|
Yönetim Kurulu Başkanı Erdal AKTUĞ'un 28.10.2007 tarihli Kent Gazetesi Köşe Yazısı
BU OLANLAR NE İÇİN ? TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak üyelerimize ve kentteki tüm yurttaşlarımıza yönelik düzenlediğimiz aylık etkinlikler kapsamında geçtiğimiz cuma günü Cumhuriyet haftası nedeniyle bir söyleşi düzenledik. 26 Ekim 2007 tarihinde Hotel Almira‘da düzenlenen söyleşinin konusu "Cumhuriyet Kazanımları ve Anayasa" olup konuşmacımız ise Cumhuriyet gazetesi yazarı Sayın Şükran Soner idi. Etkinliğimizi düzenlerken Cumhuriyet tarihinin en önemli anayasa değişikliğinin konuşulduğu bir atmosfer içerisinde bulunuyorduk. Bugün ise Hakkari‘nin Dağlıca Bölgesinde yitirdiğimiz 12 şehit ile bir aydır toplam 42 şehidimiz ve yıllardır yaşadığımız şehitlerin acısı içerisinde bulunuyoruz.Şükran Soner de konuşmasını bu nokta da Güneydoğu Anadolu‘da olanlara, toplumun ırksal ve dinsel gruplara bölünmesinin din ve mezhep ayrımcılığının emperyalizmin nasıl bir oyunu olduğunu anlattı. Soner konuşmasına günümüzün popüler tanımıyla mahalle baskısı diye ifade edilen sorunun arkasında cemaatçiliğin bulunduğunu, toplumun içerisinde Cumhuriyetçi ve cemaatçi kültürlerin ayrıştığını belirtti. Arkasından son eylemliliklerle yaşanan gerilimin yol açabileceği tehlikelere dikkat çekti. Farklı din, ırk ve kültürlerin birarada yaşamalarının nasıl bir anda bozulabileceğini Yugoslavya örneği ile açıkça ortaya koydu. Tito‘nun Yugoslavya‘sının çok kültürlü modelinin çimentosu emperyalizmin bu büyük oyunu karşısında kırıldığını, ırklar ve dinler ekseninde Yugoslavya vatandaşlarını öylesine ilkel, kanlı, kirli bir hesaplaşma oyununun içine, tuzağına düşürüldüklerini anlattı. Aynı aileden yetişen çocukların birbirini nasıl öldürdüğünü anlattı. Düğünlerde takılan kırmızı-siyah eşarpların, Arnavut‘ların kültürel rengini mi temsil ettiği yoksa bayrağını mı temsil ettiği ile başlayan gerilim ülkenin parçalanması sonucunu doğurduğunu anlattı. Gerçekten Şükran Hanım bunları anlatırken birden ülkemizin şu an içinde bulunduğu durum gözümün önüne geldi ve irkildim.Yugoslavya‘da yaşananlar ile ne kadar da çok benzerlik içeriyor. Bugün bizim yaşadığımız sıkıntılara karşı bu topraklarda yüzyıllardır kardeşçe yaşamış insanların birbirinin yüzüne bakamayacak hale getirilmesinin ,getirilmeye çalışılmasının en azından benim için korkulan sonuç olduğu apaçık ortadadır. Şükran Soner, petrol gibi stratejik sömürünün yatağında, Irak bataklığında emperyal işgal altında yaşananların acımasızlığına değindi. Bence bu önemli bir nokta.Çünkü bu karmaşadan kazançlı çıkan sadece büyük petrol şirketleri ve büyük Ortadoğu projesini uygulamaya sokmaya çalışan ABD değil midir ? Niçin petrol varil fiatı son günlerde varilde 10 $ varacak kadar artmış ve kimler bedavadan milyar dolarları cebe indirmiştir? Bu işten kimin yada kimlerin karlı çıktığı ortada değil mi? Ülkemizde de enerji üzerine uygulanan oyunların sonuçlarını hep birlikte görmüyor muyuz ? Irak‘taki yaşanan oyunun da çoğunluğu aynı dinden, Müslümanların içindeki mezhepler aracılığıyla, farklı şeriat yorumlarıyla yaşandığını açıkça görüyoruz. Müslüman müslümanı ibadet ederken, aynı inanç ekseninde Tanrı‘ya yakarırken, kadın-çocuk da ayırmaksızın katletmiyor mu ? Tüm bu oyunlar ülkemizde de dahil ABD emperyalizminin devamına hizmet etmek demek değil de nedir ? Konuşmacımız önümüzde duran iki önemli sorununda altını çizdi. Birarada yaşamanın standartları nelerdir ve emperyalizmin tuzaklarından nasıl korunuruz ? Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)‘inin uzun süredir masa üzerinde konuşulduğunu ve bu projenin Ortadoğunun sınırlarını, haritalarını yeniden çizmek olan bir emperyalist proje olduğunu anlattı. ABD‘nin Irak bataklığındaki durumuna, çıkarlarına, çıkmazlarına bağlı olarak kullanılan, ipleri ABD‘nin elinde olan cemaatlerin, aşiretlerin olduğunu aktardı. Ve bunların Türkiye‘ye yönelik hesaplarda, oyunlarda da rol oynadıklarını, PKK terör örgütünün de yeni haritaların çizilmesinde görev aldığını, radikal islamcı terör örgütlerine militanlar yetiştirildiğini, bazı cinayetlere uzanan bir dizi tetikçinin arkasında bu türden cemaatçi yapıların, terör örgütlerinin olduğun bizlere söyleşide anlattı. Söyleşimize üyelerimizin yanı sıra kentimiz meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile Uludağ Üniversitesi‘nden EMO-GENÇ üyeleri de katıldılar. Söyleşimizin sonunda Odamıza yeni katılan üyelerimize rozet takma töreni düzenlendi. Törende ülkemize, vatanımıza ve şehitlerimize sahip çıkacağımız ve emperyalizmin oyununa gelmeyeceğimiz ifade edildi. Türkiye Cumhuriyeti‘nin Kuruluşunun 84.Yıldönümü ve Tüm Halkımızın Cumhuriyet Bayramını kutluyor M. Kemal ATATÜRK‘ÜN şu sözü ile bugünkü yazımı bitiriyorum. "Milli Benliğini Bilmeyen Milletler , Başka Milletlere Yem Olurlar" ERDAL AKTUĞ TMMOB EMO Bursa Şb. Yk. Bşk
|
Tanıtım
BURSA ŞUBE
YAZILI BASINDA ODAMIZ
EMO BURSA ŞUBESİ 19. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI
