MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO 38.DÖNEM V.KOORDİNASYON KURULU 28-29.06.2003 TARİHLERİNDE ANKARA'DA TOPLANDI


BASIN AÇIKLAMASI

 
EMO Koordinasyon Kurulu, enerji alanında son günlerde gündemden düşmeyen yolsuzlukların, özelleştirme uygulamalarının sonucu olduğuna işaret ederek, ÇEAŞ ve KEPEZ' de yaşanan olumsuzluğun yıllık faturasının şimdilik 2,4 milyar dolar olduğunu açıkladı!.

BUGÜN DEVLETİN SOYULDUĞUNU AÇIKLAYAN AKP HÜKÜMETİ, BİR YANDAN YENİ ÖZELLEŞTİRMELERİ MASAYA YATIRARAK ŞİKAYET ETTİĞİ SOYGUN DÜZENİNE DEVAM DEMİŞTİR!.

Son dönemde enerji sektöründe ortaya çıkan gerçekler, yirmi yıldan bu yana uygulanan enerji politikalarının ülkemizi nereye getirildiğini gözler önüne sermiştir. ÇEAŞ ve Kepez Elektrik'e el konulması, doğalgaz alanında ortaya çıkan gerçekler, Mavi Akım rezaleti, kaçak elektrik konusunda Enerji Bakanı'nın söyledikleri ve Meclis yolsuzlukları araştırma komisyonunda ifade veren enerji bürokratlarının açıklamaları özelleştirme hırsı içindeki çıkar çevrelerinin ülkemize neler yaptığının göstergesidir.
Ancak tüm bu olanlara rağmen çıkar çevreleri enerji sektörünü özelleştirmenin en iyi çözüm olduğunu hala iddia edebilmektedirler.

 

ÇEAŞ-Kepez- : Bir özelleştirme soygununun anatomisi ;
12 Haziran 2003 Tarihinde alınan kararla Bakanlar Kurulu'nun, ÇEAŞ ve KEPEZ Elektrik'e el koymasının ardından, Uzan grubunun sahip olduğu gücün seferber ettiği kesimlerin yanında, bu işin siyasi yönünün bulunduğu gerekçesini öne süren kimi çevreler de, karşı çıkan koroya katıldılar.
"AKTAŞ'da da suç üstü yakalanan özelleştirme savunucularının telaşının nedeni bellidir!. ÇEAŞ ve KEPEZ'de ortaya çıkanların, enerji alanındaki piyasacı yaklaşımların, özelleştirme ya da serbestleşme adı altında sürdürülen kamu yağmasının yeni bir göstergesi olduğunu, önümüzdeki süreçte hukuksuzluğun ve talanın yarattığı tahribat boyutunun gözler önüne serileceğini bilmektedirler!. "

ÇEAŞ, 25 Haziran 1953 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla kurulduğunda, 30.000 ortaklı halka açık bir şirketti. Özelleştirme uygulamalarının hız kazanmasından bu şirket de nasibini almış ve % 11.2'lik kamu payı blok olarak Uzanlara satılmıştır. RTÜK yasasının, radyo televizyon kuruluşu sahibi olanlara bu tür ihalelere katılmayı yasaklamasına karşın bu durum Uzan' larca herhangi bir engel olarak görülmemiş, ülkeyi yöneten iktidarlarca da bu duruma göz yumulmuştur.

Bu grup 1984 yılında gerçekleştirilen, özelleştirme uygulaması ile enerji alanında 1950'li yıllardan bu yana faaliyet gösteren iki köklü kuruluşu, piyasanın acımasız oyunlarıyla ele geçirmiştir.

1998 yılında 500 milyon dolar maliyetle tamamlanması gerekirken beş yıl gecikmeli ve bir milyar dolara mal olan BERKE HES yıllarca inşa halinde tutularak, Uzanların ÇEAŞ'ın içini boşalttığı bir emme basma tulumba olarak kullanılmış, 2002 yılında tamamlanan BERKE HES, Uzanların kendi sermayesi ve çabasıyla başarılmış gibi gösterilmesine göz yumulduğu gibi, devlet erkanının katılımı ile yapılan görkemli açılış töreni ile özel sektörün ülkede yatırım başarısına örnek olarak gösterilmiştir.

1998 yılında imzalanan görev sözleşmesinde, ÇEAŞ' ın bölgenin enerji gereksinimini karşılamak zorunluluğu kurala bağlanmıştır. Buna göre yatırım yapmaması halinde karşılayamadığı tüketim miktarını ulusal sistemden çekmesi halinde TEİAŞ' tan aldığı miktarı, TEİAŞ fiyatının iki ( 2 ) katı bedelle ödemek zorunluluğu bulunmaktadır. ÇEAŞ ulusal sistemden aldığı enerjinin bedelini sözleşmeye aykırı olarak kendi belirlemek istemiş, TEİAŞ' ın düzenlediği faturaları ödememiş, yedi yıl boyunca buradan kaynaklanan kamu alacağı gecikme faizleri hariç 1 milyar 300 milyon dolara ulaşmıştır.

Enerji alanındaki gelişmeleri yakından takip eden EMO; TEDAŞ Adana EDM çalışanı olan, kaçak elektrik kullanan fabrikatörlere karşı mücadele ettiği için 18 Ekim 2002 tarihinde kiralık katillerce katledilen Elektrik Mühendisi HASAN BALIKÇI ve bir çalışan adına, TEDAŞ ile ÇEAŞ arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve ETKB ile ÇEAŞ arasında imzalanan Görev Verme Sözleşmesi'nin iptali ve dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemiyle, Danıştay'da dava açılarak hukuk mücadelesi başlatılmıştır.

Elektrik Mühendisleri Odası, ÇEAŞ ve KEPEZ'e yönelik kararın alınması aşamasında hükümetin siyasi çıkarlarının bulunduğu ve Uzanları siyasi hasım olarak gördüğü yönündeki tartışmaları, polemik olarak görmekte, uygulamalara bakıldığında AKP iktidarının kamu işletmeciliğini tasfiye kararlılığını değiştirmediğini tespit etmektedir.

Doğalgaz rezaleti
Doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üretim tercihi ülkemizi tehlikeli bir dışa bağımlılık sürecine sokarken Türkiye elektriği en pahalı üreten ve tüketen ülke konumuna gelmiştir.
2001 Bir yandan enerji sektöründeki büyük yolsuzlukların ortaya çıktığı ve ülke gereksinmesinin çok üstünde doğalgaz alım anlaşmalarının yapılmasının kamuoyunda tartışılır hale geldiği bir yıl olmasıyla anılmaktadır.
Bu dönemde 2000 yılında 14,15 Milyar m³ olarak gerçekleşen doğalgaz tüketiminin ;
· 2005 yılında % 308 artacağı varsayılarak 43,60 Milyar m³,
· 010 yılında % 389 artacağı varsayılarak 55,15 Milyar m³,
· 2020 yılında % 580 artışla 82,75 Milyar m³ 'e çıkacağı varsayılarak talep tahminleri şişirilmiştir.

Bu tahminlerin "kokusu" çıkmış, Rusya Federasyonu'nda aile şirketi görünümünde olan Gasprom'da ortaya çıkarılan ve Putin'in operasyonu ile gözlem altına alınan ikbal zinciri halkalarının ucu, "Beyaz Enerji" operasyonu ile işadamı, siyasetçi, bakan ve başbakan yardımcılarına kadar uzanmış, bu operasyonla ortaya çıkan baskılar bazı bakanları yerinden etmiştir. Konu jandarmanın el koyduğu bir askeri kamyon yükü tutan delillerin Devlet Güvenlik Mahkemesi arşivinden kaybolması (!) ile farklı bir safhaya girmiştir.
"Bir yandan, ülkemize yöneticilerimiz tarafından armağan edilen milyarlarca dolarlık iç ve dış borcu ödeyemez duruma düşmüşken, diğer yandan doğal gaz tüketimimiz %17,5 arttırılmış ve bu iş kamusal bir anlayıştan çıkarılarak BOTAŞ ve Belediyelerce vatandaşımızın soyulmasının aracı haline getirilmiştir."
Dünyada elektrik enerjisi üretiminde doğalgaz kullanımı payı % 17.4' iken, siyasi tercihler sonucu ithal edilen doğalgazın % 66,6'sı elektrik üretiminde kullanılmaktadır.
Kaçak elektrik itirafları;
İki yıldan beri sürdürülen "elektrikte kaçak kullanımı önleme operasyonu"nun başarısızlığı, Enerji Bakanı'nın ağzından itiraf edilmiştir. Yürütülen operasyon ve polisiye tedbirlerle çözüme ulaşılması olası değildir. EPDK';nın yürürlüğe koyduğu ve 1 Eylül' e ertelenen illere göre tarife uygulaması ile aboneler, kaçağın fazla olduğu açıklanan illerde yüksek, az olduğu illerde düşük birim fiyatla elektrik bedeli ödeyecektir. Diğer bir gariplik ise hidrolik kaynakların yoğun olduğu ve en ucuz enerjinin üretildiği bölgede yaşayan yurttaşlara en pahalı tarifeden enerji satılacak olmasıdır.

EPDK'nın açıkladığı illere göre tarife uygulaması Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu uygulamanın dayandırıldığı TEİAŞ ve TEDAŞ verileri geçeği yansıtmadığı gibi, teknik kurumlardan teknik olmayan verilere dayalı bu uygulama büyük tepki alacak, ülke insanları arasında yapay sorunların kaynağı olacaktır.

Zira kayıp-kaçak operasyonları başladığı süreç, Beyaz Enerji operasyonu ile 57. Hükümetin Enerji Bakanı olan Cumhur ERSÜMER' in istifası sonucunda yaşanan ve Anavatan Partisi üzerinde odaklanan yolsuzluk bulutlarının dağıtılmasına yönelik olarak, sanki hırsızlığın üzerine gidiliyor imajı verilmesine yönelik aklanmanın aracı olarak kullanılmıştır.

EPDK kendini meşrulaştırması çabası içerisinde, piyasa dışı unsurların elektrik fiyatlarından arındırılacağı (TRT payı gibi) ve il bazında tarifeye geçileceği kararını açıklamıştır. Bir çoğu, kalkınmada öncelikli iller ayrıcalığı ile yaklaşık %10 daha ucuz elektrik kullandığı halde bedelini öde(ye)meyen iller olmak üzere bir çok ilde bundan sonra 2.5 katına ulaşan elektrik bedellerin nasıl tahsil edileceğini ise herhalde daha sonra açıklayacaktır.
Elektrik bedellerinin yüksekliği hep gecekondu bölgelerindeki (medyatik operasyonların yardımıyla) kaçaklara bağlanırken, diğer abone gruplarındaki yani kentlerin diğer bölgelerindeki kaçaklar ihmal edilmiştir. Üstelik kayıp ve kaçak rakamlarının ayrı ayrı ne kadar olduğu sorusuna cevap her zaman tartışmaya açık kalmıştır. Enerji bürokratları bu iki rakamı birleştirerek hem kendi şebeke kayıplarını küçülttmüşler, hem de kaçakları büyütüp yasadışı yapılaşmaya elektrik bağlanması gibi "geçici" düzenlemeleri kalıcılaştırarak batırdıkları ekonomiye kaynak yaratmakta diğer yandan bu kesimleri oy deposu olarak kullanmaktadırlar.

Yeni özelleştirme girişimleri
Tüm bunlar olmamış, AKTAŞ, ÇEAŞ-KEPEZ ve Beyaz Enerji gibi rezaletler yaşanmamış gibi, ülkemizin nasıl soyulduğunu birer birer açıklayan Enerji Bakanı, enerji alanında yeni özelleştirme programını duyurarak çelişkiye düştüğünü göstermektedir.

ÖİB, elektrik üretim tesisleri ve dağıtım bölgelerinin özelleştirme kapsamına alındığını duyurdu. Buna göre, 11 termik üretim tesisi, 16 hidroelektrik santral ve akarsu santralları ve 19 dağıtım bölgesi özelleştirme kapsamına alındı.

Ülkemizde enerji fazlalığı varken, doğalgaz anlaşmaları yüzünden elimiz kolumuz bağlanmış soyulmaya devam edilirken, Yİ ve YİD santrallarıyla ayrı ayrı anlaşmalar yapıldığı, kamunun korkunç zarar ettiği bilinirken bu yeni özelleştirmeler neden yapılmak istenmektedir?

Yoksa her siyasi iktidarın yandaşları için yaptığını şimdi de AKP iktidarı mı yapmak istemektedir? Bu özelleştirmelerden bu sefer Sabancılar, Koç'lar, Kombassan'lar ve Albayraklar'ın faydalandırılması mı düşünülmektedir?

Bu özelleştirmeler bir an önce durdurulmalı, kamuda Mühendis, teknisyen ve diğer çalışan kadrolar üzerindeki siyasi baskı ve sürgünler durdurulmalı ve enerji alanını tam bir batağa dönüştüren politikalar derhal terk edilmelidir. Bir kez daha söylüyoruz :

ENERJİ ALANI SERBEST PİYASAYA, KAR ve RANT PEŞİNDE KOŞAN ANLAYIŞA TERK EDİLEMEZ!

Enerji alanı doğası gereği kamu hizmeti ve tekel olmak zorundadır!.


Elektrik Mühendisleri Odası 38. Dönem 5. Koordinasyon Kurulu, EMO' nun yıllardır yaptığı gibi gerçekleri söylemeye devam edeceğini, kamu çıkarlarını koruyacağını bildirir.

Ülkenin kalkınma ve çağdaşlaşmasında temel unsur olan enerji politikalarının, DB/IMF gibi kuruluşların direktifleri ve sermayenin tercihlerine göre değil, kendi insan gücü ve doğal kaynaklarına dayalı, üretim ve sanayileşmeden yana, kalkınma stratejilerini bilim ve teknoloji temeline oturtan ulusal bir politika ile yürütülmesinin savunuculuğunu yapmak üzere ülkedeki tüm kesimleri direnmek ve sahiplenmek üzere göreve çağırır.

Elektrik Mühendisleri Odası
38. Dönem 5. Koordinasyon Kurulu
29 Haziran 2003-Ankara



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

TELE 1- SABAH PUSULASI

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 1484


Tüm Basın Açıklamaları

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.