu yararına aykırı görerek 12 yıllık boyunca sürdürdüğü haklı ve zorunlu bir mücadelenin sonucunda, hizmetin kamuya geri dönmesini sağlamıştır.



Bu sürecin yukarıda belirtilen şekilde yürütülmesi için deneyimli, birikim sahibi çalışanların kadrolarına kavuşmaları, kazanılmış hakların korunması ve örnekleriyle olumlu hiçbir yanının bulunmadığı ortaya konmuş, taşeron sisteminin uygulanmaması gerektiğine inanmaktadır. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), kamusal çizgisi doğrultusunda, yanlış bulduğu uygulamalara karşı, üyelerinin hak ve çıkarları ile toplumsal hak ve çıkarları korumak için girişimlerde bulunmaya devam edecektir.



ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu