|
EPDK Başkanı Günay, Türkiye'nin, sağlıklı bir enerji piyasası yapısına kavuşması için kamuyu enerji piyasasında bir oyuncu olmaktan çıkarması, oyuncu bir devlet yerine uluslararası piyasaların kurallarını koyan bir devlet olması gerekir'
'Enerjide oyuncu değil kural koyucu olmalıyız' Enerjide arz güvenliğini uzun dönemde teminat altına almanın önde gelen yönteminin çeşitliliğinsağlanması olduğunu vurgulanıyor. Fotoğrafta görülen Atatürk Barajı Hidroelektrik Santrali,Türkiye'nin enerji ihtiyacının önemli bir bölümünükarşılıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Yusuf Günay, Türkiye'nin, sağlıklı bir enerji piyasası yapısına kavuşması için kamuyu enerji piyasasında bir oyuncu ol maktan çıkarması, oyuncu bir devlet yerine uluslararası piyasaların kurallarını koyan bir devlet olması gerektiğini bildirdi. Günay, "1. Ulusal Türkiye'de Enerji ve Kalkınma Sem-pozyumu"nun "Dünyada Enerji Politikaları" başlıklı oturumunda yaptığı konuşmada. AB ülkelerinin enerji piyasasını serbestleştirerek daha ucuz tedariki sağladıklarını. Türkiye'de de 1990'lı yıllardan itibaren serbestleşmeye başlandığını anlattı. Günay, piyasanın özel sektöre açılması, rekabet ortamının oluşturul ması ve fiyatların piyasa koşullarıyla belir lenmesi gerektiğini belirtti. AB ile Mayıs ayında enerji fasılasına iliş kin tarama sürecine başlanacağını hatırlatan Günay, yasal düzenlemelerin AB mevzuatına uygun olduğunu ancak, uygulamaya bakıldı ğında aynı şeyin söylenemeyeceğini dile ge tirdi. Enerji sektöründeki yeniden yapılanma çalışmalarının esasının tüketici ve üreticilerin daha aktif bir rol oynayacağı serbest rekabet ortamının tesis edilmesi olduğunu vurgulayan Yusuf Günay, şunları kaydetti:"Özel sektör kuruluşları özel finansman kaynaklarıyla ülkemizin enerji sektörüne önemli katkılar sağlayacaktır. Türkiye'nin, sağlıklı bir enerji piyasası yapısına kavuşması için kamuyu enerji piyasasında bir oyuncu olmaktan çıkarması, oyuncu bir devlet yerineuluslararası piyasaların kurallarını koyan bir devlet olması gerekmektedir."Enerji arz güvenliğiKocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Baki Komsuoğlu da, enerji arz güvenliğinin sağlanmasının, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli koşulunu oluşturduğunu, enerji arz güvenliğini uzun dönemde teminat altı na almanın önde gelen yönteminin ise çeşitliliğin sağlanması olduğunu vurguladı. İTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Karadoğan ise enerji alanında Ar-Ge çalışma larının önemine değinerek, kısıtlı kamu kaynaklarının çok etkin kullanılması gerek liğini, bu noktada üniversitelere büyük gö rev düştüğünü söyledi.Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Aras da, AB'nin ABD'nin petrol stra tejilerine alternatif olarak yakın ve daha ucuz kaynak olan Rusya'ya yöneldiğini ancak. Rusya'nın da AB'ye kendi şartlarını kabul et tirme çabasında olduğunu kaydetti.AB'nin önümüzdeki dönemde yeni kaynaklara yöneleceğini, bu durumda Türki ye'nin enerji koridoru olarak önemli bir unsur olacağını vurgulayan Aras. AB'nin, iç tü ketiminde tasarrufa gidebileceğini, petrol dışı alternatiflere yönelebileceğini, başla Finlan diya gibi ülkelerde yeni nükleer santraller ku rulacağını ve hidrojen enerjisinin öneminin artacağını dile getirdi. İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdurrahman Satman isealternatif enerji kaynaklarının gelişiminin petrol fiyatlarıyla ilgili olduğuna işaret ede rek. "Fosil yakıtlardan fosil dışı yakıtlara ge çiş çok kolay olmayacak. Dünyanın yeni bir enerji sistemine geçmesi gerekiyor" dedi.Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Süreyya Yücel Özden de, Türkiye'nin enerji politikasının ne olması gerektiğinin belirlenmesinin önemine de ğinerek, günlük yaklaşımlarla değil, uzun vadeli yaklaşımlarla yatırımlar yapılması ve doğru politikaların bir an önce belirlenmesi gerektiğini söyledi.
|
|
|