MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İSTANBUL ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR

   · 

SMM NEDİR?

   · 

ÖLÇÜM VE BİLİRKİŞİLİK İÇİN BAŞVURU

   · 

YAYIN SATIŞ VE KİTAP LİSTESİ

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 EDİRNE   İSTANBUL   KIRKLARELİ   TEKİRDAĞ 
 

 
MİSEM EĞİTİMLERİ
 

EMO İstanbul Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 81

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ŞUBEMİZ 43. OLAĞAN GENEL KURULU TAMAMLANDI


GÜNDEM

 
EMO İstanbul Şubemizin 43. Olağan Genel Kurul Süreci 27 Şubat 2022 tarihinde yapılan seçimlerle birlikte sona erdi. Kesinleşmemiş sonuçlara göre seçimleri Saadet Nuruilah Güleç ile başlayan Mavi Liste kazandı. Genel Kurul sürecine katılım sağlayan, sağlayamayan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.
 

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubemizin 43. Olağan Genel Kurulu, 26-27 Şubat 2022 tarihlerinde yapıldı. İki listenin girdiği seçimler sonucunda İstanbul Şube yeni Yönetim Kurulu, Saadet Nuruilah Güleç, Gökhan Serdar Özcanlar, Dağıstan Bekiroğlu, Emrullah Ay, Nursemin Yıldız, Ekrem Gültekin ve Serkan Uğur Bayraktar`dan oluştu.

 

Genel Kurul ilk gün Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi`nde EMO İstanbul Şube 42. Dönem Yönetim Kurulu Başkanımız Cemil Kocatepe ve EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Can İncebıyık`ın açılış konuşmalarıyla başladı. Genel Kurul`da EMO Denetleme Kurulu Başkanı Suat Yılmaz gözlemci olarak yer aldı.

 

Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi`nde 27 Şubat 2022 Pazar günü yapılan seçimlere Mavi ve Beyaz olmak üzere iki liste girdi. Mavi Liste`nin 1002 oya karşı 2044 oyla kazandığı seçim sonucunda İstanbul Şubemizin yeni Yönetim Kurulu, Saadet Nuruilah Güleç, Gökhan Serdar Özcanlar, Dağıstan Bekiroğlu, Emrullah Ay, Nursemin Yıldız, Ekrem Gültekin ve Serkan Uğur Bayraktar`dan oluştu.

 

Erkan Solmaz, Enes Yılmazer, Cem Bülbül, Nihal Türüt, Tigin Öztürk, Murat Bilmez ve Hansel Özgümüş Yönetim Kurulu yedek üyesi olarak seçildiler.

 

Korhan Esin, Abdurrahman Kılıç ve Halis Sarı Şube Denetçisi olurken, Muharrem Celal Pınargözü, Mehmet Karadurak ve Muhammed Rauf Şehir yedek Şube Denetçisi olarak belirlendiler.


42. Dönem Yönetim Kurulu Başkanımız Cemil Kocatepe tarafından gerçekleştirilen açılış konuşmasında şöyle konuştu:


Sayın Divan,

Değerli meslektaşlarım,

Sevgili konuklar,

EMO İstanbul şubesinin yoğun bir çalışma döneminin ardından gerçekleştirdiğimiz 43. genel kurulunda sizlerle birlikte olmaktan onur duyuyor, EMO İstanbul Şubesi 42. Dönem yönetim kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan evvel ne yazık şu an aramızda olamayan odamızın, şubemizin çınarlarından Servet Kumsal arkadaşımızı ve yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Ayrıca, Covid-19 la mücadelenin cephe savaşçıları doktorlarımız başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanlarımızı saygı ve minnetle anarken, hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Değerli Meslektaşlarım,

43. Genel kurulumuz, ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik ve demokratik kriz ile kuzey bölgemizde NATO`nun, Rusya`yı kuşatma, Rusya`nın Ukrayna`yı işgal girişiminin yaşandığı, emperyalistlerin çıkar çatışmasının insanlığı bir kez daha ezdiği günlere denk geldi.

Türkiye`nin hem Kürt halkına karşı, hem de Esat rejimi bahanesi ile Suriye halkına karşı halen sürdürdüğü ve nerede ise unutulmuş bir savaş bütün acıları ve yıkımları ile sürüyorken Türkiye ve bölge halkları olarak bunun bedelini en ağır bir şekilde ekonomik krizin derinleşmesi ve demokratik hakların gasp edilerek, haksızlığın, hukuksuzluğun ortadan kalkması ile ödüyoruz.

Savaşın bir insanlık suçu olduğunu, önce işçi ve emekçileri vurduğunu biliyor SAVAŞA HAYIR, BARIŞ HEMEN ŞİMDİ diyoruz.

42. Olağan Genel Kurulu`muzda sizlerin güvenoyu ve desteği ile seçilen yönetim kurulumuz iki yıllık görev süresini tamamladı. Bu sürede desteğini ilgisini esirgemeyen tüm üyelerimize, komisyonlarda, çalışma guruplarında, kurullarda emek verenlere teşekkür ediyoruz.

Geçen bu iki yıl, tüm insanlığın 100 yılda bir yaşadığı varsayılan ve halen etkilerini ağır bir şekilde sürdüren salgın afeti şartlarında geçti. Hepimizin hayatını geri dönülmez bir şekilde değiştiren bu salgından kurtulan tüm insanlığa geçmiş olsun diyoruz. Bu dönemi anımsamak için ilk çıkardığımız 68 sayılı bülteni okumanızı öneririm.

İlk şaşkınlığı üzerimizden atmaya çalışırken, bir anda birbiri ile bağları kopan insanlar olarak hissedilen yalnızlığa bir nebze merhem olma niyetine öncelik 65 yaş üstü üyelerimiz olmak üzere aramalar organize ettik ve daha sonra tüm üyelerimizi aramaya ve bir taraftan da bu aramalar sonucunu bilgiye döndürmek için anket yapmaya başladık. Bu çalışmamız yaklaşık 10 ay sürdü. Anket faaliyetimizin sonuçlarını ve yönetim kurulumuzun 1 yıllık faaliyetini 71 sayılı bültenimizle paylaştık.

Gene Covid-19 salgınının başladığı, herkesin sağlıkla uğraştığı bu zamanlar da iktidar dönemi fırsat bilip TMMOB ve diğer meslek örgütlerini parçalayarak etkilerini ortadan kaldırmak için girişimler başlattı. Bu duruma karşı da her şeye rağmen, başta üyelerimiz olmak üzere, kamuoyunun yüksek tepkileri üzerine giderek gündemden kalkan bir girişim olarak kaldı.

Sokağa çıkma yasaklarının başladığı sürecin vahim iktidar uygulamalarından biri de vatandaşa yasak olan sokağın, dağın, taşın enerji ve maden şirketlerine yasak olmaması doğa tahribatını, çevre katliamlarını arttırmıştır.

Doğaya yapılan katliamları affetmek mümkün değil. Enerji ve maden şirketlerine öyle büyük alanlar açtılar ki köylüler köylerinde dışarı çıkamazken oralara iş makineleri soktular zeytini, ağaçları, ormanları yok ettiler. Buna karşı yine de halkımız direniş gösterdi. Bunların bir kısmını püskürttü. Bunların içinde en bilineni de Kazdağları`nda Alamos Gold şirketine karşı verilen mücadele oldu. Bu mücadele içerisinde yer alan tüm yurttaşlara teşekkür ediyor, onları selamlıyorum.

Ülkemizde nerede ise günde birden fazla kadının katledildiğini hepimiz biliyoruz, bu duruma karşı kadınların sarıldığı İstanbul sözleşmesinin iptalidir. Bu sözleşmeyi iptal edenler elbet bir gün gidecek, İstanbul Sözleşmesi kalacak ve diyoruz ki İstanbul sözleşmesi yaşatır. (2010-2020 yılları arası 2534, 2021 yılında 424 kadın katledildi)

Gene ülkemizin en önemli gündemlerinden biri iş cinayetleridir. İSİG Meclisi verilerine göre sadece 2021 yılında 2170 işçi iş cinayetlerine kurban gitti. Bunlar sermayenin kar hırsının kurbanlarıdır. Önlemleri ve denetimleri yetersiz bırakan uygulamalar ortadan kaldırılmalıdır.

Değerli Üyelerimiz,

42. Çalışma dönemi Covid-19 salgını nedeniyle geçmiş dönemlerden epeyce farklı çalışma ortamlarının oluşmasına ve şartlarının değişmesine neden oldu. Yönetim kurulu toplantılarımız başta olmak üzere, Mesleki çalışmalarımızın temel yapısı olan komisyonlarımız, çalışma guruplarımız, danışma kurulu toplantılarımız,  eğitimler online sistem üzerinden yapılmak zorunda kaldı ve giderek kalıcılaştı. Bundan sonra iki bir yaşam süreceğiz gerek yüz yüzü gerekse online olarak bu çalışmaları sürdüreceğiz.

-Tabii ki bu oda rutin çalışmalarının da online olarak yapılması gereğini ortaya çıkardı, birçok zorluğa rağmen İstanbul şube olarak bu durumu da epeyce hayata geçirdik sanıyorum.

Üyelerimizin Şubeye gelerek gerçekleştirdiği bir çok işlem Şubemizin gayretiyle online yapılır hale getirildi. Bu konuda öneri, şikayet ve eksiklerin siz delegeler tarafından dile getirilmesini önemsiyoruz.

-Dönem boyunca yaptığımız bu faaliyetleri çalışma raporumuzda okuyacaksınız.

-Oda faaliyetlerinin çok önemli kısmı, oda üyelerinin bilgi birikimlerini, tecrübelerini komisyonlar ve çalışma gurupları aracılığı ile paylaşmaları ve bilgilerin ortaklaşarak tekrar üyelere, topluma dönmesi şeklinde olmaktadır. 42. Dönem boyunca gerek komisyonlar gerek gerek çalışma guruplarında yer alan, emek ve bilgi veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

-Meslek içi eğitimler, mühendislik geliştirme eğitimleri, seminer ve söyleşilerimize katkı koyan, emek veren tüm meslektaşlara ve meslek insanlarına teşekkür ediyoruz.

-Mesleğimizin gereği uygulamalı olarak yapılması gereken eğitimleri özveri ile gerçekleştiren eğitimci arkadaşlara ayrıca teşekkür ediyorum.

-Diğer taraftan akademi ile birlikte yaptığımız, mühendis üyelerimizin de katkı verdiği etkinliklerdir.

 

EMANET 2021 GÜNLERİ,

12-13 Kasım 2021 de çevrimiçi olarak gerçekleştirmek zorunda kaldığımız, ama salonda yapılsa ulaşamayacak olanların da katılımını sağlaması açısından bir avantaja dönüşen etkinlik, Şubemiz sekretaryasında, İstanbul Barosu, İstanbul Tabip Odası ile birlikte ve Kıbrıs EMO`nun katkıları ile gerçekleştirildi.  9 oturum/panel ve 1 adet forum ile 2 farklı oturumda 9 adet bildiri sunumu ile gerçekleştirildi.

Meslek alanımızdaki Teknolojik gelişmeler dünü belirlediği gibi geleceği de belirleyecektir.


6000 civarında izlenirliğe ulaşan etkinliğimize emek veren, katkı koyan tüm herkese teşekkür ediyoruz. Etkinliğimizin ve 2011, 2013, 2015 EMANET etkinlikleri bildirileri ve sunumlarına
emoistabul.org/emanet2021 web sitesinden takip edebilirsiniz

Bazı konulara değinmek istiyorum.

Eğitim;

Eğitim konusu 2000 yıllardan sonra, özel ve vakıf üniversitelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte nitelik anlamında ciddi bir düşüş yaşanmıştır. Bunun sonuçları ağırlaşmış durumda. 70 bin üyemiz var ancak bir o kadar üye olmayan meslektaşımız var. Ayrıca İstanbul`daki genç meslektaşlarımız arasında işsizlik oranı yüzde 23 olduğunu yaptığımız ankette tespit ettik.

Mezun mühendis sayısı artarken, gerekli eğitim verilmeden mezun oluyor. Akademisyen yokluğu, araç gereç yokluğu, laboratuvar yokluğu gibi eksiklikler gerekli eğitimin önündeki en temel sorunlardan bir kaçı. Hal böyleyken Şubemiz tarafından verilen MİSEM eğitimle üzerinden bu sorunla başa çıkılmasının mümkün olmadığı açık. Eğitim konusunda kapsamlı bir planlama yapılması elzemdir.

Bir diğer konu ise Yönetmelikler hususu.

Yönetmelik konusu bildiğiniz üzere Özal tarafından imar yönetmeliği üzerinde yaptığı değişiklikle birlikte fen adamları, elektrik mühendisleriyle yarışır hale getirildi. Yıllar içerisinde hükümetler bu alanı bir oy potansiyeli olarak değerlendirip bilimsel sınırlar dışında fen adamlarına proje, denetim ve başka alanlarda yetki verdi. Bunun yansımalarını en son olarak İş Ekipmanları Güvenlik ve Sağlık Şartları Yönetmeliği`nde gördük. Bugün mühendislerle, tekniker ve teknik öğretmenleri aynı statüde iş yapar hale getirildi. Bu iktidarların bilim dışı, akıl dışı yaptıkları uygulamalar mesleğimize ve ülkemize zarar vermektedir. Söz konusu yönetmeliğin taslağı geldiğinde 2013 yılında Şube olarak ciddi bir çalışma yaptık. Çalışmaları raporlayarak Oda merkezine gönderdik. Diğer şubelerden gelen raporlarla birleştirilerek Oda merkezi tarafından ilgili Bakanlığa verildi.

Ancak girişimlerimize rağmen bu konuda bir dönüşüm sağlayamadık.  Orada hatta şöyle bir madde, ekip.net üzerinden kayıt meselesinde daha sonra 2017 yılında çıktı, mühendis sicil numarası olmadan, doğrudan doğruya diplomayla kayıt yetkisi verdiler. Aslında bu odalara bir anlamda TMMOB yasasına aykırı olan bu yönetmeliği hayata geçirmeye başladılar. Oda olarak bu konularda dava açılmasına rağmen mahkemeler tarafından Oda aleyhine karar çıktı. Mühendislerle, teknikerler ve teknik öğretmenlerin eşitlenmesinin mahkemece onaylanması kabul edilemez. Mahkeme kararı akıldışılığın vardığı noktayı göstermektedir. Hala süren dava bulunmaktadır.

Bu yönetmelik bizim meslek hayatımızın uygulanmasında çok önemli. Ayrıntıya girdiğiniz zaman çok önemli iş olanağı yaratacağı, denetim açısından daha kaliteli kılacak bir yönetmelik. Ancak koyulan bazı maddeler bu yönetmeliğe darbe vuruyor. 2021 yılının kasım ayında yeniden bir taslak çıkardılar. Bu taslağa bir kez daha görüş verildi ve daha geniş önermelerde bulunuldu. Bu bildirimler Odamız kanalıyla Bakanlığa gönderildi.

46. ve 47. Dönem merkez yönetimlerinin de Bakanlıkla yaptığı görüşmeler neticesinde yönetmeliğe sadece elektronik mühendisleri eklendi. Diğer hiçbir şey eklenmedi. Mühendisleri eş değer tutmaya devam ettiler. Burada bir sitemde bulunacağım. 47. Dönem Yönetim Kurulu ile Bakanlık arasındaki görüşmelerde Şubemiz ve örgütümüz sürecin dışında tutuldu. Bakanlığa tüm Şubeler ile birlikte baskı yapılması gerektiğini söyledik. 19 Şubat`ta ise bu yönetmelik yayınlandı. Bu süreçte örgütün dışarıda tutulmasının nedenine dair sorularıma yanıt bulamadım, bu genel kurulun bu sorulara cevap bulunmasına vesile olmasını istiyorum. Eğer biz sürecin dışında bırakılmasaydık süreç başka işleyebilirdi. Yazık oldu. 1,5 yılımıza yazık oldu. Biz bir daha mahkemelerle uğraşacağız maalesef. Biz Şube Yönetim Kurulu olarak çokça çaba sarf ettik ancak bu süreçte merkez yönetimimiz tarafından büyük bir yanlış yapılmıştır. Ben bunu affetmiyorum. Bunu bilhassa belirtmek istiyorum.

Diğer sorunumuz İç tesisat yönetmeliği; Daha 2000 li yıllarda 150 civarında üyemizin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz ve 2005 yılında ETK Bakanlığına verilen yönetmelik taslağı halen beklemektedir. 2019 yılı Nisan ayında yeni bir çalışma istendi, o da yapılarak gönderildi, ama o da olduğu yerde duruyor. Mevcut yönetmelik hiçbir şekilde uygulamalara yanıt vermediği gibi, mesleğin gerilemesine yol açmaktadır.

Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği; Elektrik mühendislerinin YG İşletme Sorumluluğu maddesi ilgili Dağıtım Kuruluşlarının bir kısmı tarafından uygulanmakta diğer bir kısmı buna karşı direnç göstermektedir.

Yapı Denetim Yönetmeliği; İktidar denetim işini yalancı denetim alanında tutmakta kararlı.


Sorunlar çok. Bugün geldiğimiz noktada enerji alanında yaşananların toplumumuzu ne hale getirdiğini görüyoruz. Nasıl fakirleştiğini görüyoruz. Enerji alanında yapılan uygulamalar ve özelleştirmelerin nelere mal olduğunu, Ocak 2022 yılında yapılan fahiş zamlarla toplumun nasıl yoksullaştırıldığını gördük.


Bu süreç
1984 yılında TEK`in başına Et Balık Kurumu Genel müdürünün atanması ile başladı. Kurumların itibarsızlaştırılması, içinin boşaltılması süreci, 1994`te TEK`in ikiye bölünmesi, 2001 yılında dörde bölünmesi, aynı yıl Derviş yasalarıyla birlikte EPDK yasasının çıkması. Ve devamında enerji alanının tamamıyla piyasalaştırılması ve özelleştirme için atılan adımlarla bu sürece gelinmiştir.


Biliyorsunuz; 90`lı yıllarda buna dair ilk Aktaş özelleştirmesidir. Bir diğeri ise Kayseri bölgesindeki süreçtir. Kayseri`deki elektrik dağıtımın ağırlığı belediyeye aittir. Direğinde ise Aktaş almıştır. Şubemiz ve Odamız bu süreçte büyük bir mücadele verdi ve hukuki olarak kazanılan zaferle yeniden kamulaştırma yapıldı. Ancak Derviş yasası ve AKP`nin iktidara gelmesiyle birlikte 12 Eylül ile başlayan yasal prosedürler, özelleştirme sürecinin hızlandırılması, elektrikte üretim ve dağıtım özelleştirmeleri hızlandırıldı.


Bugün gördüğümüz şey çok net. Bu süreçte kurdukları düzen yağma ve talan düzeni. Sanayinin bir hafta elektriği kesildi. Türkiye milyarlarca dolar kayba uğradı. Ülkemiz bir kez daha yoksullaştı. Enerji planlaması alt üst oldu. Enerji yönetilemez oldu. 100 bin MW kurulu gücünüz olmasına rağmen üretimi ve dağıtımı planlayamadığınız için elektrik kesintileri olağan hale geldi. İran Doğalgazının kesilmesi bunlara bahane edilemez. Ocak ayının 18-20`si haftasında Türkiye`nin doğalgaz tüketimi günlük olarak 290 milyon metreküp civarında idi, İran`ın buradaki payı yüzde 10`dur. Türkiye`de bu süreçte bir hafta süreyle elektrik kesilmesi kabul edilemez. Enerji alanı şirketlerin insafına terk edildi. Plansız, dağınık, kontrol edilemez ve herkesin kendi bildiğini yaptığı bir alan oldu. Bunun yarattığı sonuçlar bize büyük bir zam ile yansıdı ve toplum ayağa kalktı. Yapılan zamlarla şirketlerin borçlarının halka ödetilmesi amaç edilmiştir. Bakanlık şirketlerle yaptığı görüşmenin ardından enerji sektörünün 397 milyar lira borcu olduğunu söyledi. Bu rakam ortalama 30 milyar dolara denk gelmektedir. Bu rakamın eksik olduğunu düşünüyorum. Bu konuda daha önce yaklaşık 50 milyar dolar borç olduğunu belirtmişlerdi. Yapılan zamlar bu borcun topluma ödetilmesi içindir.


İktidarın ve bakanlığın öngörüsüz ve plansız bir yönetim izlediğini görüyoruz. Ocak başında açıklanan tarife ocak sonunda değiştirmek zorunda kaldılar. Şubatta bir kez daha değiştirdiler. Bu yetmedi mart ayında bir kez daha değişiklik yapılıyor. Zamları geri almıyorlar, topluma kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bu zamlar geri alınmadan ucuzlamayacağı aksine daha da pahalılaşacağını görüyoruz. Elektrik, yakıt vd. alanlardaki zamlar toplumsal yaşamımızı derin etkileyecek. Yaşananlar ülkenin çökertilmesinin derinleştiğini gösteriyor.


Ukrayna`nın işgali, Rusya`nın saldırısı, NATO kuşatması vb. bakınca bu durumun ülkemize faturasının ağır olmamasını umuyorum. Rusya`dan Doğalgaz ihtiyacımızın 3`te 1`ini karşılıyoruz. Buralarda yaşanacak bir kesintinin ülkemize neye mal olacağını düşünmek bile istemiyoruz.


Depolama yapılamamış durumda. En son 1 milyar metreküp civarında depolama olduğu söyleniyor ancak olması gereken rakam 10-12 milyar metreküp depolama olması gerekiyordu. Ancak bunların hiç birinin olmadığını görüyoruz. Savaşın büyümesi halinde ülkemizi çok daha karanlık günler beklediğini görüyorum. Bu hepimizi kaygılandırmaktadır. Bu sebeple hepimizin söz konusu iktidarın enerji politikasını eleştirmemiz lazım ve söz konusu iktidarın değişmesi gerekmektedir. Bu anlayışla bu ülke yönetilemez. Bunun için mücadelemizi yürüteceğiz.
 


Nükleer santraller ile ilgili meclise yasa teklifi gelmektedir. Rusya`nın Ukrayna`ya saldırdığı bu günlerde Akkuyu`daki santrali meşrulaştıracak bir yasanın gelmesi büyük bir hatadır. Türkiye`de Nükleer santraller bize göre bu ülkenin geleceğinin çalınmasıdır. Santrallerin kuruluş, işletme ve kapanış maliyetleri bizim gibi ülkelerde yıkıma yol açacak kadar büyük bedellere sahiptir. Biz toprak parçamızı Rusya`ya hediye ettik. Rusya oraya santral kuruyor. Bizim toprağımızda bunu yapıyor. Herhangi bir sızıntıda bizim kıyılarımızda zararın en büyük olacağı yer santralin çevresi ve ülkemiz olacak. Biz bu insanların nasıl yaptığını çok iyi biliyoruz. Mehmet Özdağ arkadaşımızın dediği gibi asfalt döker gibi nükleer santral kuruyorlar. Santralin inşaatının dahi düzgün yapılmadığını görüyoruz. Bu santralin açılmaması için elimizden gelen çabayı göstermeliyiz, bugünkü haliyle kalsa bile ülkemiz, insanlık kazançlı olacaktır. Nükleer santralin kurulması bir bela, işletmesi bir bela, kapatılması hepten bela. Bu ülkenin bu maliyeti kaldırması mümkün değildir. Ülkemize bu santral projesiyle 12,35 dolar centle 15 yıl süreyle elektrik satın alma zorunluluğu konulmuş durumda. Bunun bedelini sizler hesaplayın. Bu açıdan hem insanlık açısından hem de ekonomik açıdan zararları düşündüğümüzde nükleer santrallara hayır diyoruz. Yaşasın hayat diyoruz.


Demokrat yönetimlere karşı hadsiz eleştiriler var, mesajlar söz konusu. Yönetim olarak bu konuda yanıt verdik. Yanıt vermek zorunda kaldık. Görüyoruz ki buraya aday olanların Şubemiz faaliyetlerinden zerre haberleri yok. Buraya aday olanların Şubemiz faaliyetlerinden haberdar olmalarını ve ona göre eleştiri yapmalarını beklerdik. Özellikle iki tanesini geri almalarını istiyoruz.


Biz mesleki faaliyetlerimizde hiçbir ayrım yapmaksızın bütün meslektaşlarımıza komisyonlarımızı açtık. Şubemizi kimseye kapatmadık. Hatta kendi arkadaşlarından da komisyonlarda olanlar vardır. Olmalıdırlar. Tüm üyeler faaliyetlerde yer almalıdır. Ayrımcılık ve ötekileştirici olduğumuzu belirtiyorlar. Bunu geri almalarını ve özür dilemelerini bekliyoruz.


Bunlar dışında Odamızdan üye attığıma ilişkin mesajlar attılar. Bizim böyle bir yetkimiz yoktur. Bu konudan da bihaber olduklarını görüyoruz. Tüm bunları en hafif terimiyle aldatma amacıyla yapıldığını düşünüyorum. Yönetimlerimize ve Odamıza karşı özür dilemeleri gerektiğini düşünüyorum.

Bir de fon kullanarak proje ofisleri yapıp mühendislere eğitim vererek iş sağlayacaklarını söylüyorlar. Biz yıllardır fonlarla mücadele ediyoruz. Bizim Odamızın üye aidatları, mesleki denetim gelirleri ve yönetmeliklerle tanımlanmış gelirleri vardır. Bunlar dışında Oda bağımsızlığına gölge düşürecek herhangi bir gelire bu odanın girişmesi söz konusu olamaz. Buna sonuna kadar karşı çıkacağız. Diğer belirttikleri vaatler zaten yıllardır Şubemiz yönetim kurullarınca yapılan rutin işlerdir, süsleyip yeni bir şey gibi sunuyorlar. Keşke daha iyilerini önerselerdi diye düşünüyorum ancak buna yetenekleri olduğunu düşünmüyorum.


Değerli Meslektaşlarım, Sevgili konuklar

İki sene boyunca özveri ile çalışmalarını yürüten yönetim kurulumuza, denetçi üyelerimize, başta EMANET 2021 olmak üzere tüm etkinliklerimiz için çalışan şube personelimize ve bizleri yalnız bırakmayan komisyonlarımıza, çalışma guruplarına, danışma kurulumuza ve üyelerimize tekrar çok teşekkür ediyorum.


Bizlerin işi hiçbir zaman kolay olmadı, profesyonel iş yaşantımızın yanında amatör bir ruhla yürütmeye çalıştığımız çalışmalarımızdaki eksikliklerimizin yeni yönetimler tarafından azaltılacağına inanıyorum.


Bu bir bayrak yarışıydı, şimdi görevi yarın seçilecek yeni yönetim kurulumuza devredeceğiz.


Sözlerimi bitirirken

YAŞASIN EMO, YAŞASIN TMMOB, YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ

Gerçekleştirilen seçimler neticesinde Şubemizin 43. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı seçilen Saadet Nuruilah Güleç‘in Genel Kurul‘da yaptığı konuşma:
 

Sayın Misafirlerimiz, sayın Divan, Sayın Hazirun, Odamızın değerli üyeleri

 

Hem fiziki hem de ruhsal olarak çok zor bir süreçten geçerken EMO İstanbul Şube Genel kurulumuzu gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz 2 yıl içerisinde süregelen pandemi koşulları yaşamamızın bütün alanlarında etkili oldu. Özel yaşamamız ve iş yaşamımız iç içe girdi. Sanal ortamda nasıl var olunacağını öğrendik. Bu koşullar birçok çalışma alanımızın çok önemli olduğunu gösterdi, elektrik enerjisi, iletişim, (telefon ve internet) Bilgisayar, otomasyon vb.

 

Ve meslektaşlarım elektriğin ve haberleşmenin Evlerimize kadar kesintisiz ve kaliteli ulaşması görevi üslendi.

 

Bütün bunlar sürerken (siyasal) yönetimin özelleştirme serbestleştirme ve liberal politikaları neticesinde başlayan çığ gibi büyüyen ve kalıcı olarak hayatımızın bütün alanlarını etkileyen döviz krizi, enflasyon, Hayat pahalılığı, Geçim zorluğu olarak yaşamımıza yerleşti. Ve Kamusal bir hak olarak gördüğümüz elektrik faturalarımız ödenemez rakamlara ulaştı.

Ancak olay bununla sınırlı değil, üretiminden son tüketim noktasına kadar birçok çalışma alanımızı içine alan elektrik şebekesi farklı siyasal tercihlerle önce üretim, iletim, dağıtım olarak parçalandı, sonra parça parça özelleştiriliyor, bu süreç devam ediyor. (TEİAŞ özelleştirilmesi)

 Özelleştirmenin sonucu olarak elektrik enerjisinin 1980`lerde %80 Kamu %20 üretilirken, şimdi %19 Kamu %81 kadarı özel sektör tarafından üretilmektedir.

Kaynaklar bakımındansa %58-60 oranında ithal girdi vardır.

 

Başka bir tarafından ise ‘(güneş ve rüzgâr ve su) yenilenebilir ve sürdürülebilir kaynaklar yerine Doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlar kullanmak çevre ve karbon emisyonu açısından da kabul edilemez

 

Kaldı ki özelleşen dağıtım şirketleri 1. tarife, 2. tarife 3 zamanlı tarifelerle son kullanıcının elektrik enerji faturasının daha da yükselmesine neden olmaktalar.

 

Burada sıcak bir gündem elektriğin son kullanıcıya ulaşıncaya kadar HALK-KAMU yararı gözetmeksizin Nasıl kötü planlandığını anlattım. Kamu yararı TMMOB ilkelerinin en önemlisidir, bizim vicdanımızdır.

 

Diğer bir özelleştirme Türk Telekom 2005 yılında özelleştirme çalışmaları kapsamında, %55 hissesi ile Lübnan- Suudi ortaklığı olan firmaya devredildi. Cumhuriyet tarihinin o güne kadar yapılan en büyük ihalesi olmuştur. Temmuz 2018‘de bankalara olan kredi borcunu ödeyememesi nedeniyle, kredi veren bankalar, şirketin Türk Telekom‘daki hisselerini devraldı. BTK‘nın devrine izin vermesinden sonra, Ağustos 2018‘de Hazine ve Maliye Bakanlığı alacaklı bankalar tarafından devralınmasına onay verdiğini açıkladı ve %25 hissesine sahip oldu.

Bu 13 yıllık süre içinde şirket bağımsız denetçilerle denetlendi. Baş Denetçi Bugün nerede? 13 yıllık kar ve ödenmeyen ihale bedeli nerede?  Bu soruları sormak Tam da kamu yararı için gereklidir.

EMO İstanbul Şube lisans esasına dağılımı :

Elektrik Mühendisi

9239

47.09%

Elektrik Yüksek Mühendisi

139

0.71%

Elektrik Elektronik Mühendisi

7405

37.74%

Elektronik Mühendisi

1054

5.37%

Elektronik Haberleşme Mühendisi

1583

8.07%

Elektromekanik Mühendisi

7

0.04%

Elektroteknik Mühendisi

26

0.13%

Enerji Mühendisi

1

0.01%

Kontrol Otomasyon Mühendisi

59

0.30%

Telekomünikasyon Mühendisi

37

0.19%

Biyomedikal Mühendisi

13

0.07%

BOŞ

57

0.29%

TOPLAM

19620

 

 

Her teknolojik ilerlemede artmakla beraber şu an için 25 farklı çalışma alanı odamız kapsamında, en son elektrikli araçlar ve şarj istasyonları dahil olmuştur.  Bütün çalışma alanlarımız gerek teknik gerekse mevzuat temelinde kamu yararı gözetilerek düzenlemeler yapmak gereklidir.

 

Gerek var olan yönetmelikleri günün koşullarına uygunlaştırırken gerekse yeni teknolojilerle ortaya çıkan yeni çalışma alanlarını düzenlerken en güncel teknik şartlara ve güncel standartlara uymak mesleğimizin ilerlemesi, genç meslektaşlarımıza yeni alanlar açılması için yapmamız gereken en önemli ödevlerimiz olmalıdır.

 

Genç, yeni mezun meslektaşlarımızın çalışma alanlarını seçerken en büyük sorun YÖK`ün farklı üniversitelerde farklı ders programları aynı unvanı vermesidir. Farklı üniversitelerden aynı dersleri almış farklı haklara sahip Meslektaşlarımız vardır

Buda gerek SMM` lerde gerek Kamuda çalışan meslektaşlarımızda gerekse fakültelerinden ELEKTRONİK Mühendisi olarak mezun olan meslektaşlarımızın İMZA sorunlarına yol açmaktadır.

 

Tasarım mühendisliği yapan SMM arkadaşlarımız teknik ve mevzuat yükümlülükleri yanında bazı hizmetler için EKİP NET`e kayıt olma zorunlulukları Oda YK ve ODA komisyonları ile ortak hareket edilerek çözüme ulaşmalıdır.

 

Ücretli çalışan mühendisler kapitalist düzende, liberal ekonomi koşullarında çalışırken sözleşmelerden başlayarak çalışma koşullarında, işten çıkartılmalarda farklı sorunlarla karşılaşmaktalar.

-SGK`da mühendis olarak gösterilmeme,

-Mühendislik en az ücretinin altında- hatta işçi asgari ücretle çalıştırma

-Ek hakların ödenmemesi,

-Mobing

-Esnek çalışma koşularının güçlükleri, yani özlük hakları.

 

Odamız kuruluşundan itibaren avukat desteği ile Ücretli çalışan mühendislerin yanında olmuştur ve devam edecektir.

Elektrik mühendislerinin Değersizleştirilmesi Meslek alanlarımızın kısıtlanması kabul edilemez

 

Odamıza bağlı en genç disiplinlerden birisi, BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ. Bu alan doğrudan insan sağlığı ile ilgili olduğu için istisnasız her detayı HAYATİ, sağlık alanında yaşanan teknolojik gelişmeler baş döndürücü hızla sürmektedir. Oda ve şube olarak bu genç disiplinde hizmet üreten mühendis arkadaşlarımızın tüm gündemlerinde yanlarında olmaya, birlikte akıl yürütüp çaba harcamaya kararlıyız. 

İstanbul Şubesi`ni Biyomedikal Mühendisliği alanında bir ORTAK AKIL ODAĞI olarak Mesleki tanımlamalar, çalışma alanı disiplini, mevzuat, yetkiler ve yetkinlikler Staj, gibi akla gelen her konuda yapılması gereken çok fazla işimiz var. Bu alanda çalışan ya da eğitim alan tüm arkadaşlarımızı oda çatısı altına davet edip problem ve çözümlerini birlikte tartışabilmelerini, çözüm üretmelerini sağlayacağız. 

 

Bir şantiye ilerleme toplantısına tek kadın mühendis olarak toplantıya katılıp; ‘`çiçek ‘` diye nitelendirildiğimizde bir şeyler yapmak gerektiği ortaya çıkar. Bizler; kadın mühendisler korunup kollanması gereken çiçekler değiliz, CAM tavanı tanımıyoruz. 

 

Kadın mühendislerin her alanda var olmak için verdiği mücadele gerçekten taktire şayandır. EMO İstanbul Şubemizde Kadın mühendisler 2010 yıllından itibaren örgütlü olarak çalışmaktadır. Buradaki amaç Kadın mühendislerin sorunlarını önce görünür kılmak çözüme giden yolları açmak ve çözümlemektir.

 

Bütün kadın arkadaşları kadın komisyona davet ediyoruz. Buradan Oda komisyonuna, İKK komisyonuna ve TMMOB kadın kurultaylarına gideceğiz, sözlerimizi oralarda da söyleyeceğiz

 

EMO`nun Kadınları birlikte güçlü,

 

EMO Mesleki haklarımız ve demokratik hakların meşrulaştırılması ve korunması için; Önce meslektaşlarının ve meslek alanlarında oluşan hak ihlallerinde halkın sesi olmaya devam edecektir

 

Demokratik, Yurtsever, Çağdaş ve Cumhuriyet kazanımları koruyan, yükselten Bir EMO   için oylarınız Mavi listeye 

 

 



TORBA YASA TEKLİFİNİ GERİ ÇEK

17.11.2020
 


Çok Okunanlar


19. İLTEK GÜNLERİ`NDE ŞUBEMİZ STANDI AÇILACAK

IŞIK ÜNİVERSİTESİ`NDE `NESNELERİN İNTERNETİ VE OTOMASYONU` SEMİNERİ

ŞUBEMİZDEN İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ`NE ZİYARET

ŞUBEMİZ ESKİ YÖNETİCİLERİNDEN İBRAHİM AKSİN VEFAT ETTI

ADALET NÖBETİ`NDE 700. GÜN

ŞUBEMİZDEN İKİTELLİ OSB`YE ZİYARET

ŞUBE KOORDİNASYON KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Okunma Sayısı: 465


Tüm Gündem

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.