EMO İstanbul Şubesi 42. Dönem Yönetim Kurulu tarafından hakları için mücadele eden maden işçileri için basın açıklaması yapıldı. Direnen madenciler kazandı başlıklı basın açıklamasının tamamına haberimizin devamından ulaşabilirsiniz.
EMO İstanbul Şubesi DİRENEN MADENCİLER KAZANDI Altın çağını kapatan kapitalist üretim ilişkileri içindeyken bir yandan da salgın eşliğinde yaşamaya çalışıyoruz. Yeni üretim süreçleri, mühendislerin de içinde olduğu geniş bir kitleyi kısım kısım işsiz bırakırken çalıştırdıklarını da ya göstermelik güvenlik önlemleri içinde ya da evini süresiz bir ofise dönüştürerek elinde tutuyor. Döviz yükselirken, mühendislerin alım gücü de günden güne düşüyor. Zor bir dönemdeyiz, evet. İşçileşen mühendisler, tüm emekçi katmanların yaşadığı sorunların artık daha çok farkında çünkü kendisi de yaşıyor. İşsizliği ve asgari ücrete yakın, hatta bazen daha altında bir miktarla yapılan ödeme tekliflerini yaşıyor. Ekonomik hakların yanı sıra toplumsal hayatın her alanında bir sıkışma kendini gösteriyor. Kriz teğet geçmiyor, kriz artık mühendislerin de hanelerinin baş gündemini teşkil ediyor. Tüm bu karanlık tablo içinde kimi örgütlü fabrikalardan yükselen tepkiler ve toplumda biriken hoşnutsuzluk bazen belli saldırıların ötelenmesini veya geri çekilmesini sağlıyor. İçlerinde biz mühendislerin geniş bir kitlesinin de olduğu işçi emekçilerden itirazlar yükseliyor. Soma ve Ermenekli madenciler en temel hakları olan ücretleri için direngen bir yürüyüşle tazminatlarının ödenmesi sözünü aldılar. Her zaman emekten yana bir tutum almayı kılavuz edinen EMO İstanbul Şubesi olarak bu haklı direnişi selamlıyoruz. Maden işçileri soluk almamız için bir yol açtılar, madencilerin aileleri dönmek yok dediler. Gözlerini göğe yükseltip pelerinli bir kurtarıcı beklemediler. Kendilerini kurtaracak olanın aynı madende kömürü işleyen elleri, o ocaklarda nice çileler çeken ayakları olduğunu biliyor ve en önemlisi de bizlere hatırlatıyorlar. Yürüdüler… Bu yürüyüşe manevi de olsa katkı sunabilmek için #MadenciyleYürüyorum diyenler sosyal medyadan bir cesaret ateşi (alternatif: bir kullanmadan "cesaret ateşini" yazmak) fitillediler. Tüm bu haklı güzellemelerden sonra bu mücadeleyi sürdüren Soma ve Ermenekli emekçilerin bizlere ne hatırlattığını da tekrar sormak gerekiyor. Ancak bu şekilde o madencilerle gerçekten yürüyebiliriz. Bizlere Teoman Öztürklerden ve nice toplumcu mühendis, mimardan kalan mirası ancak böyle sürdürebiliriz. Nasıl mı? İş yerlerinde idare yanlısı tutum almak yerine iş arkadaşına destek vererek, onla aynı çıkarlara sahip olduğumuzu hatırlayarak. Bireysel bir kurtuluş olmadığını, işsizliğin kaderimiz olmadığını, adil bir çalışma hayatı için örgütlü olmak gerektiğini, üreten bizsek söz sahibi de olabileceğimizi fark ederek… Sadece madenlerde değil, şantiyelerde, ofislerde ve plazalarımızın o şık ortamlarında da emek sömürüsünün olduğunu hatırlayarak. Her türden bir araya gelişin yollarını arayarak. Meslek odamızın da bunun katalizörü olabilme niyetiyle her zaman üyelerinin yanında olduğunu unutmayarak. (Burada unutmayarak kelimesi yerine benzer yapıda başka bir fiil de eklenebilir, hatırlatarak, vurgulayarak… gibi) Bizim suskunluğumuz içinde yükseliyor direnen maden emekçilerinin sesi. Salgın sürecinin turkuaz tablosundaki rakamların samimiyetsizliği ile değil, yaşadığımız dünyanın kömür acısı gerçeğiyle… Maden emekçilerinin sermaye temsilcilerinden almış olduğu sözün biz de takipçisiyiz. Yaşasın Sınıf Dayanışması! 17 Kasım 2020 EMO İstanbul Şubesi 42. Dönem Yönetim Kurulu
|