MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI SEMPOZYUMU (YEKSEM 2003) BAŞLADI


 
EMO İzmir Şubesi'nin düzenlediği YEKSEM 2003 15-18 Ekim tarihleri arasında İzmir'de DESEM Konferans Salonu'nda yapılıyor. Sempozyumun açılışında EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş bir konuşma yaptı.
 

Göltaş konuşmasında şu sözleri söyledi:



"Mesleğimizdeki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri destekleyen bu önemli etkinliğin düzenlenmesinde, başta EMO İzmir Şubemiz olmak üzere görev alan ve katılım sağlayan herkesi kutluyor, başarılar diliyorum.

Değerli Katılımcılar,
2003 Temmuz ayında Enerji Bakanlığı EİEİ tarafından hazırlanan "Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanun Tasarısı Taslağında", Yenilenebilir Enerji, sürekli olarak doğal süreçlerle yenilenen ve güneş, rüzgar, biyokütle, hidrolik, jeotermal, okyanus(dalga ve gel-git) kaynaklarından elde edilen enerji ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilen biyoyakıtlar ile hidrojen olarak tanımlamaktadır.

Yine, sözkonusu taslağın Temel İlkeler Bölümünün 4.Maddesinde "Bu Kanunun ve ilgili Yönetmeliklerin yürütülmesinde Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynak kullanımının ülke düzeyinde yaygınlaştırılması ve bu kaynakların verimli kullanılmasından söz edilerek, kaynakların yönlendirilmesinde, ulusal teknoloji düzeyini yükseltici AR-GE çalışmalarının desteklenmesine ve yerli üretim imkanlarının arttırılmasına öncelik tanınır denilmektedir.

Mevcut Tasarının içeriğini, uygulanan enerji politikaları ekseninde bütün yönleriyle ele almak ve ayrıca tartışmak önemli ise de, nihayet böyle bir kanun tasarısına ihtiyaç olduğunu gören ve 2003 yılı temmuzunda bu taslağı kamuoyunun bilgisine sunan Enerji Bakanlığı yetkililerine kısaca bir günaydın denilmesi gerekiyor herhalde.

Dünyada 1974 petrol krizi ile başlayan süreç incelendiğinde, petrolün sonsuz bir kaynak olmadığı gerçeği görülmüş, elektrik enerjisi üretiminde artan maliyetlerin sanayi üretim sektörünü zorladığı noktada gelişmiş tüm ülkeler ciddi önlemler alma yoluna gitmişlerdir.

Enerji gibi hayati bir sektörde ülkelerinin geleceğine ilişkin sorumluluk duyan ve buna uygun politikalar geliştiren tüm gelişmiş ülkelerin, elektrik enerjisi üretimlerinde güneş, rüzgar, jeotermal ve hidrolik olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldikleri ve bu konuda AR-GE faaliyetlerine hız verdikleri görülmektedir.

Yine, petrol krizinin yarattığı bilinç ile enerji kaynaklarının olabildiğince ulusal sınırlar içinden, kaynak çeşitliliği yaratılarak temini öngörülmüş, tüm ülkeler bir taraftan enerjinin çevre ile ilişkisinin önemini kavrayarak enerji üretimlerinde çevreye karşı duyarlı bir yaklaşım sergilerlerken, diğer taraftan, enerjinin verimli kullanılması ve tasarrufuna ilişkin bir proğram oluşturmuşlardır.Neticede tüm bu etkiler değerlendirildiğinde, enerjide planlama kavramının ne denli önemli olduğu bir kez daha açığa çıkmıştır.

Günümüzde, AB ülkeleri enerji tüketimlerinin % 5.6'sını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamakta ve bu oranın 2010 yılında % 12'ye çıkarılması planlanmaktadır. Türkiye'de ise yenilenebilir enerji kaynaklarının tüketim içindeki payı 2000 yılında sadece % 11 seviyesindedir. Bu rakamın uygulanan politikalar sonucu 2010 yılında % 7'ye düşmesi beklenmektedir. Türkiye bugün mevcut enerji tüketiminin % 36'sını Ulusal kaynaklardan karşılıyor iken, bu oranın 2023'de % 20'lere düşmesi kaçınılmaz görülmektedir.

Değerli Konuklar...

Mevcut enerji kaynakları potansiyeli ve kullanımının dünyada yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar dikkate alındığında ne denli önemli olduğu, Bölgemizde yaşanan ve artık bizi de içine alan Amerikan Emperyalizminin saldırgan ve yayılmacı politikaları ile bir kez daha açığa çıkmıştır.

Biz mühendisler çok iyi biliyoruz ki, bölgemizde uzun yıllar içerisinde yaşanan ve son dönemde ABD tarafından giderek yoğunlaştırılan çatışma ve gerilimlerin nedeni, ne Ortadoğu'da demokrasinin geliştirilmesi, ne kitle imha silahlarının varlığı ne de terörist faaliyetlerin engellenmesidir.

Esas neden, Ortadoğu'nun, dünyadaki enerji kaynaklarının önemli bir bölümüne sahip olmasıdır. Bugün dünyadaki enerji üretiminde mevcut ihtiyacın % 90'ı halen fosil yakıtlardan karşılanmakta ve bunun % 45'ini ise petrol oluşturmaktadır. Halen 140.4 milyar ton olan ham petrol rezervinin % 65.4'lük kısmı Ortadoğu ülkelerinde yer almaktadır.

Günümüzde dünya yıllık petrol üretimi olan 3.5 milyar tonun % 31'lik kısmının Ortadoğu ülkeleri tarafından gerçekleştiriliyor olması ve dünya yıllık petrol tüketimi olan 3.3 milyar tonun % 26'sının dünya nüfusunun % 4.7'sine sahip olan ABD tarafından tüketiliyor olması, Amerikanın bölgede "terörizme karşı barış ve demokrasiyi" geliştirme adına yürüttüğü askeri operasyonların gerçek amacını da açıklamaktadır. Bugün Orta Asya ve Hazar Bölgesinin zengin enerji kaynaklarının kontrolü, bir geçiş noktası olan Ortadoğu'nun, ekonomik sosyal ve siyasal olarak tam anlamıyla denetim altına alınmasıyla mümkün görülmektedir. Ülkemize düşen, bu haksız savaş ve işgalin ortağı olmamak, Irak halkıyla uzun yıllar içerisinde oluşmuş tarihsel dostluk ve komşuluk ilişkilerimizin gereği olarak onlarla dayanışma içerisinde olmaktır.

Değerli Konuklar, Sevgili Meslektaşlarım...

Elektrik Mühendisleri Odası son 20 yıldır ülkemizin enerji politikalarına ilişkin iki önemli konunun altını çizdi. Birincisi kamusal bir hizmet anlayışı içerisinde planlamanın önemi, ikincisi ise kendi kaynaklarımıza ve insan gücümüze dayalı ulusal bir enerji stratejisinin oluşturulması.

Bugün ülkemizde başta enerji ve iletişim olmak üzere tüm stratejik temel altyapı hizmetlerinin özelleştirme adı altında hızla tasfiye edildiği bir süreci yaşıyoruz. Bu uygulamaların ülkemizin ihtiyaçlarından bağımsız IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların direktifleri ile siyasal bir tercih olarak dayatıldığı görülmektedir.

DPT verileri bugüne kadar yapılan özelleştirmelere dair çarpıcı bir bilanço ortaya koyuyor. Geçmişte yapılan 408 özelleştirme sonucunda elde edilen gelir 4 milyar 474 milyon dolar. Bu özelleştirmelerin gideri ise, 4 milyar 574 milyon dolar.

Geçmiş özelleştirme uygulamalarının tümüne yakın bölümü aynı zamanda yolsuzluk, kötü kullanım ve sözleşme koşullarına uymama örnekleriyle doludur.

Türkiye toplumu olarak geçtiğimiz 15 yıl içinde, bizlerden saklanmaya çalışılan bir gerçekle yüzleştik. Her biri son derece karlı ve topluma yararlı kuruluşlar, yani toplumsal emeğimiz, toplumsal servetimiz bilinçli bir şekilde zarar ettirilmeye çalışıldı. Her biri birer arpalık ve hortum alanına çevrildi.

Bugün üçe bölünen TEAŞ'ın son üç yılına ait yapılan yanlış sözleşmelerden kaynaklanan zararı 1999 yılında 61.3 trilyon, 2000 yılında 409 trilyon ve 2001 yılında 1.8 katrilyon olarak bu duruma en çarpıcı örnektir.

Bu suçu işleyen seçtiğimiz siyasetçilerin, toplumsal varlıklarımızı iktidar sürelerini uzatmak için sermaye gruplarına nasıl peşkeş çektiklerine Beyaz Enerji Operasyonu ile bir kez daha şahit olduk.

Toplum sorunun kaynağının mülkiyet biçiminde olduğuna inandırılmaya çalışıldı. Sorunun kaynağının mülkiyet biçiminde olmadığını, yönetim ve denetim modellerinin tartışılması gerektiğini başta AKTAŞ ve ÇEAŞ örnekleri olmak üzere ne kadar ısrarla göstermek istesekde, Çırağan Saraylarında yapılan tanışma ve kaynaşma toplantılarına müdahil olmamız söz konusu olamazdı.

Bütün bunlar ortadayken Özelleştirme Yüksek Kurulunun, Elektrik Üretim A.Ş'ye (EÜAŞ) ait 11 termik, Devlet Su İşlerine (DSİ) ait 16 hidroelektrik üretim tesisi dahil toplam 55 santral ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş'ye ait (TEDAŞ) 19 dağıtım bölgesini haziran ayında özelleştirme kapsamına alması, mevcut hükümetin geçmiş uygulamalardan bırakın ders almayı, geçmişte yapılan yanlışları daha da çoğaltarak yeni AKTAŞ'ların, ÇEAŞ'ların, Mavi Akım adı altında yeni doğalgaz yolsuzluklarının önünü açacağını gösteriyor.

İradesini kendi ülkesinin kaynaklarına ve insan gücüne değil, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların tercihlerine teslim etmiş, üretim ve sanayileşmeden uzak rant ekonomisinin kurallarına tabi olmuş bir iktidar ile karşı karşıyayız.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası, ülkemizin gelişmesinde ve çağdaşlaşmasında uygulanacak programların IMF gibi kuruluşların direktiflerine göre değil, kendi gücümüze ve doğal kaynaklarımıza dayalı, üretim ekonomisi ve sanayileşmeden yana, kalkınma stratejilerini bilim ve teknoloji temeline oturtan ulusal bir politika ile yürütülmesinin savunuculuğunu yapmaya devam edecektir.

Değerli konuklar, değerli meslektaşlarım,

Sözlerimi bitirmeden önce, İzmir Şubemizin düzenlemiş olduğu Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumuna sunduğunuz ve sunacağınız katkılar nedeniyle bir kez daha teşekkürü borç bilir, Sempozyum boyunca yapılacak çalışmalarda hepinize başarılar dilerim."

Cengiz GÖLTAŞ
Elektrik Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

TELE 1- SABAH PUSULASI

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 4597


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.