|
Bilindiği gibi yıllardır kamu hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmamış, bu hizmetler piyasa kurallarına bağlanarak büyük ölçüde ticarileştirilmiştir. Kamusal mülkiyet ve hizmetler bu doğrultuda sürekli olarak tasfiye edilmektedir. İmalat sanayii, enerji, madencilik, demir çelik, iletişim dahil bir çok temel ve stratejik sektör böylelikle uluslararası sermayenin sömürüsüne açılmaktadır.
Bilindiği gibi 2007 Bütçesi halen TBMM‘de görüşülmektedir. Görüyoruz ki, bundan önceki bütçeler gibi bu bütçe de IMF politikalarının isterlerine uygun olarak hazırlanmıştır. 2007 bütçesi, gittikçe yoksullaşan halka yüklenen dolaysız ve dolaylı vergiler, özel sektöre kaynak transferi, vergi indirimleri, faiz ödemelerinde sermayeye mutlak avantajlar, sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi ve yatırımlarda azalmanın vardığı vahim boyutları ortaya sermektedir. 2007 yılı bütçesi, iç ve dış borçlar, dış ticaret açığı, faiz dışı fazla, yatırımlardaki azalma; eğitim ve sağlık gibi temel sosyal alanlarda yaşanan gerileme; vergi adaletsizliği, gelir dağılımı/bölüşüm politikalarının ülke sanayisi ve çalışanlar aleyhine ve IMF ile 1998yılında yapılan 10 yıllık anlaşmanın gereklerince biçimlendirilmiştir. Bilindiği gibi yıllardır kamu hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmamış, bu hizmetler piyasa kurallarına bağlanarak büyük ölçüde ticarileştirilmiştir. Kamusal mülkiyet ve hizmetler bu doğrultuda sürekli olarak tasfiye edilmektedir. İmalat sanayii, enerji, madencilik, demir çelik, iletişim dahil bir çok temel ve stratejik sektör böylelikle uluslararası sermayenin sömürüsüne açılmaktadır. AKP hükümeti, özellikle eğitim ve sağlık harcamalarının ulusal gelir içindeki payını sürekli olarak aşağı çekmektedir. Eğitim ve sağlık alanındaki özelleştirme uygulamalarının 2007 yılı içinde artarak devam edeceği anlaşılmaktadır. Öğrencilerin eğitim sisteminin finansmanına daha fazla katılması ve eğitim alanında özel sektörü teşvik politikasının sürdürülmesi 2007 bütçesinin temel özelliklerinden birini oluşturmaktadır. Aynı şekilde sağlık alanında özel sağlık kurumları teşvik edilmekte, sağlık ve sosyal güvenlik reformu ile halk, sisteme müşteri olarak dâhil edilmeye çalışılmaktadır. Yine Hükümetin gündeme getirdiği Devlet Memurları Yasası da aynı zihniyetin bir sonucu ve devamıdır. Bu yasayla, siyasal kadrolaşma yasallaştırılmakta ve genişletilmektedir. İstihdam esnekleştirilmekte, çalışma yaşamı işverenin keyfiyet ve hukuksuz müdahalelerine iyice açılmakta, işsizlik körüklenmektedir. Türkiye‘ye hakim olan ekonomik politika anlayışı, sürekli borç çevirmeye yönelmekte ve yatırım eksenli büyümeyi dışlamaktadır. Döviz-borç-faiz-bütçe açığı-istihdam azalmasının kemirdiği bir Türkiye yaratılmıştır. Sonuçta bütçelerin finansman dengesi iyice bozulmakta, borç ve faizleri artıran bütçelerle bütçe açıklarının finansmanında borçlanma benimsenmektedir. Öte yandan sıcak para giriş-çıkışının artması büyümeyi ve ekonomik dengeleri olumsuz etkilemekte, ülkemizin elini kolunu bağlamakta ve dışa bağımlılığı artırmaktadır. Türkiye, sermaye birikimi ile ilgili olmayan sermaye hareketlerinin serbest bir alanı olmakta ve sermaye birikiminin sektörel dağılımında ciddi bozulmalar yaşamaktadır. Bu durum Türkiye‘nin yatırım ve sanayileşme politikalarından vazgeçtiğini göstermektedir. Türkiye sermaye hareketlerini yönetememekte, sermaye hareketleri ülkemizi kıskacına almaktadır. TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu olarak bu değerlendirmeler ışığında, 2007 Bütçesine "HAYIR" diyoruz. Bu nedenle bizler, 13 Kasım-1 Aralık 2006 tarihleri arasında KESK, TTB ve TMMOB olarak Türkiye çapında, iş yerlerinde emekçilerin istem ve iradesini açığa çıkartacak bir REFERANDUM gerçekleştirdik. Yüz binlerce emekçi kullandıkları oylarla bütçeye ilişkin yaklaşımlarını ortaya koyacaklar, geleceğine sahip çıkma iradesini sergileyeceklerdir. Türkiye çapında yürütülen Referandum sonuçları 5 Aralık‘ta KESK, TMMOB ve TTB tarafından TBMM önünde kitlesel basın açıklaması ile duyurulacaktır Bizler TMMOB Ankara İKK olarak diyoruz ki, - İşçisi, çiftçisi, kamu emekçisi, mühendisi, doktoru, öğretmeni ile bütün emekçileri yoksulluğa ve halkı kamu hizmetlerinden yoksunluğa terk eden bu bütçe derhal geri çekilmelidir.
- IMF ve Dünya Bankası‘nın "Yapısal Uyum ve İstikrar Programları" reddedilmelidir. IMF ile yapılan "Stand-by anlaşması" iptal edilmeli, iç ve dış borçlar yeniden yapılandırılmalıdır.
- Ülke ekonomisiyle ilgili alınan bütün kararlar, başta emek örgütleri olmak üzere toplumun örgütlü kesimlerinin katılımıyla oluşturulmalıdır.
- Özelleştirme ve sosyal tesislerin satılması uygulamalarına son verilmelidir.
- Büyümeyi ve istihdamı artırmak için kamunun yatırımcı niteliği hatırlanmalıdır.
- Kamu harcamaları oranı, toplumsal yarar doğrultusunda yükseltilerek bütçe şekillendirilmelidir. Bütçe kaynakları nitelikli kamu hizmeti üretmek için kullanılmalıdır.
- Herkese parasız, eşit, ulaşılabilir, nitelikli kamu hizmeti verilebilmesi için yeterli kaynak ayrılmalıdır
- Bütçenin hazırlanmasında demokratik süreçler işlemeli, sendikalar, demokratik kitle örgütleri bütçe hazırlık süreçlerinde yer almalıdır.
- Eğitime yeterli bütçe, okullara yeterli ödenek ayrılmalıdır.
- Sağlıkta tasarruf ölümdür! "Sağlıkta Dönüşüm Programı" adı altında sürdürülen yıkım politikaları durdurulmalıdır.
- Uluslararası sözleşmelere uygun, toplu sözleşme ve grev hakkını içeren ve ortak örgütlenmeye olanak veren tek bir sendika yasası yapılmalıdır.
- TİS ve grev hakkı vardır, kullanılır hale getirilmelidir. Ücret ve çalışma koşullarımız Toplu Sözleşme hukuku çerçevesinde belirlenmelidir.
İşte bu taleplerimiz karşılanmadığı takdirde KESK‘in İNSANCA YAŞAM İÇİN 14 ARALIK‘TA HİZMET ÜRETMEME EYLEMİ, 14 Aralık‘ta TMMOB tarafından desteklenecektir. TMMOB Ankara İKK olarak bu sürecin aktif bir parçası olmaya devam edeceğimizi buradan kamuoyuna duyururuz. 02.12.2006 TMMOB ANKARA İL KOORDİNASYON KURULU
|
|
|