 |
EMO 47. Olağan Genel Kurulu 22 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleştirildi. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek, Koronavirüs’ün etkisiyle daha da ağırlaşan ekonomik ve siyasi krize değinirken, “Türkiye’de yaşanan krizleri, demokrasi meselesinin bir parçası olarak algılamazsak, sadece meslek alanımızla sınırlı yürüteceğimiz çalışmalar yenilgiye uğramaya mahkumdur. Demokrasi mücadelemiz bu ülkeye olan namus borcumuzdur” diye konuştu.
Anadolu Otel Esenboğa Termal`de düzenlenen EMO 47. Olağan Genel Kurulu, 22 Ağustos 2020 günü çalışmalarına Divan Başkanlığı‘nın oluşturulmasıyla başladı. Divan Başkanlığına Erhan Karaçay seçilirken, Tarık Tarhan ve Emin Yıldırım başkan yardımcıları; Asuman Gülay Yıldırım, Mesut Durmaz, Reha Şen ve Ali Can Dumanlı katip üyeler oldular. İlk olarak Genel Kurul gündemi oylanarak, kabul edildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı‘nın okunmasının ardından Anıtkabir Çelenk Heyeti belirlendi.
EMO 46. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek, açılış konuşmasında, ülkemiz ve Odamız açısından yoğun bir dönemi geride bırakıldığını, uzun süredir etkilerini derinden yaşadığımız siyasi ve ekonomik krizin, Koronavirüs salgınının da etkisiyle daha da katlanarak içinden çıkılmaz bir hale geldiğini kaydetti. Koronavirüse karşı açıklanan tedbirlerde halkın ve toplumun değil, sermaye çevrelerinin gözetildiğini anlatan İpek, faturaların ötelenmesi de dahil olmak üzere EMO ve meslek odalarının talep ve uyarılarının siyasi iktidar tarafından dikkate alınmadığını kaydetti.
Buna karşın EÜAŞ`ın dağıtım şirketlerine teknik ve teknik olmayan kayıp enerji satışları ile görevli tedarik şirketlerine yapılan satış tarifesinde 2020`nin başından bu yana yüzde 62 indirim yapıldığını ancak bu indirimin de tüketicilere yansıtılmadığını belirten İpek, kamu eliyle elektrik şirketlerinin sübvanse edildiğini, elektriği daha ucuza alan şirketler karlarını artırırken, milyarlarca dolara ulaşan borçlarını da kamunun üstlendiğini söyledi.
"Dünyanın gelişmiş ülkeleri halka güvence vererek siz sağlığınızla ilgilenin, gerisini biz düşünürüz derken, bizde ise olağan dönemlerde yapamadıkları işleri bu dönemde yapmak istediler" diyen İpek, TMMOB Yasası`nın değiştirilmek istendiğini, Kanal İstanbul proje ihalesinin yapıldığını, SİT alanları ve tarımsal alanları kullanıma açan yönetmelik çıkarıldığını anımsattı. "Krizi fırsata çevirme anlayışındaki iktidarın kendi küçük hesaplarıyla toplumu altüst ettiğini" söyleyen İpek, şöyle devam etti:
"TMMOB ve odalar kamu çıkarlarını koruyan, bu noktada her türlü özveriyi yapan kurumlardır. Bir demokrasi mücadelesi verdiğimizi hiçbir zaman unutmayacağız. Türkiye`de yaşanan krizleri, demokrasi meselesinin bir parçası olarak algılamazsak, sadece meslek alanımızla sınırlı yürüteceğimiz çalışmalar yenilgeye uğramaya mahkumdur. Demokrasi mücadelemiz bu ülkeye olan namus borcumuzdur."
Gazi İpek, adil yargılama talebiyle ölüm orucunu sürdüren Avukat Ebru Timtik ve Avukat Aytaç Ünsal`ı da selamlayarak, "Adil yargılama bir haktır. Bugün tüm yurttaşlar ve hepimizin sorunudur. EMO da bu talebe sessiz kalamaz. Hukukunun üstünlüğünün esas olduğu bir Türkiye için, adil yargılama için mücadele eden herkesi selamlıyoruz" dedi.
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi iflas etti"
Türkiyede 16 Nisan 2017 Referandumu ve 24 Haziran 2018 seçimleri ile Parlamenter sistemin ortadan kaldırıldığına işaret eden İpek, şunları söyledi:
"Bu süreç ülkemizi çıkmaz sokağa getirmiştir. Sorunlar çözülmemiş, daha da ağırlaşmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi iflas etmiştir. Türkiye`nin tekrar parlamenter sisteme geçmesi için çalışılmalıdır. Toplumda büyük bir ayrışma yaşanmaktadır. Uluslararası alanda da özellikle Libya ile ilgili yaşanan süreç, ülkemizi batağa sürüklemektedir. Burada bir kez daha altını çiziyoruz; insanlığın geleceği için barış mücadelesi büyük önem taşımaktadır. Atatürk`ün ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh` ilkesi ışığında, tüm dünyada barışın, kardeşliğin, demokrasinin yerleşmesi için çaba harcanmalı; dünyamızın ve ülkemizin kaynakları silahlara, füzelere, bombalara değil, insanlığın yararına kullanılmalıdır."
Yerel seçimler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin tekrar edilmesi ve kayyum atamalarına değinen İpek, "Kayyum atamaları, bu ülkede artık her şeyin ayaklar altına alındığını göstermiştir. Seçim sonuçlarına karşı yürütülen gerilim ve kışkırtma politikalarının ülkemizi getirdiği nokta ortadadır. İktidar gücüyle halkın iradesinin gasp edilmesine izin verilmemelidir" dedi.
"EMO üyeleri arasında işsizlik yüzde 31.2"
EMO`nun üyelerine yönelik yaptırdığı ankette işsizlik oranının yüzde 31.2 olarak belirlendiğini, bu oranın TÜİK verilerinin 3 katına ulaştığını kaydeden İpek, "Ekonomide yapısal reformlar acil olarak yürürlüğe konulmalı, borç batağını kurutacak, gelir dağılımındaki adaletsizliği son erdirecek, refah ve kalkınma getirecek yeni bir Demokratikleşme Programı uygulanmalıdır" diye konuştu.
Özelleştirme politikalarını eleştiren Gazi İpek, enerji sektörünün bugün büyük bir batağın içinde olduğunu, satın alma garantileri ve YEKDEM fiyatlarıyla oynanarak yandaş sermayeye destek sağlandığını kaydetti. "Özelleştirmenin enerji sektöründe vurguna dönüştüğünü" anlatan İpek, enerjinin bir kamu hizmeti olduğu unutulmadan, yeniden kamusallaşmaya dönülmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye`nin nükleer santrallara ihtiyacı olmadığının altını çizen İpek, "Enerji alanındaki planlamalarda ‘ekolojik denge, çevre ve insan` unsurları temel alınarak, öncelikle kayıp-kaçaklar tasfiye edilmeli, enerji verimliliği ve tasarrufu desteklenmeli ve yüzde 100 Yenilenebilir Enerjiye Geçiş için Master Planı yapılmalıdır" dedi.
Gazi İpek, Türk Telekom`un özelleştirilmesinin ardından, 10 yılda 5.7 milyar dolara yakın kar payı alan ancak özelleştirme bedeli için kullandığı krediyi ödemeyen Oger grubunun büyük bir batak yarattığını, sonuçta Türk Telekom`un yüzde 55 hissesinin 3 banka tarafından kurulan ortak şirkete devredildiğini anımsattı. İpek, "Özelleştirme tarihi, uluslararası sermayenin soygunu ve ülkeyi teslim almasıdır" diye konuştu.
Meslek Alanının Yeniden Düzenlenmesi
EMO`nun 2020 Temmuz sonu itibarıyla 67 bini aşkın üyesinin bulunduğunu, 14 şube ve 113 temsilcilikle hizmet vermeye devam ettiğini aktaran İpek, şu görüşleri dile getirdi:
"Kamu hizmetlerinin verilmesinde bir taraf kamu kurumları ise, diğer taraf odalarımızdır ve bu ikisi arasında mutlaka uyum ve koordinasyon sağlanması gerekmektedir. Oysa uyum sağlamak bir yana karar vericiler tarafından meslek odaları her aşamada dışlanmaya çalışılmaktadır. Bir meslek kuruluşu olarak asli görevimiz Anayasa`nın 135. Maddesinden aldığımız yetkiyle, meslek alanımızı düzenlemek ve denetlemektir. Öncelikle alanımızdaki mühendislerin mesleki çıkarlarını öne çıkaran faaliyetler yürütmektir. Bu alanı çözemezsek üyelerimizle ilişkilerimizin zayıflayacağı bir gerçek. Mezun olan meslektaşlarımızın yüzde 25`i üye olmaktadır. Meslek alanının yeniden düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda eylem planı gerekiyor."
EMO`nun ikinci önemli görevinin ise yetki ve sorumlulukların yeniden düzenlenmesi ve buna bağlı olarak yeni bir örgütlenme modeli ve çalışma tarzının hayata geçirilmesi olduğunu anlatan İpek, ciddi bir kurumsallaşmaya ihtiyaç duyulduğunu ayrıca uluslararası alanda da ilişkiler kurulması gerektiğini vurguladı.
Rekabet Kurulu tarafından EMO`ya verilen para cezası ile ilgili süreci de anlatan Gazi İpek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Siyasi iktidar EMO`yu teslim alacağını zannetmesin. Bu ülke böyle karanlık bir dönemin iktidarıyla uzun süre gidemez. Kendi ayakları üzerinde duracak, daha sağduyulu, siyasal oluşumlar sağlanacaktır. Ülkemiz ve odalarımız mücadeye devam edecektir. EMO, 66 yıldır ülkemiz, mesleğimiz ve meslektaşlarımız yararına sürdürdüğü onurlu çizgisinden ödün vermemiştir, bundan sonra da vermeyecektir. Özgür, laik, demokratik çağdaş ve bağımsız bir ülke özlemiyle Genel Kurulumuza başarılar diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum."
|
|
 |
Çok Okunanlar |
|
|
|
Tanıtım
SAMSUN ŞUBE
