Meteoroloji Mühendisleri Odası, İzmir ve Balıkesir`de hasara yol açan hortumlara ilişkin basın açıklaması yaptı. İklim değişikliğinden değil, planlama ve mevzuatı eksikliğinden hortumların afete dönüştüğü vurgulanarak, riskli bölgelerde yapıların insanlara sığınak oluşturacak şekilde projelendirilmesi için mevzuat değişikliği yapılması istendi.
Meteoroloji Mühendisleri Odası`nın 17 Şubat 2021 tarihinde düzenlediği basın açıklamasında, 11 Şubat 2021 akşam saatlerinde İzmir İli Çeşme İlçesi, Alaçatı Mahallesi`nde ve Balıkesir İli, Ayvalık İlçesi Sarımsaklı Mahallesi`nde meydana gelen hortumların hasara ve yaralanmalara yol açtığı hatırlatılarak, şu bilgilere yer verildi: "Orta Akdeniz üzerinden gelen bir alçak basınç sistemine bağlı soğuk cephe hattında ve önünde oluşan sağanak hattı, Ege kıyılarımızdan giriş yapmış, Trakya ve Ege Bölgesi`nin batısını etkilemiştir. Bu sağanak hattı üzerindeki bulut içinde bazı hücreler süper hücre karakteristiği göstermiş, İzmir Alaçatı ve Balıkesir Ayvalık`ta hortumlara, Urla`da ise 5~6 cm çapına erişen büyüklükte dolu yağışlarına neden olmuştur. Deniz üzerinde kıyıya yakın bölgede kuvvetli güneyli rüzgarlarla taşınan nem (6-8 g/kg), orta troposferde uygun düşey sıcaklık farkı ile birlikte zayıf-orta düzeyde kararsızlık (400-800 J/kg MLCAPE) oluşmasına neden olmuştur. Kuvvetli rüzgar kayması (0-6 km için 25-30 m/s) çevre koşullarında oluşan fırtınalar, kara içerisine ulaştığında ise hızla zayıflamış ve sönümlenmiştir. Süper hücre varlığı koşulunda, özellikle aşağı seviyedeki yönsel ve hızsal rüzgar kayması (0-1 km için 10~15 m/s ve >150 m2/s2 SREH01), karaya çıkıştaki topoğrafya etkileşimiyle beraber hortum oluşumu için uygun çevre koşullarını mevcut hale getirmiştir." Düzenli kayıt tutulmamasına rağmen Ege kıyılarında benzer hortumların daha önce de gözlemlendiğine değinilen açıklamada, "Bu hortumlar bölgesellik, mevsimsellik ve meteorolojik süreçler bakımından sürpriz değildir. Ülkemizde gerçekleşen meteorolojik afetlerin akabinde, konunun hızla iklim değişikliğine bağlanması adet haline gelmiştir" denildi. Konunun bütünüyle iklim değişikliğine bağlanmasının hata olacağını ifade edilerek, karbon salınımının en düşük düzeyde olduğu 1818 yılında Çeşme`de bir hortumun büyük hasara neden olduğu hatırlatıldı. Meteorolojik bir olayın afete dönüşmemesi için idari ve yapısal önlemlerin alınması gerektiğine işaret edilen açıklamada, şöyle denildi: "Bu konu özelinde bakıldığında, hortumun etkilediği alanın daha yoğun yaşam alanlarına kayması durumunda insanların kendilerini korumaya alabileceği sığınakların bulunmadığı açıkça görülmektedir. Bu gibi olayların gelecekte de etkili olabileceği düşünülerek insanların yoğun olduğu alanlarda bu konuya ilişkin yapılar yapılması ya da mevcut yapıların bu konuda önlem sağlayacak şekilde revize edilmesi gerekir. Sonuç olarak, bölgesel planlamalarda meteorolojik parametreler dikkate alınmalı ve projeler ekstrem parametrelere göre boyutlandırılmalı. Bu gibi olayların etkili olabileceği alanlardaki yapıların projeleri (kıyı yapıları ve deniz araçları barınakları gibi) gözden geçirilmeli, özellikle yoğun insan kullanımı olan alanlarda her türlü kamu binaları/yapıları ve özel yapılar insanlara sığınak oluşturacak şekilde projelendirilmeli ve amaçla imar mevzuatında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Yaşanan meteorolojik olayların afete dönüşmesi, iklim değişimine değil, planlama ve yapı mevzuatına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır."
|