|
Geçtiğimiz aylarda Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.'den (BEDAŞ) ardı arkasına tayinler gerçekleştirilmişti. Altı aylık geçici görevlendirme adıyla aralarında üyelerimizin de bulunduğu 85'i bulan çalışan çeşitli bölgelere gönderilmişti.
Bu kişilerin görevlendirme yazılarında herhangi bir gerekçe gösterilmemiş, sadece "görülen lüzum üzerine" şeklinde bir ifade yeralmıştır. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) basın açıklamaları yaparak bu kişilerin kış başlarken neden aniden tayin edildiğinin bir an önce kesin olarak açıklanmasını istemiş ve bu işin arkasında partizanlık olup olmadığını sormuştu.
Tayinlerin Gerekçesi Açıklanmadı, şimdi suçlanıyorlar!
Bu tayinler yapılırken aniden tüm düzenleri altüst olan insanlara bir açıklama getirilmedi. Görevlendirme yazılarında ne rotasyondan ne de "başarısızlık" gibi bir nedenden bahsedilmemekteydi.
Aradan bir kaç ay geçtikten sonra 20 Aralık 2003 tarihli Zaman Gazetesi'nde manşetten şöyle bir haber yayınlandı: "150 çalışanın yeri değişti, devlet elektrikte 30 trilyon lira kazandı". Haberin devamında "Kaçak elektrikle mücadelede görevli bazı personelin kayıt dışı kullanımına göz yumduğu tespit edildi. Enerji Bakanlığı, Ankara'daki 150 TEDAŞ çalışanını başka illere gönderdi. Operasyonun sonucu hemen rakamlara yansıdı ve başkentte yüzde 18 olan kaçak kullanım oranı yüzde 13'e geriledi." ifadeleri yer almaktadır. Yine haberde "Görev değişiklikleri operasyonun devamı için rutin bir işlem gibi gösterildi. Ancak operasyonun İstanbul ayağı halk desteği gelmeyince başarısızlıkla sonuçlandı" denmektedir.
Bu habere dayanarak Enerji Bakanlığı ve TEDAŞ yetkililerine soruyoruz:
Haberde "şebeke" olarak bahsedilen bu insanlarla ilgili ne gibi bir soruşturma açtınız?
Yine haberde İstanbul'da bir sayaç okuma şirketinden dört görevlinin ve birkaç işadamının cezalandırıldığından bahsedilmektedir. Ankara'da yeri değişen 150 kişinin durumu nedir?
Bu kişilerin tamamı da kaçak elektrik takibinde mi görevlidir? Ankara'da yaklaşık son dört yıldan beri kaçak elektrik takibi Başkent Elektrik A.Ş.'de tek merkezden yapılmaktadır. Bizim bildiğimiz kadarıyla bugüne kadar bu birimden kimse başka bölgelere tayin edilmemiştir. Haberde bahsedilen kişiler Ankara'da TEDAŞ'ın çeşitli işletmelerinde çeşitli kademelerde görev yapan çalışanlardır. O halde bu kişiler nasıl olmuş ta sözedilen suçu işlemişlerdir?
Habere göre bahsi geçen 150 kişi başka illere gönderilince "başkentte yüzde 18 olan kayıp kaçak oranı 5 puan birden" düşmüştür. Kayıp ve kaçak elektrik farklı kavramlardır. Birincisi iletim hatları ve trafolardaki teknik sorunlar ve bakımsızlık nedeniyle meydana gelir; ikincisi ise vatandaşların hile yapmasıyla gerçekleşir. Bu düşen puanların hangisinin kaçak elektrik hangisinin kayıp elektrikten kaynaklandığını nasıl tespit ettiniz? Bu yöntemi açıklayın ki, biz de çalışmalarımızda faydalanalım.
Kaçak elektrik kullanımına izin veren görevliler rüşvet alıyor ve suç işliyor demektir. Durum buysa deliller nerede ve ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz? İnsanları suçlarken ve gazetecilere gayrı resmi olarak bilgi verirken nasıl bu denli rahat davranabiliyorsunuz? Gazetede bu haberi okuyan yakınları ne düşünecekler, bu insanlar mağdur olmayacak mı?
Madem suç işliyorlar, gittikleri yerde de aynı işe yeltenmezler mi? Gittikleri bölgelerdeki vatandaşların günahı ne, onları neden cezalandırıyorsunuz?
Kaçak elektrik kullanan sanayicilerle mücadele ettiği için bir yıl önce öldürülen üyemiz ve TEDAŞ çalışanı Hasan Balıkçı olayıyla ilgili olarak TEDAŞ'ta ne gibi bir soruşturma açtınız? TEDAŞ, kamuoyunda yoğun eleştiriler başlayana kadar davaya müdahil avukat göndermedi ve gönderdikten sonra da müdahil olmadı. Aylardır kurum içinde bir rüşvet havuzu ve bu işten beslenenler olmadan Hasan Balıkçı'nın kapattığı işletmelerin tekrar tekrar açılamayacağını söylüyoruz. Adana TEDAŞ'ta bürokrat-siyasetçi-mafya şeytan üçgenini çözmek için ne yaptınız?
Özelleştirmeye ve yeni sürgünlere kılıf mı aranıyor?
Türkiye'nin tüm enerji kurumlarında yaşanan özelleştirme dalgasından Başkent Elektrik Dağıtım A. Ş. de nasibini almıştır. Şirkette özelleştirme uygulamalarının daha rahat yapılabilmesi için işletme müdürlükleri birleştirilerek, semtlerdeki abone şeflikleri yüzde 80 oranında kapatılarak hizmette daralma yaratılmıştır. Personel emekliliğe zorlanmaktadır veya sürgüne hazır olunması için yeni kurulan güncelleştirme birimine aktarılmıştır. Zaman gazetesinde çıkan bu haber, İstanbul ve diğer illerde yapılacak yeni sürgünlere de zemin hazırlayıcı içeriktedir.
EMO ve ESM, kaçak elektrikle mücadele işinin salt polisiye yöntemlerle olamayacağını, sosyal ve ekonomik tedbirler alınmadan bu sorunun çözülemeyeceğini yetkililere ve kamuoyuna defalarca anlatmaya çalışmıştır. TEDAŞ çalışanlarının can güvenliği yoktur ve Hasan Balıkçı gibi kamu haklarını koruyan pekçok namuslu TEDAŞ görevlisi tehditler almaktadır.
Kuşkusuz kaçak elektrik kulllanımına izin veren ve rüşvet alan görevliler derhal cezalandırılmalıdır. Ancak delil ve soruşturma olmaksızın, resmi bir açıklama yapılmaksızın gazetelerde bu tür haberler yayınlatmak ya sorumsuzluktur ya da kamuoyunu yanıltmak ve yönlendirmek için bile bile yapılmıştır. Enerji Bakanlığı ve TEDAŞ yetkililerini bir an önce bu durumu açığa kavuşturmaya, Zaman Gazetesi yetkililerini de haber yazarken daha fazla dikkatli davranmaya davet ediyoruz.
Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu
KESK ESM Merkez Yönetim Kurulu
23 Aralık 2003
|
|
|