|
GELECEĞİMİZİN GARANTİSİ YENİLENEBİLİR ENERJİ 15. 06. 2004 tarihinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı” bugünlerde TBMM gündeminde görüşülüyor.
Bakanlığın hazırladığı rapora göre, ülkemizde elektrik enerjisi üretiminin %73.9’unu fosil kaynaklardan, %26’sını hidrolik, %0.1’ini jeotermal ve %0.04’ünü rüzgardan sağlandığı belirtilmektedir. Ayrıca enerji üretiminde petrol, doğalgaz başta olmak üzere yaklaşık 10 milyar $’lık ithal kaynaklarla ekonomik olarak dışa bağımlılık söz konusudur. Mevcut enerji politikasının, fosil yakıtlarla atmosferdeki sera gazı emisyonlarını arttırdığı gibi ithalata bağımlı ekonomiyi beslemesi nedenleriyle de bu yasa tasarısının ne kadar önemli olduğu açıktır.
Yenilenebilir enerji kaynakları olarak hidroenerji, rüzgar, güneş, biyokütle, Jeotermal gibi birincil enerji kaynakları açılarından ülkemiz oldukça zengin koşullara sahiptir. Bu tür kaynaklardan enerji üretimi için gerekli olan ise sadece ilk yatırım maliyetidir. Başka yatırım gerektirmeyen bu tür santrallerde işletme maliyeti ise neredeyse sıfırdır.
Bölgemizde yararlanabilir 450 MW Hidrolik potansiyel bulunmakta olup henüz hiç biri değerlendirilmemektedir. Çınarcık Barajı tamamlanma aşamasında özelleştirme politiklarına kurban edilmektedir. Güneş enerjisi ise halkımız tarafından su ısıtılmasında az da olsa yararlanılmakla birlikte maliyetler nedeniyle sembolik birimler dışında kullanılmamaktadır.
Bölgemiz açısından rüzgar enerjisi henüz değerlendirilmemiş önemli bir kaynaktır. Yıllar önce köylümüz tarla sulamasına rüzgar enerjisini kullanırken şimdi bunun yerine yüksek maliyetli trafolar almıştır. Armutlu Yarımadası, Kapıdağ Yarımadası, Umurbey, Eşkel ve Eğerce sahilleri rüzgar açısından verimli ve kararlı bölgelerdir.
Jeotermal enerji açısından oldukça zengin kaynaklara sahip bölgemizde elektrik üretimi açısından olması bile ısınma açısından Edremit ve Simav önemli bir örnektir. Bursa’da bilimsellikten uzak anlayışlar nedeni ile kaplıca turizmi dışında kullanılmamaktadır.
Biyokütle verimsiz ve değerlendirilmesini tarım toprakları açısından yeni ve önemli bir kaynaktır. Bu tür ürünlerin yetiştirilmesi sırasında atmosferdeki CO2 emisyonları O2’ye dönüştürülmektedir. Biyogaz (çöp enerji) da ise Türkiye’deki ilk çöp enerji santrali Demirtaş çöplüğüdür. Küçük güçte de olsa bile önemli bir örnektir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretmeye başladığımızda gerek Küresel Isınma karşısında dünyamızın geleceği gerekse de yerli kaynak olmasıyla dışa bağımlılığı azaltarak ülke ekonomimize önemli katkılar yapacağı ortadır. Ayrıca bir rüzgar santrali yatırım maliyeti karşılandıktan sonra bugünün fiyatları ile elektriğin maliyetini 2-2.5 centlere çekebilmektedir. Bu durum Avrupa’nın en pahalı elektriği tüketen ülkemizi ve de üretim maliyetlerindeki enerji girdi maliyetinin fazlalığıyla ithal ürünlerle rekabetinde yaşadığı sorunlarla sanayicimizi rahatlatacaktır.
Yenilenebilir enerji konusunda zengin fırsatlara sahip olan ülkemizin hala bu fırsatları değerlendirememesinin yanında, 9 ay önce hazırlanan yasa tasarısının görüşmesinin bekletilmesi de ayrı bir soru işaretidir. AB kapsamındaki yasal düzenlemelerle, hükümetin zorunlu olarak ele aldığı bu yasa tasarısının arka planında meşruiyetini oluşturabilecek bir enerji politikamızın olmadığı ortadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın hazırladığı yasa tasarısının gerekçesinde de belirtildiği gibi; “Tasarı ile, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretim ve tüketiminin yaygınlaştırılması, yerli kaynak olması sebebi ile dışa bağımlılığın ve yurt dışına gereksiz kaynak çıkışının azaltılması, sera gazı emisyonlarının azaltılarak uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi, yerel istihdam ve sosyo-ekonomik bütünleşmeye katkı sağlaması, kaynak çeşitliliği oluşturarak enerjide arz güvenliğine olumlu etki yaratılması, sınırlı olan fosil yakıt rezervlerinin korunarak kullanım sürelerinin uzatılması, sürdürülebilir kalkınmaya ve çevreye olumlu katkılar sağlanması gibi ülkemize bir çok olumlu etkileri olacaktır.
Tasarı ayrıca, yenilenebilir kaynak alanlarının belirlenmesini, korunmasını kullanılmasını ve üretilen enerjinin belgelendirilmesini ve yenilebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin belli bir süre için sabit fiyat uygulamaları ve alım yükümlülüğü getirilerek desteklenmesi hususlarını kapsamaktadır.”
Ancak Yasa tasarısının 7. c maddesinde hidrolik ve jeotermal enerji için saptanacak satın alma fiyatları gelecekte yeni beyaz enerji soruşturmalarına zemin hazırlayabilecek şekildedir. Diğer taraftan arazi kullanımına ilişkin 9. madde de herhangi bir isim altında bedel alınmaması suistimallere açık bir konudur. Halkın imtiyazının özel sektör yerine kamu eliyle kullanılması, Yasanın özelliğini teşkil etmektedir. Yasa tasarısı ile hükümetin teklifi arasındaki önemli çelişki açıklanmalıdır.
Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak, ülkemizde enerji alanında tüm toplumsal kesimlerin katılımıyla ortak aklın oluşturulduğu bir politikanın geliştirilmesi ve doğaya uyumlu, ekonomik enerji kaynaklarının ortaya çıkarılması konusundaki talebimizi basın yoluyla TBMM vekillerimize duyurmak amacıyla bu toplantıyı düzenlemiş bulunuyoruz.
Emir BİRGÜN TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı
|
|
|