BASIN AÇIKLAMASI

 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen) ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve Makine Mühendisleri Odası (MMO) 12 Mayıs 2003 tarihinde Türk Telekom'un (TT) özelleştirilme sürecinde gelinen aşama ve TT çalışanlarına yönelik tehdit üzerine ortak bir basın toplantısı yaptılar. Haber-Sen Genel Merkezi'nde gerçekleşen toplantıya sendika adına Başkan Kemal Keleş, EMO adına YK Başkanı Cengiz Göltaş, İMO adına YK Başkanı Taner Yüzgeç ve MMO adına YK Başkanı Emin Koramaz katıldılar.

Not: Türk Telekom çalışanlarına dağıtılan bildirinin pdf formatı için tıklayınız.
 

BASINA VE KAMUOYUNA,

HÜKÜMET VERGİDE ADALET YERİNE ÜLKE ALTYAPISINI SATARAK KAYNAK BULACAK- TELEKOM'U DA HİSSE SENEDİ YOLUYLA ÖZELLEŞTİRECEKLER!

İktidara geldiğinden beri, muhalefetteyken eleştirdiği tüm politikaları daha da gözü kara uygulayan AKP Hükümeti, şimdi de ülke altyapısını hisse senedi yoluyla satmaya çalışıyor. Açıklamaya göre hidroelektrik santralları ve Türk Telekom bu yolla özelleştirilecek.

Hükümet, vergide adaleti sağlamak ve faizleri düşürmek gibi köklü önlemler almak yerine, para bulmak için ailesinin varlığını tefeciye veren mirasyedi misali, ülke altyapısını birer birer satmayı ve hizmet sektörünü piyasaya ve uluslararası sermayeye peşkeş çekmeyi öngören IMF ve DB politikalarını büyük bir hevesle devam ettiriyor. AKP Hükümeti, savaşın yarattığı ortamı fırsat bilerek yeni ek vergiler ve yasal düzenlemeleri oldu bittiye getirmek istemektedir. Kamu Yönetimi Temel Kanunu, Yerel Yönetim Yasası, Yeni Personel Rejimi, 1475 sayılı yasa vd. yasalarla yapılmak istenen değişikler en belirgin olanlarıdır.

"Halka arz" aldatmacası
Yıllardan beri gelen tüm hükümetlerin birer tuğla döşediği Türk Telekom'un özelleştirilmesi hedefi ise şimdi de kurumun özelleştirilmesinde "hisse senedine çevrilebilir menkul kıymetler kullanılması" yoluyla gerçekleştirilmek isteniyor. IMF'ye verilen taahhütler gereği, Türk Telekom'un özelleştirilmesiyle ilgili Bakanlar Kurulu kararının nisan sonuna kadar imzalanmış olması gerekiyordu. Ancak bu karar, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın Türk Telekom özelleştirmesinde hisse senedine çevrilebilir menkul kıymet kullanma isteği yüzünden nisan sonuna kadar çıkmadı. 10 Mayıs 2003 tarihinde bu karar imzadan çıktı.

Anlaşıldığı kadarıyla, Hükümet, yasada değişiklik yapılmaksızın Türk Telekom özelleştirmesinde hisse senedine çevrilebilir menkul kıymet kullanmasına yönelik Bakanlar Kurulu kararı alması durumunda, bu kararın Cumhurbaşkanı'ndan geri döneceği endişesi içinde. İlk kararın bu nedenle geri çekilerek yerine iki ayrı karar oluşturulduğu basından öğrenildi. Buna göre Cumhurbaşkanı'na imzaya gidecek ilk Bakanlar Kurulu kararında hisse senedine çevrilebilir tahvilden bahsedilmezken ilk kararla eşzamanlı imzaya açılan ''Prensip Kararı'' nda ''Türk Telekom'un özelleştirilmesinde hisse senedine çevrilebilir menkul kıymetler de kullanılabilir'' ibaresi yer alacak. Böylece Cumhurbaşkanı'nın vetosu engellenecek.

Son dönemlerde Türk Telekom ve Telekomünikasyon Kurumu yetkilileri ile Ulaştırma Bakanı yetkilileri peşpeşe açıklamalar yapmaktadırlar. Hepsi de hisse senedi yoluyla özelleştirmeyi canla başla savunmaktadır. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın açıklamalarına göre "Öncelikle halka arz yoluyla özelleştirme, bunun yanı sıra eğer bulunabilinirse blok satış da" hükümetin programında mevcuttur.

Aslında hisselerin halka arzı aldatmacasının arkasında TT dahil diğer kamu kuruluşlarının da hükümetin yandaşı şirketlere peşkeş çekilmesi vardır. Küçük tasarruf sahiplerinin hisse almasının bir önemi yoktur, esas pay büyük şirketlerin elinde toplanacak ve bu süreç TT'nin daha sonra bir büyük tekelin eline geçmesiyle sonuçlanacaktır.

TT çalışanları tehdit altındadır
Telekom'un hisse senedi yoluyla piyasaya açılması iktidarın eline başka bir koz daha vermektedir. Geçmiş yasaya göre TT'nin %51'i satılmadan memurların başka kuruma nakli mümkün değildi. Şimdi blok satış yerine hisse senetlerinin "halka arzı" yoluyla %51 satış gerçekleştirilecek ve çalışanların başka kurumlara gönderilebilecektir.

Telekom hakkında sürekli çeşitli yol planlarından bahsedilmekte, yöneticilerin dahi haberdar olmadığı, içeriğinin gizli tutulduğu, sürekli personel bilgilerinin toplandığı faaliyetler, hızla devam etmektedir. Çalışanlar tedirgin ve herşeyden bihaber beklemektedirler. Bu konuda ilgililerden açıklama yapmaları için ısrarlara rağmen sessizlik sürmektedir. Telekom Genel Müdürü Mehmet C. Ekinalan ile Haber-Sen'in yaptığı görüşmede, Telekom çalışanlarının endişeleri ve huzursuzluğu iletilerek açıklama istenmiştir.

Sn. Ekinalan açıklamalarında;
· "Telekom anonim şirkettir, kamu hizmeti veremez. Devlet kamu hizmeti vermek istiyorsa yasayı düzenler, başka kurum kurabilir" diyerek Telekom'u kamu kuruluşu olarak görmediğini ifade etmiştir.
· Telekom'un tekel hakkının kalkacağı 2003 yılı sonuna kadar kurumun halka arz yöntemi ile en az % 51 hissesinin satılarak mutlaka özelleştirileceğini, bunun için yasal düzenlemelerle birlikte bir yasa taslağının şu anda Bakanlar Kurulu'nda imzada olduğunu belirterek, kurumu buna hazır hale getirmeyi kendine görev bilmektedir.
· Telekom 63.000, Türkcell 2500 çalışanı ile aynı ciroyu yapmaktadır" ifadesini kullanarak personel hakkındaki düşüncelerini netleştirirken aynı zamanda AKP Hükümeti'nin de çalışanlara olan bakış açısını ortaya koymaktadır.
Genel Müdür ve bakanların açıklamalarıyla yakın gelecekte olacaklar netleşmektedir:
· Türk Telekom'un özelleştirilmesi ile 63.000 çalışanın büyük kısmının işine son verilecektir.
· Çalışanların iş güvencesi elinden alınarak bireysel sözleşmeler yapılacaktır.
· Sınırsız çalışma getirilerek, mesai süresi 12 saate çıkarılabilecektir.
· "Performans değerlendirmesi" adı altında subjektif ölçülere dayalı ücret belirlemesi yapılacaktır.

Türk Telekom'la ilgili yalanlar
Telekom'un performansı, kârlılığı ve çalışanları üzerine kamuoyuna yansıyan iddiaların çoğu balondur ya da bile bile yapılan yanlışlardan kaynaklanmaktadır.
· Telekom'un kârlılığını yitirdiği söylenmiştir, oysa kurum bu yıl Ankara'da kurumlar vergisi rekortmeni olmuştur.
· "Telekom'da 40 bin işçi boş oturuyor" denmektedir, ancak Telekom hizmetleri taşeron firmalara verilerek işçiler boşa çıkarılmakta ve siyasi iktidarların yandaşlarına rant aktarılmaktadır.
· Genel Müdür Ekinalan kurumla Türkcell'i kıyaslamaktadır, oysa Turkcell kurulduğunda 500 milyon dolara tüm altyapı hazır ve çalışır vaziyette GSM lisansı aldı. Daha sonra da devletten 500 milyon dolar kredi alarak verdiği parayı da geri aldı. Tüm bunlar ortadayken bu kıyaslama yapılabilmektedir.

Aslında her gelen iktidar TT'ye zarar vermek ve kurumu satışa hazırlamak için elinden geleni yapmıştır. TT arpalık olarak kullanılmış, kurum içinden yetişen uzman mühendisler başka görevlere kaydırılmış, iktidar yandaşı ve yetkin olmayan elemanlar alınmış, örgüt yapısı karmakarışık edilmiştir. Tüm bunlara rağmen TT hala ülkenin "altın yumurtlayan tavuğu" olma sıfatını sürdürmekte ve Türkiye'nin dört bir yanında, hiçbir özel şirketin yapamayacağı yetkinlikte hizmet vermektedir.

Altyapı kuruluşlarının satışı basit bir özelleştirme değildir
Türk Telekom'un satılmasına yönelik çabalar global enformasyon altyapısının oluşmasına yöneliktir ve ABD hegemonyasının daha kolay kurulmasını sağlayacaktır. Bu hedef, ABD'nin kendi iktidar programında vardır. Altyapıya kim sahip olursa, buradan tüm ticareti kontrol edecektir.
Türk Telekom sadece telefon hizmeti veren bir kuruluş değildir. Artık televizyon yayını, telefon, radyo, internet hizmetlerinin evliliği sözkonusudur ve birinci hedef e-ticarettir. Tıkanmış elektronik sanayilerinin önünü açmak isteyen uluslararası tekeller, önlerinde buna engel olacak hiçbir devlet, yasa, mevzuat ve toplumsal muhalefet istememektedirler.
Gaz, elektrik, su, demiryolu, haberleşme altyapısı gibi ağ biçiminde dağıtılan mal ve hizmetler doğal tekel konumundadır. Doğal tekellerin temel özelliği ilk yatırım maliyetlerinin yüksek oluşudur. Bu özellikleri nedeniyle doğal tekeller, gerek mal ve hizmetin kalitesini artırarak gerekse rekabet ortamı yaratarak mal ve hizmet fiyatlarını ucuzlatma şansının olmadığı alanlardır. Yani doğal tekellerde bir bölgede birden fazla hizmet ağı kurmak ekonomik değildir. Dolayısıyla özelleştirmecilerin temel tezi olan rekabet ortamı yaratarak mal ve hizmet fiyatlarını ucuzlatmak fikri geçersizdir. Yani bu sektörlerde gerçek rekabet şansı yoktur. Doğal tekellerde rekabet fikri, kurgusaldır.

Telekom'un özelleştirilmesi ucuzluğu değil yoksulluk ve eşitsizliği arttıracaktır
Özel sektör, lisans almak için Telekom'un tekelinin kalkacağı 2003 yılı sonunu beklemekte ve sık sık sektörün rekabete açılmasıyla fiyatların ucuzlayacağından dem vurulmaktadır. Oysa Dünyanın hiçbir yerinde kamu hizmetlerinin serbest piyasaya açılmasından sonra tüketiciye yansıyan fiyatlar azalmamış, aksine artmıştır. Kamu alanının yok edilmesi yoksulların daha yoksul olmasına yol açmakta ve insanlık ve vatandaşlık hakkı olan bu hizmetlerden yararlanamamalarına neden olmaktadır. Ucuz ve kaliteli iletişim herkesin hakkıdır ve TT'nin özelleştirilmesi hem tek tek vatandaşlar arası hem de bölgeler arası eşitsizliği arttıracaktır. Sürekli "bilgi çağı", internet, bilgiye ulaşmaktan bahsedilmektedir. Zaten çok sınırlı olan internete erişim oranı, özelleştirme sonucu daha da düşecektir ve sayısal eşitsizlik büyüyecektir.
Hükümete, özellikle Maliye ve Ulaştırma Bakanlarına sormak istiyoruz:
* Türkiye'nin en fazla kâr eden ve tüm halka hizmet sağlayan bir kurumunu özelleştirmenin ülkeye ne gibi bir yararı olacaktır?
* Kaynak yaratmak için, geçmiş hükümetlerin yaptığı gibi, ülkenin tüm zenginliklerini ve altyapısını tekellere peşkeş çekmek yerine öncelikle vergide adaleti sağlamayı ne zaman gündeme getireceksiniz?
* Türk Telekom'u kime veya kimlere peşkeş çekmeyi düşünüyorsunuz?
* İktidara gelirken tüm uygulamaların şeffaf olacağını, konuyla ilgili alandaki meslek ve çalışan örgütleri, üniversitelerle işbirliği içinde olacağınızı ve görüşlerini alacağınızı vaat etmiştiniz. Telekomünikasyon sektöründe kapalı kapılar arasındaki görüşmelerinizi ne zaman halka açıklayacaksınız ve ne zaman sektörde örgütlü sendika, meslek odaları, dernek ve konuyla ilgili akademisyenlere danışacaksınız?
* Tüm gelişmiş ülkeler e-ticarete ve internet üzerinden hizmet vermeye hazırlanırken, ülkemizin telekomünikasyon altyapısını yerli ve yabancı tekellere gümüş tepside sunmayı nasıl açıklıyorsunuz?
* Sık sık sözünü ettiğiniz ";ulusal çıkarlarımız" kavramı, bir avuç sermayedarın çıkarı mıdır yoksa ayrımsız tüm halkın hakkını mı belirtmektedir?
* İstihdam yaratmak ve yatırım yapmak yerine, içlerinde Türk Telekom personelinin de olduğu milyonlarca kişiyi işsizliğe mahkum etmekle çalışanlara bir darbe daha vurmuş olmayacak mısınız?

"Verimlilik özel mülkiyetle sağlanır" iddiası safsatadır!
Bizler aşağıda imzası olan Haber-Sen, EMO, İMO ve MMO, Türk Telekom'un özelleştirilmesine ve tekellere peşkeş çekilmesine geçmişte olduğu gibi bugün de karşı çıkmaya devam ediyoruz. Verimliliğin ve ucuz fiyatların kamu hizmetlerinin sözümona serbest piyasaya açılmasıyla sağlanacağı safsatasını reddediyoruz. Verimliliğin mülkiyetle hiçbir ilişkisi yoktur. TT bir kamu kurumu olarak yıllarca kara geçmiş, yetkin eleman yetiştirmiş, yerli teknolojinin gelişmesine katkı yapmış ve ülkenin dört yanında hizmet vermiştir. Hiçbir yerli ya da yabancı tekel, ülke teknolojisinin gelişmesi için uğraşmayacaktır.

Kurumun daha da iyi işlemesi, siyasi iktidarların baskısından-arpalık zihniyetinden kurtulması, örgüt içinden yetişmiş, kamu hizmetini benimsemiş yöneticiler eliyle yönetilmesi ve sektörde örgütlü uzman meslek kuruluşları, üniversiteler ve sendikalarla işbirliği içinde olmasıyla mümkündür.

TT'nin özelleştirilmesi süreci ve çalışanları üzerindeki işsizlik tehdidi devam ettiği takdirde eylemlerimize başlayacağımızı buradan kamuoyuna ilan ediyoruz.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU
HABER-SEN YÖNETİM KURULU
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU
MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI YÖNETİM KURULU

Not: Türk Telekom çalışanlarına dağıtılan bildirinin pdf formatı için tıklayınız.